1512-1574

1512 II. Bayezid’in vefatı.
Yavuz Sultan Selim’in tahta çıkışı.


1512 Sultan Ahmed'in Amasya baskını ve
bu baskında Sultan Ahmed'e yardım ettiği gerekçesiyle V.Azam Koca Mustafa Paşa'nın idamı


1513 Şehzade Korkut'un İdamı1513 Şehzade Ahmet ile Yenişehir Meydan muharebesi,Ahmet'in esareti ve idamı


1513 Memluk Sultanı Kansûgavri’nin elçisinin Yavuz Sultan Selim’i ziyareti.


1514 Rus Çarı 3.Vasili’nin elçisinin İstanbul’a gelmesi.


1514 Yavuz Sultan Selim’in Edirne’den İstanbul’a hareket ederek İran seferine başlaması.

Sultan Selim tarafından Şah İsmail’e mektup gönderilmesi.


1514 Çaldıran Zaferi
Tebriz’e yürüyen ordunun Çaldıran’da mevzilenmesi.

Yer : Çaldıran Ovası
Komutanlar
Osmanlı İmparatorluğu
Yavuz Sultan Selim
Hersekzade Ahmed Paşa,
Dükaginoğlu Ahmet Paşa,
Hadım Sinan Paşa,
Mustafa Paşa,
Karaman Beylerbeyi Zeynel Paşa,
Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa


Safevi ordusu;
Şah İsmail,Ustacluoğlu,
Mir Abdülbaki,
Mir Seyyid Şerif....

Osmanlı Ordusu mevcudu : 100.000 Safeviler : 80.000

Akıncılar: Malkoçoğulları (Ali bey,Tur Ali bey)

İleri silah teknolojisi (ateşli silahlar) Osmanlı ordusunda idi

Osmanlı Devleti Anadolu yakasında yaptığı muharebelerde Anadolu askerini sağ cenaha Rumeli askerini sol cenaha alırdı.

Sinan Paşa Anadolu Beylerbeyi olarak sağ cenahta, Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa sol cenahta, Merkezde Zaferler Padişahı yer almaka beraber hemen önünde Hersek'li Ahmed Paşa ve Mustafa Paşalar yer almıştı.

Şah İsmail iyi bir kumandan olmasına rağmen Yavuz Sultan Selim Hazretlerinin ayarında değildi.

Savaşı oniki saat sürmeden kaybetmesine vesile olacak hatayı işledi.

Haddi zatında avantajlar Şah İsmail tarafında idi.
Şöyle ki; Orduyu Hümayun 3000 km'lik bir yol kat etmiş, yorgun ve uzun müddet şia kuvvetlerini aramaktan bezgindi.
Şiî'ler üstelik kendi topraklarında bu savaşı yapıyorlardı.
Şiî'ler son yıllarda ki bu ondört senedir yaptıkları bütün savaşlarda galip gelmişlerdi.
Büyük hata şu oldu.
Şaha kumandanları dediler ki, bu toplar bize çok zarar verecek, bir tedbir almalıyız. Şah cevap verdi ki; o toplar onların başına belâ olur. Çünkü saldırıyı yandan yapacağız. Onlar o toplan binbir güçlükle çevirene kadar biz onların başlarını omuzlarından düşürürüz, dedi.
Ve sağ cenahından Rumeli askerinin üzerine hücuma kalktı ve o zaman şaşırdı. Çünkü toplar o kadar kısa zamanda yön değiştirmişti ki ancak kendi dizginini çekmeye vakit bulabildi.
Kızılbaş askeri topların tesir sahasına girince o yuvarlak ağızdan çıkan ateş gülleleri, Şah İsmail'in yalnız askerini
öldürmüyor düzdüğü hayallerin sonunu da ilân ediyordu.
Hava kararmadan bu savaş bitmiş, Şah İsmail mağlûp ve münhezîm olarak kaçabilmişti Her iki taraftan kumandanlar seviyesinde çok kayıp vardı.
Sah İsmail'in Başveziri ölüler arasında idi. Osmanlı mücahidlerinin şehidleri de az değildi.
Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa'ya şehadet nasip olmuştu.
Şah İsmail ordusunun savaş alanından kaçmaması için herkesin hanımını savaşa getirirdi. Bu savaşta Osmanlı askerinin eline esir olarak çok miktarda da kadın geçmesi Şah'ın kadınları savaşa getirmesinden dolayıdır.
Sebepleri ve sonuçları
Çaldıran Savaşı'nın sebeplerini tek cümle ile ifade edecek olursak: Görünüşte dinsel sebeplerden kaynaklandığı düşünülen bu savaş, gerçekte dönemin ticaretinde önemli bir yer tutan Baharat yoluna egemen olma isteğidir.
Osmanlı ordusu tarafından bozguna uğratılan Şah İsmail ordugahını ve hazinesini bırakarak önce Tebriz'e daha sonra da Dergüzin'e kaçmıştır.
Osmanlı ordusu tarafından Tebriz ele geçirilmiştir.
Çaldıran Savaşı'nın sonuçları kısaca şu şekilde özetlenebilir:
1. Safeviler bir süre için Osmanlı Devleti'ni tehdit edemeyecek duruma gelmiştir.
2. Anadolu'da yürütülen İran propagandası sona ermiştir.
3. İranlıların elinde bulunan Kemah, Diyarbakır ve Mardin kaleleri ele geçirilmiştir.
4. Dönemin önemli bilginleri İstanbul'a getirilmiştir.
5. Doğu Anadolu, İran Azerbaycan'ı Osmanlı Devleti'nin eline geçmiştir.
6. Anadolu'da Şiiliğin yayılması gecikmiştir.
7. Dulkadiroğulları koruyan İran'ın gücü ortadan kalkınca 1515 yılında beyliğin toprakları ele geçirilmiş ve Gürcistan Osmanlı Devleti'nin denetimi altına girmiştir.

Savaşın Nedenleri

Şah İsmail'in, Şiilik mezhebini Anadolu'da yaymak istemesi.
Şah İsmail'in, Anadolu'da büyük bir taraftar kitlesine sahip olması ve Osmanlı toprak bütünlüğünün tehlikeye girmesi.
Safevi Devleti'nin, Orta Asya'dan gelen Türkmenler'in Anadolu'ya girmesine engel olması.
Safevi Devleti'nin; Memlükler, Dulkadiroğulları ve Osmanlı Devleti'nin batıdaki düşmanlarıyla ittifak yapması.
Safevi Devleti'nin, Yavuz'a isyan eden Şehzade Korkud ve Şehzade Ahmed'e destek vermesi.
Safevi Devleti'nin, Dersaadet (İstanbul) merkezli büyük bir casusluk teşkilatı kurması ve Osmanlı ülkesinden bilgi sızdırması.
Amasya civarında, Safevi Devleti'nin kışkırtmalarıyla Şahkulu İsyanı'nın çıkması.
Yavuz Sultan Selim'in İslam birliği düşüncesi.
Yavuz Sultan Selim'in doğuda kendisine rakip olabilecek bir düşman istememesi


Şah İsmail’in barış istemesi. Yavuz Sultan Selim’in bu teklifi reddetmesi.


1515 Turnadağ Zaferi.
Turnadağ Muharebesi, Osmanlı Devleti ile Dulkadiroğulları Beyliği arasında 12 Haziran 1515 tarihinde gerçekleşen muharebe.
Çaldıran Savaşı'ndan sonra I. Selim, Kemah'ı alıp Sivas'a gelmişti.
Emrindeki Rumeli Beylerbeyi Hadım Sinan Paşa'yı 42.000 kişilik bir kuvvetle Dulkadiroğulları Beyliği üzerine gönderdi.
Hadim Sinan Paşa'nın karşısına çıkan Alaüddevle Bozkurt Bey, yenildi.
Muharebe sonrasında Dulkadiroğulları Beyliği yıkıldı.
Böylece Memlük Devleti'ne sefere gidilecekti. Alaüddevle Bozkurt Bey savaştan sonra yakalanarak idam edildi. Bu savaşla beraber Anadolu Türk birliği sağlandı.


Haliç tersanesinin kurulması ve Deniz Kuvvetleri’nin hizmetine verilmesi.


1515 Kefe ve Azak’da Rus tüccarlarına serbest ticaret yapma müsaadesinin verilmesi.


1516 Mardin ve çevresindeki Cizre, İmadiye, Rakka, Musul, Urfa ve Harran’ın Bıyıklı Mehmed Paşa tarafından zaptı.


1516 Osmanlı donanmasının Suriye sahillerine gönderilmesi.


1516 Veziriazam Hersekzade Ahmed Paşa’nın azli, Hadım Sinan Paşa’nın tayini.

Hersekli Ahmed Paşa kimdir ?
Osmanlı Sadrazamı

Doğum:1459 Hersek-Novi, Bosna-Hersek Ölüm:1517
II. Bayezid saltanatında 1497-1498, 1503-1506, 1511'de dört defa ve I. Selim saltanatında 1515-1516 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.
1506-1511 döneminde Kaptan-ı Derya görevi de yapmıştır.
Küçük yaşta iken Osmanlı sarayına rehine olarak gönderildi.
Hersek'in tümüyle Osmanlı devleti ülkesine katılması ile saray eğitimi alması kabul olunup Enderun'da yetişti.
Miralem rütbesi verildi ve 1479'da Fatih Sultan Mehmet'in İşkodra'yı ele geçirdiği Arnavutluk Seferi'ne iştirak etti.
Fatih Mehmet'in ölümünden sonra Bursa'da Hüdevendigar Sancağı Beyi olarak görev verildi.
Cem Sultan ayaklanmasında II. Beyazit'in tarafını tuttu.
1484'de Anadolu beylerbeyliği görevi verildi.
Aynı yıl Sultan II. Beyazıt'ın kızı olan Hundi Hatun ile evlenip damad-ı şehriyarı oldu.
Çukurova'da 1485 ile 1491 arasında uzun süren Osmanlı-Memluklu Savaşı başlamıştı.
Adana'nın hemen dışında Osmanlı ordusu Memlükler tarafından mağlup edildi.
Bunun üzerine II. Beyazıt kendi damadı olan Hersekli Ahmet pasa komutasında yeniçeriler ağırlıklı bir orduyu ertesi yıl Çukurova'ya gönderdi.
Memluklülere esir düştü.
Çaldıran'dan sonra,Yeniçeriler Yavuz Sultan Selim'in arzu attığı gibi Anadolu'da bir kışlak mevkide kişi geçirip ertesi yıl yine İrana'a taarruza geçmek istemediklerini ayaklanmaya çok yakın bir tarzda bildirdiler.
Yavuz Sultan Selim bunun sadrazam Hersekli Ahmet Paşa'nın kışkırtması dolayısıyla olduğunu iddia edip bundan onu sorumlu tuttu,sadrazamı tutuklattırdı ve vazifesinden azletti.
1515'de beşinci kez sadrazam yapıldı.
Bir süre Yedikule Zindanı'nda hapis edildi ama sonra bağışlanıp salıverildi.
Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi sırasında Bursa muhafızı görevi yaptı.
Mısır fethedildikten sonra Sultan I. Selim'in davet etmesi üzere Mısır'a Kahire'ye gitti.


1516 Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi için Üsküdar’dan hareketi.


1516 Ramazanoğulları Beyliği Osmanlıya katıldı.


1516 Mercidabık Zaferi.(ayrıntılar)

24 Ağustos 1516
Bölge Halep, Suriye
Sonuç Kesin Osmanlı zaferi
Taraflar Osmanlı İmparatorluğu ile
Memlûk Sultanlığı

Komutanlar:
Osmanlı İmparatorluğu : Yavuz Sultan Selim
Memluk : Kansu Gavri  

Güçler
65.000 asker 50 top (osmanlı)
80.000 asker (memluk)

Kayıplar
13.000 Osmanlı
72.000 Memluk

Halep’in alınması.

Ordunun Hama’ya girmesi ve Şam’ın alınması.

Yavuz Sultan Selim’in Haleb’e oradan da Şam’a geçişi.


1516 Yavuz Sultan Selim’in Şam’dan hareketi.


1517 Mısır kölemenlerinin yenilmesi.


1517 Yavuz Sultan Selim’in Sina Çölü’nü Geçmesi
(09-22 Ocak 1517)
Mısır’a doğru Yürüyen Osmanlı kuvvetleri, Mısır ve Filistin arasında kalan Sina çölünü geçmek zorundaydılar.
Bu çölü daha önceleri Persler ve Büyük İskender Mısır’ı ele geçirmek için geçmişlerdir.
Bu yol “Fatihler yolu” adlandırılmıştır.
Ancak bu iki kumamdan geçmiştir.
Moğollar ve Timur bu çölü geçememişlerdir.
Yavuz Sultan Selim Akdeniz kıyılarından fazla uzaklaşmayarak Kuzeyden Sina Çölünü geçmiştir.
Bu çölü on üç günde geçmiştir.
11 Ocakta El-Ariş köyüne varılmıştır.
Sinan paşa 6.000 atlı birlikle önden giderek Mısır’a ulaşmış, daha sonra Yavuz Sultan Selim mısır’a gelmiştir.
Hatta Osmanlı kuvvetleri Sina Çölü’nü geçerken Allah’ın hikmeti olarak yağmur yağdığını ve ordunun bu sayede hiç su sıkıntısı çekmediğinden bahsedilir.
Memlük Sultanı Tumanbay, her Türk askeri için ağırlığınca altın vereceğini bildirmiştir. Araplar Türk ordusuna saldırılarda bulunarak ordunun su ihtiyacını karşılamasına engel oluyorlardı.
Fakat bunların yanı sıra top ateşi ve süvari birliklerinin ateşleriyle Osmanlı ordusu tarafından dağıtılmıştır.  
Yavuz Sultan Selim Mısır’ın fethine biraz daha yaklaşmıştır. Savaşta kullanacağı taktiklerle Ridaniye Savaşının kazanılmasını sağlayacaktır.


1517 Ridaniye zaferi.

Osmanlılarla Memlûklar arasında Mısır’da yapılan savaştır
Mercidabık Savaşı‘ndan sonra dağılan Memlûk Ordusu, Kahire’ye kadar çekildi.
Sultan Kansu Gavri’nin savaş alanında ölmesi üzerine yerine Emir Tomanbay geçti.
Yavuz Sultan Selim, Tomanbay’a bir elçi göndererek kendisine boyun eğmesini istedi, kabul edilmemesi üzerine sefere karar verdi.
Osmanlı Ordusu Kahire’nin kuzeydoğusunda bir köy olan Ridaniye’ye geldi.
Tomanbay’ın komutasındaki Memlûk Ordusu 20 bin ile 50 bin kişi arasında değişiyordu.
200 kadar topu vardı.
Yavuz Sultan Selim, ordunun sağ koluna Anadolu Beylerbeyi Mustafa Paşa’nın, sol koluna Rumeli Beylerbeyi Küçük Sinan Paşa’nın, merkezdeki kuvvetlere de Sadrazam Hadım Sinan Paşa‘nın komuta etmesini kararlaştırdı. Yavuz Sultan Selim‘in komuta ettiği birlik, gece harekete geçerek El Mukattam Dağı’nı dolaşıp düşmanın arkasına geldi Sabah saldırıya geçen Osmanlı Ordusu, bu planı beklemeyen düşman ordusunu şaşkına çevirdi.
Savaş, ertesi gün öğleye kadar sürdü.
Başarıdan umudunu kesen Tomanbay, son bir saldırıyla merkezde olduğunu sandığı Yavuz‘u öldürmek için eyleme geçtiyse de Padişah değil merkezdeki Sadrazam Hadım Sinan Paşa ile Ramazanoğlu Mahmut ve Yunus beyler öldürüldüler.
Öğleye doğru Osmanlı Ordusu Memlûk Ordusu’nu kesin bir yenilgiye uğrattı.
Tomanbay savaş alanından kaçtı.
Osmanlı Ordusu Kahire’yi ele geçirdi.
Böylece Memlûk Sultanlığı tarihe karışmış oldu.
Ridaniye Zaferi ile Osmanlı imparatorluğu bir devlete son verirken öte yandan savaşsız olarak kutsal toprakları da ele geçirdi.
Yavuz Sultan Selim ele geçirdiği topraklarda yönetsel düzenlemeler yaptı.
Bu arada Mekke emiri Şerif Ebi Berakât, oğlu aracılığıyla Mekke’nin anahtarlarını Yavuz Sultan‘a göndererek bağlılığını bildirdi.
Yavuz Sultan Selim sekiz ay sonra kaldığı Mısır’dan İstanbul’a hareket etti.
Memlûk Sultanlığının ortadan kalkması, Osmanlı İmparatorluğuna Suriye, Filistin, Elcezire, Hicaz ve Mısır’ı kazandırdığı gibi Afrika’da Nübye’ye kadar uzanan yerler de Osmanlı topraklarına katıldı.

Aynı zamanda Yavuz, Abbasi halifesinden hilafeti de alarak İslâm dünyası üzerinde etkin bir konuma sahip oldu.

Suriye ve Mısır’ın ele geçirilmesi ekonomik açıdan da büyük yararlar sağladı.
Osmanlılar Kızıldeniz ticaret yoluna sahip oldukları gibi,Kıbrıs Adası nedeniyle Venediklilerin daha önce Memlûklara verdikleri 8.000 duka altını bu kez Osmanlılara vermek zorunda kaldılar.



Mısır Sultanı Kansugavri’nin itaatını bildirmesi.


1517 Yavuz Sultan Selim’in törenle Kahire’ye girmesi.


1517 Hilafet meselesi.

İlk Halife Yavuz Sultan Selim 
24 Ocak 1517'de Kahire alındı.
4 Şubat 1517'de Yavuz büyük bir törenle Kahire'ye girdi ve Mısır Memlükleri'ne bağlı Abbasi halifeliğine son verdi.
Yakalanan Tumanbay idam edildi.
Mısır Seferi sonunda Suriye, Filistin ve Mısır Osmanlı hakimiyetine girdi.
Ayrıca Hicaz ve yöresi de Osmanlı topraklarına katıldı.
Doğu ticaret yolları tamamen Osmanlıların eline geçti.
Elde edilen ganimetler ve alınan vergilerle Osmanlı Hazinesi doldu.
6 Temmuz 1517'de Emanet-i Mukaddese (Mukaddes Emanetler) denilen ve aralarında Hz.Muhammed'in (S.A.V) hırkası, dişi, sancağı ve kılıcı da bulunan eşyaları, Hicaz'dan Yavuz Sultan Selim'e gönderildi.
29 Ağustos 1516'da Hilafet Abbasi soyundan Osmanlı Soyuna geçti.
Yavuz Sultan Selim, Ayasofya Camii'nde yapılan bir törenle, son Abbasi halifesi Üçüncü Mütevekkil'den (kendi deyimiyle Hadim-i Haremeyn-i Şerifeyn) Haremeyn-i Şerifeyn, yani Mekke ve Medine'nin hizmetkarı ünvanını devraldı ve böylece bütün Müslümanlar'ın dini ve siyasi lideri oldu.
Rivayete göre, Üçüncü Mütevekkil kürsüye çıkıp, Halifeliği Osmanlı Padişahı Sultan Selim Han'a devrettiğini açıkladı.
Sırtındaki cübbeyi Yavuz'a elleriyle giydirdi.
Halifelik nişanlarından sayılan kılıcı elleriyle Yavuz'un beline bağladı.
Yavuz Sultan Selim, o andan itibaren Müslümanlar'ın dini ve dünyevi lideri oldu.
Artık yalnız padişah olarak değil, "halife" olarak da anılacaktı ve ondan sonra gelen tüm padişahlar da aynı zamanda halife olacaklardı


Yavuz Sultan Selim, tahtı devraldığında 2.375.000 km.kare olan Osmanlı topraklarını sekiz yıl gibi kısa bir sürede 6.557.000 km.kareye çıkarmayı başardı. Devletin gelişmesi için de bir çok faaliyeti oldu. Çok düzenli çalışan bir casus teşkilatı vardı. Bu sayede ülke içinden ve dışından istediği bilgileri alan Yavuz Sultan Selim'in adam seçiminde büyük bir isabet yeteneği vardı.


Yavuz Sultan Selim’in Ravza Adası’nda dinlenirken suikast teşebbüsü.

Sultan Tamanbay’ın yakalanması ve idam ettirilmesi.

Mekke Şerifi’nin oğlunun İskenderiye’ye gelerek, babasının itaatını bildirmesi.

Veziriazam Yunus Paşa’nın ilk Mısır valisi olarak atanması.

Yavuz Sultan Selim’in dinlenmek için Şam’a gelişi ve ünlü mutasavvuf Muhiddin Arabi’nin türbesini yaptırması.



YAVUZ SELİM DÖNEMİ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ NOTLAR 
* Osmanlı Devleti-İran arasındaki ilk büyük savaş ÇALDIRAN SAVAŞI dır.(1514)
* Osmanlı Padişahlarından ilk halife YAVUZ SULTAN SELİM 'dir.
* Yeniçerilerin bir şehzadenin tahta geçmesinde doğrudan rol oynadıkları ilk gelişme;YAVUZ’un,babası II.Bayezid’i,doğudaki Safevi tehlikesine karşı önlem almaması üzerine yeniçerilerin desteğiyle tahttan indirmesidir (Yenibahçe Ayaklanması)
* Osmanlıların Kuzey Afrika’daki hakimiyeti ilk defa MISIR‘IN FETHİ ile başlamıştır(1517)
* YAVUZ’un Mısır ve Hicaz’ı fethetmesiyle BAHARAT TİCARET YOLU ilk defa Osmanlıların denetimine girdi.


1518 Sultan Selim Camii’nin temelinin atılması.


1519 Celali İsyanı
“Celâl’e mensup” anlamına gelen Celâlî tabiri, 16. yüzyıl başlarında (1519) isyan eden Bozoklu Şeyh Celâl’le ilgilidir.
Celâlî isyanları başlangıçta, Osmanlı idaresinden memnun olmayan zümrelerin ve Şii eğilimli Türkmen gruplarının Safeviler’in de tahrikiyle devlete baş kaldırmaları şeklinde ortaya çıkmış, 16. yüzyılın sonlarından itibaren büyük bir mesele halini alarak değişik bir mahiyet kazanmıştır.
Bu ayaklanmaların adı, bu kapsamdaki ayaklanmaların ilkinin önderi olan Şeyh Celâl’den gelir.
Bozoklu (Yozgat) olan Şeyh Celâl önderliğinde; topraksız köylüler, ağır vergilerden ezilenler, toprakları elinden alınmış eski sipahiler, sekbanlar, yerel idarecilerin baskı ve adaletsiz yönetiminden şikayetçi olan kitleler
1519 yılında Osmanlı yönetimine başkaldırdı.
Tokat yöresinde başlayan ayaklanma aynı yıl içerisinde kanlı bir biçimde bastırıldı.


1520 Yavuz Sultan Selim’in vefatı.

1520 Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta çıkışı


1521 Sultan Selim Camii’nin inşaatı
(1521-1529)

1521 Canberdi Gazali İsyanı
Kanuni Sultan Süleyman, evvela başına gaile çıkarmak isteyen, babası zamanında Şam Beylerbeyisi olan ve iktidar değişikliğinden istifade ederek Melik Eşref ünvanıyla hükümdarlığını ilan eden Canberdi Gazali’yi idam ettirdi


Memleketin iç işleri düzelip, Osmanlı topraklarında huzur ve sükûn te’min edildikten sonra Sultan, babasının vasiyeti üzerine Avrupa’da yeni yerlere İslâmiyet’i yaymak ve duyurmak gayesiyle cihâd harekâtını tekrar başlattı.


1521 Böğürdelen Kalesi’nin fethi.
1521
Belgrad Kalesi’nin fethi.

Yıllık haracını vermemek için direnen Macar kralı, Osmanlı elçisi Behram Çavuş’u bir çok eziyetlerden sonra öldürdü.Bunun üzerine Kânûnî, Macaristan üzerine sefer açmaya karar vererek hazırlıkları hızlandırdı.Tecrübeli sadrâzam Pîrî Mehmed Paşa, genç Pâdişâh’ı gelip geçici bir Macaristan seferinden ziyâde esaslı bir plân dâhilinde harekete sevketmek istiyordu. Bunun için de kendisinin önemli mikdârda tımarlı sipâhî ile Belgrad’ı muhasara etmesi kararlaştırıldı ve elli kadar gemi ile Tuna nehri yoluyla harp levâzımâtı bölgeye sevk edildi.Diğer taraftan Macar kralı ordusuna çok güvendiği için vergi ödemeyi kabul etmemişti.Vergi gönderdiği takdirde Osmanlı pâdişâhını tanımış olacaktı.

Sultan Süleymân ,İstanbul’un manevî büyükleri olan; Eyyûb-el-Ensârî ve Şeyh Ebü’l-Vefâ, Seyyid Emir Ahmed Buhârî gibi büyük zâtlar ile baba ve dedelerinin de kabirlerini ziyaret ettikten sonra, ordusunun başında ilk seferine çıktı.

Hedef, Avrupa’nın kapısı kabul edilen Belgrad kalesi idi.Osmanlı ordusu Edirne’ye, Filibe’ye, Sofya’ya, ve Niş’e vardı.Niş yakınlarında ordugâh kuruldu. Bu sırada Semendre sancakbeyi Gâzi Hüsrev Bey, Belgrad’a giden yolları tutmuştu. Toplanan dîvânda önce Belgrad yakınlarındaki Zemlin ve Böğürdelen kalelerinin fethi kararlaştırıldı.Böğürdelen fethedildi.

Kânûnî’nin ilk fethettiği kale idi.

Zemlin kalesi de, Semendre beyi Hüsrev Bey’in şiddetli taarruzuna dayanamıyarak teslim oldu

Diğer taraftan Piri Mehmed Paşa Komutasındaki ordu tarafından Belgrad ablukaya alınmıştı.Uzun süre muhâsaraya dayanamayacağını anlayan kale komutanı, aman dileyerek teslim oldu

 Pîrî Mehmed Paşa
Osmanlı Sadrazamı
Görev süresi 1518-1523
Hükümdarları : I. Selim ,I. Süleyman
Önceki Paşa:Yunus Paşa
Sonraki : Pargalı İbrahim Paşa
 Ölüm 1533 Silivri

1522 Venedik Cumhuriyeti ile yeni bir barış andlaşması imzalanması.


1522 Rodos'un Fethi

2. Sefer-i hümayûnunu asırlarca haçlı ordularına karakolluk yapan Rodos ve adalar üzerine düzenlemiş,Bodrum, Tahtalı ve Aydos kaleleriyle birlikte İstanköy, Sömbeki ve Rodos adaları Osmanlı ülkesine katılmıştır.

Hıristiyanlığın İslam alemine karşı bir kalesi sayılan Rodos’un zabtı, Avrupa’da büyük bir hayret ve teessür uyandırmıştır.

Rodos seferine serdâr olarak ikinci vezir Çoban Mustafa Paşa tâyin edildi. Donanma komutanı Pulak Mustafa Paşa olmakla beraber, donanmanın sevk ve idaresi Kurdoğlu Muslihiddîn Paşa’da idi.

İstanbul’dan hareket eden donanmanın mevcudu, dört yüzü harp gemisi olmak üzere yedi yüz kadardı.

Pâdişâh ise Üsküdar’a geçip kapıkulu askerleri ve sefere me’mur edilen diğer eyâletlerin tımarlı sipahileri ile beraber karadan yola çıktı.

Donanma yirmi gün sonra Rodos önlerine geldi ve Öküzburnu limanından karaya asker çıkarıldı.

Marmaris sahillerine gelen kara ordusu da gemilerle Rodos’a geçirildi ve muhasaraya başlandı.

Muhasaranın uzaması üzerine, serdar Mustafa Paşa Mısır vâliliğine tâyin edilerek, Rodos sefer serdârlığına ve ikinci vezirliğe Ahmed Paşa getirildi.
Kütahya ve Aydın yoluyla Marmaris’e gelen Pâdişâh, Kara Mahmûd Reis’in Yeşil Melek isimli harb gemisi ile Rodos adasına çıktı. Sultan, şövalyelerden kalenin teslimini istedi. Red cevâbı gelince muhasara bütün şiddetiyle devam etti. Yeni çağın en müstahkem kalesine sâhib Rodos’un, devrin bütün teknik ve ateşli silahlarını bulunduran Osmanlı ordusu karşısında, Avrupalılardan çok yardım almasına rağmen, fazla dayanamayacağı belli idi. Nitekim Osmanlı topçu ve lağımcısının çalışmalarıyla kalenin bütün istihkâmları Türklerin eline geçince, baş şövalye andlaşma ile adayı teslim etti.

(Bütün Ağustos ayı, karşılıklı top ateşi ve yine karşılıklı lağım açmakla geçti. Açılan top ateşiyle kalede mühim tahribat yapılmasına rağmen, bu tahribat kısa zamanda düşman tarafından kapatılıyordu. Türk lağımcılarının devamlı Rodos burçlarının altına açtıkları lağımlar, Avrupa’nın en meşhur mühendisi olup, şövalyelere yardıma gelen Gariele Martinengo’nun mukabil lağımlarıyla karşılaştı ve yer altında korkunç boğuşmalar oldu) 

Korsanlar adayı terk edince, Kânûnî Sultan Süleymân Rodos’un îmârını emretti.

Papalığın doğudaki son temsilcisi olan Saint-Jean haçlı devleti yıkılarak,Batı Anadolu korsanlığı bertaraf edildi.

İstanbul-Sûriye-Mısır deniz ticâreti ve hac yolu emniyete alındı...

Serdar : İkinci Vezir Mustafa Paşa
Amiral : Kurdoğlu Muslihiddin 

Komutan : Pargalı İbrahim Paşa

(Rodos, müslümanlarla ölünceye kadar mücâdele etmeye yemin etmiş olan Sen Jan şövalyeleri adlı hıristiyanların elinde olup, korsan yatağı idi.

Rodos’da, Osmanlı Devleti’ne karşı Papalık başta olmak üzere,hıristiyan devletleri ve deniz korsanları ile devamlı ittifak hâlinde şövalyeler bulunuyordu. Osmanlı deniz ticâretini ve müslümanların deniz yoluyla hacca gitmelerini engelleyerek, Anadolu sahillerine baskın düzenliyor ve ahâliyi ta’cîz ediyorlardı. Osmanlı Devleti’nin Yavuz Sultan Selîm devrinde hazırlanmış mükemmel bir donanması mevcuttu.)

1522 Osmanlı orduları adaları fetihle meşgul iken Anadolu’da problemler çıkaran ve Yavuz tarafından Zülkadriye Eyaleti beylerbeyliğine getirilen Şehsuvaroğlu Ali Bey fitnesi de, Ferhad Paşa kumandasında gönderilen ordu ile bertaraf olunmuştur.


1523 Şah İsmail Sultanı tebrik için elçi gönderdi ve aynı yıl kendisinin vefatı üzerine oğlu Tahmasb’ın yerine şah oldu


1524 Kanuni’nin oğlu şehzade Selim’in doğumu.


1524 Mısır Valisi hain Ahmed’in hutbe okutarak isyanı.
Ahmed Paşa Kahire kalesini almak istedi. Ahmed Paşa, orada elde ettiği Memlûklü kalıntıları ve küskünlerin başına geçerek sultanlığını ilân etti. Adına hutbe okutup, para bastırdı. Ahmed Paşa’nın isyânı üzerine Mısır’da bulunan beş bin yeniçeri, Kahire kalesini ele geçirip, Ahmed Paşa’ya karşı müdâfaaya hazırlandılar. Vuruşmanın uzaması üzerine, Ahmed Paşa bu işi başaramayacağını anladığı sırada, Memlûklüler iki asırdan beri kapalı bulunan bir lağım yolunu bularak, kaleye girdiler, Yeniçeri gafil avlanıp, çoğu vuruşarak öldü. Daha sonra Memlûklüler, vaziyetin değiştiğini görünce tarafsız kaldılar ve Ahmed Paşa’yı desteklemekten vazgeçtiler. Kâdızâde Mehmed Bey kaleyi kuşatınca, hâin Ahmed Paşa savunmadan vaz geçerek bir Arap şeyhine sığındı. Onu tâkib eden Mehmed Bey sığındığı şeyhten teslim aldı ve derhâl îdâm ettirdi. Mısır vâliliğine tekrar Güzelce Kâsım Paşa tâyin edildi. Kânûnî Sultan Süleymân, hâin Ahmed olayından sonra, devletin bu eyâletinde ıslâhat yapma lüzumunu gördü ve bu iş için İbrâhim Paşa’yı görevlendirdi.


1525 İstanbul’da Yeniçerilerin isyanı. Mısır mes’elesi hâlledildikten sonra, seferde ganîmet alamamalarından dolayı baş kaldıran yeniçerilere karşı, sultan otoritesini çabuk gösterdi. Ayaklanmanın bedelini ağır şekilde ödeyen yeniçeri, Kânûnî’nin vefâtına kadar bir daha böyle bir harekette bulunmadı. İç mes’eleler hallolduktan sonra Pâdişâh tekrar batıya yöneldi.


1525 Şeyhülislam Zembilli Ali Efendi’nin vefatı.


1526 Mohaç Zaferi.
3. Sefer-i hümayûn, 2. Engürüs (Macaristan) veya Mohaç seferi olarak da bilinir.

Osmanlı Devleti : Kanuni Sultan Süleyman Macaristan : Kral II. Layoş arasındaki savaş Sefer hazırlıkları başladı.

Üçüncü sefer-i hümâyûn da Macaristan’a karşı düzenlendi. Macaristan üzerine sefer düzenlenmesinin belli başlı sebepleri vardı. Savaş sebebi olarak; Macaristan'ın, Osmanlı Devleti aleyhine İran ile ittifak muahedesi akdetmek üzere müzâkerelerde bulunması, Eflak işlerine karışıması, Ulah zadeganını Türklere karşı kışkırtarak karışıklıklar çıkarmaya çalışması. Almanya İmparatoru Şarlken’in bütün Avrupa’ya hâkim olma istemesi ve Osmanlıları Balkanlar’dan atmak emelleri Şarlken’in,Macaristan Kiralı Layoş'u Osmanlılar aleyhine kışkırtması Drava’yı kurulan köprüler geçiş tamamlandıktan sonra Sultan’ın emri ile köprüler yıkıldı. Bu durum, Pâdişâh’ın Macaristan’ı kesin bir şekilde fethetme karârında olduğunu gösteriyordu. Osmanlı ordusunda yüz bin asker ve üç yüz top vardı. İki ordu ikindi vakti sırasında hücuma geçerek birbirlerine şiddetle saldırdılar.(Mohaç ovasında)

Düşman ordusunun 200.000 askeri vardı. Fakat top ve silah bakımından güçlü Osmanlı ordusu idi. Otuz beş Macar şövalyesi, Pâdişâh’ı öldürmeye yemîn etmişti. Bunlardan ancak üçü Pâdişâh’ın yanına kadar ulaşabildiler. Kânûnî, tek başına bu üç şövalye ile dövüşerek, hepsini öldürdü. Üç yüz topun birden ateşine mâruz kalan Macar zırhlı süvarisi perişan oldu. Bâli ve Hüsrev beyler, düşmanı bataklığa doğru süren manevralar yaptılar. Muhârebe sâdece bir kaç saat sürdü. Macarların büyük kısmı muhârebe meydanında öldürüldü. Çoğu da bataklıklarda boğuldu. Geriye kalan yirmi beş bini de esir edildi. Böylece Macar ordusunun imhası ile Orta Avrupa’nın yolu Türkler’e açılmış bulunuyordu. Macaristan’ın payitahtı Budin şehri Pâdişâh’a teslim oldu. Kânûnî, Erdel voyvodası Zapoiya’yı Osmanlı Devleti’ne tâbi Macaristan kralı ve Erdel prensi îlân ettikten sonra, Macaristan fâtihi olarak 13 Kasım 1526’da İstanbul’a girdi. Akıncılar, Mohaç meydan muhârebesinden sonra, akınlarına devam ederek bir çok yerleri ele geçirdiler

1526 Tuna nehri üzerinde bulunan Petro Varadin (Petervardin) kalesini fetheden Osmanlı orduları, daha sonra da sırasıyla Sirem muhitindeki kaleleri, İyluk ve beraberindeki on küsur kaleyi ve nihayet Drava nehri kenarındaki Ösek (Eszek) kalesini zaptetmişlerdir.

Kazanılan Mohaç zaferinden sonra, Macaristan’ın başşehri olan Budin fethedilmiş ve bunu Segedin, Budin’in tam karşısında yer alan Peşte ve benzeri çevre şehirlerin fetihleri takip eylemiştir.

İstanbul’a Macaristan fatihi ünvanıyla dönen Kanuni, bu seferiyle Orta Avrupa’da dengeyi değiştirmiş ve artık Osmanlı Devleti’nin sınırları Avusturya ve Çekoslovakya’ya dayanmıştır.


1526 Baba Zünnun İsyanı

Yozgat’ta arazi meselesinden ve vergilerin ağır olduğu konusunda çıkmış gibi gösterilen bir Şii ayaklanmasıdır


1527 Molla Kabız Sapığı

Molla Kâbız, 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşamış sapık din adamıdır.
Müslüman olmasına rağmen Hz İsa'nın Hz Muhammed'den üstün olduğunu savunmuştur
İran’dan geldiği kayıtlıdır. Dinî bilgisini geliştirmiş ve Osmanlı İlmiye sınıfına girmiştir. Kendi fikirlerini halka anlatmıştır. Ayet ve hadisleri te’vil ve tefsir ederek Hz İsa’nın bü tün peygamberlerden üstün olduğunu ve hatta Hz Muhammed’den de daha faziletli olduğunu savunuyordu. İslâm dinini reddetmiyor, Hristiyanlık propagandası yapmıyordu.

Şeyhülislâm İbni kemal fikirlerini çürütmüş, hatasından döndüğü takdirde affedileceğini söylemiştir.

Kâbız bunu reddedip, kendi fikirlerinde ısrar edince idam edilmiştir. 


1527 Osmanlı himayesine giren Macar kralı Jan Şapolya ile anlaşma imzalanması.


1527 Sivas yakınında Kalender Karaçayır’ın isyanı ve İbrahim Paşa tarafından isyanın bastırılması.

Kalender Çelebi İsyanı ya da Kalender Şah İsyanı, Kalender Çelebi liderliğinde başlayan ayaklanmadır.
Osmanlı Devleti'ne karşı Anadolu'da çıkan dini içerikli büyük bir isyandır. İsyanın lideri, Bektaşî tarikâtının tekke şeyhliğini yapan Kalender Çelebi'dir.

Şah unvanı bulunan Kalender Çelebi Maraş ve civar bölgesinin Alevi kanaat önderidir. Anadolu’da artan mali sıkıntılar yanında yeni düzenlemelerden memnun olmayan ve yoğun Safevi propagandasından etkilenen Türkmen gruplarının destek verdiği Kalender’in isyanı 1526 Mohaç seferi sırasında patlak verdi.

Kalender’in isyanı sırasında Çiçekli, Akça Koyunlu, Masadlı, Bozoklu gibi büyük Türkmen aşiretleri onun yanında yer almıştı. İleriki dönemler de tımarları elinden alınmış sipahilerin ve onlara bağlı askerlerin de katılımıyla Orta Anadolu'ya yayılmıştır. Kalender’in etrafında 30.000 kişi toplanmıştı.
Kanuni Sultan Süleyman,Anadolu Beylerbeyi Behram Paşa ile Karaman Beylerbeyi Mahmud Paşa'yı isyanı bastırmakla görevlendirildi.

Bu kuvvetler yetişmeden önce Sivas Beylerbeyi Yakup Paşa Kalender’e mağlup oldu. Ardından Diyarbekir Beylerbeyi Deli Hüsrev Paşa ile Pasin ovasında yapılan çarpışmada geri çekilmek zorunda kalan Kalender, Anadolu Beylerbeyi Behram Paşa’yı Karaçayır’da yenilgiye uğrattı.

Behram Paşa, kendisine katılan Karaman ve Halep beylerbeyleriyle birlikte 8 Haziran 1527' de Tokat civarında Cincife’de tekrar onunla savaşa tutuştu. Çok çetin geçen savaşta Behram Paşa yine mağlup oldu. Savaşta; Karaman beylerbeyi, Alâiye, Amasya, Birecik beyleriyle Karaman ve Anadolu timar defterdarları hayatlarını kaybettiler.

İsyanın Bastırılması İsyanın büyümesi ve büyük zararlara yol açması Kanuni'yi harekete geçirmiştir. İsyanı bastırmakla görevlendirilen Sadrazam Pargalı İbrahim Paşa, bu yenilgi haberleri üzerine emrindeki 3000 yeniçeri ve 2000 sipahi ile Elbistan’a kadar ilerledi. Osmanlı kuvvetlerinin yoğun baskısı karşısında tutunamayacağını anlayan Kalender İran’a gitmeye niyetlendi, sonra da Bağdat’a yöneldi. İbrahim Paşa, tedbir olarak Kalender’e mağlup olan askerleri ordugahına sokmadığı gibi timarları ellerinden alınmış Dulkadırlı sipahileri ve Türkmen ileri gelenlerini davet ederek eski haklarının geri verileceğini bildirdi. Bunun üzerine Kalender’in safındaki sipahi grupları ve Türkmen beyleri İbrahim Paşa’nın yanına geldiler. İbrahim Paşa nın bu hamlesi ve teklifleri çok işe yaradı. Sipahiler ve Türkmen aşiretleri teker teker desteklerini çekmeye başladılar. Kalender' in 3-4 bin kişilik kuvvetinin kaldığı anlaşılınca İbrahim Paşa yanında bulunan çaşnigirlerden Bilal Mehmed ve Divâne Pervâne'yi beşyüz kişilik bir kuvvetle isyancıların gönderdi. 22 Haziran 1527 tarihinde Başsaz yaylağında asilere yetişen kuvvetler asileri mağlup ederek kalanları kılıçtan geçirdikleri gibi reisleri Kalender Çelebi ve Dulkadiroğulları'ndan Divâne Dündar'ın başını da kesmişlerdir.

Sonuçlar Kalender Şah Çelebi İsyanı Anadolu da Alevilik-Bektaşilik üzerine kurulu çıkan son büyük isyandır. Bu isyandan sonra bir daha büyük bir ayaklanma çıkmayacak, çıkan bazı büyük Celali İsyanları (Kalenderoğlu, Karayazıcı isyanları gibi) da Alevi nitelikli olsa da temeli dini amaçlara dayanmayacaktı. Bu isyanın etkileri devam ederken Sivas'ta Pir Sultan Abdal çeşitli nedenlerden ötürü 72 müridiyle birlikte başkaldırmış, bu olay Sivas Valisi Hızır Paşa tarafından bastırılmış, halk ozanı Pir Sultan asılmıştır.(1547)


1528 Bosna, Hırvatistan, Esklavonya ve Dalmaçya’nın fethi.


1529 4. Sefer-i Hümayûn’unu da Macaristan’a düzenleyen Kanuni, Budin’i yeniden Osmanlı hakimiyetine aldı ve yol üzerindeki Estergon’u ele geçirdikten sonra Ferdinand’ın gizlendiği Viyana’ya doğru yürüdü.


1529 Netice alınamayan I. Viyana Muhasarası,
Alman ve Macarları tekrar ümitlendirdi.

Taraflar
Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, Avusturya Arşidüklüğü,İspanyol İmparatorluğu

Osmanlı İmparatorluğu,Kırım Hanlığı, Boğdan Prensliği

Komutanlar : Nicholas,Graf von Salm

Osmanlı İmparatorluğu: I. Süleyman, Pargalı Damat İbrahim Paşa

Güçler 16.000 -- 80.000

I. Viyana Kuşatması, 27 Eylül-16 Ekim 1529 tarihlerinde Avusturya Arşidüklüğü'nün başkenti Viyana'nın I. Süleyman komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından kuşatılmasıdır. Başarısız olan kuşatma sonucunda kale alınamamış ve Osmanlı ordusu İstanbul'a geri dönmüştür.

Kanunî Sultan Süleyman, 120.000 kişilik bir orduyla Budin'den ayrılıp Viyana üzerine yürüdüğü haberi duyulunca, sadece Avusturya ve Almanya'da değil, bütün Avrupa'da bir korku başlamış, Osmanlı ilerlemesi karşısında, o sırada had safhada olan mezhep mücâdeleleri bile bir tarafa bırakılarak, Viyana'ya yardım seferi başlatılmış ve Avrupa'nın her yerinden muhtelif milletlere mensup yardım kuvveti gelmeye başlamıştı.

Kuşatmadan biraz evvel bu kuvvetlerin büyük bir kısmı kaleye yerleşmişti. Ferdinand şehri terk ederek kaçmış, yerine ihtiyar ve tecrübeli bir asker olan Kont Nicolos Von Salm'i kale komutanı olarak bırakmıştı. Savunma hazırlıklarına baslayan Kont Salm de, Türk ordusu gelmeden Viyana yakınlarındaki mahalleleri tamamen yakıp yıkmış, birinci istihkâm hattından yirmi adım içeride ikinci bir istihkâm inşâ etmiş, Tuna sahillerine kazıklar diktirerek müdâfaa için gerekli tedbirleri almıştı.

Osmanlı humbaracılarının yakıcı tesirlerinden korunmak için evlerin ahşap çatılarını yıktırmış, top güllelerinin tesirini azaltmak için de, sokakların kaldırımlarını söktürmüştü.

Ayrıca iki ay yetecek kadar erzak temin edip, şehirdeki sivil halkı dışarı çıkarmıştı.

Kaleyi muhasaraya başlayan Kanunî Sultan Süleyman, on yedi gün boyunca döverek, şehrin surlarını iyice tahrip etmişti.

Bu sırada bir Osmanlı güllesinin isabetiyle kale komutanı Kont Salm de ölmüştü.

Bununla birlikte kuşatma uzuyor; kış aylarının tahrip edici etkisi ve beklenen top mühimmatının gecikmesi Osmanlı ordusu için kuşatma şartlarını zorlaştırıyordu.

Çevreden aldığı istihbaratlar sonunda Viyana'ya yüz elli kilometre uzaktaki Linz'de bir Alman ordusunun toplandığı anlaşılınca, Kanunî, orduya muhasarayı kaldırma emrini verdi.

Aynı zamanda çeşitli beyler kumandasındaki akıncı kuvvetlerini akına göndererek, Avusturya, Güney Almanya (Bavyera), Moravya, Bohemya, Yukarı Macaristan (şimdiki Slovakya), Silezya ve Slovenya gibi Habsburg'lara bağlı ülkelerde saldırılar düzenletti.

16 Ekim'de Viyana önlerinden hareket eden ordu-yı hümâyûn, 25 Ekim'de Budin'e, 16 Aralık'ta da İstanbul'a döndü.


Macar asilzadelerinin ordugaha gelerek iltihak etmeleri.

Boğdan Prensliği’nin tabiyet andlaşması imzalanması.


1530 Budin’in Alman kuşatmasından kurtarılması.


1532 Kanuni Sultan Süleyman’ın 5. Seferi.
Alman seferine
hareketi.

Bölge: Macaristan, Slovakya, Avusturya ve Almanya

Sonuç: Osmanlı İmparatorluğu zaferi, İstanbul Antlaşması

TaraflarOsmanlı İmparatorluğu,Kırım Hanlığı ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu

Komutanlar: Kanuni Sultan Süleyman Pargalı Damat İbrahim Paşa

V. Karl I. Ferdinand 

Alman Seferi, 1532-1533 yıllarında Kanuni Sultan Süleyman komutanlığındaki Osmanlı ordularının Alman toprakları üzerine yaptığı seferdir.

Osmanlı Devleti; Alman idaresindeki Macar topraklarını almak, Alman gücünü kırmak ve birçok bölge fethetmek için Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na savaş ilan etmişti.

Sebepleri: II. Mehmed döneminden itibaren çok güçlü bir konuma gelmiş olan Osmanlı Devleti, özellikle Kanuni Sultan Süleyman devrinde Avrupa'da çok ilerlemişti.

Belgrad, Rodos ve Macaristan bölgeleri fethedilmişti. Viyana kuşatılmış ama kış sebebiyle geri çekilmişlerdi.

Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ve diğer birçok Avrupa devleti, Macaristan topraklarını geri almak istiyordu. Macar topraklarından sonra da Belgrad, Rodos gibi yerleri geri almayı hedefliyorlardı.

Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, Macar topraklarında bazı kalelere sahipti. Osmanlı Devleti içerisinde çıkan isyanların büyümesini ve bundan faydalanarak da bu hedefleri gerçekleştirmek istiyorlardı. Kanuni Sultan Süleyman yönetimi de Avrupalı devletlerin hedefini biliyor, bu tehlikeyi mutlaka bastırmak istiyordu. Osmanlı topraklarında çıkan bazı isyanlar yayılmaya başladı. Osmanlı Devleti bu sorunlarla ilgilenirken, Alman askerleri de Osmanlı yönetimindeki Macar topraklarına saldırmaya başladı.

Kanuni Sultan Süleyman, Divan-ı Humayun'un da desteğini alarak Alman toprakları üzerine sefer yapmak ve bu tehlikeyi bastırmak amacıyla savaş kararı aldı.

Haziran 1532'de Osmanlı ordusu, yürüyüşe geçti.

Macar topraklarında savaş Osmanlı Ordusu, yaklaşık 120,000 asker ve 400 toptan oluşuyordu. Belgrad'ı geçtiklerinde Kırım Hanının ordusu da orduya katıldı. Böylece Osmanlı ordusunadaki asker sayısı 150 bine ulaştı.

Osmanlı ordusu çok kolay bir şekilde Alman idaresindeki Macar topraklarına girdi. Yakınlarında herhangi bir Alman ordusu bulunmuyordu ve Almanlar da Osmanlı ile savaşmayı hiç istemiyordu. Kanuni Sultan Süleyman ise kesin zaferin büyük bir meydan muharebesi ile mümkün olacağını düşünüyordu.

İmparator V. Karl'ı meydan savaşına davet etti. Fakat Alman İmparatoru cevap vermedi. Bunun üzerine çok ağır sözlerle dolu mektuplar yolladı.

Ama yine cevap alamadı. Kanuni Sultan Süleyman, Alman ordusunu meydan savaşına davet ederken bazı kaleleri de fethetmişti. Kanije Kalesi, Güns Kalesi gibi önemli kaleler Almanlardan alındı.

Kısa süre içinde Alman idaresinde hiçbir Macar toprağı kalmadı. Türk akıncıları küçük Alman birliklerini de imha etmişti. Avrupa devletleri de oldukça endişelenmiş, Osmanlı ordusunun tekrar Viyana yönüne saldırmalarından korkuyorlardı.

Nitekim bir süre sonra Osmanlı Ordusu, Avusturya topraklarında taarruzu başlattı. Avusturya topraklarında savaş Macaristan'daki zaferlerinden güç alan Kanuni Sultan Süleyman, diğer idarecilerin de desteğiyle Avusturya üzerine taarruz yapılmasını emretti.

Osmanlılar, Viyana şehri önlerinde V. Karl'ın kumandasındaki ordu ile savaşmayı umuyordu.

Ancak ne Alman yönetimi, ne de Alman ordusu Osmanlı Ordusu ile meydan savaşı yapmayı hiç istemiyordu. 1526 yılındaki Mohaç yenilgisi gibi bir yenilginin tekrarlanmasından korkuyorlardı. Alman ordusu gelmeyince, Osmanlılar da Avusturya'da ilerlemeye devam etti. Bazı kaleler alındı. Almanların Viyana'dan sonra en önemli şehir olarak gördüğü Graz, kuşatmaya alındı. Bir süre sonra da Graz fethedildi. Bu olay, Hristiyan camiasında şok etkisi yarattı. Avrupalılar, Osmanlıların daha fazla ilerleyip Avrupa'yı fethedeceğinden korkuyordu. Ayrıca Avrupalı devletler bir ittifak altında Osmanlı ile savaşmayı da reddediyordu. Seferin sonu Avrupalı devletler büyük bir endişe içerisindeyken, Osmanlı ordusu Avusturya topraklarındaki seferine devam ediyordu. Ancak Anadolu'dan Osmanlı aleyhine isyan haberleri geliyordu. Anadolu'da ayaklanma çıkmış ve oldukça yayılmıştı. İsyan daha da yayılırsa çok tehlikeli bir boyut alabilirdi. Bundan endişe eden Kanuni Sultan Süleyman yönetimi, seferin sona erdirilip bu sorunun halledilmesini kararlaştırdı. Zaten Avrupalı devletler de barış yapılmasını sürekli teklif ediyorlardı.

Haziran 1533'te Osmanlı Devleti ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu arasında İstanbul Antlaşması imzalandı.

Bu antlaşma ile Osmanlılar fethettiği bütün bölgelere sahip oluyor, Almanlar Macaristan'dan tamamen vazgeçiyor, çok önemli kaleler Osmanlı idaresine giriyor, Almanlar Osmanlılara yılda 30.000 duka altın haraç ödemek zorunda kalıyor ve Alman imparatoru, Osmanlı imparatorundan aşağı sayılıyordu.

Bu yenilgi, Alman halkını derinden üzdü. Ama yine de Alman İmparatorluğu, Viyana'nın kaybedilmemesinden dolayı mutlu sayılırdı.

Şıkloş ve arka arkaya 7 Kale ve Kanije Kalesi’nin fethedilmesi.

Raab Suyu kenarında bulunan karşılıklı 4 kalenin alınması.


1532 Kanuni Sultan Süleyman’ın Kral Ferdinand’ı meydan muharebesine davet eden bir resmi yazı gönderilmesi.


1532 Cenevizli kaptan “Andrea Doria”nın Osmanlı sahillerine ilk tecavüzü Koron Kalesi’ne (Yunanistan) gelmesi.


1533 Türk hakimiyetini kabul eden Avusturyalı’lar ile barış andlaşmasının imzalanması.


1533 Barbaros Hayreddin Paşa’nın İstanbul’a gelişi ve Kanuni Sultan Süleyman tarafından kabul edilişi.

Barbaros Hayrettin Paşa (Hızır Reis)'nın Osmanlı Hizmetine Girmesi ve Cezayir’in Osmanlı topraklarına katılması-

Barbaros Akdeniz'de faaliyet gösteren bir Türk korsanı idi. Kuzey Afrika'da başarılar kazanmış ve Osmanlılardan aldığı destek kuvvetlerle CEZAYİR’e sahip olmuştu.

Osmanlı Donanması, kara ordusu kadar güçlü değildi. Bu yüzden Kanuni Sultan Süleyman Barbaros'u Osmanlı hizmetine girmeye çağırdı.

Barbaros'un bu teklifi kabul etmesiyle Osmanlı donanması güçlenirken, Cezayir de Osmanlı topraklarına katılmış oldu.


1534 Mora sahilindeki Koron Kalesi’nin alınması.


1534 Barbaros Hayreddin (Cezayir Beylerbeyi) Paşa’nın Kaptan-ı Derya tayin edilmesi.


1534 Kanuni Sultan Süleyman’ın 6. Seferi. Irakeyn seferi.

6. Sefer-i hümayûn, Irakeyn seferi veya İran seferi diye de meşhurdur. Şarlken’den sonra Kanuni’nin ikinci büyük rakibi olan Şah Tahmasb, Bitlis hakimini kendisine tabi olması için zorluyor ve Osmanlı Devleti’nin başına doğuda gaileler açıyordu. Osmanlı Devleti’ni Olama Han ve Safevi devletini ise, Bitlis Hakimi Şeref Han tutuyordu. sefer, Vezir-i A‘zam İbrahim Paşa komutasında başladı ve yol esnasında Adilcevaz, Erciş, Van ve Ahlat alındıktan sonra Tebriz’e girildi. Daha sonra Padişah da sefere katıldı ve Karahan Derbendi geçildikten sonra Hemedan ve Kasr-ı Şirin yoluyla Bağdat’a ulaşıldı.Bağdad direnmeden teslim oldu. Kerkük ve Hille gibi Irak beldeleri Osmanlı ülkesine katıldığı gibi, Güney Irak, Kuveyt, Lahsa, Katif, Necd, Katar ve Bahreyn bölgeleri de Osmanlı Devleti’ne itaat edince bütün bunlar, Basra Eyaleti adı altında Osmanlı’ya bağlandı Bu arada Barbaros Hayreddin Paşa, aynı yıl Tunus’u fethederek Osmanlı Devleti’ne bağlamıştı.


1535 Osmanlı-Fransız İlişkileri Ve Kapitülasyonlar

İlk Osmanlı-Fransız ilişkisi Fransa kralı I. Fransuva'nın Almanya İmparatoru (Kutsal Roma Germen) Şarlken ile yaptığı savaşta esir düşmesiyle başlamıştı.

Bunun üzerine Fransuva'nın annesi dönemin en güçlü devleti Osmanlı Devletinden yardım istemişti

Bunun üzerine Kanuni Macaristan seferine çıkarak Mohaç'da Macarları yenmiş, sonrada Avusturya ve Almanya seferlerine çıkmıştı.

Kapitülasyonlar:

Ticaret, hukuk, gümrük gibi alanlarda devletlerin birbirlerine tanıdıkları imtiyazlardır.

Kanuni Sultan Süleyman 1535'de Fransızlarla KAPİTÜLASYON antlaşması imzalamıştır.

Kanuni’nin Fransızlara kapitülasyon vermesindeki amaçları şunlardır;

*Fransa’yı kendi yanına çekerek Avrupa Hristiyan birliğini bozmak, v Osmanlıların Avrupa siyasetinde etkili olmasını sağlamak,

*Akdeniz ticaretini canlandırmak

*Osmanlı gümrük gelirlerini arttırmak,

*Osmanlı ticaret mallarını Fransızlar aracılığıyla Avrupa’ya pazarlamaktır.

Kapitülasyonlarla İlgili Önemli Notlar:

* 1535’te imzalanan bu kapitülasyon antlaşması süresiz değildi. İki hükümdarın yaşadığı dönemde geçerli olacaktı. Ancak Kanuni'nin ölümünden sonra Fransızların isteğiyle 5 kez yenilenmiş ve kapitülasyonlar I. Mahmut döneminde 1740'da sürekli hale getirilmiştir.

* Devletin gücünü koruduğu dönemlerde önemli bir sorun yaratmayan kapitülasyonlar, devletin gücünün azalmasına paralel olarak ve Avrupa'da sanayinin gelişmesiyle önemli bir sorun olmuştur.

* Başlangıçta sadece Fransızlara verilen bu haklar genişletilerek, diğer Avrupa devletlerine de verilmiştir.

* 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşmasıyla Kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır.


1537 7. Sefer-i hümayûnda Venediklilerin üzerine gidilmiş, Korfu ve Otranto hücuma ma’rûz kalmışsa da, Venediklilerin sulh talebi ve Fransa Kralının da arzusu üzerine İstanbul’a dönüldü. Bu arada Doğu Hırvatistan’da Osiyek yakınlarındaki Vertizo’ya sokulan düşman askerleri yok edildi.


1538 8. Sefer-i hümayûn Kara Boğdan yani Moldavya üzerine yapıldı.  

Kanuni Moldavya üzerine yürürken, denizlerde Hadım Süleyman Paşa, Süveyş’ten hareket ederek Yemen ve Aden’i almış ve Hindistan’daki Diu Kalesini kuşatmıştı.


1538 Preveze zaferi.
Osmanlı Devleti’ne Batı Cezayir’i kazandıran Barbaros Hayreddin Paşa, Batılı donanmalara karşı kazandığı Preveze deniz zaferi ile Akdeniz’i bir Osmanlı Gölü haline getirmişti.

Kara Boğdan seferi de, her ne kadar sulh ile neticelendi ise de, hem Moldavya bölgesinde ve hem Tuna boyunda Osmanlı sınırları durmadan genişliyordu.


1539 Hindistan seferinden dönen Süleyman Paşa’nın Yemen’de bir Türk vilayeti kurduktan sonra Cidde Limanı’na gitmesi.


1540 Dalmaçya’nın güneyinde “Castelnuovo” Kalesi’nin alınması.


1540 Osmanlı-Venedik barış antlaşmasının imzalanması.


1541 Veziriazam Lütfi Paşa’nın sadaretten azli. Hadım Süleyman Paşa’nın tayini.


1541 Kanuni Sultan Süleyman’ın 9. seferi. 9. Sefer-i hümayûn, 1541’de yapılan Budin Seferi’dir.
Macaristan’da Osmanlıların himayesindeki Kral Yanoş Zapolya’nın ölümüyle (1540), Avusturyalı Ferdinand’ın buraları işgal etmek istemesi ve hatta Budin ve Peşte’yi kuşatması, Kanuni’yi tekrar bu bölgelere getirdi. Macaristan’ı Budin Eyaleti’nin bir parçası haline getirdi.


1541 Cezayir’i savunan Hasan Ağa’nın Charles Quint’in ordusuna karşı zafer kazanması.


1542 Peşte’yi kuşatan müttefik Avrupa ordularının, oniki de bir oranındaki Türk koruyucularına mağlup olduktan sonra perişan kaçarken imha edilmesi.


1543 Kanuni Sultan Süleyman’ın 10. seferi. Kanuni’nin “Usturgon” Estergon (Avusturya) seferi için Edirne’den hareketi.


1543 Barbaros Hayrettin Paşa’nın, Fransa’nın Almanya ile olan anlaşmazlığı sebebiyle Fransız Donanması’na destek olmak amacıyla, İstanbul’dan Nice hareketi.Budin’in güneyinde bulunan Pees Kalesi’nin alınışı.Şikloş Kalesi’nin Türklere teslim oluşu.


1543 Estergon Kalesi’nin kuşatılması

Estergon Kalesi’nin Türk ordusu tarafından alınması.

Bölge Estergon, Macaristan

Sonuç Osmanlı İmparatorluğu zaferi

Taraflar: Osmanlı İmparatorluğu

Avusturya Avusturya Arşidüklüğü

Komutanlar : I. Süleyman ,Sokollu Mehmed Paşa, Ulama Bey ,Ahmed Paşa, Ali Bey ,Hacı Ali Bey

Martín Lascano ,Francisco Salamanca, Tristan Vierthaler, Michael Regensburger Torielli,Vitelli

Sefere çıkma kararı almasının ardından Kanuni Süleyman, 2 Eylül 1542'de Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa'yı Rumeli'ye, Yeniçeri Ağası Ali Ağa'yı ise Edirne'ye göndererek sırasıyla Rumeli ve Anadolu eyaletleri ile kendilerine bağlı sancak beylerinin sefere hazırlanması emrini verdi.

İstanbul'daki hazırlıkları tamamlanmasının ardından K.Süleyman, 17 Aralık 1542 günü Edirne'ye hareket etti.

Kışı burada geçirmesinin ardından, oğlu Bayezid ile birlikte 23 Nisan 1543'te Sofya'ya doğru yola çıktı.

4 Haziran'da Belgrad'a varan K.Süleyman'ın önderliğindeki kuvvetler, daha önceden buraya gelmiş olan Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa ve Anadolu Beylerbeyi İbrahim Paşa komutasındaki kuvvetlerle birleşti.

13.950 asker

Osmanlı kuvvetleri, 21 Temmuz günü Budin'e ulaştı.

26 Temmuz günü Estergon, kuşatıldı.

Kalede, kaynaklara göre sayısı 1.300 ile 6.000 arasında değişiklik gösteren Alman, İspanyol, İtalyan ve Macar askerler bulunmaktaydı.

İspanyolların başlarında Martín Lascano ve Francisco Salamanca, Almanların başında Tristan Vierthaler ve Michael Regensburger, İtalyanların başında ise Torielli ve Vitelli isimli komutanlar vardı.

Kuşatmanın beşinci günü olan 31 Temmuz'da yapılan teslim çağrısı da kaledekiler tarafından reddedildi.

6 Ağustos günü surlarda açılan gediklerden içeriye Osmanlı kuvvetleri girerken, kaleyi savunanlar iç kaleye çekildi.

Ertesi gün, 7 Ağustos günü ise iç kalenin Osmanlı güçleri tarafından alınmasıyla birlikte kuşatma sona erdi.

Fetih sonrasında şehrin bulunduğu bölge bir sancak hâline getirilerek Budin Eyaleti'ne bağlandı.


1543 Türk donanmasının Nice’i fethi.


1543 Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki kuvvetlerin “İstol-Belgrad”ı fethi.


1544 Şehzade Camii, Türbe ve Külliyesi’nin inşaatına başlanması.


1546 Şehzade Selim’in oğlu Şehzade Murad’ın doğumu.


1546 Türk denizcilik tarihinin en büyük kumandanlarından Barbaros Hayreddin Paşa’nın 80 yaşında vefat etmesi.


1547 Almanya ve Avusturya ile imzalanmış olan barış antlaşması gereğince her iki devletin de vergiye bağlanması.


1547 İran Şahı I. Tahmasb’ın kardeşi Elkas-Mirza’nın Osmanlı Devleti’ne iltica etmesi.


1548 Kanuni Sultan Süleyman’ın 11. seferi. Kanuni’nin ikinci İran seferi Kanuni’nin Şenb-i Gazan’a gelişi ve Tebriz’in işgal edilmesi.


1548 İstanbul’da Şehzade semtinde yapılan Şehzade Camii ve Külliyesi’nin tamamlanması.


1548 Kanuni’nin Van’a gelişi ve Van Kalesi’nin teslim olması.


1550 Süleymaniye Camii ve Külliyesi’nin temel atma töreni.


1551 Kaptanı Derya Sokullu Mehmed Paşa’nın yönetiminde Turgut Reis’in ilk Malta akını.


1551 İran Şahı Tahmasb’ın Doğu Anadolu’ya akını.


1551 Trablusgarb’ın Turgut Reis tarafından fethi.


1551 Avusturyalıların Lippa’yı kuşatmaları.


1552 Büyük bir Türk zaferiyle neticelenen ”Segedin” baskını.


1552 Piri Reis’in Portekizlere karşı Maskat ve Hürmüz seferi.


1552 Tisa Nehri üzerindeki “Szolnok” Kalesi’nin fethi.


1553 Turgud Reis’in Fransa’yı korumak için Akdeniz’e hareketi.


1553 Kanuni Sultan Süleyman’ın 12. seferi. Nahçivan seferi


1555 Nahçıvan seferinden dönen Kanuni Sultan Süleyman’ın Üsküdar sarayına gelmesi ve Rumeli’de büyük bir isyan hareketi yapan Düzmece Mustafa’nın idamı.


1555 Veziriazam Kara Ahmed Paşa’nın idamı. Rüstem Paşa’nın ikinci defa vezir tayini. İstanbul’da ilk defa kahve içilmeye ve kahvehaneler açılmaya başlanması. Büyük şair Fuzuli’nin vefat etmesi.


1557 İnşaatı tamamlanan Süleymaniye Camii ve Külliyesi’nin hizmete açılması.


1559 Şehzade Bayezid ile Selim’in Konya ovasında karşılaşmaları.
Şehzade Bayezid ordusunun geri çekilmesi.


1559 Şehzade Bayezid’in 12 bin kişilik bir kuvvetle ve dört oğluyla beraber Amasya’dan İran’a hareketi.


1559 Kaptan-ı Derya Piyale Paşa’nın Avlonya seferi.


1560 Türk Donanması’nın Akdeniz seferine başlamak üzere hareketi.


1560 Türk denizcilik tarihinin en önemli zaferlerinden Cerbe zaferi.

Cerbe Deniz Savaşı (1560)

Haçlı donanmasının Kuzey Afrika’da Türk egemenliğine son vermek istemeleri üzerine İspanyolların elinde bulunan Cerbe Adası, Turgut Reis tarafından kuşatıldı.

Piyale Paşa komutasındaki donanmanın yardımıyla Haçlılar bozguna uğratıldı.

Böylece Kuzey Afrika’daki Türk üstünlüğü kesinleşmiş oldu.

Cerbe Deniz Muharebesi 1560 yılının Mayıs ayında Tunus’un Cerbe Adası açıklarında Kaptan-ı Derya Piyale Paşa kumandası altındaki Osmanlı Donanmasıyla İspanyol kuvvetlerinin başını çektiği bir Haçlı Donanması arasında yapılmış bir deniz savaşıdır.

Osmanlıların büyük bir zafer kazandığı bu savaşta Haçlı gemilerinin yarısı batırılmıştır. 1538’de Preveze’de alınan yenilgi ve 1541’de İmparator Şarlken’in felaketle sonuçlanan Cezayir seferinin ardından Akdeniz’in önde gelen deniz güçlerine sahip olan İspanya ve Venedik devletleri, Osmanlılar ve müttefikleri olan korsanları kendilerine büyük birer tehdit olarak görmeye başladılar.

Özellikle 1558’de Piyale Paşa’nın Balear Adaları’na saldırılar düzenlemesi ve Turgut Reis ile beraber İspanya’nın Akdeniz sahillerine saldırılar düzenlemesi üzerine, İspanya kralı II. Felipe, Papa IV. Paul’den Trablusgarp’ın Turgut Reis’ten geri alınması için yeni bir Haçlı donanması kurulmasına önayak olmasını ıstedi.

Bunun üzerine İspanya, Papalık Devleti, Malta, Ceneviz, Venedik ve Savoya Dükalığı’nın birleşmesi ile kurulan ve 100-150 parça gemi ve yaklaşık 30.000 kara askerinden oluşan bir armada hazırlandı.

Donanmaya Medina-Coeli dukası Jean de la Cerda, kara ordusuna ise İspanyol asilzadelerden Don Alvaro de Sande komuta edecekti.

Birliklerin genel komutanı ise ünlü amiral Andrea Doria’nın yeğeni Giovanni Andrea Doria olacaktı.

Haçlı donanması’nın öncelikli planı Tunus açıklarındaki yer alan ve gerek Trablusgarp, gerekse Tunus’a olan mesafesi açısından stratejik bir konuma sahip Cerbe Adası’nı ele geçirmek, ardından Trablusgarp’a saldırmaktı.

Ada ele geçirildiğinde Malta ve Sicilya donanmaları burada bırakılıp Osmanlı Donanması’nın Batı Akdeniz’e geçmesi engellenecek, bu sayede askeri yardım alamayacak olan Cezayir daha kolay elde edilebilecekti.

Messina’dan yola çıkan Haçlı donanması ilk önce Malta’ya uğradı.

Burada kötü hava koşulları nedeniyle 2 ay mahsur kalan donanma hastalık vb. nedenlerle yaklaşık 2.000 kayıp verdi. Şubat 1560’da Trablusgarp’a doğru harekete geçtiler ve 7 Mart 1560’da Cerbe Adası’na asker çıkarmaya başladılar.

Bu esnada Akdeniz’deki hareketlenmenin farkına varan Trablusgarp beylerbeyi Turgut Reis, padişah Kanuni Sultan Süleyman’a durumu bildirip gerekli tedbirin alınmasını arz etti.

Bir yanda Basra Körfezi’nde Portekiz’liler ile mücadeleye girişen Osmanlı Devleri, diğer yanda henüz padişah yaşıyor olmasına rağmen Şehzade Selim ve Şehzade Beyazıt arasında başlayan taht mücadelesi ile çalkalanıyordu.

Tüm bunlara rağmen Kanuni, kaptan-ı derya Piyale Paşa’ya emir vererek duruma müdahale etmesini istedi.

Gerekli hazırlıklar kısa sürede tamamlanarak 86 savaş gemisiyle İstanbul’dan harekete geçildi.

Bu donanmaya Mora’da Midilli sancakbeyi Kurdoğlu Muslihiddin Mustafa ve Rodos sancakbeyi Kurdoğlu Ahmed dahil oldular.

7 Mayıs 1560’da Malta’ya ulaşan Piyale Paşa adaya saldırılar düzenleyip esir ve ganimet elde etti.

Akabinde, Turgut Reis’in edindiği istihbarat sonucunda Haçlı Donanması’nın halen Cerbe’de olduğu ve Trablusgarp’a saldırmak için beklediği öğrenildikten sonra acilen Cerbe Adası’na doğru yelken açıldı.

Piyale Paşa komutasındaki donanmanın 11 Mayıs 1560’da Cerbe’ye ulaşması Haçlı birlikleri arasında sürpriz ve panik yarattı, çünkü Haçlılar’ın beklentisi Osmanlı donanmasının ancak yaza doğru İstanbul’dan sefere çıkabileceği ve o zamana kadar Trablusgarp’ın ele geçirileceği şeklindeydi.

14 Mayıs 1560’ta Osmanlı donanması Preveze’de uygulanan yarım ay şeklindeki savaş düzenine girmişti.

Merkeze Piyale Paşa, sağ kanada Kurdoğlu Ahmed Bey ve sol kanada da Kurdoğlu Mustafa Bey komuta ediyordu. Haçlı donanması da benzer bir dizilişi uyguladı. Savaş top atışları ile başladı.

Türk topçusunun isabetli ve etkili atışları sonucunda Haçlı filosunda panik ve bozgun belirtileri gözlemleyen Piyale Paşa, düşmanın üzerine gidilmesini emretti. Bu manevrayı gören Juan de la Cerda, elindeki gemileri iki gruba ayırıp bir kısmı ile açık denize hareketlenirken diğer grubu kıyıya yönlendirdi.

Bunun üzerine Piyale Paşa denize açılmak isteyen grubun üzerine giderken, Kurdoğlu Mustafa Bey karaya doğru yöneldi. Açık denizde haçlı donanmasına büyük bir darbe vuran Piyale Paşa, Giovanni Andrea Doria’nın filosunu yakalayıp rampa etti, fakat kaptan Doria küçük bir sandal ile ağır yaralı halde kaçmayı başardı.

Bu esnada Kurdoğlu Mustafa Bey komutasındaki birlikler karaya yanaşamayan Haçlı gemilerine saldırıp Haçlı birliklerinin önemli bir kısmını etkisiz hale getirdi.

Deniz savaşı Türk’lerin kesin zaferi ile sonuçlandı. İlk günün sonunda savaşın hakimiyeti tamamen Piyale Paşa’nın eline geçmişti.

Bazı kaynaklarda, Haçlı donanmasının ilk günkü kaybının 20 kadırga ve 26 gemisi olduğu, ertesi gün kara savaşları devam ederken ise verilen toplam kaybın hazırlanan armadanın neredeyse yarısı olduğu belirtilir.

Asker kaybının ise 9.000-18.000 arasında değiştiği rivayet edilir.

Savaşın üçüncü günü Cerbe’ye ulaşan Turgut Reis’in kaçmaya çalışırken yakaladığı gemilere verdirdiği zayiat ve aldığı esir ve ganimetlerle Haçlı donanmasının kaybı büsbütün artmıştır.

Alınan esirler arasında Giovanni A. Doria’nın kaçması ile komutayı devralan Don Alvaro de Sande ve diğer üst düzey subay ve soylular da bulunmaktaydı.

Kara savaşından kurtulabilenlerin Cerbe Kalesi’ne sığınması ile başlayan kuşatma üç ay sürmüş ve kaleyi savunan İspanyol askerler teslim olması ile savaş tamamen sona ermiştir.

Türk tarihinde Cerbe Zaferi’nden, Preveze’den sonra gelen ikinci büyük deniz zaferi olarak bahsedilir.

Cerbe Kalesi’nin fethinden yaklaşık iki ay sonra 27 Eylül 1560’da Osmanlı Donanması, haçlılardan ele geçirilen ve tahrip edilmeyen 28 savaş gemisi ve 27 nakliye gemisinin yanı sıra aralarında düşman komutanlar Don Alvaro de Sande, general Sanieu de Levia ve Sicilya/Napoli filo komutanı Don Juan’ın bulunduğu yaklaşık 5.000 esir ile İstanbul’a dönmüştür.

Cerbe Muharebesi’nde alınan zafer ile Osmanlı İmparatorluğu’nun Akdeniz’de 22 yıl önce Preveze Zaferi ile başlayan hakimiyeti zirve noktasına ulaşmıştır.

Birkaç yıl sonra 1565’te Osmanlı Donanması, Rodos’tan kaçan Hospitalier Şövalyeleri’nin yeni üssü olan Malta Adası’nı kuşatmış, fakat bu defa başarılı olamamıştır.

Türklerin denizlerdeki yenilmezliği 1571 yılındaki İnebahtı faciasına kadar devam etmiştir.


1561 Veziriazam Rüstem Paşa’nın vefatı.
Semiz Ali Paşa’nın tayini

Semiz Ali Paşa (ö. 1565, İstanbul), I. Süleyman saltanatı döneminde 1561-1565 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

1520'li yıllarda devşirme olarak İstanbul'a getirilmiş ve Pargalı İbrahim Paşa'nın kethüdâsı olan akrabası Çeşte Bâli'nin yardımıyla saraya girmiştir.

Enderun’da eğitim gördükten sonra 1545' de mir-i alem, 1546 yılında yeniçeri ağası ve sonrasında Rumeli beylerbeyi oldu. Nisan 1549 yılında vezirlik ile Mısır beylerbeyiliği görevine getirildi. Aralık 1553'de ikinci vezir sıfatıyla İran seferine katıldı.

Damat Rüstem Paşa'nın vefatından sonra Vezir-i Azamlık görevine getirildi.

Vezir-i Azamlığı döneminde Avusturya ile ilişkileri iyi tutarak barış ortamının sürmesini sağladı.

1565'de sadrazamlık görevindeyken vefat etti. Kabri, Eyüp Camii avlusunda Hacı Beşir Ağa Türbesi'nin yanındaki küçük hazirededir. Osmanlı dönemi kaynaklarında çok iri, şişman ve uzun boylu olduğu için kendisine "Semiz", "Kalın" gibi lakaplar verilmiştir.


1561 Şehzade Beyazid’in Kazvin’de dört oğlu ile birlikte idamı.

Kanuni, Bayezid'in af talebini reddedip yakalanmasını emredince Bayezid oğullarını alarak Temmuz’da Amasya’dan çıktı.Ağustos ortalarında İran’a sığınmak zorunda kaldı.

İran’da Şah Tahmasb tarafından Kazvin'de büyük bir törenle karşılanan Bayezid, onun aracılığıyla babasından affını diledi.

Tahmasb, Selim ve Kanuni arasında Bayezid’in teslimi konusunda yazışma ve pazarlıklar yapıldı.

Tahmasb’ın isteklerinden bir kısmını kabul etmek zorunda kalan Kanuni, ona 200.000 altın ödeyeceğini ve Kars Kalesi’i bırakacağını vaad etmiştir.

Ayrıca Selim de padişah olduğunda, İran’la dost kalacağına dair bir ahidname vermiştir.

Anlaşma sağlanınca Kazvin’e giden Osmanlı elçileri 25 Eylül 1561 tarihinde önce Bayezid’i ardından da oğullarını boğarak öldürdüler.

Bayezid ve oğullarının cenazeleri Sivas’a getirilerek surların dışında bulunan "Melik-i Acem türbesi"'ne defnedilmiştir.


1565 Donanmanın Malta seferine başlaması.

Trablusgarb Beylerbeyi Turgud Reis’in Malta’ya gelmesi. Savaş sırasında Turgut Reis’in şehit düşmesi.

Malta Adası’nda “Saint-Elme” Kalesi’nin fethi.

Sultan Kanunî Süleyman, Malta’yı almaya karar verince, kaptan-ı derya Piyâle Paşa komutasındaki donanmayı Malta seferine memur etti.

19 Mayıs 1565 günü Malta kıyılarına gelen donanma karaya asker çıkarttı.

Bu sırada Mustafa Paşa kuvvetleriyle. Malta yolu üzerindeki Saint-Elme Kale’sini kuşattı.

2 Haziran günü Malta ya gelen Turgut Reis kuşatmaya levendleriyle katıldı. Yapılan saldırılar, şövalyeler tarafından geri püskürtülüyor, het seferinde Osmanlı askerleri büyük kayıplar veriyorlardı.

Bu saldırılardan birisinde Turgut Reis yaralandı. 17 Haziran 1565 günü iyileşmeyen yarası yüzünden öldü.

Bundan sonra, Mustafa Paşa’nın düzenlediği saldırı sonucu Saint-Elme Kalesi şövalyelerden alındı.

Buradan Saint-Michel Kalesi’ne yönelen Osmanlı kuvvetleri, bir yandan da adaya gönderilen İspanya, Sicilya, Papalık ve Floransa devletlerinin yarim kuvvetleriyle çarpışıyordu.

15 Temmuz 1565 günü yapılan saldırıda kale komutanı Don Fancisco öldürüldü ve Castilla BurCu Osmanlıların eline geçti. Maltalılar karşı saldırıyla Osmanlı kuvvetlerini kaleden attılar.

Eylül ayına kadar süren sonuçsuz çarpışmalar, İspanyolların 6 Eylül 1565 gecesi Ada’ya önemli bir yardım kuvveti çıkartmasıyla sonuçlandı.

Sicilya kıyılarında da kuvvetli bir donanmanın hazır beklediğini bilen Mustafa Paşa 8 Eylül 1565 günü kuşatmayı kaldırdı.

Böylece, Hıristiyan âleminde saygıdeğer yer kazanan Malta şövalyeleri, Katoliklerin yardımlarıyla kaleleri bir yıl içerisinde onardılar.


1565 Veziriazam Semiz Ali Paşa’nın vefatı, Sokullu Mehmed Paşa’nın ikinci defa vezirliği.


1565 Başarısız bir seferden sonra ordu ve donanmanın Malta’dan İstanbul’a hareketi.


1566 Türk donanmasının Sakız Adası’nı fethi. (Piyâle Paşa ile)

Cenevizliler Osmanlı’ya ödedikleri vergiyi kesince Piyale Paşa Sakız Adası’nı almakla görevlendirildi. Sefer sonucunda Sakız Adası alınarak Batı Akdeniz kıyılarının ve Boğazların güvenliği sağlanmış oldu.  

(Kaptan-ı Derya Piyale Paşa 70 parça kadırga ile denize açılıp adanın karsısındaki Çeşme’ye geldi.

Donanmanın Çeşme’ye geldiğini gören Sakız yönetimi hediye ve vaadlerle Osmanlı’yı vazgeçirmeye çalıştılarsa da başaramadılar.

Bunun üzerine 14 Nisan 1566′da Sakız’a çıkan Piyâle Paşa ve leventleri kan dökmeden adayı ele geçirip bütünüyle Osmanlı topraklarına kattılar.

Böylece Ceneviz, Ege’deki son kolonisini de kaybetmiş oldu.

Böylece Sakız Adası da diğer komşu adalar gibi Osmanlı hakimiyetinin sağladığı müsamaha iklimine girmiş oldu.

Akdeniz’de Kanuni döneminde tam bir üstünlük sağlanamadı.

Ancak Kanuni’den sonra 1571 yılında Kıbrıs’ın fethedilmesiyle Doğu Akdeniz’de üstünlük kesin olarak sağlanmış oldu. Aynı yıl Osmanlı donanması İnebahtı’da yenildi ve donanmanın büyük bir kısmı yakıldı. Kısa sürede yenilenen donanmayla Akdeniz’deki fetihlere devam edildi.1574 te Tunus fethedildi.

1576’da Fas Osmanlı Devleti’nin himayesine alınarak Akdeniz’deki hâkimiyet pekiştirildi.


1566 Kanuni’nin torununun oğlu Şehzade Mehmed’in doğumu.


1566 Kanuni Sultan Süleyman’ın ve ordunun Zigetvar’a gelişi ve Kale’nin kuşatılması.


1566 “Gyula” Kalesi’nin Pertev Paşa ordusuna teslim olması.

1566 tarihinde ikinci vezir Gazi Pertev Paşa komutasındaki ordu tarafından fethedilerek Osmanlı yönetimi altına girdi ve Temeşvar Eyaletine bağlı (Romanya) Göle veya Küle olarak adlandırılan bir sancak merkezi oldu.

1695 yılına kadar Habsburglar tarafından ele geçirilinceye kadar Osmanlı hakimiyeti altında kalmıştır.


1566 Kanuni’nin hastalığı.


1566 Kanuni’nin Sultan Süleyman’ın vefatı.

1566  Zigetvar İç Kalesi’nin fethedilmesi.

Taraflar : Osmanlı İmparatorluğu,Boğdan Prensliği Boğdan Prensliği

Habsburg Monarşisi ,Macaristan Krallığı Hırvatistan Krallığı

Komutanlar:  I. Süleyman ,Sokullu Mehmet

Nikola Šubić Zrinski

Padişah bizzat sefere çıkmadan iki ay önce, ikinci vezir Pertev Paşa, emrindeki Osmanlı askerleri ile destek için gelen Eflak, Boğdan ve Kırım kuvvetleriyle birleşerek Erdel taraflarındaki Göle'yi fetih ve Tokay ile Zatmar'ı geri almakla görevlendirildi.

Bir müddet sonra padişahın komutasındaki ordu da Belgrad yoluyla Macaristan topraklarına geldi.

Burada Eğri kalesinin fethedilmesi kararlaştırılıp askerler o tarafa sevkedildiği sırada Zigetvar beyi Zirinyi Mikloş tarafından Tırhala sancakbeyi ve oğlunun Şikloş'da şehit edildiği haberinin gelmesi üzerine ordu geri çevrilerek Zigetvar kalesi üzerine gidildi.

Osmanlı ordusu 5 Ağustos 1566 tarihinde Zigetvar’ın önlerine vardı. Bu sırada şehir, bir kale ile eski ve yeni kentten oluşan üç parça halindeydi ve bunlar birbirine köprülerle bağlanmıştı.

Kale yine etrafı surla çevrili bu iki şehrin kuzeyinde bulunuyordu.

Etrafında su dolu hendekler vardı. Yaklaşık bir ay süren kuşatmada her iki taraf da ağır kayıplar verdi.

Yoğun top ateşi ve hendeklerdeki suyun akıtılmasından sonra 13 Ağustos’ta eski şehir kısmı, 19 Ağustos’ta da yeni şehir bölümü alındı. Kalede ise direniş sürdü. Üç genel hücumun ardından 5 Eylül’de açılan bir lağıma yerleştirilen humbaranın ateşlenmesiyle kalenin altında savunmacıların sakladıkları barut mahzeni ateş aldı ve art arda patladı. Savunmanın çökmesi üzerine umutsuz duruma düşen Zrínyi yanındaki askerlerle kaleden yarma harekatına giriştiyse de yaralı halde esir düştü. Başı kesilip Gyór yakınlarında beklemekte olan Alman Kralı II. Maximilian’a gönderildi

Kaleye yapılan hücumdan bir gün önce Kanuni Sultan Süleyman hayatını kaybetmiştir.

Padişahın hayatını kaybetmesi, sadrazam tarafından bu durumun tehlikeli olacağı düşünülerek gizli tutulmuştur.

Kalenin fethinden de sonra padişahın ölüm haberi oğlu II. Selim Belgrad'a gelene kadar gizli tutulmuştur.


Sultan II. Selim’in tahta davet edilmesi.


1566 Şehzade II. Selim’in Afyonkarahisar’dan İstanbul’a hareketi.


1566 Drava (Tuna nehrinin bir kolu) üzerindeki “Bobokça“ Kalesi’nin fethedilmesi.



1566 Sultan II. Selim’in İstanbul’da Kadıköy’e gelmesi ve tahta çıkışı.


1566 Sultan II. Selim’in İstanbul’dan Belgrad’a hareketi.


1566 Sultan II. Selim’in Belgrad’a gelmesi.


1566 Ordunun Zigetvar’dan Belgrad’a hareketi.


1566 Kanuni Sultan Süleyman’ın cenazesini getiren ordunun Belgrad’a gelmesi ve cenazenin İstanbul’a gönderilmesi.Belgrad’da ilk yeniçeri hareketi.


1566 Sultan II. Selim’in Belgrad’dan İstanbul’a hareketi.


1566 İçki yasağı sebebiyle

“Silsilei Ulema“nın yürüyüşü.


1566 Kanuni Sultan Süleyman’ın cenaze merasimi.


1566 Sultan II. Selim’in Halkalı’daki saraya gelmesi. İstanbul’da Yeniçeriler arasında ikinci hareketin başlaması.


 

1567 Özdemiroğlu Osman Paşa’nın San’a Beylerbeyliğine tayini.


1567 Şam Beylerbeyi Mustafa Paşa’nın Yemen Serdarlığına tayini.


1568 İran elçisi Şahkulu Han’ın Edirne’ye gelişi.


1568 Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında 8 yıllık bir süre için Edirne’de barışın imzalanması.


1568 San’a ve Yemen Beylerbeylikleri’nin yeniden birleştirilmesi.


1568 Yemen Serdarı Mustafa Paşa’nın Şam’dan Mısır’a hareketi.


1568 Özdemiroğlu Osman Paşa’nın Yemen fethi. Taaz’ın alınması.

Yemen l. Hint seferi sırasında ele geçmesine rağmen bir türlü otorite kurulamamıştı.

Koca Sinan Paşa ve Özdemiroğlu Osman Paşa burada otoriteyi kurmaya çalıştılar. Yemen İsyanı Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı yönetimine katılan Yemen, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Zeydiye ailesinden İmam Mutahhar’a bazı ayrıcalıklar tanınmıştı. San’a Beylerbeyi Murat Paşa’nın bu ayrıcalıkları kaldırmak istemesi İmam Mutahhar’ın ayaklanmasına yol açtı.

Serdar-ı Ekrem Sinan Paşa ve Habeşistan Beylerbeyi Özdemiroğlu Osman Paşa tarafından isyan bastırıldı.

Habeşistan ve Yemen bir eyalet haline getirildi. Eyalet’in başına Özdemiroğlu Osman Paşa getirildi.


1569 Edirne’de Mimar Koca Sinan’ın yapacağı Selimiye Camii inşaatının başlaması.


1569 Mısır Beylerbeyi Koca Sinan Paşa’nın, Yemen Serdarlığı görevine hareketi.


1569 Mısır’ın en stratejik kalesi olan Kahire Kalesi’nin alınması.


1569 Aden’in alınması.

Mısır Kaptanı Kurdoğlu Hayreddin Hızır Beyin Sumatra seferi ve Türk denizciliğinin Okyanusa dayanması.


1568 Sana’nın alınması.


1568 Sokullu Mehmed Paşa’nın Ejderhan Astrahan seferi.

Astrahan Seferi :  Osmanlı Devleti’nin, Rusların Hazar denizine inmelerini önlemek maksadıyla düzenledikleri sefer olup, buna Ejderhan seferi de denir

Padişah II. Selim ile dâmâdı ve Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa, Rusya’nın Kafkasya ve Kırım’a sarkma tehlikesini sezdiler.

Bunu önlemek stratejisi olarak Astrahan kalesinin fethi ve bu kalenin bir tahkim edilmiş bir savunma sisteminin merkezi olarak kullanılması gerektiği düşünüldü. (Don-Volga Kanalı’nı açarak Karadeniz ile Hazar Denizi’ni birleştirme planı).

Astrahan'ı Türklerden alan Rusların amacı güneye doğru inmekti.

Osmanlı Devleti 13 yıl sonra Astırhan'a sefer düzenlemeye karar verdi. Bu seferle beraber Don ve Volga nehirlerinin birleştirilmesi de düşünüldü.

Bu sayede Karadeniz ve Hazar birbirine bağlanacak Osmanlılar Asya içlerine hakim olabileceklerdi.

İran tehlikesi ortadan kalkacak Rusların güneye inme hayalleri ortadan kalkacaktı. Kanal açılma işi Defterdar Kasım Bey'e verilmişti. Kanal'ın üçte biri tamamlanmış olmasına rağmen Kırım Hanının kışın çok uzun ve soğuk olacağı yönündeki olumsuz propagandaları asker ve işçiler üzerinde olumsuz etkiler bıraktı. Kışın gelmesiyle proje yarım kaldı ve bir daha devam edilmedi.)


1568 Don-Volga Kanalı’nı açarak Karadeniz ile Hazar Denizi’ni birleştirme planı.


1569 İstanbul’da büyük yangın.


1569 Osmanlı-Fransa arasında ikinci dönem kapitülasyonların imzası.


1570 Donanmanın Kıbrıs seferi sebebiyle Akdeniz’e hareketi.


1570 Kevkeban Kalesi’nin alınması ve Yemen barışı.

Behram Paşa’nın Yemen valiliği üzerine Zebid’e gitmesi.


1570 Donanmanın Kıbrıs Adası’ndaki Limasol koyunda demirlemesi.


1570 Limasol Koyu’na asker çıkarılması.


1570 Ağır topların ‘Larnaka’ sahiline çıkarılması.

Harp Meclisi’nde ‘Lefkoşe’nin kuşatılmasına karar verilmesi.


1570 Girne Kalesi’nin teslim olması. Lefkoşe’nin alınması ve bazı kalelerin kolayca işgali.


1570 Magosa Kalesi’nin kuşatılması.


1571 Magosa kuşatmacılarına yardım kuvvetiyle levazım ve mühimmat gönderilmesi.


1571 Koca Sinan Paşa’nın Yemen’den dönüşü.


1571 Donanmanın Akdeniz seferine çıkışı. Dalmaçya’nın fethi.


1571 Magosa Kalesi’nin teslimi. Kıbrıs Adası’nın tamamının alınması.


1571 Kıbrıs Serdarı Lala Mustafa Paşa’nın İstanbul’a hareketi.


1571 “İnebahtı” Deniz savaşı. Donanmanın mağlubiyeti.


1571 İstanbul tersanesinde yeni bir donanma inşasına başlanması.


1572 Kaptanı Derya Kılıç Ali Paşa’nın İstanbul’dan Akdeniz seferi için hareketi.


1573 Osmanlı Devleti ile Venedik arasında barış andlaşması.


1573 Piyale ve Kılıç Ali Paşaların İtalya güneyindeki “Pulya” seferine hareketleri. Ayasofya’nın onarımı ve iki minare ilave edilmesi.


1574 Donanmanın Tunus seferi için Akdeniz’e hareketi.


1574 Boğdan zaferi. Osmanlı hakimiyetinin bölgede güçlenmesi.


1574 Tunus’da “Halk-ul-Vad” sahiline ordu çıkarılması.


1574 Şeyhülislam Ebussud Efendi’nin vefatı.

Hak-ul Vad Kalesi’nin fethi.


1574 Tunus şehrinin istihkamı.
“El-Bastiyan” Kalesi’nin fethi.


1574 Donanmanın Tunus’dan İstanbul’a hareketi.


1574 Sekiz sene için yenilen Osmanlı-Avusturya antlaşmasının İstanbul’dan Viyana’ya gönderilmesi.


1574 Ünlü Mimar Sinan’ın eseri, Edirne’deki Selimiye Camii’nin inşaatının tamamlanması.


1574 Sultan II. Selim’in İstanbul’da vefatı.


1574 Sultan II. Selim’in Manisa valisi olan veliahtı şehzade Murad’ın İstanbul’a hareketi. Sultan Murad’ın beş kardeşinin idamı.


1574 Sultan III. Murad’ın tahta çıkışı.

 


 

 

1299-1326 yılları

Osman Gazi 



1299 - Söğüt'de Osmanlı'nın Osman Gazi tarafından kurulması
1300 - Yondhisar ve Yenişehir kalelerin fethi. 1300 - Yenişehir'in başşehir yapılması.
1302 - Koyunhisar Muharebesi Osman'ın bölgede lider olması. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşu
1302 - Köprühisar'ın Fethi 1303- İznik Kuşatması Örnek bir medrese
1303 - Marmaracık Kalesi'nin Fethi
1306 - Dinboz Savaşı sonucunda Kestel, Kete ve Ulubad kalelerinin fethi. 1306 - İlk askeri antlaşma 1307 - İznik'in sıkıştırılması ve Yalova akını.
1308 - Ulubat gölü üzerindeki Alyos adası, Aygut Alp’in oğlu Kara Ali tarafından barış yoluyla teslim alındı.
1308 - İmralı Adası'nın Fethi ve Osmanlıların Marmara Adası'na dayanmaları.
1308 - Koçhisar'ın Fethi
1313 - Harmankaya Tekfuru Köse Mihail'in Müslüman olması, kalesi ve taraftarları ile birlikte Osmanlılara katılması. Karesi Beyliği
1320 - Osman Gazi’nin rahatsızlığı nedeniyle oğlu Orhan Bey yönetimi ele aldı.
1321 - Mudanya'nın fethi 1324 - Umur-Han Beyliği elindeki Akyazı'nın fethi.

1326-1362

Orhan Gazi


1326 - Orhan Gazi'nin tahta geçişi
1326 - Bursa'nın Osmanlılar tarafından alınışı
1331 - İznik'in Osmanlılar tarafından alınışı
1331 - İlk Osmanlı medresesinin İznik'te Orhan Gazi tarafından kurulması
1334 - Karesi Beyliği'nin ilhakı
1337 - Kocaeli'nin Fethi
1345 - karesi beyliğinin Osmanlı`lara katılması
1346 - Orhan Gazi'nin Kantakuzenos'un kızı ile evliliği ve Bizans ile ittifakı
1349 -1352 - Bizans'a yardım için Süleyman Paşa'nın Rumeli'ye geçişi ve Çimpe Kalesi'nin Osmanlılar tarafından üs olarak alınışı 

1352 - Osmanlılar'ın Cenevizliler'e Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapma imtiyazı vermeleri
1353 - Çimpe Kalesi'nin Osmanlılar tarafından alınışı
1354 - Gelibolu'nun Osmanlılar tarafından alınışı
1361 - Edirne'nin fethi
1361 - Edirne'nin başkent oluşu
1362 - Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı


1362-1389

I.Murat

1362 - Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı
1362 - İlk müzikli spor gösterisi: Edirne Kırkpınar yağlı güreşleri
1362 - Kadıaskerliğin teşkili
1363 - Pençik Kanununun çıkışı
1364 - Sırpsındığı Savaşı
1366 - Gelibolu'nun Osmanlıların elinden çıkışı
1371 - Çirmen Savaşı 1376 - Bulgar Krallığı'nın Osmanlı hakimiyetini kabulü
1377 - Gelibolu'nun Osmanlılar'a iadesi
1385-1386 - Niş ve Sofya'nın Osmanlılar tarafından alınışı
1388 - Ploşnik Muharebesi ve Balkan ittifakının teşekkülü
1389 - I. Kosova Savaşı
1389 - I. Murat'ın ölümü, Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi...


1389-1403

Yıldırım Beyazıt



1389 - I. Murat'ın ölümü, Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi
1390 - Aydın-Saruhan-Germiyan-Menteşe beyliklerinin ilhakı
1390 - Karaman Seferi, Konya'nın kuşatılması
1390 - Gelibolu Tersanesi'nin inşası
1391 - İstanbul'un kuşatılması
1391 - Eflak Prensliği ilk kez haraç vermeyi kabul etmiştir.
1392 - Üsküp'ün fethi
1392 - Candaroğulları Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması.
1392 - Hamitoğulları Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması.
1392 - Kırkdilim Muharebesi
1392 - İşkodra'nın fethi
1393 - Amasya'nın fethi
1393 - Tırnova'nın fethi Böylece siyasi anlamda devam eden Bulgar krallığı tümüyle kaldırılarak Bulgaristan’ın tamamı ele geçirildi
1395 - Anadolu Hisarı'nın inşa edilmesi.
1396 - Niğbolu Savaşı
1397-1398 - Karaman Beylerbeyliği'nin Osmanlı hakimiyetini kabulü
1398 - Kadı Burhaneddin'in ölümü
1398 - Karadeniz beyliklerinin ilhakı
1400 - Bursa'da I. Bayezid tarafından Ulu Cami'nin yaptırılması; İlk Osmanlı Darü'ş-şifa'sının Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilmesi
1402 - Ankara Savaşı ve Yıldırım Bayezid'in esir düşmesi

Fetret Devri..

1402 - 1413 - Fetret Devri, iç karışıklıklar Timur'un Anadolu'ya seferi ve Ankara Muharebesi'nden sonra Anadolu'da önemli ilerlemeleri
1409 - Süleyman Çelebi tarafından Türk Edebiyatı'nda ilk mevlid örneği olan Vesiletü'n-Necat adlı eserin yazılışı


1411 - I. Mehmed'in tahta çıkışı

1413-1421

Mehmet Çelebi



1413 - I. Mehmed'in duruma hakim olup devleti yeniden kuruşu
1416 - Şeyh Bedreddin isyanı
1416 - Macaristan Seferi  1417 - Avlonya'nın fethi 1418-1420 - Samsun bölgesinin Osmanlılar tarafından alınışı
1419-1424 - Bursa'da Hacı İvaz'a I. Mehmed tarafından Yeşil Cami'nin yaptırılması
1421 - Çelebi Mehmed'in ölümü ve II. Murad'ın tahta geçişi

1421-1451

II.Murat



1422 - Mustafa Çelebi'nin (Düzme) bertarafı
1422 - Osmanlılar tarafından yapılan ilk kapsamlı İstanbul Kuşatması
1425 - Molla Fenari'nın ilk Şeyhülislam olarak tayini
1425 -1426 - Tekeoğulları Beyliği'nin topraklarının Osmanlılara geçmesi 1427-1428 - Germiyanoğulları Beyliği'nin topraklarının Osmanlılara geçmesi
1430 - Selanik'in Fethi
1432 - Fatih Sultan Mehmed'in doğumu
1434 - Edirne'de II. Murad tarafından Muradiye Camii'nin yaptırılması
1439 - Semendire'nin Osmanlılar tarafından alınışı
1444 - II. Murat'ın tahttan çekilişi, II. Mehmed'in tahta geçişi ve Varna Savaşı
1445 - II. Mehmed'in tahttan çekilişi ve II. Murad'ın ikinci defa geçişi
1447 - Edirne'de II. Murad tarafından Üç Şerefeli Camii'nin yaptırılması
1448 - II. Kosova Savaşı
1451 - II. Murad'ın ölümü ve II. Mehmed'in ikinci defa tahta geçişi

 1451-1481

Fatih Sultan Mehmet



1451 - II. Mehmed'in ikinci defa tahta geçişi
1453 - İstanbul'un fethi, Ayasofya'nın camiye çevrilmesi
1453 - Enez'in Fethi
1454 - II. Mehmed'in Birinci Sırbistan Seferi
1455 - II. Mehmed'in İkinci Sırbistan Seferi
1455 - Boğdan Voyvodalığı'nın Osmanlı'ya bağlılığını bildirmesi
1456 - II. Mehmed'in Üçüncü Sırbistan Seferi, Belgrad kuşatmasının başarısız olması
1458 - II. Mehmed'in Birinci Mora Seferi, Atina'nın Fethi
1459 - II. Mehmed'in Dördüncü Sırbistan Seferi, Başkent Semendire'nin Fethi ve Sırbistan'ın tamamen ilhakı
1460 - II. Mehmed'in İkinci Mora Seferi, Mora'nın Fethi
1461 - Trabzon Rum İmparatorluğu'nun Osmanlılar tarafından yıkılışı
1461 - Candaroğulları Beyliği'nin ilhakı
1461 - Cenevizlilerden Amasra'nın alınışı
1462 - II. Mehmed'in Eflak Seferi, Eflak'ın tekrar Osmanlı idaresine girmesi
1463 - Osmanlı-Venedik Savaşı'nın başlaması
1463 -1470 - İstanbul'da Fatih Külliyesi'nin inşaası
1463 - II. Mehmed'in Birinci Bosna Seferi, Bosna'nın Fethi
1464 - II. Mehmed'in İkinci Bosna Seferi, Bosna'nın fethinin tamamlanması
1466 - II. Mehmed'in Karaman seferi
1466 - II. Mehmed'in Birinci Arnavut Seferi
1467 - II. Mehmed'in İkinci Arnavut Seferi
1468 - Karamanoğulları Beyliği'nin Osmanlılar tarafından yıkılışı
1468 - II. Mehmed tarafından İstanbul'da Topkapı Sarayı'nın tesisi
1470 - Eğriboz'un Fethi, Ağrıboz adasının fethi
1470 - Kıreli Muharebesi, Akkoyunlular'a karşı zafer
1473 - Otlukbeli Savaşı'nda Akkoyunlu ordusuna karşı zafer
1475 - Kefe ve Azak'ın Cenevizlilerden alınışı
1475 - Kırım hanı Mengli Giray Han'ın Cenevizlilerin elinden kurtarılması ve Kırım'ın Osmanlı'ya bağlanması
1475 - Başarısız Boğdan seferi
1476 - Boğdan seferi, Boğdan kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı
1478 - II. Mehmed tarafından ilk altın paranın darbettirilmesi
1478 - II. Mehmed'in Üçüncü Arnavut Seferi seferi, Arnavutluğun tamamen fethi
1479 - Korfu hariç tüm İyonya adalarının fethi
1479 - Osmanlı-Venedik Antlaşması ile Fatih'in Venedikliler'e Trabzon ve Kefe'de ticaret yapma hakkı tanıyan ahidname vermesi
1480 - Otranto Seferi
1480 - Başarısız Rodos Kuşatması
1480 - Kadıaskerliğin Rumeli ve Anadolu olarak ikiye ayrılmasımmm

1481-1512

II.Beyazıt



1481 - Mısır seferine çıkan II.Mehmed'in ölümü ve II. Bayezid'in tahta çıkışı 1482 - Cem Sultan'ın mağlubiyeti, Rodos'a ilticası
1483 - Morova Seferi ve Hersek'in ilhakı
1484 - Boğdan Seferi ve Kili ile Akkirman'ın fethi
1485 - Osmanlı-Memlük mücadelesinin başlaması
1486 - Musiki ile tedavi yapan ilk devlet hastanesi (Edirne, II. Bayezid Külliyesi Şifahanesi)
1488 - II. Bayezid tarafından Edirne'de Bayezid Darü'ş-şifası'nın yapımı
1489 - Memlüklere karşı toprak kaybı
1491 - Osmanlı-Memlük Barışı
1492 - Macar Seferi
1492 - İspanya'dan çıkarılan Yahudiler'in de Osmanlı Devleti'nin himayesine girmesi
1494 - Şehzade Süleyman'ın doğumu
1495 - Macarlarla mütareke, Cem Sultan'ın ölümü
1497 - İlk Rus elçisinin İstanbul'a gelişi
1498 - Lehistan Seferleri
1499 - Venedik Harbi
1500 - Modon, Navarin ve Koron'un alınışı
1502 - Venedikle sulh
1508 - Çaul seferi
1509 - Diu seferi
1511 - Şahkulu Baba Tekeli isyanı, Şehzade Selim Hareketi
1512 - II. Bayezid'in tahttan çekilişi, I. Selim'in tahta geçişi


 
 
Bugün 3 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol