1299-1389



1299
Selçuklu saltanatının sona ermesi
Osmanlı Devletinin Kuruluşu

Osman Gazi,Anadolu Selçuklu Devletinin uç beyi olmaktan çıkıp Söğüt ve Domaniç'te Osmanlı Beyliğini kurmuştur.
Sonrasında bağımsızlığını ilan etmişti
Osmanlı Devleti (Batı Türk Devleti)'nin tarihî varlık alanına çıkışı;
Kulacahisar ve Karacahisar kalelerinin fetihlerini takiben İnegöl'ün alınması Osmanlı Devleti'nin kuruluşu olarak kabul edilir.
Kurucusu;Osman Gazi 


1300 Yenişehir Kalesi'nin fethi. Yenişehir’in devlet Merkezi olması. (Başkent)


1301 Osman Gazi’nın Koyunhisar zaferi.
(Bafeus Muharebesi)
Bizans-Osmanlı savaşı
Tarih:1302
Bölge: İznik, İzmit, Yalova
Sonuç: Osmanlı zaferi 


Koyunhisar Savaşı Osmanlı Beyliği ve Bizans İmparatorluğu arasında yapılan tarihteki ilk silahlı çarpışmadır.

Osmanlı Devleti Nikea'yı (günümüzde İznik) tekrardan Türk hakimiyetine almak istiyordu
Koyunhisar Muharebesi diye tanımlanan savaş bugün Bursa ili Yenişehir ilçesine bağlı Koyunhisar ya da diğer adı ile Hamidiye köyünün bulunduğu ovada gerçekleşmiştir.
Başta Bursa valisi Atranos, Ketel ve Kite tekfurları Osman Bey'e karşı birleştiler.
İmparator II. Andronikos Palaiologos da 2.000 kişilik çoğu paralı asker olan Alan'lardan oluşan bir merkezi ordu gücü gönderdi.
Ancak bu birleşik Bizans ordusu, Koyunhisar'da ağır bir yenilgiye uğratıldı.
Bu savaşta,Osman Bey'in yeğeni Aydoğdu Bey hayatını kaybetmiştir.
Kite Kalesi fethedilmiştir.
Bursa'nın kuzeyi hariç üç tarafı Osmanlı topraklarıyla çevrilmiştir.
Osmanlılar Bizans tekfurlarının güçlü ordusunu yenerek zaten zayıflamış olan Bizans'ın gücünü iyice zayıflatmıştır.
İznik ve İzmit yolu açılmıştır.



1302 III. Alaeddin Keykubad'ın ölümü


1302 Köprühisar’ın fethi.
Yenişehir/Bursa)


1303 İznik’in abluka altına alınması.
Marmarıcık Kalesi’nin fethi.
Yenişehir’in güneybatısındaki Marmaracık kalesi feth edilip, İznik şehrinin kuzeyindeki Katırlı dağı eteğine kale yapıldı.
Kaleye Taz Ali kumandasında yüz asker bırakılarak, İznik ablukaya alındı.


1306 Osman Gazi’nin Dinboz zaferi, Kestel, Kete ve Ulubat Kaleleri’nin fethi.
Osmanlılarla yabancılar arasında ilk askeri mukavelenin imzası.
Osmanlı ordusu ile Bizans tekfurları ordusu arasında Dinboz'da yapılan savaşta, Kestel,Madenos ve diğer yerlerin tekfurları bu çarpışmada öldüler.
Kirmasti (Mustafakemalpaşa), Mihaliç (Karacabey) in Bizanslılardan alınması.


1307 İlk İznik kuşatması ve Yalova akını.


1308 Anadolu Selçuklu Devleti’nin Yıkılışı Anadolu tamamen Moğol egemenliğine girdi.
Anadolu’yu atadıkları valilerle yönettiler


1308 yılında, son sultan II. Mesud’un ölümünden sonra Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldı.


1308 İmralı Adası’nın fethi, Marmara Denizi’ne çıkış.
Bizans’ın Bursa ile deniz ulaşımı ve irtibatı kontrol altına alındı.


1308 İznik civarındaki Koçhisar fethedildi.


1312 Mevlevilik tarikatını kuran Sultan Veled'in ölümü


1313 Harmankaya Tekfuru Köse Mihal’in, Osman Gazi maiyetine girmesi.
Müslüman olup, kalesiyle Osmanlılara katıldı.
Lefke, Mekece ve Akhisar (Sakarya) dolayları onun gayretleriyle ele geçirildi.

Geyve, Lüblüce (Sakarya),Hisarcık,(Kütahya) Tekfurpınarı,(Sakarya) Yenikale, Karagöz ve Yanıkçahisar Kaleleri’nin fethi."

Mekece hakkında ; Osman Gazi yanında yer alan gazilerle birlikte Mekece'ye varmış, Mekece Tekfur 'u savaşmadan teslim olmuştur."
Osman Bey, fethettiği ilk tekfurlardan olan Mekece'ye birçok ahi ve gazi yerleştirdi.
Mekece'ye iskân olunan Türkmen obaları ve Alperenler çevrede yeni köyler kurarak, bölgeyi Türkleştirdiler ve Müslümanlaştırdılar.
Yerli Rumlarla iyi komşuluk ilişkileri içinde bulundular.
(Sakarya/Pamukova)

(Köse Mihal ya da Abdullah Mihal Gazi (? - 1328)
Mihaloğullarının atası.
Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş döneminde Osman Gazi'nin silah arkadaşı olan Mikhael Kosses, İslamiyeti seçerek Osmanlı saflarına geçen ilk önemli Bizanslı komutandır.
Mihaloğullarının atası Mikhael Kosses, Müslüman olduktan sonra Osman Gazi'nin teklifiyle Abdullah adını almış, adı Abdullah Mihal Gazi olmuştur.


1314 Bursa kuşatması (Harmankaya Tekfuru Köse Mihal tarafından)


1316 Orhan Bey ve Nilüfer Hatun’un büyük oğlu Şehzade Süleyman dünyaya geldi.


1317 Karatekin, Ebesuyu, Karacebeş, Tuzpazarı, Kapucuk ve Keresteci Kaleleri’nin fethi.

Akçakoca ve Kocaeli diyarının Osmanlı topraklarına katılışı (Köse Mihal tarafından)

Orhan Gâzi ve kumandanlarından Konur Alp, Sakarya ve Karadeniz istikametindeki Karatekin, Ebesuyu, Karacebeş, Tuzpazarı, Kapucuk ve Keresteci kalelerini fethedip, bu mevkileri Osmanlı hâkimiyetine aldı.

Akça Koca, Sakarya nehrinin batısında İznik kalesine kadar olan mevkiyi fethetti.

Buralara adına izafeten Kocaeli denildi.


1320 Türk edebiyatında bilinen ilk divana sahip Yunus Emre'nin ölümü


1320 Osman Gazi’nin, oğlu Orhan Gazi’yi yerine vekil tayin etmesi.


Orhan Gazi;
1321'de Mudanya ve Gemlik,
1323'de Akyazı ve Ayanköy,
1324'de Karamürsel ve Karacabey, 1325'de de Orhaneli'yi Osmanlı topraklarına dahil etti.


1325 Bolu, Kandıra, Ermenipazarı ve Devehisarı Kaleleri’nin fethi.

son harita 1326

1326 Osman Gazi’nin ölümü.
Orhan Gazi’nin tahta çıkışı.


1326 Şeyh Edebali Öldü.


1326 Orhan Bey’in ikinci oğlu Murat Hüdavendigar doğdu.


1326 Osmanlı Devleti’nin kurucusu ve birinci hükümdarı Osman Gazi öldü.


Osman Gazi babası Ertuğrul Gazi'den 4800 km.kare olarak devraldığı toprakları oğluna 16000 km.kare olarak devretti.




1326 Orhan Gazi’nin tahta çıkışı.


1326 Bursa’nın fethi.
Orhan Bey,1326 yılında büyük bir kuvvetle Bursa üzerine yürür.

Orhan Bey, bu tecrübeli komutanlarla görüşerek Bursa'nın güneyinde ve bir bakıma Bursa'nın anahtarı durumunda olan Adrenos kalesini alıp yıktırır. Orhan Bey'in gelişinden önce kaleyi boşaltıp Elete dağına çıkmış olan halk ve kale beyi, Orhan'a itaatini bildirirler. Bunun üzerine tekrar yerlerine iade edilen halka karsı Orhan Bey, insaf ölçülerini asmayacak derecede merhamet ve hoşgörülü bir şekilde davranır. Bundan sonra Bursa önlerine gelen Orhan Gazi, Pınarbaşı mevkiinde karargahını kurup kaleyi kuşatır. Bizans'tan beklenen yardımın gelmeyeceğini anlayan ve kaleyi kurtarmaktan da ümidini kesen kale beyi, Gazi Mihal Bey vasıtasıyla ve bazı şartlarla Bursa'yı teslim edeceğini bildirdiğinden Bursa Osmanlılara teslim edilir.

Kale muhafızı olan Evrenos da Müslüman olarak Osmanlıların hizmetine girer. Orhan Bey, burayı aldıktan sonra babasının na'şını buraya getirterek sonradan Gümüşlü Künbed diye meşhur olan yere defe ettirir.

Orhan Bey, Köse Mihal, Turgut Alp, Şeyh Mahmûd, Gâzî Mihal Bey ve Ahi Hasan gibi kahramanların gayretiyle, senelerdir çevreden kuşattığı Bursa’yı fethetmiş ve Bey Sancağı adıyla oğlu Murad’a vermiştir.

Artık Osmanlının merkezi Yenişehir değil Bursa’dır.


1326 Orhan Gazi’nin oğlu Murad’ın doğumu.

Orhan Gazi’nin kardeşi Alaeddin Beyi vezir tayin etmesi.

Aydos ve Samandıra’nın fethi.

Bursa’nın devletin merkezi olması.


1327 Osman Gazi adına ilk Osmanlı parasının basılması.

Bursa Kadısı Cendereli (Çandarlı) Kara Halil ve vezir Alâ’addin’in tavsiyeleri ile saltanatın en önemli alâmeti olan ilk Osmanlı akçesini yani sikkesini bastırmıştır.

İlk darbhane de Bursa’da kurulmuştur.


1328 Vezir Alaeddin Paşa’nın ilk “Osmanlı Kanunları”nı uygulamaya koyması.

Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gâzi’nin büyük oğlu.
Kendisine ağabey mânâsına Başağa Paşa nâmı verildi.  1333 (H. 733) târihinden sonra vefât etti. Bursa’da babası Osman Gâzi’nin yanında medfûndur.

Alâaddîn Paşa, dedesi Şeyh Edebâlinin terbiyesinde büyüdü.
Daha sonra Yenişehir’e babası Osman Gâzi’nin yanına gidip cihâd ve gazâ ile meşgul oldu.
Orhan Gâzi, beyliğin idaresini eline alınca, Alâaddîn Paşa’ya Bursa ile Mihalic arasında bulunan Kete mıntıkasındaki Kotra arazisinin mülkiyetini verdi.
Alâaddîn Paşa; akıllı, tedbirli, adaletli, âlim bir zât olduğu için, Orhan Gâzi daha sonra onu davet edip, vezirlik ve sadâret işlerini havale etti.
Alâaddîn Bey böylece Orhan Gâzi’nin en büyük yardımcısı oldu.
Nizâm ve kânunlar ortaya koyup, devletin sağlam temeller üzerine kurulmasına çalıştı.
Bir çok Osmanlı müessesesinin kuruluşu Alâaddîn Paşa’ya izafe edilmektedir. 


1328 Orhan Gazi tarafından ilk askeri teşkilâtın kurulması.

Vezir Alaeddin Paşa ile Candarlı Halil Paşa’nın devletin ilk askerî teşkilâtı olan “yaya” ordusunu kurması.


1329 Maltepe zaferi (Palekanon)

Osmanlıların Kocaeli Yarımadasındaki fetihleri ve İznik`i kuşatmaları sebebiyle  Bizans imparatoru III.Andreanikos ile Osmanlı hükümdarı Orhan Bey arasında yapılan savaş.(Osmanlı'nın kazandığı en büyük meydan savaşı)
Savaş Osmanlıların zaferiyle sonuçlandı.
O güne kadar dikkat çekmeyen Osmanlılar ön plana çıktı.
sonuçta iznik`in alımı kolaylaştı. Bizans ın Anadoluda`ki topraklarıyla bağlantısı kesildi.
Kocaeli Yarımadası`nın fethi tamamlandı.



1329 İznik'in Fethi
Osmanlı sınırlarının Karadeniz ve İstanbul Boğazına doğru ilerlediğini gören Bizanslılar, Darıca ile Eskihisar arasında bir yer olan Pelekanon’da Osmanlı ordularıyla karşılaşmışlar ve Osmanlılar İmparatoru yakaladıkları gibi, İznik’i fethetmişlerdir.

Bursa'nın fethinden sonra, Orhan Gazi için ele geçirilmesi gereken hedef artık İznik olmuştur.
Burası Bizans'ın, Anadolu'daki en büyük şehirlerinden biri olmakla kalmıyor, aynı zamanda Hıristiyanlık için dinî bir merkez olma hüviyetini de taşıyordu.

1074 yılından Birinci Haçlı Seferi (1097) ne kadar Anadolu Selçuklu Devleti'ne başkentlik eden İznik, belirtilen tarihten itibaren Bizanslıların elinde idi.
Hatta 1204 yılından 1261 yılına kadar da Bizans İmparatorluğu'nun merkezi olmuştu.
Bundan başka İznik, Kocaeli yarımadası bakımından stratejik önemi haiz olan önemli bir şehirdir.
Bursa'nın zaptından sonra Osmanlı Beyliği'nin merkezi buraya nakl edilmiştir.
Yeni hükümdar burayı yeni binalarla süslemişti.
İnşa edilen dinî ve sosyal eserlerle şehir, Müslüman Türk şehri olma hüviyetini kazanıp yeni bir çehreye büründü.
Orhan Bey, daha işin başında eski kiliseleri mescide ve medreselere çevirdi.
İznik, Bizans açısından kudsî bir değere haizdi ve bunun farkında olan Orhan Bey, buradaki Ayasofya isimli Kiliseyi camiye çevirdi ve burada Osmanlı Devleti’nin ilk Üniversitesini kurarak başına da büyük âlim Kayserili Molla Davud’u tayin etti.
İznik’in ikinci defa ve kesin fethi.


1331 Şehzade Süleyman Paşa’nın Veziriazam olarak tayini.


1331 İlk Osmanlı medresesinin İznik’te kurulması.


1333 Gemlik’in fethi.


1334 İznik Yenişehir Kapısı yanında bir cami ve imaretin yapılması.


1335 Bursa’da ilk mimari eser, cami ve medrese yapılması.


1335 Orhan Bey bütün İslâm âleminde ve Avrupa’da Sultân ünvanıyla anılmaya başlandı; sonra da sulh yolunu tercih etti.


1336 Karesi Beyliği’nin devlet topraklarına katılması.

Çandarlı Kara Halil Paşa’nın ilk kadı olarak Bursa’ya tayini.


1337 İzmit ve Koyunhisar Kaleleri’nin alınışı.


1341 Bizans İmparatorluğu ile ilk sulh antlaşmasının imzalanması.

Orhan Gazi, Bizans İmparatorunun (Kantakuzen) kızı Prenses Theodora ile evlendi.


1345 Bizans ile sulh yapan Sultân Orhan, bu sefer Anadolu fetihlerine yöneldi ilk olarak bir Anadolu Beyliğini yani Balıkesir merkezli Karesi Beyliğini Osmanlı Devleti’ne ilhak etti


1347 Orhan Gazi’nin Kantakuzen ile Üsküdar’da görüşmesi.


1347 Kayınpederi olan Bizans İmparatoru’nun kendisine saldıran Slavlar ve Bulgarlara karşı Orhan Bey’den yardım istemesi üzerine Osmanlı ordusu, evvela İstanbul’a girdi.
Sonra döndü. Paşa’nın yardım ordusunun öncüsü Gâzî Umur Bey’dir.(Aydınoğlu beyi)


1347’de Süleyman Paşa, İmroz’a çıkartma yapmak istedi, ancak püskürtüldü.


Bizans’a yardım için Süleyman Paşa’nın Rumeli’ye geçişi ve Çimpi Kalesi’nin üs olarak alınışı.


1351 Sırp ve Bulgarlara karşı zafer kazanılması.


1352 Osmanlılar’ın Cenevizliler’e Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapma imtiyazını vermeleri.


İlk Osmanlı Akçesi’nin basılması.


Üsküdar, Kadıköy ve Marmara Adaları’nın fethi.


1353 Trakya fetihleri ve Gelibolu’nun fethi.


1353 Yardıma minnettar olan Bizans İmparator, Gelibolu yarım adasında, Çanakkale Boğazının Avrupa kıyısı üzerinde küçük Çimpe kalesini Avrupa’ya geçerken kolaylık olsun diye Süleyman Paşa’ya hediye etti.


1354 Anadolu’da Ankara’ya kadar ilerledi ve orayı fethetti.


1355 Güneyde Çandarlı Körfezine dayanan Osmanlılar, Marmara Denizinin güneyindeki son toprakları da Bizans’ın elinden aldı; Üsküdar Osmanlı Devleti’nin eline geçti. Candaroğullarına bağlı Uluğ Beyoğulları Beyliği de Osmanlı Devleti’ne katıldı.


1357 Türk tarihinin önemli olaylarından olan Rumeli’ye geçişin kahramanı Süleyman Paşa, Lüleburgaz ve Çorlu’yu da fethettikten sonra, yılında atının ayağının sürçmesi sonucunda düşerek vefat etti.

* Süleyman Paşa Kimdir ?
(Orhan Gazi'nin oğlu) (1316 - 1357)
 Osmanlı Padişahı Orhan Gazi'nin büyük oğlu olup, annesi Nilüfer Hatun'dur.
Osmanlı Devleti'nin Rumeli'ye, başka bir deyişle Avrupa'ya geçişinin öncüsü ve sembolü olan şahsiyettir ve Rumeli Fatihi olarak bilinir.
İlk defa Gerede'de yönetici olarak hizmete başlamıştır.
İzmit, Göynük ve Mudurnu civarı kendisine tımar olarak verilmiştir.
İznik (1331) ve İzmit (1337) fetihlerine katılmış, fethinde büyük rol oynadığı Karesioğulları Beyliği'ne bey tayin edilmiştir (1335).Sırplara karşı, Bizans'a yardıma giden Osmanlı kuvvetlerine kumanda etmiştir. Rumeli’ye geçerek Selanik’i Sırplardan almış ve Bizanslılara vermiştir (1349).
Rumeli'ye ikinci geçişinde (1352), Bulgarları Dimetoka’da yenmiştir.Bu harekatlarında Çimpe Kalesi, kendisine üs olarak verilmiştir.Gelibolu başta olmak üzere Marmara ’nın batı kıyısındaki şehirleri ele geçirdiyse de, Bizanslılarla yapılan antlaşma îcabı, buraları daha sonra boşaltmıştır.Eretna Beyliği beyi Alaeddin Eretna'nın ölümünden sonra bölgede doğan karışıklıktan istifade ederek Ankara'yı zaptetmiştir (1354).Bizans'ta imparator değişikliği üzerine, dikkatini yeniden Trakya'ya yöneltmiştir.Üçüncü geçişinde, Biga'da topladığı ordularını Çardak limanında gemileri yan yana koyarak Çanakkale Boğazı'ndan geçirmiş ve Bolayır'ı kendisine üs edinerek, artık Osmanlı'nın Rumeli'de yerleşmesine dönük bir politika izlemiştir.Anadolu'dan getirttiği Türkmen ailelerini Rumeli'de kurduğu köylere yerleştirmeye başlamıştır.

Daha önceki harekatlarda yapılan keşifler ve edinilen bilgilerin de yardımıyla Gelibolu Yarımadası nın kısa bir sürede Osmanlı yönetimine katılması sağlanmış, daha sonraki fetihler için hareket noktası oluşturulmuştur.


1360 Orhan Gazi’nin vefatı. Sultan I. Murad’ın tahta çıkışı.



1360 Rumeli’de bulunan şehzade Murad Bey’in Bursa’ya hareketi.
Sultan I. Murad’ın tahta çıkışı.


1360 Şehzade Bayezid’in doğumu.


1360 Ankara’da fiili hakim durumunda olan Ahi’lerin, Karamanoğullarının baskısı sonucu, Osmanlı hakimiyetinden çıkmaları.
(1362 de Ankara geri alındı)


Edirne’nin kuşatılmasına karar verilmesi.


1361 Ankara, Sultanönü Bölgesi’nin işgali.


1361 Osmanlı Devleti’nin ilerde yapacağı büyük fütûhatlara temel teşkil edeceğini bilen Murâd Han, teşkilâtlanma çalışmalarına hız verdi. Fütûhatın genişlemesi sebebiyle askerî sınıfların şer’î işlerine bakmak ve hükümdarla seferlerde bulunmak ve aynı zamanda ilmiye sınıfının en yüksek derecesi olmak üzere, kazaskerlik me’mûriyetini ihdas etti.
İlk kazasker olarak da Bursa kâdısı Çandarlı Kara Halîl Efendi tâyin olundu.
Fütûhatın sür’atle gelişmesi sebebiyle asker ihtiyâcı arttığından, Orhan Gâzi zamanındaki yaya ve müsellem teşkilâtını vücûda getiren Çandarlı Kara Halil’in tavsiyesiyle, muhârebelerde esir edilen hıristiyan gençlerden istifâde edilmek üzere, yeni bir asker ocağı kuruldu.
Bu suretle, on sekizinci asra kadar devam etmiş olan yeniçeri ocağı ile bu ocağa alınacak çocukları terbiye edip yetiştiren acemi ocağının temeli atıldı Devlet’te ilk Kazaskerlik Makamı’nın kurulması.

Kazasker ya da kadıasker, Osmanlı Devleti'nde şeri davalara bakan askeri hakim.
Yetkileri arasında kadı, müderris ve din görevlisi atamaları, kadı kararlarını bozma, değiştirme ve yeni kararlar oluşturma gibi maddeler vardır. Yani kadı kararlarına itiraz kazaskerliğe yapılırdı. Yetkilerinin çoğunu 16. yüzyıl'dan itibaren şeyhülislamlığa devretmiştir. Kazasker Osmanlı devlet yapısında idari bir görev olup, kelime "kadı" ve "asker" kelimelerinin birleşmesinden oluşmaktadır. Kazaskerlerin kıyafeti ilmiye kıyafeti olup, bu mesleğin en yüksek mertebelerinden biridir. Kazaskerler Divan-ı Hümayun'un tabiî azasıydı. Şeyhülislamlar divanda bulununcaya kadar divandaki şeri meseleler, kazaskerler tarafından idare edilirdi. Divan toplantılarında veziriazamın sağında vezirler solunda da kazaskerler yer almaktaydı. Kazaskerlik 1480 yılına kadar Anadolu Kazaskeri olarak tek bir merkezdeydi. Bu tarihten sonra Rumeli Kazaskeri ve Anadolu Kazaskeri olarak ikiye ayrıldı. Rumeli kazaskeri protokol ve rütbe olarak daha yüksekti. Görevleri divanda şer-i meselelere bakmaktı. Yavuz Sultan Selim'in İran seferinden sonra ise merkezi Diyarbakır olan üçüncü bir kazaskerlik oluşturularak doğu eyaletlerinin kontrolü sağlanmak istenmiştir. Fakat sonrasında bu üçüncü kazaskerlik lağvedildi. Kazaskerler, 16. yüzyılın ikinci yarısına kadar müderris ve kadıların tayininde sadrazama arz ve delalette bulunurlardı. Sonraları bu görev şeyhülislamlara verildi. Belirli maaşlı müderris ile kaza kadılarının tayinleri ise yine kazaskere bırakılmıştı. Kazaskerlerin tayinleri, 17. yüzyıla kadar veziriazamların padişahlara arzı ile yapılırdı. Şeyhülislamlar bu tarihten itibaren vezir-i azamların onayıyla, kazaskerlerin tayinlerini padişaha arz etmeye başladı. Kazaskerlerin görev süreleri iki yıl iken, 17. yüzyıldan sonra bir yıla indirildi. Buna ek olarak, kazasker olan biri aynı makama tekrar tayin edilebilirdi. Kazaskerlik Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar varlığını korudu.


1361 Ankara'nın fethi


1361 Murad Hüdavendigar’ın ordu komutanları, Lala Şahin Paşa, Hacı İlbey ve Evrenos Beyleri yeni fetihler için görevlendirmesi.



Lala Şahin Paşa’nın Beylerbeyi olarak tayini ve Rumeli Ordu Komutanlığına getirilmesi.


Rumeli’nin Türkleştirilmesi hareketinin genişletilmesi.


Lüleburgaz’da Sultan Murad, Lala Şahin ve Evrenos Bey’in katılımı ile Harp Meclisi’nin toplanması.


Edirne’nin zaptı kararının alınması.


Sultan Murad’ın karargâh merkezi yaptığı Dimetoka’ya gelişi.
Burada bir camii ve küçük bir saray inşaatına başlanması. Filibe yakınında Meriç Nehri üzerinde bir köprü inşa edilmesi.


1362 Yeniçeri Ocağı’nın temeli olan Pençik Kanunu’nun çıkışı. İslâm hukukuna göre muhârebelerde ele geçen ganimetlerin beşte biri devletin hakkı olduğundan, pençik kânunu çıkarıldı. Karamanlı Molla Rüstem’in teklifi ve sultan Murâd Han’ın müsâdesiyle vezîr Hayreddîn Paşa tarafından mâlî teşkilâtta düzenlemelere gidilip, gelirler arttırıldı. Zaptedilen yerlerde Osmanlı devlet teşkilâtı te’sis edildi. Fethedilen yerlerin tahrici yapıldı. Kimse aç ve açıkta bırakılmayıp, fakir-zengin, müslim-gayr-i müslim herkes huzura kavuşturuldu


1363 Edirne’yi fethetti ve kendisine yeni başşehir yaptı.
Sazlıdere Savaşı (1363) ve Edirne’nin Fethi

I. Murat döneminde Anadolu’da sınırların genişletilmesinde genellikle savaş yöntemi izlenmemekteydi.
Fakat aynı dönemde Balkanlarda yoğun bir mücadele yaşanmaktaydı. Orhan Bey döneminde alınmış olan bölgelere ek olarak Dedeağaç ve Dimetoka alınıp Edirne’nin fethi için hazırlık yapılmaya başlandı. Bunun üzerine Bulgar Krallığı ve Bizans imparatorlığu’nun hazırladığı bir ordu ile yapılan Sazlıdere Savaşı’nı Osmanlı ordusu kazandı.

Sazlıdere Savaşı sonrasında Edirne fethedildi.

Böylece Bizans’ın Balkanlar’dan yardım alması büyük oranda engellendi. Balkanlardan karayolu ile Bizans’a gelen ticaret tamamen denetim altına alındı. Bu durum Bizans’ın yiyecek ihtiyacının karşılanmasını da tehlikeye sokmuştu. Bizans imparatoru Osmanlılarla bir antlaşma imzalayarak Osmanlıların yaptığı fetihleri kabul etme karşılığında, Bizans’ın yiyecek İhtiyacının karşılanmasını sağladı.

EDİRNE'NİN FETHİ  (1362-63)

Murad Gazi, kendisi Banatoz-Çorlu-Misini-Birgos hattından ilerlerken kumandanları Hacı İlbeyi Meriç ve Dimetoka’yı bertaraf etmiş,
Gazi Evrenos Keşan’ı almış ve İpsala’ya ulaşmıştı.
Murad Gazi Birgos’a ulaşınca Edirne’nin fethi için ilk eşik atlanmış oldu.
Aslında Edirne’nin fethi önce hisarın kuşatılması ardından uzun sürebilecek bir savaşa girişilmesi ile mümkün olacak gibi görünüyordu.
Zira Edirne hükümdarının sarayı kaim bir tepenin üstünde bulunuyordu.
Bu tepenin çevresi çift sıra dizilmiş kuvvetli surlarla korunuyor, surlar ise derin hendeklerle muhafaza ediliyordu.
Böylesi bir hisarın fethi elbette olay olmayacaktı.
Bu minvalde Murad Gazi lalası Şahin’i önden Edirne’ye gönderdi.
Kendisi de Hacı İlbeyi ve Gazi Evrenos ile birlikte Bulgarofiron (Babaeski) bölgesini ve Edirne istikametindeki birkaç küçük hisarı daha bertaraf etti.
Murad Gazi, Edirne yolundaki küçük kalelerle uğraşırken tecrübeli bir kumandan olan lalası Şahin ilk taarruzlara başlamıştı.
Murad Gazi’den önce Edirne’ye gelen Şahin Paşa muharebenin ilk evrelerinde oldukça başarılı sonuçlar elde etti.
Murad Gazi’de geldiğinde taarruz kuvvetlendi.
Hacı İlbeyi ve Gazi Evrenos Meriç nehri kıyılarından şehre girmeyi başardılar.
Yaşanan çarpışmalarda başkumandanı öldürülen Edirne Hükümdarı savaşı kazanamayacağına karar verip aile efradıyla birlikte sandala binerek Enez’e kaçtı.
Hükümdarı kaçan, başkumandanı öldürülen Edirne, fazla karşı koyamadı ve hisar cebren ele geçirildi 
Edirne’nin fethi ile aynı zamanda Tekirdağ’da fethedilmiş oldu.
Günümüzdeki Tekirdağ ili bu dönemde Tekfur Dağı olarak anılmaktaydı.

Edirne'nin Fethi

Edirne’nin fethi ile bu bölge Rumeli fetihleri için bir ileri karargâh ve fetih kapısı haline gelmiştir.
Kaim surları ve şehri bereketlendiren Meriç Nehri Edirne’yi zaman içerisinde Osmanlı’nın en kıymetli şehirlerinden biri haline getirmiştir.
Murad Gazi, hükümdarlığının ilk evresinde Rumeli’de kazanılmış olan başarıları devam ettirme gayesiyle hazırlıklarına başladı.
Önce Şahin Paşa’yı Lala (Sadrazam/Vezir) olarak atadı, ardından Osmanlı Devletine büyük hizmetlerde bulunan ve devletine 4 büyük sadrazam çıkartan Çandarlı sülalesinin ilk devlet büyüğü olan Bilecik kadısı Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa’yı kazasker (Kadı Asker) yaparak kendisi seferdeyken devletin idare yükünü emniyete aldı ve Rumeli’ye doğru yola çıktı.
Çandarlı Halil’e Hayrettin ismi Murad Gazi tarafından Edirne’nin fethinden hemen sonra verilmiş ve aynı tarihte sadrazam olarak atanmıştır.
Şahin Paşa ve Hacı İlbey’i yanına alarak ekseriyetle Karesi’den toplanan kuvvetlerle birlikte Gelibolu’ya geçti.
Bu seferin hedefi Bizans’tan Edirne’ye giden ticaret yolunu kontrol altına almak ve buranın idaresini elinde bulunduran Birgos Büyükdükalığını (Akdaiopolis) fethederek mümkün olursa ardından Edirne’yi ele geçirmekti.
Bu istikametle önce Banatoz hisarına ulaştı.
Banatoz tekfuru karşı koymayarak hisarı teslim etti.
Murad Gazi, hisarı ve tekfuru yerinde bırakıp itaat altına aldıktan sonra Çorlu hisarına ulaştı.
Kendilerini koruyabilecek güce sahip olan Tekfur teslim olmayı reddedince zorlu bir çarpışmaya girişildi.
Fethi pekte kolay olmayan Çorlu, tekfurun gözüne isabet eden okla ölmesi üzerine kolayca fethedildi ve yağma ile ganimetler pay edildi.
Murad Gazi, Hisarı zapt etmek yerine tekrar kullanılmaması için surları yıkıp bertaraf etti.
Ardından Misini hisarına ulaştılar.
Misini tekfurun oğlu Murad Gazi’yi karşılayıp hisarın anahtarını teslim etti ve iyi muamele görebilmek gayesiyle kıymetli hediyeler sundu.
Murad Gazi, hediyeleri gazilere pay edip yine tekfuru yerinde bırakarak seferin bir sonraki adımı olan Birgos’a ulaştı.
Birgos tekfuru himayesindeki tebaa ile birlikte hisarı terk edip kaçtı.
Murad Gazi bu hisarı da tekrar kullanılmasına mani olmak için ateşe verdi.
Göründüğü üzere hedef Edirne idi ve Edirne’ye ulaşana kadar fethedilen hisarların fethi önemli değildi.
Bu nedenle ele geçirilen hisarların muhafazası için asker tayin edilmiyor, umulmadık bir saldırı ihtimaline karşı hisarlar kullanılamaz hale getiriliyordu.
Edirne'nin Fethi Süleyman Paşa'dan sonra Rumeli'nin ikinci fatihi diyebileceğimiz Sultan I. Murad, bu şehrin askerî önemini anlamıştı.
Bunun için de Edirne'yi feth etmeyi kendisine hedef olarak seçmişti.
Ankara'nın yeniden alınmasından sonra artik sıra Edirne'ye geliyordu. Kaynaklardan büyük bir kısminin, Sultan Murad'ın, babasını müteakip Osmanlı tahtına geçmesinden sonra feth edildiğini bildirdiği Edirne'nin zaptı, Osmanlıların Avrupa'ya kesin bir şekilde yerleşmeye çalıştıklarının işareti idi.
Sultan Murad, Ankara'dan döndükten sonra Trakya'ya geçip faaliyetlere baslar. ,, Gerçi Osmanlılar, İmparator Kantakuzenos'a defalarca yardıma geldikleri zaman, gerek Edirne'nin, gerekse bütün bir bölgenin ehemmiyetini anladıkları gibi ulaşım ve stratejisini de anlamışlardı.
Bundan dolayı Edirne'nin gerisini emniyet altında bulundurmak ve İstanbul tarafından gelebilecek bir Bizans taarruzuna mani olmak için Tzurulon denilen ve daha önce alınıp sonradan elden çıkmış bulunan Çorlu'nun alınması gerekiyordu. Buraya hücum eden Osmanlı birlikleri, kısa zamanda burayı tekrar alıp surlarını yıktılar.
Buradan piskoposluk merkezi olan ve Arkadiopolis denilen Lüleburgaz'a geçtiler.
burayı da kısa bir zamanda ele geçiren Osmanlılar, buranın surlarını da yıktılar.
Lüleburgaz'ın zaptından hemen sonra Anadolu'dan göçmenler nakl edilerek buraya yerleştirildi.
Bu, Büyük Selçukluların Anadolu'daki yerleşme siyasetlerinin bir benzeri idi.
Böylece Osmanlilar'in Trakya'yı da İslâmlaştırmaya yönelik gerçek maksatları ortaya çıkmış oluyordu.
Sultan Murad, Edirne yolu üzerinde bulunan ve daha önce düşman eline geçmiş olan Çorlu ile Lüleburgaz aldıktan sonra Edirne üzerine yürüyüp orayı feth etti.
Bu arada Bizans'ın daha önce geri almış olduğu Malkara, Keşan ve İpsala, Gazi Evrenos Bey tarafından tekrar zapt edilip Osmanlı idaresine katildi. Hacı İlbeyi ise Enez Körfezi üzerinde ve Meriç'in batısında bulunan Dedeagaci (Megri-Makri) kasaba ve limanını aldı. Buradan da Kuzeye doğru Meriç'i takibe etmek suretiyle Didimatihon denilen Dimetoka'yı zapt etmişti.
Evrenos ve Hacı İlbeyi, yukarıda belirtilen yerleri elde ettikleri sırada bütün komutanların davetiyle Lüleburgaz mevkiinde toplanan bir harp meclisinde, verilen karar üzerine beylerbeyi Lala Şahin Pasa büyük bir kuvvetle Edirne üzerine sevk edildi.
Bulgarların, Rumlara yardim etmeleri ihtimaline karsı sağ koldan Karadeniz sahiline doğru ilerleyen bir kısım kuvvetler, Kırklareli'ni işgal; Seren ve Drama taraflarında bulunan Sırpların da müdahale edebilecekleri düşünülerek sol kola memur edilmiş olan Evrenos kuvvetleri de Dimetoka'nın batısına doğru sevk edilerek savunma tertibatı alındı.
Nihayet Babaeski ile Pınarhisar arasında Sazlıdere mevkiine kadar gelmiş olan Rum ve Bulgar kuvvetleri ile yapılan kesin bir meydan muharebesi sonunda düşman bozuldu.
Bunun sonucunda da Edirne zapt edildi
(764 H. / 1363 M.).

Edirne'de bulunan Rum komutan ise Meriç nehrinin kabarmasından istifade ile bir gece, maiyetinin bir kısmi ile bir kayığa atlayıp Enez'e kadar inerek oradan da Sırp ülkesine kaçmaya muvaffak oldu.
Sultan Murad, Edirne vaziyetini yoluna koyduktan sonra Beylerbeyi Lala Şahin Paça'yı burada bırakarak kendisi Dimetoka'ya gitti.
Bir müddet için orasını kendisine karargah yaptı.
Orada bir cami ile kendisine bir saray yaptırdı.



Çorlu, Keşan, Dimitoka, Pınarhisar, Babaeski ve Lüleburgaz kasabalarının fethi.


1363 Filibe’nin fethi.

Bizans İmparatorluğu’nu, Osmanlı İmparatorluğu’na tabi bir Devlet haline getiren antlaşmanın imzalanması.


1364 Sırp Sındığı savaşı.

Osmanlı Devleti’nin Avrupa topraklarında ilerleyişi Hıristiyanları korkuttu ve Papa V. Urbanus’un tahrikiyle Osmanlı Devleti ilk haçlı seferine maruz kaldı.
Ancak 60.000 kişilik haçlı ordusu 10.000 kişilik Hacı İlbeğ komutasındaki Osmanlı ordusunun yaptığı bir baskın sonucunda sındı ve tarihe Sırpsındığı zaferi olarak geçti.


SIRPSINDIĞI SAVAŞI (1364)

I. Murat komutasındaki Osmanlı ordusu ile Macar Kralı Layoş komutasındaki Balkan Haçlıları ordusu arasında 1364 yılında gerçekleşen savaştır.
Macar Kralı I. Lajos Sırp Pirlepe bölgesindeki Sırp kökenli beyi Vukasın Mrnjavcevic, İvan Ugleşa, Bosna ve Eflak Prensinin idaresinde olan birliklerden oluşturulmuş yaklaşık 30.000 kişiden meydana gelen haçlı ordusunu kurarak, Macaristan Kralının komutasında Edirne'ye doğru harekete geçmişlerdir.
Bu esnada Trakya'daki Osmanlı birlikleri de Lala Şahin Paşa komutasında 12.000 .....
Bazı kaynaklarda ismi "Çirmen" veya "Meriç Savaşı" olarak da geçer.
Edirne'nin fethi Türklere Balkan fetihlerinin yolunu açtı.
Lala Sahin Pasa, Bulgaristan'a girerek Filibe'yi, komutanlarından Evrenos Bey ise Serez'i aldılar (1363)
Yeni fethedilen yerlere Türkler yerleştirildi.
Edirne ve Filibe'nin fethi bir haçlı seferinin düzenlenmesine neden oldu.
Papa V. Urban'ın teşvikiyle Sırplar ve Bulgarlar başta olmak üzere Macar, Bosna ve Eflaklılar, büyük bir haçlı ordusu hazırlayarak Edirne üzerine harekete geçtiler.
Osmanlı komutanlarından Hacı İlbey, ordusu ile beraber Meriç vadisi boyunca düzensiz bir şekilde ilerleyen düsmanların bu durumundan yararlandı.
Haçlı ordusunun ilerleyişi Meriç’e kadar savunma olmaksızın devam etti.
Ancak I. Murat’ın görevlendirdiği Hacı İlbey komutasındaki hafif süvari ve akıncılardan oluşan birlik, Meriç’in diğer yanında düşman kuvvetlerini bekliyordu.
Lala Şahin Paşa düşmanın sayıca fazla olması yüzünden padişahtan destek istemiş, aldığı emir Haçlı ordusunun ilerlemesini durdurması olmuştur.
O dönem Osmanlı padişahı olan I. Murat ise, Karabiga kalesini ellerinde bulunduran ve Anadolu'ya gelmelerine yardımcı olan Bizanslılara isyan eden Katalan paralı asker birliğinin sorunlarıyla uğraşmaktaydı
Bunun üzerine Lala Şahin Paşa, destek birlikler gelinceye kadar Hacı İlbey'in emrindeki akıncı birliğini Haçlı ordusunu durdurmak ve Meriç nehrini geçmelerini engellemek için göndermiştir. Kaynaklara göre Hacı İlbey komutasındaki kuvvetler, düşmanlarının gafletinden yararlanmak amacıyla saldırı için gece saatlerini tercih etmişlerdi. Haçlı askerleri Edirne'yi hemen almışlar gibi kampta zaman geçirmeye başlamışlardı.
Bu sırada Hacı İlbey aldığı emre riayet etmemiş, burada kampta olan Haçlı ordusuna saldırı düzenlemiştir.
Meriç nehri çevresinde bulunan bataklığı aşarak, burada uyuyan, içkiden sızan askerlerin panikle geriye kaçmasına neden olmuştur.
Ordunun büyük kısmı Meriç’e döküldü.
Kuvvetlerini üçe ayırarak bir gece baskını düzenleyen Hacı İlbey, büyük bir zafer elde etti (1364).
Tarihe 'Sırp Sındığı Savaşı' olarak geçen bu zaferle, Rumeli'deki Türk hakimiyeti kesinleşti ve ilk Haçlı Ordusu etkisiz hale getirildi.
Osmanlı birlikleri Sırp Sındığı Savaşından sonra Bulgaristan'a girdiler ve yukarı Bulgaristan'ı fethettiler.

Nedenleri:

* Türklerin Edirne’yi alması ve Rumeli’ye yerleşmeleri üzerine Sırp kralının müracaatı,

* Macar kralının öncülüğü ve Papa V.Urban’ın çağrısıyla Sırp, Macar, Eflak, Bulgar kuvvetlerinden hazırlanan haçlı ordusunun harekete geçmesi

Amaç: Türkleri Balkanlardan atmak.

Savaş: Haçlı ordusu Edirne’ye yaklaştığında Lala Şahin Paşa bir yandan Anadolu’ya geçen 1.Murat’a haber yollarken diğer yandan da Hacı İlbey komutasındaki akıncı birliğini düşman üzerine yollar.
-Hacı İlbey Sırpsındığı denilen yerde gece yarısı üç koldan ansızın yaptığı baskınla üstün haçlı birliklerini yenmeyi başarır.

Sonuç: 
a) Bu zaferden sonra fetihlere devam edilerek İstanbul dışında Trakya’nın büyük kısmı Osmanlı egemenliğine alınmıştır

b) Macarlarla Türkler ilk defa bu savaşta karşılaşmışlardır.

c) Makedonya ticaret yolları Türklere açılmıştır.

d) Haçlı ordusuna ilk önemli darbe indirilmiş ve Haçlıların Türkleri Balkanlardan atma konusundaki ilk girişimleri boşa çıkarılmıştır.

e) Bu zaferden sonra Edirne başkent yapılmıştır.
Bulgaristan'ı vergiye bağlayan Osmanlılar bu sayede ülkenin Osmanlıların kontrolüne girmesini hızlandırmıştır.
Böylece ülkenin batıdaki güvenliği tam olarak sağlanmıştır.
Meriç nehri tamamen Osmanlıların kontrolüne geçmiş, Balkanlarda olan Macar üstünlüğü sekteye uğratılmıştır.

Sırpsındığı Savaşı, Haçlı ordularıyla yaptığı ilk savaş
  Osmanlıların Balkanlar'da ilerlemesi ivme kazandı.
Ülkenin batıya doğru büyümesi ve savaşların yapıldığı coğrafyaya yakınlığı sebebi ile başkent olarak Edirne seçildi.
Bulgar Krallığı Osmanlı Devleti’ne vergi ödemeye başladı. Edirne Osmanlı Devleti’nin yeni başkenti oldu.


Bilecik’te, Sırp Sındığı zaferi anısına bir camii yapılması.


Biga’nın fethi.


1365 Sırbistan’ın bir kısmı ile Bulgaristan’ın Osmanlı’ya ilhakı


1365 Dubrovnik Cumhuriyeti’nin ticaret anlaşması imzalayarak Osmanlı Devleti himayesine girmesi


1366 Gelibolu’nun elden çıkışı.


1367 Karınova, Aydos ve Burgaz Kaleleri’nin fethi.


1368 Vize, Kırkkilise ve Tirebolu Kaleleri’nin fethi.


Edirne’nin Devlet Merkezi olması.


Edirne’de ilk mimari faaliyetlerin başlaması. Eski Saray’ın inşaatı.


1369 Bizans İmparatoru Paleologos’un, Türklere karşı bir Haçlı seferi açılması için Roma’da Papa ile görüşmesi ve katolik mezhebine geçmesi.


1371 Somaku Meydan Muharebesi’nin kazanılması.


1371 Çirmen zaferi.

Çirmen Savaşı
Bulgar Krallığı’nın Osmanlı egemenliğini kabul etmek zorunda kalması ve Osmanlıların Makedonya’ya doğru ilerlemesi üzerine Sırp Krallığı ile  yapılan Çirmen Savaşı’nı Osmanlılar kazandı.

Bu savaş sonrasında yapılan fetihlerin sonucu olarak 1374’te Sırplar da vergi vererek Osmanlı egemenliğini kabul etmek zorunda kaldı.

ÇiRMEN ZAFERİ

(1371) Osmanlıların Balkanlardaki fetihleri, kısa bir zaman diliminde gerçeklesmişti.
Bir bakima 10 yıl içinde Gelibolu'dan Sirbısbtan'a kadar gelinmiş, Adriyatik Denizi'ne kadar nüfuz ve tesir sahası kurulmuştu.
Avrupa, Osmanlılara karşı Haçlı seferini tertipleyerek Sırp Sındığından 7 yıl sonra tekrar talihini denemek istedi.
Bununla beraber bu defa ki kuvvetlerinin eskiye göre biraz daha az olduğu, esas ve temel kuvvetlerin Sırplar tarafından teşkil edildiği anlaşılmaktadır.
Tarihte Ikinci Meriç veya Çirmen savaşı diye anılan bu muharebede Sırp Kralı Vukasin ile kardeşi veliahd prens Uglesa maktul düşmüşlerdi.
Eflak (Romanya) prensi ise kaçmıştı.
Savaşın bu şekilde sonuçlanması üzerine Sırbistan'da hanedan ve iktidar değişmişti.
26 Eylül 1371'de kazanılan bu zaferle, Osmanlılar için Makedonya'nın kapıları açılmıştı.
Eski idarecilerinin tahakkümünden bıkan halk, buralarda yeni bir sistem ve adalet anlayışı getiren Osmanlıları bekliyordu.
Zira Sırp ve Bulgarların idaresi Bizans'inkinden de kötü idi.
Bu muharebe neticesinde Gazi Evrenos kuvvetleri tarafından ikinci defa elde edilen Gümülcine'den başka Borla, Iskeçe ve Marolye; Kadıaskerlikten vezirliğe yükseltilmiş bulunan Kara Halil Hayreddin Paşa tarafından da Kavala, Drama, Zihne ile Makedonya, Sırp krallığının mühim şehirlerinden olan Serez ve daha sonra Karaferye zapt edildi.
Sultan I. Murad, Serez ve havalisine Anadolu'dan aşiretleri getirip yerleştirmişti.
Osmanlı Devleti'nin bu iskân politikası, kuruluştan itibaren devam etmekteydi.
"Osmanlı Devleti, kuruluş devrinde konar-göçer Türk aşiretlerini yeni alınan bölgelerin Türkleştirilmesinde kullandığı gibi, yerleşik ahaliye nazaran savasçı vasıfları, bir disiplin ve teşkilât içinde olmaları sebebiyle de onları fethedilen bu bölgelere nakl etmiştir.
Nitekim Rumeli fatihi Süleyman Paşa zamanında aşiretlerin Rumeli'ye geçirilip iskân edilmelerinde, feth edilen topraklardan kaçan halkın yerini doldurmak gayesi de kısmen rol oynamıştır.
Bu kabil iskan hareketleri, kuruluş devrinde devletin sık sık müracaat ettiği sürgün usulü ile yapılmakta idi.
Bunların yanısıra sonradan Rumeli'den de Anadolu'ya insan toplulukları nakledilmiştir.
Osmanlılar'ın daha Rumeli'ye geçtikleri andan itibaren Türk topluluklarının buraya nakledildikleri bilinmektedir.
Türk topluluklarının Rumeli'ye nakledilmeleri sırasında, devlet tarafından kendilerine zengin topraklar vermek, bütün akrabaları ile geçecek olanlara ise yurtluk, toprak ve tımar gibi imtiyazlar tanımak suretiyle mühaceret tesvik edilmistir.  Çirmen zaferinden faydalanan Türk akıncıları, bir taraftan Adriyatik sahillerini, diğer taraftan Yunanistan'a inerek Attika yarımadasını taradılar.
Bu sekilde Osmanli Devleti'nin tesir sahası, hemen hemen bütün Balkanları içine alan bir genişlige ulaştı.
Çirmen zaferinin meyveleri derhal toplanmaya baslandı. Bunun için Sultan Murad, Rumeli fütûhatı plânını emin, metin ve seri adımlarla gerçekleştirmeye çalışıyordu.
Bütün bu muvaffakiyetlerden sonra Osmanlı kuvvetleri, Vardar nehri vadilerine girerken karşılarında durabilecek bir kuvvet kalmamıştı.
Böylece bir buçuk veya iki sene gibi, harp ve devletler tarihi için çok az denebilecek bir sürede Vardar'ın doğusundaki yerler Osmanlı hakimiyeti altına girmişti.
Bu esnada akıncı kuvvetleri de Balkan yarımadasının batısına doğru akınlarına başlamışlardı.

Bulgar Kralı Sisman ile Makedonya Sırp Kralı'nın Samakov'da birlikte mağlup olduktan sonra Köstendil'in elden çıkmasi beklenen bir hadise idi.

1372 yılında Köstendil ile çevresi feth edilerek burada bulunan Bulgar Prensi Çariçe Evdokia'nin oğlu Kostantin, her türlü vergiden muaf olma karşılığında şehrin (Köstendil) anahtarını Sultan Murad'a teslim etti.


1372 Adriyatik Denizi’ne ilk akınların başlaması ve Yunanistan’ın Atik Bölgesi’ne ilk Osmanlı akınları.


1373 Bizans İmparatoru’nun Osmanlı İmparatorluğu tabiyetini kabul ettiğini bildirdiği belgeyi yenilemesi. Makedonya fethinin başlaması.


1374 Çandarlı Hayreddin Paşa’nın Selanik seferine başlamak üzere ordusu ile hareketi.


1375 Niş’in fethi, Sırp kralının tabiyet anlaşmasını yenilemesi.


1376 Bulgar Krallığı’nın Osmanlı hâkimiyetini kabulü.


Bizans İmparatoru’nun himaye antlaşmasını kabul ederek, Gelibolu’yu Osmanlılara iadesi.


1381 Germiyan Beyi kızının, Kütahya, Simav, Eğrigöz ve Tavşanlı kasabalarını çeyiz olarak Osmanlı ülkesine katması.


Hamidoğulları Beyliği’nden 6 şehrin satın alınması.


1382 I. Murad’a “Hüdavendigar” ünvanının verilmesi.


1383 Kara Timurtaş Paşa’nın Arnavutluk akını.


1384 Bosna-Hersek akını.


1385 Ohri’nin fethi.


Arnavutluk’ta Savra zaferi.


Savcı Bey isyanı.


1386 Niş ve Sofya’nın alınışı.

Mısır Kölemenleri ile ilk siyasi ilişkiler.


1386 Konya’da Osmanlı Karaman Savaşı Osmanlı Karamanoğulları ihtilafı başladı. Sultân Murad’ın oğlu Şehzâde Bâyezid kahramanca savaşarak Karaman oğullarını dağıtıp Yıldırım ünvanını aldı


Bosna’da Sırp, Arnavut ve Hırvatlar arasında Türklere karşı ittifak yapılması.


1387 Ploşnik bozgunu ve Osmanlı Devleti’ne karşı Balkan İttifakı’nın kurulması. Sırp Kralı Balkanlarda Osmanlı’nın üzerine yürüdü ve hatta Timurtaş Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunu bozguna uğrattı


1387 Veziriazam Çandarlı Hayreddin Paşa’nın ölümü.

İkinci vezir Çandarlı Ali Paşa’nın vezir olması.


1389 Silistre, Ziştovi, Niğbolu, Plevne, Lofça, Deliorman ve Dobruca’nın Türk hakimiyeti altına alındı.


1389 I. Kosova zaferi.

Osmanlı ordusu, I. Kosova Zaferi diye tarihe geçen zaferle haçlı ordularını yendi ve 500 yıl kadar sürecek olan Balkan Hakimiyetini başlatmış oldu.
Ancak bu güzellikler arasında, Miloş Obiliç adlı yaralı bir Sırp askeri tarafından Murâd Hüdâvendigâr hançerle vurularak şehid edildi ve Bursa’ya nakledilerek kendi adına yaptırılan Cami haziresine gömüldü.

Osmanlı Devleti Balkanlara hâkim olmuş, Bulgaristan tamamen Osmanlı’nın eline geçerken Sırbistan’ın da önemli bir kısmı feth edilmişti.

I. Kosova Savaşı : 

Osmanlı ordularının Manastır, Sofya ve Niş’i alarak hızla ilerlemeye devam etmeleri üzerine Balkan ulusları arasında Sırp, Boşnak, Hırvat ve Arnavutlardan oluşan büyük bir Haçlı ordusu oluşturuldu.

Amaçları Osmanlıları Balkanlardan tamamen atmaktı. Karamanoğulları da sonradan bu ittifaka destek verdi.

Bu Haçlı ordusu, Osmanlıların bölgedeki bir keşif kolunu 1388’de Pioşnik’te yenmeyi başardı.

Bu gelişme üzerine ümitlenen Macar, Leh ve Eflak karallıkları da Haçlı ordusuna ek birlikler gönderdi.

İyice güçlenen Haçlı ordusuna karşı I. Murat, Anadolu’daki bazı Türk beyliklerinin de gönderdiği yardımcı biliklerle I. Kosova Savaşı’nı kazanarak büyük bir zafer elde etti.

I. Kosova Savaşı sonucunda;

✓ I. Murat, zaferden sonra savaş alanını gezerken bir Sırplı tarafından öldürüldü.

✓ Tuna Nehri’ne kadar olan yerler Osmanlı egemenliğine alındı.

✓ Bu bölgelerde iskan edilmek üzere Anadolu’dan büyük miktarda Türkmen getirilerek yerleştirildi.

Bu savaşta Osmanlı Devleti ilk kez top silahını kullanmıştır. Bu durum, savaşın sonucunda büyük oranda etkili olmuştur. Osmanlıların ordularında silah teknolojisini geliştirerek kullanmaları, onların yaptıkları fetihleri kolaylaştırmıştır.

Savaş sırasında Anadolu’daki bazı Türk beyliklerinin Osmanlı ordusuna destek göndermeleri, Osmanlıların Balkanlardaki fetih politikasının Anadolu beylikleri tarafından desteklendiğinin bir göstergesidir.

Karamanoğullarının Haçlı ittifakına destek vermesi Osmanlılarla olan ilişkileri iyice bozmuş, I. Murat’ın ölümünün ardından tahta geçen Yıldırım Beyazıt’ın Karaman seferine çıkmasına neden olmuştur.

37 muharebede bizzat bulunan Sultân Murâd, 27 yıl içinde babasından aldığı mirası 5 kat artırarak 500.000 km2’lik bir büyük devleti Osmanlı milletine miras bırakıyordu.

I. KOSOVA ZAFERİ (1389)

I. Kosova Savaşı 1389 yılında Osmanlı Devleti ile Haçlılar arasında Sırbistan'da Üsküp'ün kuzeyinde meydana gelmiştir.
I. Murat'ın komuta ettiği Osmanlı Devleti ordusu ile Sırp Despotu Lazar'ın komutasındaki, Macar, Sırp, Bosna, Eflak, Hırvat ve Çek kuvvetlerinden oluşturulmuş Haçlı ordusu arasında meydana gelmiştir.
I. Kosova Savaşını Osmanlı Ordusu kazanmıştır.
Sırp Despotu Lazar tutsak edilmiştir.
Bu savaşın tarihteki önemi I. Murat'ın savaş alanında dolaşırken yaralı Miloş Obiliç adında bir Sırp tarafından şehit edilmesidir.

Kimler Arasında Yapıldı?

Osmanlı İmparatorluğu ile Sırbistan Prensliği Arasında (Müttefikler: Bosna Krallığı)

Güçler Osmanlı İmparatorluğu: 27,000-40,000 Sırbistan Prensliği: 12,000-30,000

Kayıplar Osmanlı İmparatorluğu: Yaklaşık 10.000-20.000 Sırbistan Prensliği Yaklaşık: 15.000-25.000

Nedenleri:
a) Osmanlıların Ploşnik yenilgisinden yararlanmak,

b) Osmanlıların Karamanoğulları ile mücadelesinden yararlanmak,

c) Türkleri balkanlardan atmak.

d) Osmanlıların Batı Trakya da ilerleyerek Sofya, Niş ve Manastır’ı almaları üzerine telaşlanan Balkan devletleri (Sırplar, Macarlar, Arnavutlar, Bulgarlar ) aralarında Türkleri Balkanlardan atmak üzere güçlü bir haçlı ordusu oluştururlar.

Sonuçları:
a) Türkleri Balkanlardan atma amacındaki bu haçlı girişimi de başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

b) Sırp krallığı Osmanlılara vergi vermeye başlamıştır.

c) 1.Murat savaş alanında gezerken yaralı bir Sırp askeri tarafından öldürülünce yerine oğlu 1.Bayezıt (Yıldırım) geçmiştir.

d) Osmanlı ordusu ilk defa bu savaşta top kullanılmıştır.

e) Tuna nehrine kadar olan topraklar fethedildi.

f) Osmanlıların Balkanlar'da önemli bir güç olduğu ispatlandı.

g) Osmanlıların Balkanlar'daki durumu güçlendi.

h) 1.Murat savaş alanında şehit edildi.

Önemi:
1- I.Kosova Savaşı Balkanlarda tutunabilmek için yaptığımız savaşların en büyüklerindendir.

2- I.Murat savaş meydanını gezerken bir Sırplı tarafından şehit edildi.

3- I.Murad’ın oğlu Bayezid bu savaşta gösterdiği ustalık ve çabukluk sebebiyle Yıldırım unvanını aldı.

4- Savaş Balkan Yarımadası’nın geleceğini belirlemiştir.

 


 
1.murat dönemi harita



1389 Yıldırım Bayezid’in tahta çıkışı. 

Dönem Sadrazamları  1299-1389

Alâeddin Paşa 1320 1331

Nizamüddin Ahmed Paşa 1331 1348

Hacı Paşa 1348 1349

Sinanüddin Fakih Yusuf Paşa 1349 1364

Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa 1364 1387

Çandarlı Ali Paşa 1387 1406


 

 

1299-1326 yılları

Osman Gazi 



1299 - Söğüt'de Osmanlı'nın Osman Gazi tarafından kurulması
1300 - Yondhisar ve Yenişehir kalelerin fethi. 1300 - Yenişehir'in başşehir yapılması.
1302 - Koyunhisar Muharebesi Osman'ın bölgede lider olması. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşu
1302 - Köprühisar'ın Fethi 1303- İznik Kuşatması Örnek bir medrese
1303 - Marmaracık Kalesi'nin Fethi
1306 - Dinboz Savaşı sonucunda Kestel, Kete ve Ulubad kalelerinin fethi. 1306 - İlk askeri antlaşma 1307 - İznik'in sıkıştırılması ve Yalova akını.
1308 - Ulubat gölü üzerindeki Alyos adası, Aygut Alp’in oğlu Kara Ali tarafından barış yoluyla teslim alındı.
1308 - İmralı Adası'nın Fethi ve Osmanlıların Marmara Adası'na dayanmaları.
1308 - Koçhisar'ın Fethi
1313 - Harmankaya Tekfuru Köse Mihail'in Müslüman olması, kalesi ve taraftarları ile birlikte Osmanlılara katılması. Karesi Beyliği
1320 - Osman Gazi’nin rahatsızlığı nedeniyle oğlu Orhan Bey yönetimi ele aldı.
1321 - Mudanya'nın fethi 1324 - Umur-Han Beyliği elindeki Akyazı'nın fethi.

1326-1362

Orhan Gazi


1326 - Orhan Gazi'nin tahta geçişi
1326 - Bursa'nın Osmanlılar tarafından alınışı
1331 - İznik'in Osmanlılar tarafından alınışı
1331 - İlk Osmanlı medresesinin İznik'te Orhan Gazi tarafından kurulması
1334 - Karesi Beyliği'nin ilhakı
1337 - Kocaeli'nin Fethi
1345 - karesi beyliğinin Osmanlı`lara katılması
1346 - Orhan Gazi'nin Kantakuzenos'un kızı ile evliliği ve Bizans ile ittifakı
1349 -1352 - Bizans'a yardım için Süleyman Paşa'nın Rumeli'ye geçişi ve Çimpe Kalesi'nin Osmanlılar tarafından üs olarak alınışı 

1352 - Osmanlılar'ın Cenevizliler'e Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapma imtiyazı vermeleri
1353 - Çimpe Kalesi'nin Osmanlılar tarafından alınışı
1354 - Gelibolu'nun Osmanlılar tarafından alınışı
1361 - Edirne'nin fethi
1361 - Edirne'nin başkent oluşu
1362 - Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı


1362-1389

I.Murat

1362 - Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı
1362 - İlk müzikli spor gösterisi: Edirne Kırkpınar yağlı güreşleri
1362 - Kadıaskerliğin teşkili
1363 - Pençik Kanununun çıkışı
1364 - Sırpsındığı Savaşı
1366 - Gelibolu'nun Osmanlıların elinden çıkışı
1371 - Çirmen Savaşı 1376 - Bulgar Krallığı'nın Osmanlı hakimiyetini kabulü
1377 - Gelibolu'nun Osmanlılar'a iadesi
1385-1386 - Niş ve Sofya'nın Osmanlılar tarafından alınışı
1388 - Ploşnik Muharebesi ve Balkan ittifakının teşekkülü
1389 - I. Kosova Savaşı
1389 - I. Murat'ın ölümü, Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi...


1389-1403

Yıldırım Beyazıt



1389 - I. Murat'ın ölümü, Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi
1390 - Aydın-Saruhan-Germiyan-Menteşe beyliklerinin ilhakı
1390 - Karaman Seferi, Konya'nın kuşatılması
1390 - Gelibolu Tersanesi'nin inşası
1391 - İstanbul'un kuşatılması
1391 - Eflak Prensliği ilk kez haraç vermeyi kabul etmiştir.
1392 - Üsküp'ün fethi
1392 - Candaroğulları Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması.
1392 - Hamitoğulları Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması.
1392 - Kırkdilim Muharebesi
1392 - İşkodra'nın fethi
1393 - Amasya'nın fethi
1393 - Tırnova'nın fethi Böylece siyasi anlamda devam eden Bulgar krallığı tümüyle kaldırılarak Bulgaristan’ın tamamı ele geçirildi
1395 - Anadolu Hisarı'nın inşa edilmesi.
1396 - Niğbolu Savaşı
1397-1398 - Karaman Beylerbeyliği'nin Osmanlı hakimiyetini kabulü
1398 - Kadı Burhaneddin'in ölümü
1398 - Karadeniz beyliklerinin ilhakı
1400 - Bursa'da I. Bayezid tarafından Ulu Cami'nin yaptırılması; İlk Osmanlı Darü'ş-şifa'sının Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilmesi
1402 - Ankara Savaşı ve Yıldırım Bayezid'in esir düşmesi

Fetret Devri..

1402 - 1413 - Fetret Devri, iç karışıklıklar Timur'un Anadolu'ya seferi ve Ankara Muharebesi'nden sonra Anadolu'da önemli ilerlemeleri
1409 - Süleyman Çelebi tarafından Türk Edebiyatı'nda ilk mevlid örneği olan Vesiletü'n-Necat adlı eserin yazılışı


1411 - I. Mehmed'in tahta çıkışı

1413-1421

Mehmet Çelebi



1413 - I. Mehmed'in duruma hakim olup devleti yeniden kuruşu
1416 - Şeyh Bedreddin isyanı
1416 - Macaristan Seferi  1417 - Avlonya'nın fethi 1418-1420 - Samsun bölgesinin Osmanlılar tarafından alınışı
1419-1424 - Bursa'da Hacı İvaz'a I. Mehmed tarafından Yeşil Cami'nin yaptırılması
1421 - Çelebi Mehmed'in ölümü ve II. Murad'ın tahta geçişi

1421-1451

II.Murat



1422 - Mustafa Çelebi'nin (Düzme) bertarafı
1422 - Osmanlılar tarafından yapılan ilk kapsamlı İstanbul Kuşatması
1425 - Molla Fenari'nın ilk Şeyhülislam olarak tayini
1425 -1426 - Tekeoğulları Beyliği'nin topraklarının Osmanlılara geçmesi 1427-1428 - Germiyanoğulları Beyliği'nin topraklarının Osmanlılara geçmesi
1430 - Selanik'in Fethi
1432 - Fatih Sultan Mehmed'in doğumu
1434 - Edirne'de II. Murad tarafından Muradiye Camii'nin yaptırılması
1439 - Semendire'nin Osmanlılar tarafından alınışı
1444 - II. Murat'ın tahttan çekilişi, II. Mehmed'in tahta geçişi ve Varna Savaşı
1445 - II. Mehmed'in tahttan çekilişi ve II. Murad'ın ikinci defa geçişi
1447 - Edirne'de II. Murad tarafından Üç Şerefeli Camii'nin yaptırılması
1448 - II. Kosova Savaşı
1451 - II. Murad'ın ölümü ve II. Mehmed'in ikinci defa tahta geçişi

 1451-1481

Fatih Sultan Mehmet



1451 - II. Mehmed'in ikinci defa tahta geçişi
1453 - İstanbul'un fethi, Ayasofya'nın camiye çevrilmesi
1453 - Enez'in Fethi
1454 - II. Mehmed'in Birinci Sırbistan Seferi
1455 - II. Mehmed'in İkinci Sırbistan Seferi
1455 - Boğdan Voyvodalığı'nın Osmanlı'ya bağlılığını bildirmesi
1456 - II. Mehmed'in Üçüncü Sırbistan Seferi, Belgrad kuşatmasının başarısız olması
1458 - II. Mehmed'in Birinci Mora Seferi, Atina'nın Fethi
1459 - II. Mehmed'in Dördüncü Sırbistan Seferi, Başkent Semendire'nin Fethi ve Sırbistan'ın tamamen ilhakı
1460 - II. Mehmed'in İkinci Mora Seferi, Mora'nın Fethi
1461 - Trabzon Rum İmparatorluğu'nun Osmanlılar tarafından yıkılışı
1461 - Candaroğulları Beyliği'nin ilhakı
1461 - Cenevizlilerden Amasra'nın alınışı
1462 - II. Mehmed'in Eflak Seferi, Eflak'ın tekrar Osmanlı idaresine girmesi
1463 - Osmanlı-Venedik Savaşı'nın başlaması
1463 -1470 - İstanbul'da Fatih Külliyesi'nin inşaası
1463 - II. Mehmed'in Birinci Bosna Seferi, Bosna'nın Fethi
1464 - II. Mehmed'in İkinci Bosna Seferi, Bosna'nın fethinin tamamlanması
1466 - II. Mehmed'in Karaman seferi
1466 - II. Mehmed'in Birinci Arnavut Seferi
1467 - II. Mehmed'in İkinci Arnavut Seferi
1468 - Karamanoğulları Beyliği'nin Osmanlılar tarafından yıkılışı
1468 - II. Mehmed tarafından İstanbul'da Topkapı Sarayı'nın tesisi
1470 - Eğriboz'un Fethi, Ağrıboz adasının fethi
1470 - Kıreli Muharebesi, Akkoyunlular'a karşı zafer
1473 - Otlukbeli Savaşı'nda Akkoyunlu ordusuna karşı zafer
1475 - Kefe ve Azak'ın Cenevizlilerden alınışı
1475 - Kırım hanı Mengli Giray Han'ın Cenevizlilerin elinden kurtarılması ve Kırım'ın Osmanlı'ya bağlanması
1475 - Başarısız Boğdan seferi
1476 - Boğdan seferi, Boğdan kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı
1478 - II. Mehmed tarafından ilk altın paranın darbettirilmesi
1478 - II. Mehmed'in Üçüncü Arnavut Seferi seferi, Arnavutluğun tamamen fethi
1479 - Korfu hariç tüm İyonya adalarının fethi
1479 - Osmanlı-Venedik Antlaşması ile Fatih'in Venedikliler'e Trabzon ve Kefe'de ticaret yapma hakkı tanıyan ahidname vermesi
1480 - Otranto Seferi
1480 - Başarısız Rodos Kuşatması
1480 - Kadıaskerliğin Rumeli ve Anadolu olarak ikiye ayrılmasımmm

1481-1512

II.Beyazıt



1481 - Mısır seferine çıkan II.Mehmed'in ölümü ve II. Bayezid'in tahta çıkışı 1482 - Cem Sultan'ın mağlubiyeti, Rodos'a ilticası
1483 - Morova Seferi ve Hersek'in ilhakı
1484 - Boğdan Seferi ve Kili ile Akkirman'ın fethi
1485 - Osmanlı-Memlük mücadelesinin başlaması
1486 - Musiki ile tedavi yapan ilk devlet hastanesi (Edirne, II. Bayezid Külliyesi Şifahanesi)
1488 - II. Bayezid tarafından Edirne'de Bayezid Darü'ş-şifası'nın yapımı
1489 - Memlüklere karşı toprak kaybı
1491 - Osmanlı-Memlük Barışı
1492 - Macar Seferi
1492 - İspanya'dan çıkarılan Yahudiler'in de Osmanlı Devleti'nin himayesine girmesi
1494 - Şehzade Süleyman'ın doğumu
1495 - Macarlarla mütareke, Cem Sultan'ın ölümü
1497 - İlk Rus elçisinin İstanbul'a gelişi
1498 - Lehistan Seferleri
1499 - Venedik Harbi
1500 - Modon, Navarin ve Koron'un alınışı
1502 - Venedikle sulh
1508 - Çaul seferi
1509 - Diu seferi
1511 - Şahkulu Baba Tekeli isyanı, Şehzade Selim Hareketi
1512 - II. Bayezid'in tahttan çekilişi, I. Selim'in tahta geçişi


 
 
Bugün 6 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol