Babası : Sultan Üçüncü Ahmed
Annesi : Rabia Şermi Sultan
Doğumu : 20 Mart 1725
Ölümü : 07 Nisan 1789
Saltanatı : 1774 - 1789
Özet
Diğer Osmanlı sultanları gibi kalbi merhamet ve şefkatle dolu olan birinci Abdülhamîd Han, din kardeşlerine yapılan zulüm ve işkencelere dayanamadığından vefât eyledi. Altmış dört yıllık hayâtında Allah için yaşamış, her yaptığını Allah için yapmış ve Allah’a kavuşmak için sevinç içinde vefât, etmişti... Kalbi İslâm için çarpardı.
Peygamber efendimizi ve Ehl-i beytini çok sever, onlara ve Hicaz bölgesinde yaşayanlara husûsî imtiyazlar verirdi.
Haremeyn-i şerîfeyne (Mekke ve Medîne’ye) hizmeti gâye edinmişti. Tebeasına şefkatli, iyi bir baba idi. Annesi Râbia Sultân’ın ruhu için 1778’de Beylerbeyi’nde bir câmi, muvakkıthâne, hamam ve sıbyan mektebi, Medîne-i münevverede medrese, Emirgan’da câmi, Eminönü’nde bugünkü IV. Vakıf hanın yerinde büyük bir imâret (aş evi) ve yanında çeşme, sebil, sıbyan mektebi, medrese, türbe ve bir kütüphâne inşa ettirmiştir. Kütüphânedeki kitaplar Süleymâniye Kütüphânesi’ne aktarılmıştır. Medrese de bugün borsa olarak kullanılmaktadır. IV. Vakıf hanın inşâsında imârethâne ile Çeşme ortadan kaldırılmış, sebil de Gülhâne parkı karşısındaki Zeyneb Sultan Câmii köşesine nakledilmiştir. Beylerbeyi iskele meydanı, Havuzbaşı, Araba meydanı, Çınarönü ve Çamlıca Kısıklı meydanlarına çeşme, Beylerbeyi (İstavroz) Câmii’ni tamir, Emirgan’da Abdullah Paşa (Emîrgûreoğlu) yalısının çevresine bir câmi, çeşme, hamam ve dükkanlar yaptırmıştır. Ayrıca hanımı Hümâşah Sultan ile oğlu Mehmed için bir çeşme, İstinye Neslişah Câmii yanında bir çeşme (1783), Kabataş yakınında bir çeşme yaptırmıştır. Cenaze namazı için bütün İstanbul halkı toplanmıştı. Büyük bir merasimle Eminönü Bahçekapı’daki türbesine defnedildi. Türbesinde, sandukanın kuzey tarafındaki duvar içindeki bir mermer üzerinde Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem, kadem-i şerifleri bulunmaktadır.
Osmanlı-Rus Savaşı ve Küçük Kaynarca Antlaşması (1768-1774)
Nedenleri:
1-Rus Çariçesi II. Katerina’nın Kırım’ı, Kafkasları ele geçirmek istemesi,
2-Rus Çariçesi Katerina’nın Lehistan’daki taht mücadelelerine karışması üzerine, Lehlilerin Osmanlıdan yardım istemesi,
İngilizlerin de yardımı ile Cebelitarık’tan Akdeniz’e gelen Rus donanması Çeşme önlerinde Osmanlı donanmasını yakmıştır (Çeşme Bozgunu 1770).
Kartal Meydan Muharebesinde 180 bin kişilik Osmanlı Ordusu, 30 bin kişilik Rus Ordusu karşısında ağır bir yenilgi aldı.
Bu olayları duyan III. Mustafa kederinden ölmüştür.
Tahta geçen I. Abdülhamit barış istemiş,Küçük Kaynarca Antlaşması imzalanmıştır (1774)
Küçük Kaynarcanın Maddeleri:
1-Kırım bağımsız olacak 2-Rusya, Karadeniz’de donanma bulundurabilecek ve Rus ticaret gemileri boğazlardan serbestçe geçebilecek, 3- Ruslara da kapitülasyonlar verilecek, 4-Osmanlı Devleti, Rusya’ya savaş tazminatı verecek 5-Rusya, Osmanlı Devletindeki Ortodoksların haklarını koruyacak
Küçük Kaynarca Antlaşmasının Önemi :
●Osmanlı Devleti’nin 18. yüzyılda imzaladığı en ağır antlaşmadır.
●Ortodoksları himaye hakkını elde eden Rusya, Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışma fırsatı bulmuştur.
● İlk defa halkı Müslüman olan bir ülke Osmanlı Devleti’nden ayrılmıştır. (Kırım)
● Osmanlı Devleti ilk defa savaş tazminatı ödedi
● Karadeniz Türk gölü olmaktan çıkmıştır.
●Ruslar ilk kez kapitülasyonlardan yararlanmaya başladı.
● Balkanlar ve Boğazlar Rus tehdidine açık hale gelmiştir.
Not: Lehistanın bağımsız kalması Osmanlı Devleti için çok önemliydi. Çünkü Lehistan Osmanlı Devleti ile Rusya arasında "tampon devlet" durumundaydı.
Savaş: Rus Ordusu Kırım'ı isgal etti, Eflak ve Boğdan'ı ele geçirdi.
Baltık Denizinden Akdeniz'e geçen Rus donanması 1770 yılında ÇESME limanında Osmanlı Donanmasını yaktı.
Küçük Kaynarca Antlaşması (1774) (I.Abdülhamit Dönemi)
Maddeleri:
1)Kırım'a bağımsızlık verilecek, Kırım sadece dini bakımdan halifeye(padisah) bağlı kalacak.
2)Kılburun, Yenikale, Kerç ve Azak Kalesi Ruslara verilecek.
3)Eflak-Boğdan, Ege adaları ve Gürcistan Osmanlılarda kalacak.
4)İngiltere ve Fransa'ya verilen Kapitülasyonlar Rusya'ya da verilecek.
5)Ruslar Osmanlı hakimiyetindeki Ortodoksların koruyucusu (hamisi) olacak.
6)Ruslar istanbul'da daimi bir elçi bulundurabileceklerdi.
Böylelikle Fatih döneminden beri devam eden Karadeniz'deki Türk egemenliği sona erecektir. Ruslar Osmanlı Ortodoklarının koruyucusu olmaları ile, Osmanlı Devletinin iç islerine sık sık karısacaklar, böylelikle Balkan milletleri üzerinde etkili olacaklardır.
BAŞTA RUS BELASI
Kafkas sınırındaki Rus faaliyetlerinin artmasını, Osmanlı Devleti için büyük tehlike olarak gören birinci Abdülhamîd Han, Kafkasya’nın bâzı bölgelerini Türk nüfuzu altına almayı tasarladı.
Bu sebeple Soğucak ve Anapa kalelerini tahkim ettirdi. Buradaki Çerkez kabîlelerini medenî bir hâle sokmaya çalıştı.
Şahin Giray (Rus kuklası)
Şuursuz olarak Rus taraftarlığı yapan Şâhin Giray aleyhinde Kırım’da isyân çıkınca, Ruslar asker göndererek her tarafı yakıp yıktılar.
Binlerce müslümanı katlettikten sonra, Kırım’ı yine Şâhin Giray’a bırakarak geri çekildiler.
Kırım artık Rusya'nın
Daha sonra yeni bir bahaneyle tekrar Kırım’a girerek 1784’de memleketi Rusya’ya bağladılar.
Bu sırada Avrupa’da siyâsî dengeler değişmişti. Fransa, Rusya ve Avusturya birbirlerine yanaşmış, Prusya ile İngiltere de Osmanlı tarafını tutmuşlardı. Böylece Avrupa’da bir denge kurulmuştu. Bu durum Koca Yûsuf Paşa’nın sadârete getirilmesine kadar devam etti. Yeni sadrâzam, Kırım’ın kaybı sebebiyle İstanbul’da duyulan heyecanı yatıştırmaya çalışıyordu.
Rum projesi
Bu esnada aldıkları yerleri kâfi görmeyen Ruslar, Petersburg’da Avusturya ile yaptıkları bir görüşme neticesinde Rum projesi adını verdikleri bir anlaşma yaptılar. Buna göre aldıkları Osmanlı topraklarını aralarında paylaşacaklardı. Eflak, Bulgaristan, Trakya ve İstanbul civarı Ruslara, Küçük Eflak, Bosna-Hersek, Arnavutluk, Mora, Sırbistan tarafları da Avusturya’ya bırakılacaktı. Rusya, Osmanlı Devleti’ne önce, Kafkas kabîleleri, Gürcistan, Eflak-Boğdan ve Tuna civarındaki Kazakların durumu ile Karadeniz ticâretini yeniden görüşmeyi teklif etti.
Osmanlı Rus savaşları
Görüşmeler devam ederken, İskenderiye’deki Rus konsolosunun Çerkez Kölemen beylerini Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtması netîcesinde, 1787’de Rusya’ya harb îlânına karar verildi.
27 Temmuz 1787’de İstanbul’daki Rus elçisi çağrılarak bir nota verildi.
13 Ağustos 1787’de de Rusya’ya harb ilân edildi.
Donanma, kaptân-ı derya Cezâyirli Gâzi Hasan Paşa kumandasında Karadeniz’e açıldı. Hasan Paşa, emrindeki komutanlarına; “Güngörmüş gâzilerim!
Din ve devlet nâmına can verecek zamandır.
Bu seferde, ya düşman hakkından gelir gâzi oluruz veya şehâdete ereriz!
Bunun için de ben, ev halkıma veda ettim ve borçlarımı ödeyerek sefere çıktım.
Eğer içinizde ölümden korkanlar varsa, şimdiden kendilerine izin vereceğim.
Yok eğer cenk sırasında gayretsizlik edip, emrimi dinlemeyenler olursa, bunlar için emân yoktur. Gayreti görülenler, fazlasıyla mükâfatlandırılacaktır!...” dedi. Leventler, büyük bir coşku ile;n“Emrinden ayrılmayız, Paşa Baba!” dediler.
Nihayet Rusların idaresi altındaki kılburun kalesine hücum ile 1787-1792 Osmanlı-Rus savaşı başlamış oldu.
Avusturyalılar da savaş açmadan Belgrad ve Sırbistan’a taarruz ettilerse de bir sonuç alamadılar.
Bu vaziyet karşısında, Osmanlı Devleti İki düşmanla birden savaşmaya mecbur kaldı.
Avusturya belası halledildi
Serdâr-ı ekrem sadrâzam Koca Yûsuf Paşa, önce Avusturya derdini hâlletmek istiyordu.
Pâdişâh’ın emriyle orduyu Sofya üzerinden Bosna’ya doğru hareket ettirdi. Lazarathâne isimli mevkide Avusturya ordusuyla karşılaşan Memiş Paşa’nın süvarileri, şiddetli bir hücumla Avusturya ordusunu istihkâmlarından söktü. İki yüz bin kişilik koca bir orduya sâhib olan Avusturya kralı ikinci Josef, ordusunu Muhadiye boğazına doğru çekti. Muhadiye boğazı, çok sarp ve geçilmesi, zapt edilmesi zor bir yerdi.
Aynı zamanda Tameşvar eyâletinin kilit noktası sayılırdı. Ortasından bir de nehir geçiyordu. Serdâr-ı ekrem sadrâzam Koca Yûsuf Paşa, serasker Cenaze Hasan Paşa ve diğer komutanlarıyla hareket tarzını istişare ettikten sonra, evvelâ boğazın iki tarafındaki tabyaların zaptına karar verdi... Üç gün süren çarpışmada Avusturya ordusunun yarısından fazlası kılıçtan geçirildi.
Muhadiye boğazında tutunamayan ikinci Josef, Şebeş boğazına doğru perişan bir hâlde kaçtı.
Bozguna uğrayan ordusundan ancak seksen binini toparlayabilen Kral, Şebeş’de Osmanlı ordusuyla tekrar çarpışmaya başladı.
Fakat yenilmekten kurtulamadı ve kaçmak zorunda kaldı.
Uzun zamandır Avusturyalılar, böyle bir mağlûbiyete uğramamıştı.
Bu gazâda seksen top, elli bin esir ve pek çok mühimmat ele geçti.
21 Eylül 1788’de kazanılan zafer üzerine sultan Abdülhamîd Han’a “Gâzi” ünvânı verildi.
Sadrâzam Yûsuf Paşa ordusuyla Kırım’a doğru hareket etti.
Özi Soykırımı (Rusların)
Bu sırada Ruslar, içinde ancak yirmibeşbin kadar mücâhidin bulunduğu Özi kalesine saldırmışlardı. Özi’yi müdâfâ eden kahraman gâziler, târihte ender rastlanan bir mücâdele veriyorlar, yüz elli bin civarındaki Rus askerini kaleye sokmamaya çalışıyorlardı.
Kaptân-ı deryâ Hasan Paşa kumandasındaki Osmanlı donanması Özi yakınlarına gelmişti. Fakat kale, Karadenize akan Özi suyu kenarında bulunuyordu. Büyük gemilerin nehirde hareket edememesi, içeriye çekilen hafif Rus filosuna hücumu zorlaştırıyordu. Karaya oturan üç gemiyi kurtarmaya çalışan leventler şiddetli bir Rus taarruzuna tutuldular. On beş gemi harab olurken çok sayıda asker şehîd oldu. Günlerce süren çarpışmalarda gerek Özi müdafileri, gerek karadan ve denizden gönderilen imdat kuvvetlerimizde yiyecek bir şey kalmadı. Serdâr-ı ekrem Koca Yûsuf Paşa, çaresiz kalmış İstanbul’dan zahire ve mühimmat istemişti. Hava şartları elverişsiz olduğundan, donup ölenlerin haddi hesabı yoktu.
Buna rağmen Osmanlı yiğitleri Özi’yi vermemek için canla başla çarpışıyor, İstanbul’dan gelecek yardımı ümid ile bekliyorlardı.
Fakat Özi’de bir Rus hayranı hâin, kalenin; “Su kapısı” tarafında askerlerin çok az olduğunu, buradan şiddetli bir baskınla kaleye girebileceklerini gizlice bildirdi.
Bu haberi alan Rus komutanı Potemkin, askerinin büyük bir kısmını buradan hücuma geçirdi. İki ateş arasında kalan müdâfîlerin büyük bir kısmı kanlarının son damlasına kadar kahramanca çarpışarak şehîd oldular. Portemkin, üç gün Özi’nin yağmalanmasını ve yaralı askerlerden, Özi’de yerleşmiş halktan kime rastlarlarsa öldürülmesini emretti. Ruslar, bu katliam sırasında ihtiyar, kadın, çocuk tanımamışlar, vahşice yakıp yıkmışlar, insanlığın yüz karası olacak bir alçaklıkla, canlı-cansız her şeyi mahvetmişlerdi...
Padişahımızın yüreği dayanamadı
Sultan Abdülhamîd Han, aldığı haberlere çok üzülüyor, vatanından koparılan bir karış toprak, yüreğinden de bir şeyler koparıyor içi kan ağlıyordu.
6 Nisan 1789 günü sadrâzam Koca Yûsuf Paşa’dan bir mektup geldiğini öğrendi, Çok heyecanlandı.
Ayakta bekliyor, bir an önce açılıp okunmasını arzu ediyordu.
Lala; “Destur buyurursanız Hünkârım, sadâret kâimesini (raporunu) okumak dileriz!” dedi.
“Tez okuyasın Lala! Seni dinliyoruz...” diye emr etti.
Lala, mektubu okumaya başladı; “Bütün müslümanların merhametli halîfesi, yeryüzündeki bütün Türklerin en büyük Sultânı! Es-Sultân İbn-üs-Sultân Gâzi Abdülhamîd Han hazretlerine!
Üzülerek arza cür’et eyleriz ki, Karadeniz’in kuzey ucundaki Özi kalemiz sükût etmiş, düşmüştür...
Potemkin nâm moskof prensi, kalede mevcûd yirmi beş bin müslümânı bilâ istisna, katleylemiş, çocuk, yaşlı, hâmile, emzikli demeden cümlesini şehîd eylemiştir!..” cümlesine gelindiğinde, vatanperver pâdişâhın merhametli ve nâzik kalbi acıyla burkuldu.
Sanki yerinden sökülüp alınmıştı.
“Bre nâmerdler!..
Bre mel’unlar!..” diyerek moskofa olan kinini belirtti.
Lala, okumaya devam ediyordu; “Katerina’dan emir alan bu kâfir insan kasabı, karşı koymaya çalışan delikanlı ve oğlancıklarımızı diri diri ateşe atmış, can havliyle kaçışanları dahi kızgın demirle şişletmiştir!..” cümleleri okunurken Pâdişâh, bu acıya dayanamadı ve; “Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resulün” diyerek Kelime-i şehâdet getirdiği esnada olduğu yere yığılıp kaldı.
Nüzül, felç olmuştu.
1299-1326 yılları
Osman Gazi
1299 - Söğüt'de Osmanlı'nın Osman Gazi tarafından kurulması 1300 - Yondhisar ve Yenişehir kalelerin fethi. 1300 - Yenişehir'in başşehir yapılması. 1302 - Koyunhisar Muharebesi Osman'ın bölgede lider olması. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşu 1302 - Köprühisar'ın Fethi 1303- İznik Kuşatması Örnek bir medrese 1303 - Marmaracık Kalesi'nin Fethi 1306 - Dinboz Savaşı sonucunda Kestel, Kete ve Ulubad kalelerinin fethi. 1306 - İlk askeri antlaşma 1307 - İznik'in sıkıştırılması ve Yalova akını. 1308 - Ulubat gölü üzerindeki Alyos adası, Aygut Alp’in oğlu Kara Ali tarafından barış yoluyla teslim alındı. 1308 - İmralı Adası'nın Fethi ve Osmanlıların Marmara Adası'na dayanmaları. 1308 - Koçhisar'ın Fethi 1313 - Harmankaya Tekfuru Köse Mihail'in Müslüman olması, kalesi ve taraftarları ile birlikte Osmanlılara katılması. Karesi Beyliği 1320 - Osman Gazi’nin rahatsızlığı nedeniyle oğlu Orhan Bey yönetimi ele aldı. 1321 - Mudanya'nın fethi 1324 - Umur-Han Beyliği elindeki Akyazı'nın fethi.
1326-1362
Orhan Gazi
1326 - Orhan Gazi'nin tahta geçişi 1326 - Bursa'nın Osmanlılar tarafından alınışı 1331 - İznik'in Osmanlılar tarafından alınışı 1331 - İlk Osmanlı medresesinin İznik'te Orhan Gazi tarafından kurulması 1334 - Karesi Beyliği'nin ilhakı 1337 - Kocaeli'nin Fethi 1345 - karesi beyliğinin Osmanlı`lara katılması 1346 - Orhan Gazi'nin Kantakuzenos'un kızı ile evliliği ve Bizans ile ittifakı 1349 -1352 - Bizans'a yardım için Süleyman Paşa'nın Rumeli'ye geçişi ve Çimpe Kalesi'nin Osmanlılar tarafından üs olarak alınışı 1352 - Osmanlılar'ın Cenevizliler'e Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapma imtiyazı vermeleri 1353 - Çimpe Kalesi'nin Osmanlılar tarafından alınışı 1354 - Gelibolu'nun Osmanlılar tarafından alınışı 1361 - Edirne'nin fethi 1361 - Edirne'nin başkent oluşu 1362 - Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı
1362-1389
I.Murat
1362 - Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı 1362 - İlk müzikli spor gösterisi: Edirne Kırkpınar yağlı güreşleri 1362 - Kadıaskerliğin teşkili 1363 - Pençik Kanununun çıkışı 1364 - Sırpsındığı Savaşı 1366 - Gelibolu'nun Osmanlıların elinden çıkışı 1371 - Çirmen Savaşı 1376 - Bulgar Krallığı'nın Osmanlı hakimiyetini kabulü 1377 - Gelibolu'nun Osmanlılar'a iadesi 1385-1386 - Niş ve Sofya'nın Osmanlılar tarafından alınışı 1388 - Ploşnik Muharebesi ve Balkan ittifakının teşekkülü 1389 - I. Kosova Savaşı 1389 - I. Murat'ın ölümü, Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi...
1389-1403
Yıldırım Beyazıt
1389 - I. Murat'ın ölümü, Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi 1390 - Aydın-Saruhan-Germiyan-Menteşe beyliklerinin ilhakı 1390 - Karaman Seferi, Konya'nın kuşatılması 1390 - Gelibolu Tersanesi'nin inşası 1391 - İstanbul'un kuşatılması 1391 - Eflak Prensliği ilk kez haraç vermeyi kabul etmiştir. 1392 - Üsküp'ün fethi 1392 - Candaroğulları Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması. 1392 - Hamitoğulları Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması. 1392 - Kırkdilim Muharebesi 1392 - İşkodra'nın fethi 1393 - Amasya'nın fethi 1393 - Tırnova'nın fethi Böylece siyasi anlamda devam eden Bulgar krallığı tümüyle kaldırılarak Bulgaristan’ın tamamı ele geçirildi 1395 - Anadolu Hisarı'nın inşa edilmesi. 1396 - Niğbolu Savaşı 1397-1398 - Karaman Beylerbeyliği'nin Osmanlı hakimiyetini kabulü 1398 - Kadı Burhaneddin'in ölümü 1398 - Karadeniz beyliklerinin ilhakı 1400 - Bursa'da I. Bayezid tarafından Ulu Cami'nin yaptırılması; İlk Osmanlı Darü'ş-şifa'sının Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilmesi 1402 - Ankara Savaşı ve Yıldırım Bayezid'in esir düşmesi
Fetret Devri..
1402 - 1413 - Fetret Devri, iç karışıklıklar Timur'un Anadolu'ya seferi ve Ankara Muharebesi'nden sonra Anadolu'da önemli ilerlemeleri 1409 - Süleyman Çelebi tarafından Türk Edebiyatı'nda ilk mevlid örneği olan Vesiletü'n-Necat adlı eserin yazılışı
1411 - I. Mehmed'in tahta çıkışı
1413-1421
Mehmet Çelebi
1413 - I. Mehmed'in duruma hakim olup devleti yeniden kuruşu 1416 - Şeyh Bedreddin isyanı 1416 - Macaristan Seferi 1417 - Avlonya'nın fethi 1418-1420 - Samsun bölgesinin Osmanlılar tarafından alınışı 1419-1424 - Bursa'da Hacı İvaz'a I. Mehmed tarafından Yeşil Cami'nin yaptırılması 1421 - Çelebi Mehmed'in ölümü ve II. Murad'ın tahta geçişi
1421-1451
II.Murat
1422 - Mustafa Çelebi'nin (Düzme) bertarafı 1422 - Osmanlılar tarafından yapılan ilk kapsamlı İstanbul Kuşatması 1425 - Molla Fenari'nın ilk Şeyhülislam olarak tayini 1425 -1426 - Tekeoğulları Beyliği'nin topraklarının Osmanlılara geçmesi 1427-1428 - Germiyanoğulları Beyliği'nin topraklarının Osmanlılara geçmesi 1430 - Selanik'in Fethi 1432 - Fatih Sultan Mehmed'in doğumu 1434 - Edirne'de II. Murad tarafından Muradiye Camii'nin yaptırılması 1439 - Semendire'nin Osmanlılar tarafından alınışı 1444 - II. Murat'ın tahttan çekilişi, II. Mehmed'in tahta geçişi ve Varna Savaşı 1445 - II. Mehmed'in tahttan çekilişi ve II. Murad'ın ikinci defa geçişi 1447 - Edirne'de II. Murad tarafından Üç Şerefeli Camii'nin yaptırılması 1448 - II. Kosova Savaşı 1451 - II. Murad'ın ölümü ve II. Mehmed'in ikinci defa tahta geçişi
1451-1481
Fatih Sultan Mehmet
1451 - II. Mehmed'in ikinci defa tahta geçişi 1453 - İstanbul'un fethi, Ayasofya'nın camiye çevrilmesi 1453 - Enez'in Fethi 1454 - II. Mehmed'in Birinci Sırbistan Seferi 1455 - II. Mehmed'in İkinci Sırbistan Seferi 1455 - Boğdan Voyvodalığı'nın Osmanlı'ya bağlılığını bildirmesi 1456 - II. Mehmed'in Üçüncü Sırbistan Seferi, Belgrad kuşatmasının başarısız olması 1458 - II. Mehmed'in Birinci Mora Seferi, Atina'nın Fethi 1459 - II. Mehmed'in Dördüncü Sırbistan Seferi, Başkent Semendire'nin Fethi ve Sırbistan'ın tamamen ilhakı 1460 - II. Mehmed'in İkinci Mora Seferi, Mora'nın Fethi 1461 - Trabzon Rum İmparatorluğu'nun Osmanlılar tarafından yıkılışı 1461 - Candaroğulları Beyliği'nin ilhakı 1461 - Cenevizlilerden Amasra'nın alınışı 1462 - II. Mehmed'in Eflak Seferi, Eflak'ın tekrar Osmanlı idaresine girmesi 1463 - Osmanlı-Venedik Savaşı'nın başlaması 1463 -1470 - İstanbul'da Fatih Külliyesi'nin inşaası 1463 - II. Mehmed'in Birinci Bosna Seferi, Bosna'nın Fethi 1464 - II. Mehmed'in İkinci Bosna Seferi, Bosna'nın fethinin tamamlanması 1466 - II. Mehmed'in Karaman seferi 1466 - II. Mehmed'in Birinci Arnavut Seferi 1467 - II. Mehmed'in İkinci Arnavut Seferi 1468 - Karamanoğulları Beyliği'nin Osmanlılar tarafından yıkılışı 1468 - II. Mehmed tarafından İstanbul'da Topkapı Sarayı'nın tesisi 1470 - Eğriboz'un Fethi, Ağrıboz adasının fethi 1470 - Kıreli Muharebesi, Akkoyunlular'a karşı zafer 1473 - Otlukbeli Savaşı'nda Akkoyunlu ordusuna karşı zafer 1475 - Kefe ve Azak'ın Cenevizlilerden alınışı 1475 - Kırım hanı Mengli Giray Han'ın Cenevizlilerin elinden kurtarılması ve Kırım'ın Osmanlı'ya bağlanması 1475 - Başarısız Boğdan seferi 1476 - Boğdan seferi, Boğdan kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı 1478 - II. Mehmed tarafından ilk altın paranın darbettirilmesi 1478 - II. Mehmed'in Üçüncü Arnavut Seferi seferi, Arnavutluğun tamamen fethi 1479 - Korfu hariç tüm İyonya adalarının fethi 1479 - Osmanlı-Venedik Antlaşması ile Fatih'in Venedikliler'e Trabzon ve Kefe'de ticaret yapma hakkı tanıyan ahidname vermesi 1480 - Otranto Seferi 1480 - Başarısız Rodos Kuşatması
1480 - Kadıaskerliğin Rumeli ve Anadolu olarak ikiye ayrılmasımmm
1481-1512
II.Beyazıt
1481 - Mısır seferine çıkan II.Mehmed'in ölümü ve II. Bayezid'in tahta çıkışı 1482 - Cem Sultan'ın mağlubiyeti, Rodos'a ilticası 1483 - Morova Seferi ve Hersek'in ilhakı 1484 - Boğdan Seferi ve Kili ile Akkirman'ın fethi 1485 - Osmanlı-Memlük mücadelesinin başlaması 1486 - Musiki ile tedavi yapan ilk devlet hastanesi (Edirne, II. Bayezid Külliyesi Şifahanesi) 1488 - II. Bayezid tarafından Edirne'de Bayezid Darü'ş-şifası'nın yapımı 1489 - Memlüklere karşı toprak kaybı 1491 - Osmanlı-Memlük Barışı 1492 - Macar Seferi 1492 - İspanya'dan çıkarılan Yahudiler'in de Osmanlı Devleti'nin himayesine girmesi 1494 - Şehzade Süleyman'ın doğumu 1495 - Macarlarla mütareke, Cem Sultan'ın ölümü 1497 - İlk Rus elçisinin İstanbul'a gelişi 1498 - Lehistan Seferleri 1499 - Venedik Harbi 1500 - Modon, Navarin ve Koron'un alınışı 1502 - Venedikle sulh 1508 - Çaul seferi 1509 - Diu seferi 1511 - Şahkulu Baba Tekeli isyanı, Şehzade Selim Hareketi 1512 - II. Bayezid'in tahttan çekilişi, I. Selim'in tahta geçişi