Yavuz Sultan Selim

Yavuz Sultan Selim

 Babası : Sultan İkinci Bayezid
Annesi : Gülbahar Hatun

Doğumu : 1470
Ölümü : 1520

Saltanatı : 1512 - 1520
Devlet Sınırları : 6.557.000 km2



Kuvvetli bir ilim tahsili yapmıştı.
Babası Sultan İkinci Bayezid, padişah olduktan sonra, askeri sevk ve devlet idareciliğini öğrenmesi için, Şehzade Selim'i Trabzon Sancağı'na tayin etti.
Şehzade Selim, Trabzon'da devlet işlerinin yanında, ilimle uğraşır ve büyük alim Mevlana Abdülhalim Efendi'nin derslerini takip ederdi.
Trabzon'u çok güzel idare eden Şehzade Selim'in bu arada komşu devletler de ilişkisi oldu.
Valiliği sırasında Trabzon halkını rahat bırakmayan Gürcüler üzerine üç sefer yaptı.
En önemlisi olan Kütayis seferinde Kars, Erzurum, Artvin illeri ile birçok yeri fethederek Osmanlı topraklarına kattı (1508).
Buralarda yaşayan Gürcülerin hepsi müslüman oldular.
1520'de "Aslan Pençesi" denilen bir çıban yüzünden henüz 50 yaşında iken vefat etti.
Kanuni Sultan Süleyman, Fatih Camii'nde babasının cenaze namazını kıldıktan sonra, onu Sultan Selim Camii avlusundaki türbeye defnettirdi.

Yer : Çaldıran Ovası

Komutanlar
Osmanlı İmparatorluğu
Yavuz Sultan Selim
Hersekzade Ahmed Paşa,
Dükaginoğlu Ahmet Paşa,
Hadım Sinan Paşa,
Mustafa Paşa,
Karaman Beylerbeyi Zeynel Paşa, Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa

Safevi ordusu; Şah İsmail,Ustacluoğlu,
Mir Abdülbaki,Mir Seyyid Şerif....

Osmanlı Ordusu mevcudu : 100.000
Safeviler : 80.000
Akıncılar: Malkoçoğulları (Ali bey,Tur Ali bey)

İleri silah teknolojisi (ateşli silahlar) Osmanlı ordusunda idi


Osmanlı Devleti Anadolu yakasında yaptığı muharebelerde Anadolu askerini sağ cenaha Rumeli askerini sol cenaha alırdı.
Sinan Paşa Anadolu Beylerbeyi olarak sağ cenahta, Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa sol cenahta, Merkezde Zaferler Padişahı yer almaka beraber hemen önünde Hersek'li Ahmed Paşa ve Mustafa Paşalar yer almıştı.
Şah İsmail iyi bir kumandan olmasına rağmen Yavuz Sultan Selim Hazretlerinin ayarında değildi.
Savaşı oniki saat sürmeden kaybetmesine vesile olacak hatayı işledi.
Haddi zatında avantajlar Şah İsmail tarafında idi
Şöyle ki; Orduyu Hümayun 3000 km'lik bir yol kat etmiş, yorgun ve uzun müddet şia kuvvetlerini aramaktan bezgindi.

Şiî'ler üstelik kendi topraklarında bu savaşı yapıyorlardı.
Şiî'ler son yıllarda ki bu ondört senedir yaptıkları bütün savaşlarda galip gelmişlerdi.
Büyük hata şu oldu.
Şaha kumandanları dediler ki, bu toplar bize çok zarar verecek, bir tedbir almalıyız.
Şah cevap verdi ki; o toplar onların başına belâ olur.
Çünkü saldırıyı yandan yapacağız.
Onlar o toplan binbir güçlükle çevirene kadar biz onların başlarını omuzlarından düşürürüz, dedi.
Ve sağ cenahından Rumeli askerinin üzerine hücuma kalktı ve o zaman şaşırdı.
Çünkü toplar o kadar kısa zamanda yön değiştirmişti ki ancak kendi dizginini çekmeye vakit bulabildi.
Kızılbaş askeri topların tesir sahasına girince o yuvarlak ağızdan çıkan ateş gülleleri, Şah İsmail'in yalnız askerini ce­henneme göndermiyor kafasında düzdüğü hayallerin sonunu da ilân ediyordu.

Hava kararmadan bu savaş bitmiş, Şah İsmail mağlûp ve münhezîm olarak kaçabilmişti Her iki taraftan kumandanlar seviyesinde çok kayıp vardı.
Sah İsmail'in Başveziri ölüler arasında idi.

Osmanlı mücahidlerinin şehidleri de az değildi.
Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa'ya şehadet nasip olmuştu.
Şah İsmail ordusunun savaş alanından kaçmaması için herkesin hanımını savaşa getirirdi.
Bu savaşta Osmanlı askerinin eline esir olarak çok miktarda da kadın geçmesi Şah'ın kadınları savaşa getirmesinden dolayıdır.

Savaşın Nedenleri

Şah İsmail'in, Şiilik mezhebini Anadolu'da yaymak istemesi.

Şah İsmail'in, Anadolu'da büyük bir taraftar kitlesine sahip olması ve Osmanlı toprak bütünlüğünün tehlikeye girmesi.

Safevi Devleti'nin, Orta Asya'dan gelen Türkmenler'in Anadolu'ya girmesine engel olması.

Safevi Devleti'nin; Memlükler, Dulkadiroğulları ve Osmanlı Devleti'nin batıdaki düşmanlarıyla ittifak yapması.

Safevi Devleti'nin, Yavuz'a isyan eden Şehzade Korkud ve Şehzade Ahmed'e destek vermesi.

Safevi Devleti'nin, Dersaadet (İstanbul) merkezli büyük bir casusluk teşkilatı kurması ve Osmanlı ülkesinden bilgi sızdırması.

Amasya civarında, Safevi Devleti'nin kışkırtmalarıyla Şahkulu İsyanı'nın çıkması.

Yavuz Sultan Selim'in İslam birliği düşüncesi.

Yavuz Sultan Selim'in doğuda kendisine rakip olabilecek bir düşman istememesi 

Sonuçları 

Çaldıran Savaşı'nın sebeplerini tek cümle ile ifade edecek olursak: Görünüşte dinsel sebeplerden kaynaklandığı düşünülen bu savaş, gerçekte dönemin ticaretinde önemli bir yer tutan Baharat yoluna egemen olma isteğidir.
Osmanlı ordusu tarafından bozguna uğratılan Şah İsmail ordugahını ve hazinesini bırakarak önce Tebriz'e daha sonra da Dergüzin'e kaçmıştır.
Osmanlı ordusu tarafından Tebriz ele geçirilmiştir.

Çaldıran Savaşı'nın sonuçları kısaca şu şekilde özetlenebilir:

1. Safeviler bir süre için Osmanlı Devleti'ni tehdit edemeyecek duruma gelmiştir.

2. Anadolu'da yürütülen İran propagandası sona ermiştir.

3. İranlıların elinde bulunan Kemah, Diyarbakır ve Mardin kaleleri ele geçirilmiştir.

4. Dönemin önemli bilginleri İstanbul'a getirilmiştir.

5. Doğu Anadolu, İran Azerbaycan'ı Osmanlı Devleti'nin eline geçmiştir.

6. Anadolu'da Şiiliğin yayılması gecikmiştir.

7. Dulkadiroğulları koruyan İran'ın gücü ortadan kalkınca 1515 yılında beyliğin toprakları ele geçirilmiş ve Gürcistan Osmanlı Devleti'nin denetimi altına girmiştir.






Osmanlı Devleti ile Memlük Devleti arasında Halep Şehrinin kuzeyinde gerçekleşmiş, Mercidabık Savaşı sonrası Suriye, Lübnan ve Filistin Osmanlı topraklarına dâhil olmuştur.


Mercidabık Savaşının Nedenleri

Memlük Sultanı Kansu Gavri, Osmanlı Devleti ile tek başına mücadele etmek niyetinde değildi.
Ancak giderek yükselen Osmanlı Devletinin yüzünü doğuya çevirmesi kaçınılmaz bir vaka olarak Memlüklerin akıbetlerini tehdit etmekteydi.
Kansu Gavri, Osmanlı Devletine karşı Çaldıran Muharebesinde ağır bir yenilgiye uğrayan ve inzivaya çekilen Şah İsmail ile ittifak kurma yoluna gitti.
Şah İsmail, Çaldıran Savaşında (1514) ağır bir yenilgiye uğramış, bu savaş sonrasında Osmanlı Devleti Tebriz ve Kuzey İran hattını hâkimiyeti altına almıştı.
Osmanlı Devletinden intikam almak isteyen Şah İsmail, Kansu Gavri’nin ittifak talebini kabul ederek birlikte savaş hazırlıklarına başladılar.
Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Han, 1512 yılında sadrazamı Pir-i Mehmed Paşa’nın tavsiyesiyle kurdurduğu istihbarat teşkilatı yoluyla kısa süre içerisinde Safevi-Memlük ittifakını haber aldı.
Safevi Sarayına kadar sızan bu teşkilat, Memlük Sultanı Kansu Gavri’nin teşebbüsüyle ortaya çıkan bu ittifakı haber almıştı ancak bu dönemde istihbarat yoluyla elde edilen bilgiler olası bir savaş için mazeret olarak kabul edilmemekteydi.
Hızlı davranarak düşmanın hazırlanmasına fırsat vermeden harekete geçen Yavuz Sultan Selim Han, 40 Bin kişilik bir ordu teşekkül ederek Şah İsmail üzerine taarruza geçeceğini ilan etti.
Yavuz Sultan Selim Han’ın bu akıllıca hamlesi şüphesiz ki politik bir manevraydı.
Memlükler ile mevcut bir husumet ortada yoktu ve İstihbarat yoluyla elde ettiği bilgiler Memlüklere karşı açılacak bir savaş için sebep olarak ortaya konulamazdı.
Böyle bir durumda Osmanlı Devletini haksız ve zalim durumuna düşürecekti.
Bunun yerine zaten hasmane bir tavır takınmış olan Şah İsmail’in üzerine yürümüş, bu yürüyüş içinde Memlük Toprakları üzerinden bir güzergâh seçerek Memlük Sultanı Kansu Gavri’den müsaade istemişti.
Dönemin siyasi koşullarına baktığımızda komşu devletler, komşuluk ilişkileri hasebiyle kendilerini hedef almayan seferlerde topraklarından geçilmesine müsaade eder ve savaşın tarafı olmazlardı.
Müsaade etmemesi durumunda ise komşuluk ilişkileri bozulur, savaşın tarafı olunur ve olası bir savaş için yeterli nedenler ortaya çıkmış olurdu.
Kansu Gavri, Osmanlı Devletine müsaade ederse Şah İsmail’i Osmanlı Devleti ile karşı karşıya bırakacak ve bir anlamda kalleşlik yapmış olacaktır.
Böyle bir durumda Şah İsmail, ittifak teşebbüsünün Kansu Gavri tarafından ortaya atıldığını söyleyecek ve bu Osmanlı Devleti için yeterli bir savaş nedeni olacaktır.
Kansu Gavri’nin Osmanlı Ordusuna izin vermemesi durumunda ise doğrudan Osmanlı Devleti ile karşı karşıya gelmeyi göze alması gerekecektir.
Memlük Sultanı Kansu Gavri, Osmanlı Devletinin bu akıllıca hamlesi üzerine sefer için topraklarının kullanılmasına müsaade etmeyerek Yavuz Sultan Selim Hanın istediği savaş nedenini vermek zorunda kaldı.
Yavuz Sultan Selim Han, Şeyhülislam Zembilli Ali Cemali Efendi’nin fetvasını alarak tarihe Mercidabık Savaşı olarak geçen Osmanlı – Memlük mücadelesi için sefer hazırlıklarına girişti.
Kansu Gavri, Mercidabık Savaşının kesinleşmesi üzerine büyük bir ordu hazırlayarak Kahire’den Halep’e doğru harekete geçti.
Yavuz Sultan Selim Han’ın Kansu Gavri’ye gönderdiği elçiler, Halep’e ulaştığı gün Memlük Sultanının huzuruna kabul edildiler.
Osmanlı elçileri, herhangi bir barış teklifi sunmaksızın savaşın Şah İsmail ile girişilen ittifak nedeniyle başladığı mesajını ilettiler.
Memlük Sultanı Kansu Gavri, bir yandan Osmanlı Devleti ile girişeceği savaşa hazırlanırken diğer yandan emirlerinin sadakatsizlikleriyle uğraşmaktaydı.
Memlük Emirleri başına buyruk hareket ediyor, kendi menfaatlerini gözetiyor ve bu itaatsizlikleri Kansu Gavri’nin otoritesini sarsıyordu.
Memlük ordusu içinde de görev alan Hayır Bey ve Memlüklü Emirlerinden Canberli Gazali için Osmanlı Devleti ile münasebet kurdukları dedikoduları yayılmıştı.
Bu tür dedikodular diğer Emirler ve Valiler içinde yayılıyor ve itibar görüyordu.
Kansu Gavri, Emir ve Valilerinin olası ihanetlerini önlemek için bir merasim düzenleyerek itaat yemini tertip etti.
Kuran üzerine el basılarak ant içilmesinden sonra tüm hazırlıklar tamamlandı ve Memlük ordusu, 24 Ağustos günü Mercidabık Savaşı’nın meydana geleceği Mercidabık mevkiinde savunma pozisyonu aldı.

Mercidabık Savaşı Öncesi Orduların Durumu

Osmanlı Ordusu ile Memlük Ordusu, Halep’in kuzeyinde bulunan Mercidabık ovasında karşı karşıya geldiler.
Osmanlı Ordusu 50 Bin kişilik bir ordu tertip etmiş, top gülleleri ile donanmış ordusu ile Mercidabık ovasına inmişti.
Memlük ordusu da yaklaşık 50 Bin kişilik bir ordu ile Mercidabık ovasına inmiş ve savunma pozisyonu almıştı.
Memlük Ordusu da Osmanlı Ordusu gibi ağır ve muhtelif hafif toplara sahipti.
Hem iki ordu da asker hem ve teçhizat bakımından denk durumdaydılar. Ordular denk güçte olsalar da Osmanlı Ordusunun sevk ve idare üstünlüğü bu dengeyi bozan en önemli etkenlerdendi. Çok sayıda savaş görmüş Osmanlı kumandanları, pek çok farklı stratejiyle hareket edebiliyorlar, emirlerin idaresi ve askerin sevki gibi konularda üstünlük arz edecek bir kabiliyetle savaşabiliyorlardı.
Bunun yanında hızlı hareket kabiliyetine sahip sahra topları ve ateşli tüfenkler, Osmanlı Ordusunu stratejik olarak avantajlı duruma getiriyordu.
Memlükler ise çok güçlü süvarilere sahiplerdi.
Atlı savaşçılar, üstün manevra yetenekleriyle savaşın seyrini hızlıca değiştirebiliyor ve bu ani hamleler hem saldırı hem de savunma pozisyonlarında Memlük ordusuna avantaj kazandırıyordu.

Mercidabık Savaşının Gelişimi

24 Ağustos 1516 Sabahı karşı karşıya gelen Osmanlı ve Memlük orduları savaş tertibatlarını tamamlayıp taarruz ve savunma pozisyonlarını aldılar. Osmanlı Ordusu Hilal şeklinde tertibat almış, Yavuz Sultan Selim ordunun merkezinde emir ve komutayı üstlenmişti.
Etrafında kapıkulu askerleri, önünde birbirlerine zincirle bağlanmış 300 top bulunuyordu.
Sağ cenahta Anadolu Beylerbeyi Zeynel Paşa, sol cenahta ise Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa konuşlanmışlardı. Memlük Ordusu da Osmanlı Ordusuna yakın bir düzenle tertip edilmişti.
Kumandan ve emirlerine itimat etmeyen Sultan Kansu Gavri, halife 3. Mütevekkil ile birlikte ordunun merkezinde bulunuyordu.
Sağ cenahta Halep Naibi Hayırbay, sol cenahta Şam Naibi Sibay bulunuyordu. Ordunun en önünde yaşlı, onların arkalarında ise genç askerler bulunuyordu.
Mercidabık Savaşı Osmanlı Topçularının top atışlarıyla başladı. Memlükler top atışlarına süvarilerin taarruzlarıyla karşılık verdiler.
Ancak Memlük ordusundaki düzensizlik savaş başlar başlamaz büyük sorunlar ortaya çıkarttı. Zira Sultan askerlerine, askerleri de Sultan’a itimat etmiyorlardı. Savaşın en ön safında yer alan yaşlı Memlük askerleri, ayrımcılık yapılarak genç askerlerin arkalarına yerleştirilmesinden rahatsız olmuşlardı. Üstelik Osmanlı Ordusunun güçlü topları, sahra topçularının isabetli atışları ve askeri manevraları Osmanlı Ordusunun belirlemeye başlaması Memlük ordusunda kısa süre içerisinde çözülmelere sebep oldu.
100 Bin askerin meydan muharebesi ile karşı karşıya geldiği Mercidabık Savaşı yalnızca iki saat sürdü.
Sabah saatlerinde başlayan Mercidabık Savaşı, öğlen saatlerinde Memlük ordusunu bozguna uğramasıyla sonuçlandı ve Memlük karargahı Osmanlı Ordusunun eline geçti. Mağlubiyetin kesinleşmesi üzerine Halep valisi Hayırbay Osmanlı Ordusu ile anlaşarak savaş meydanından çekildi.
Henüz Topyekûn bir bozguna uğramamış olan Memlük ordusu halen direniyor ve geri çekilmiyordu. Kısa bir süre sonra Memlük Sultanı Kansu Gavri’nin savaş meydanında öldüğü anlaşıldı.
Bunun üzerine hayatta kalan Memlük askerleri geri çekildiler ve canlarını kurtarma telaşına düştüler.
Ancak Yavuz Sultan Selim kaçan Memlük askerlerinin öldürülmesi emrini vermişti.
Halep, Hama, Humus ve Şam’a kaçan ve yakalanan çok sayıda Memlük askeri öldürüldü.

Mercidabık Savaşının Sonuçları

Mercidabık Savaşı neticelenmiş, Osmanlı’nın kesin zaferi ile sonuçlanmıştı.
Osmanlı Devleti, Mercidabık Savaşı sonrasında Suriye, Filistin ve Lübnan coğrafyası Osmanlı hâkimiyeti altına aldı.
Sünni ahaliye sahip şehirlerin neredeyse tamamı Yavuz Sultan Selim’e biat ettiklerini bildirdiler ve Sultan’ı şehirlerine davet ettiler.
Osmanlı’ya biat eden Suriye’de güç kullanılmaksızın hâkimiyet sağlanmıştı ancak Filistin ve Lübnan bölgelerinde yaşayan Sünni olmayan kimi şehirler, ilerleyen tarihlerde güç kullanılarak tabiiyet altına alındı.
Mercidabık Savaşı, Osmanlı Devleti için dini, siyasi, askeri ve iktisadi anlamda fevkalade faydalar sağladı.
Mercidabık Savaşı öncesi Anadolu ve Balkanların hâkimi olan Osmanlı Devleti, Mercidabık Savaşı sonrasında Ortadoğu bölgesi, ilerleyen yıllarda ise Kuzey Afrika ve Arap Yarımadası hâkimiyeti altına alarak Cihan Devleti haline geldi.
Osmanlı Devleti, Mercidabık Savaşı sonrası Cihan Devleti olma yolunda adımlarını hızlandırdı ve Akdeniz’in Türk Gölü haline geldiği sürecin başlangıcı oldu.
Artık İslam Alemi Osmanlı Devleti’nin başarılarıyla iftihar ediyor, Akdeniz’den geçen gemiler Osmanlı Devletine vergi vermek zorunda kalıyor, Asya-Avrupa arasındaki tüm ticaret bağlantıları Osmanlı Devletinin kontrolünde işliyordu.
Bu gelişmelerin en önemlisi de şüphesiz ki hilafetin Osmanlı Devletine devri olmuştur.


Hilafetin Devri

Mercidabık Savaşında Memlük ordusunun tarafında yer alan Halife 3. Mütevekkil, savaş sonrasında Yavuz Sultan Selim Han’ın ziyaretine giderek himaye altına alınmasını talep etti.
Yavuz Sultan Selim, 3. Mütevekkil’e büyük bir hürmet gösterdi ve kendisini himaye etti.
Ardından Mısır fethinin hazırlıklarına girişti.
Mısır’ın fethi hilafetin Osmanlı Devletine geçmesi ile sonuçlanacaktır.
Yavuz Sultan Selim, son Abbasi halifesi 3. Mütevekkil’i himaye etmiş ve destek vermişti.
Ancak 3. Mütevekkil’in Osmanlı Himayesi altına girmesi hilafet makamında sorunlara yol açtı.
3. Mütevekkil’in yerine vekâleten babası Müstemlik Billah Yakubu getirilmişti.
Yavuz Sultan Selim’in 3. Mütevekkil’i desteklemesi üzerine yeniden hilafeti ilan edilen 3. Mütevekkil, Mısır Seferi sonrasında kutsal emanetlerle birlikte İstanbul’a davet edilince hilafet makamı ile ilgili sorunlar yeniden baş gösterdi.
Moğol istilaları ile 1258’de Abbasiler’den Memlüklere geçmiş olan hilafet makamı, bu kez Osmanlı’nın Memlükleri mağlup etmesi üzerine Osmanlı himayesi altına girmişti.
Son Arap halife olan 3. Mütevekkil’in İstanbul’da yaşamaya başlaması sonrasında kutsal emanetleri zimmetine geçirme teşebbüsü ve sürdüğü gayriahlaki sefahat hayatı 3. Mütevekkil’e duyulan saygıyı ortadan kaldırdı.
Nihayet 1520’de hapse atıldı.

Yaşanan bu siyasi çalkantılar neticesinde sahipsiz kalan hilafet makamı, ölümünden kısa bir süre önce Yavuz Sultan Selim Han tarafından sahiplenildi ve İslam Dünyası’nın sancaktarı olan Osmanlı Devleti, resmi olarak hilafet makamının sahibi haline geldi.

Osmanlılarla Memlûklar arasında Mısır’da yapılan savaştır

Mercidabık Savaşı‘ndan sonra dağılan Memlûk Ordusu, Kahire’ye kadar çekildi.
Sultan Kansu Gavri’nin savaş alanında ölmesi üzerine yerine Emir Tomanbay geçti.
Yavuz Sultan Selim, Tomanbay’a bir elçi göndererek kendisine boyun eğmesini istedi, kabul edilmemesi üzerine sefere karar verdi.
Osmanlı Ordusu Kahire’nin kuzeydoğusunda bir köy olan Ridaniye’ye geldi.
Tomanbay’ın komutasındaki Memlûk Ordusu 20 bin ile 50 bin kişi arasında değişiyordu.
200 kadar topu vardı.
Yavuz Sultan Selim, ordunun sağ koluna Anadolu Beylerbeyi Mustafa Paşa’nın, sol koluna Rumeli Beylerbeyi Küçük Sinan Paşa’nın, merkezdeki kuvvetlere de Sadrazam Hadım Sinan Paşa‘nın komuta etmesini kararlaştırdı. Yavuz Sultan Selim‘in komuta ettiği birlik, gece harekete geçerek El Mukattam Dağı’nı dolaşıp düşmanın arkasına geldi
Sabah saldırıya geçen Osmanlı Ordusu, bu planı beklemeyen düşman ordusunu şaşkına çevirdi.
Savaş, ertesi gün öğleye kadar sürdü. Başarıdan umudunu kesen Tomanbay, son bir saldırıyla merkezde olduğunu sandığı Yavuz‘u öldürmek için eyleme geçtiyse de Padişah değil merkezdeki Sadrazam Hadım Sinan Paşa ile Ramazanoğlu Mahmut ve Yunus beyler öldürüldüler.
Öğleye doğru Osmanlı Ordusu Memlûk Ordusu’nu kesin bir yenilgiye uğrattı. Tomanbay savaş alanından kaçtı. Osmanlı Ordusu Kahire’yi ele geçirdi. Böylece Memlûk Sultanlığı tarihe karışmış oldu.
Ridaniye Zaferi ile Osmanlı imparatorluğu bir devlete son verirken öte yandan savaşsız olarak kutsal toprakları da ele geçirdi.
Yavuz Sultan Selim ele geçirdiği topraklarda yönetsel düzenlemeler yaptı. Bu arada Mekke emiri Şerif Ebi Berakât, oğlu aracılığıyla Mekke’nin anahtarlarını Yavuz Sultan‘a göndererek bağlılığını bildirdi.
Yavuz Sultan Selim sekiz ay sonra kaldığı Mısır’dan İstanbul’a hareket etti. Memlûk Sultanlığının ortadan kalkması, Osmanlı İmparatorluğuna Suriye, Filistin, Elcezire, Hicaz ve Mısır’ı kazandırdığı gibi Afrika’da Nübye’ye kadar uzanan yerler de Osmanlı topraklarına katıldı.
Aynı zamanda Yavuz, Abbasi halifesinden hilafeti de alarak İslâm dünyası üzerinde etkin bir konuma sahip oldu.
Suriye ve Mısır’ın ele geçirilmesi ekonomik açıdan da büyük yararlar sağladı.
Osmanlılar Kızıldeniz ticaret yoluna sahip oldukları gibi,Kıbrıs Adası nedeniyle Venediklilerin daha önce Memlûklara verdikleri 8.000 duka altını bu kez Osmanlılara vermek zorunda kaldılar.

çaldıran mercidabık ridaniye

 

 

1299-1326 yılları

Osman Gazi 



1299 - Söğüt'de Osmanlı'nın Osman Gazi tarafından kurulması
1300 - Yondhisar ve Yenişehir kalelerin fethi. 1300 - Yenişehir'in başşehir yapılması.
1302 - Koyunhisar Muharebesi Osman'ın bölgede lider olması. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşu
1302 - Köprühisar'ın Fethi 1303- İznik Kuşatması Örnek bir medrese
1303 - Marmaracık Kalesi'nin Fethi
1306 - Dinboz Savaşı sonucunda Kestel, Kete ve Ulubad kalelerinin fethi. 1306 - İlk askeri antlaşma 1307 - İznik'in sıkıştırılması ve Yalova akını.
1308 - Ulubat gölü üzerindeki Alyos adası, Aygut Alp’in oğlu Kara Ali tarafından barış yoluyla teslim alındı.
1308 - İmralı Adası'nın Fethi ve Osmanlıların Marmara Adası'na dayanmaları.
1308 - Koçhisar'ın Fethi
1313 - Harmankaya Tekfuru Köse Mihail'in Müslüman olması, kalesi ve taraftarları ile birlikte Osmanlılara katılması. Karesi Beyliği
1320 - Osman Gazi’nin rahatsızlığı nedeniyle oğlu Orhan Bey yönetimi ele aldı.
1321 - Mudanya'nın fethi 1324 - Umur-Han Beyliği elindeki Akyazı'nın fethi.

1326-1362

Orhan Gazi


1326 - Orhan Gazi'nin tahta geçişi
1326 - Bursa'nın Osmanlılar tarafından alınışı
1331 - İznik'in Osmanlılar tarafından alınışı
1331 - İlk Osmanlı medresesinin İznik'te Orhan Gazi tarafından kurulması
1334 - Karesi Beyliği'nin ilhakı
1337 - Kocaeli'nin Fethi
1345 - karesi beyliğinin Osmanlı`lara katılması
1346 - Orhan Gazi'nin Kantakuzenos'un kızı ile evliliği ve Bizans ile ittifakı
1349 -1352 - Bizans'a yardım için Süleyman Paşa'nın Rumeli'ye geçişi ve Çimpe Kalesi'nin Osmanlılar tarafından üs olarak alınışı 

1352 - Osmanlılar'ın Cenevizliler'e Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapma imtiyazı vermeleri
1353 - Çimpe Kalesi'nin Osmanlılar tarafından alınışı
1354 - Gelibolu'nun Osmanlılar tarafından alınışı
1361 - Edirne'nin fethi
1361 - Edirne'nin başkent oluşu
1362 - Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı


1362-1389

I.Murat

1362 - Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı
1362 - İlk müzikli spor gösterisi: Edirne Kırkpınar yağlı güreşleri
1362 - Kadıaskerliğin teşkili
1363 - Pençik Kanununun çıkışı
1364 - Sırpsındığı Savaşı
1366 - Gelibolu'nun Osmanlıların elinden çıkışı
1371 - Çirmen Savaşı 1376 - Bulgar Krallığı'nın Osmanlı hakimiyetini kabulü
1377 - Gelibolu'nun Osmanlılar'a iadesi
1385-1386 - Niş ve Sofya'nın Osmanlılar tarafından alınışı
1388 - Ploşnik Muharebesi ve Balkan ittifakının teşekkülü
1389 - I. Kosova Savaşı
1389 - I. Murat'ın ölümü, Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi...


1389-1403

Yıldırım Beyazıt



1389 - I. Murat'ın ölümü, Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi
1390 - Aydın-Saruhan-Germiyan-Menteşe beyliklerinin ilhakı
1390 - Karaman Seferi, Konya'nın kuşatılması
1390 - Gelibolu Tersanesi'nin inşası
1391 - İstanbul'un kuşatılması
1391 - Eflak Prensliği ilk kez haraç vermeyi kabul etmiştir.
1392 - Üsküp'ün fethi
1392 - Candaroğulları Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması.
1392 - Hamitoğulları Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması.
1392 - Kırkdilim Muharebesi
1392 - İşkodra'nın fethi
1393 - Amasya'nın fethi
1393 - Tırnova'nın fethi Böylece siyasi anlamda devam eden Bulgar krallığı tümüyle kaldırılarak Bulgaristan’ın tamamı ele geçirildi
1395 - Anadolu Hisarı'nın inşa edilmesi.
1396 - Niğbolu Savaşı
1397-1398 - Karaman Beylerbeyliği'nin Osmanlı hakimiyetini kabulü
1398 - Kadı Burhaneddin'in ölümü
1398 - Karadeniz beyliklerinin ilhakı
1400 - Bursa'da I. Bayezid tarafından Ulu Cami'nin yaptırılması; İlk Osmanlı Darü'ş-şifa'sının Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilmesi
1402 - Ankara Savaşı ve Yıldırım Bayezid'in esir düşmesi

Fetret Devri..

1402 - 1413 - Fetret Devri, iç karışıklıklar Timur'un Anadolu'ya seferi ve Ankara Muharebesi'nden sonra Anadolu'da önemli ilerlemeleri
1409 - Süleyman Çelebi tarafından Türk Edebiyatı'nda ilk mevlid örneği olan Vesiletü'n-Necat adlı eserin yazılışı


1411 - I. Mehmed'in tahta çıkışı

1413-1421

Mehmet Çelebi



1413 - I. Mehmed'in duruma hakim olup devleti yeniden kuruşu
1416 - Şeyh Bedreddin isyanı
1416 - Macaristan Seferi  1417 - Avlonya'nın fethi 1418-1420 - Samsun bölgesinin Osmanlılar tarafından alınışı
1419-1424 - Bursa'da Hacı İvaz'a I. Mehmed tarafından Yeşil Cami'nin yaptırılması
1421 - Çelebi Mehmed'in ölümü ve II. Murad'ın tahta geçişi

1421-1451

II.Murat



1422 - Mustafa Çelebi'nin (Düzme) bertarafı
1422 - Osmanlılar tarafından yapılan ilk kapsamlı İstanbul Kuşatması
1425 - Molla Fenari'nın ilk Şeyhülislam olarak tayini
1425 -1426 - Tekeoğulları Beyliği'nin topraklarının Osmanlılara geçmesi 1427-1428 - Germiyanoğulları Beyliği'nin topraklarının Osmanlılara geçmesi
1430 - Selanik'in Fethi
1432 - Fatih Sultan Mehmed'in doğumu
1434 - Edirne'de II. Murad tarafından Muradiye Camii'nin yaptırılması
1439 - Semendire'nin Osmanlılar tarafından alınışı
1444 - II. Murat'ın tahttan çekilişi, II. Mehmed'in tahta geçişi ve Varna Savaşı
1445 - II. Mehmed'in tahttan çekilişi ve II. Murad'ın ikinci defa geçişi
1447 - Edirne'de II. Murad tarafından Üç Şerefeli Camii'nin yaptırılması
1448 - II. Kosova Savaşı
1451 - II. Murad'ın ölümü ve II. Mehmed'in ikinci defa tahta geçişi

 1451-1481

Fatih Sultan Mehmet



1451 - II. Mehmed'in ikinci defa tahta geçişi
1453 - İstanbul'un fethi, Ayasofya'nın camiye çevrilmesi
1453 - Enez'in Fethi
1454 - II. Mehmed'in Birinci Sırbistan Seferi
1455 - II. Mehmed'in İkinci Sırbistan Seferi
1455 - Boğdan Voyvodalığı'nın Osmanlı'ya bağlılığını bildirmesi
1456 - II. Mehmed'in Üçüncü Sırbistan Seferi, Belgrad kuşatmasının başarısız olması
1458 - II. Mehmed'in Birinci Mora Seferi, Atina'nın Fethi
1459 - II. Mehmed'in Dördüncü Sırbistan Seferi, Başkent Semendire'nin Fethi ve Sırbistan'ın tamamen ilhakı
1460 - II. Mehmed'in İkinci Mora Seferi, Mora'nın Fethi
1461 - Trabzon Rum İmparatorluğu'nun Osmanlılar tarafından yıkılışı
1461 - Candaroğulları Beyliği'nin ilhakı
1461 - Cenevizlilerden Amasra'nın alınışı
1462 - II. Mehmed'in Eflak Seferi, Eflak'ın tekrar Osmanlı idaresine girmesi
1463 - Osmanlı-Venedik Savaşı'nın başlaması
1463 -1470 - İstanbul'da Fatih Külliyesi'nin inşaası
1463 - II. Mehmed'in Birinci Bosna Seferi, Bosna'nın Fethi
1464 - II. Mehmed'in İkinci Bosna Seferi, Bosna'nın fethinin tamamlanması
1466 - II. Mehmed'in Karaman seferi
1466 - II. Mehmed'in Birinci Arnavut Seferi
1467 - II. Mehmed'in İkinci Arnavut Seferi
1468 - Karamanoğulları Beyliği'nin Osmanlılar tarafından yıkılışı
1468 - II. Mehmed tarafından İstanbul'da Topkapı Sarayı'nın tesisi
1470 - Eğriboz'un Fethi, Ağrıboz adasının fethi
1470 - Kıreli Muharebesi, Akkoyunlular'a karşı zafer
1473 - Otlukbeli Savaşı'nda Akkoyunlu ordusuna karşı zafer
1475 - Kefe ve Azak'ın Cenevizlilerden alınışı
1475 - Kırım hanı Mengli Giray Han'ın Cenevizlilerin elinden kurtarılması ve Kırım'ın Osmanlı'ya bağlanması
1475 - Başarısız Boğdan seferi
1476 - Boğdan seferi, Boğdan kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı
1478 - II. Mehmed tarafından ilk altın paranın darbettirilmesi
1478 - II. Mehmed'in Üçüncü Arnavut Seferi seferi, Arnavutluğun tamamen fethi
1479 - Korfu hariç tüm İyonya adalarının fethi
1479 - Osmanlı-Venedik Antlaşması ile Fatih'in Venedikliler'e Trabzon ve Kefe'de ticaret yapma hakkı tanıyan ahidname vermesi
1480 - Otranto Seferi
1480 - Başarısız Rodos Kuşatması
1480 - Kadıaskerliğin Rumeli ve Anadolu olarak ikiye ayrılmasımmm

1481-1512

II.Beyazıt



1481 - Mısır seferine çıkan II.Mehmed'in ölümü ve II. Bayezid'in tahta çıkışı 1482 - Cem Sultan'ın mağlubiyeti, Rodos'a ilticası
1483 - Morova Seferi ve Hersek'in ilhakı
1484 - Boğdan Seferi ve Kili ile Akkirman'ın fethi
1485 - Osmanlı-Memlük mücadelesinin başlaması
1486 - Musiki ile tedavi yapan ilk devlet hastanesi (Edirne, II. Bayezid Külliyesi Şifahanesi)
1488 - II. Bayezid tarafından Edirne'de Bayezid Darü'ş-şifası'nın yapımı
1489 - Memlüklere karşı toprak kaybı
1491 - Osmanlı-Memlük Barışı
1492 - Macar Seferi
1492 - İspanya'dan çıkarılan Yahudiler'in de Osmanlı Devleti'nin himayesine girmesi
1494 - Şehzade Süleyman'ın doğumu
1495 - Macarlarla mütareke, Cem Sultan'ın ölümü
1497 - İlk Rus elçisinin İstanbul'a gelişi
1498 - Lehistan Seferleri
1499 - Venedik Harbi
1500 - Modon, Navarin ve Koron'un alınışı
1502 - Venedikle sulh
1508 - Çaul seferi
1509 - Diu seferi
1511 - Şahkulu Baba Tekeli isyanı, Şehzade Selim Hareketi
1512 - II. Bayezid'in tahttan çekilişi, I. Selim'in tahta geçişi


 
 
Bugün 28 ziyaretçi (57 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol