1807-1861

1807 III. Selim’in hal’i ve IV. Mustafa’nın Padişahlığı


1807 Sultanahmet Meydanı’nda yapılan toplantı ve Kabakçı Mustafa ile isyancılara rütbe dağıtılması ve aylık ödenecek akçelerin karara bağlanması. Kabakçı Mustafa ve avenesinin Şeyhülislâm Ataullah Efendi’ye yazıp imzaladıkları hücceti göndermeleri. Konak’ta yapılan toplantıda; Yeniçerilerin ve ayaklanmaya katılan elebaşların, meydana gelen hiçbir olaydan mesul tutulamayacakları, Yeniçerilerin bir daha devlet işlerine karışmayacaklarına dair Padişah ve Ocak arasında anlaşma yapılması


1807 Hilmi Paşa’nın azli. Anadolu Beylerbeyi Çelebi Mustafa Paşa’nın sadareti.


1807 Fransa İmparatoru Napolyon ile Rus Çarı Aleksandr arasında Tilsit’te “Osmanlı İmparatorluğu’nu paylaşma” görüşmeleri ve Türkleri Avrupa’dan sürüp çıkarmak kararları.


1807 Reisülküttap Galip Efendi ile Rus Delegesi General Laşkarof arasında mütareke imzalanması.


1807 Ordu’nun Edirne’den İstanbul’a, Kabakçı Mustafa’yı ve isyancıları bastırmak üzere hareketi.
Alemdar Mustafa Paşa’nın Kabakçı Mustafa’yı evinde yakalayarak öldürmesi


1807 Osmanlı-Rus anlaşması.


1807 İngilizlerin İskenderiye’yi tahliyeleri.


1808 Alemdar Mustafa Paşa’nın 5-6 bin asker ile Bab-ı Ali’ye gelip çevreyi askerle kuşatması.

Alemdar Mustafa Paşa’nın 15 binden fazla askerle Arz odasında bulunan Sadrazama mührü teslim etmesini söylemesi.
Alemdar Mustafa Paşa’nın Saray ve Babıali Baskını. Sadrazamın azli.

III. Selim’in şehit edilmesi.
IV. Mustafa’nın Taht’tan indirilmesi.
II. Mahmud’un Padişahlığı.

1808 II. Mahmud’un Padişahlığı.


1813’den itibaren Gâzi ünvanını kullanan II. Mahmûd, yaptığı ıslâhâtlarla ve özellikle de Osmanlı Devleti’nin yüzünü batıya çevirmekle meşhurdur. Bazı tarihçiler onu Kanuni’den sonra en büyük padişah olarak vasıflandırırken, bazıları da batılılaşma yolundaki şekilde kalmış teşebbüslerinde dolayı tenkit etmektedirler. II. Mahmûd’un saltanat yıllarını, vak’a-i hayriye adı verilen yeniçeri ocağının kaldırılışına göre iki safhaya ayırmak yerinde olur:


Birinci Saltanat Safhası: Tahta çıktığında devletin halletmek mecburiyetinde bulunduğu iki mesele vardı:
Birincisi, III. Selim’in şahâdetine sebep olan canilerin cezalandırılması ve ikincisi de devletin içine düştüğü sıkıntıdan kurtulabilmesi için gerekli ıslâhâtın yapılması.


1808 Alemdar Mustafa Paşa’nın sadareti


1808 Sultan III. Selim’in cenaze töreni ve katillerinin yok edilmesi.


1808 Taşra Âyanları’nın, Padişah
tarafından kabulü.
Sultan II. Mahmud ile Âyanlar arasında Çağlayan Köşkü’nde “Sened-i İttifak”ın imzalanması. Padişah, Âyan, Ordu, İlmiye işbirliği, Devlet idaresinde Âyanların etkisiz kılınmaya çalışılması.


1808 “Segban-ı Cedid” adıyla Nizam-ı Cedid “Yeni Ordu”nun yeniden hayata geçirilmesi. Sened-i İttifak’ın II. Mahmud tarafından onaylanması.


1808 Napolyon Bonaparte ile Rus Çarı Aleksandr’ın Erfurt’da Avrupa meselelerini görüşmeleri.


1808 Yeniçerilerin Ayaklanması,
“Alemdar Olayı”


1808 Alemdarın şehadeti, asilerin saraya saldırıları.
Sadrazam Alemdâr Mustafa Paşa, Ruscuk Yârânı denilen ekibin elemanlarını önemli makamlara getirmişti. İyi niyetli ama kültürü zayıf olan bu devlet adamı, III. Selim’in şahâdetine engel olamadığı için çevresi tarafından tenkit ediliyor idiyse de, II. Mahmûd ona güveniyordu.Yeniçeri ise ona karşı bileniyordu.Ulemâ sınıfı, usul ve âdâb bilmediğinden dolayı, bazı çiğ hareketleri sebebiyle aleyhine geçtiler. Kasım 1808’de yeniçeriler sarayını bastılar; kendi adamları dışında savunmaya yardım gelmeyince, kendini hapsetti ve cephanenin bulunduğu binayı tabancasıyla ateşe vererek şehid oldu.


1808 IV. Mustafa’nın idamı.

Hadise karışınca, Şeyhülislâmın fetvâsı alınarak IV. Mustafa da boğduruldu


1808 Segban-Yeniçeri çatışması.

Ocak Ağaları’nın Padişah’ın yanında yer almaları.

Donanmanın asilere ateş açması.

İsyan eden yeniçeriler, işi azıttı ve Topkapı Sarayı’na hücum ettiler.Bunun üzerine 4000 kişilik sekbân-ı cedid askeri yanında donanmay-ı hümâyûna bağlı gemilerden Yeniçeri Ağasının bulunduğu yere toplar atılarak saltanat muhafaza edilmeye çalışıldı ve hatta Süleymaniye Camiinin bir minaresi yara aldı. Neticede ulemânın tavassutu ile sekbân-ı cedid lağvedildi ve kısmî tavizlerle isyan bastırıldı

Tersane-Tophane-Selimiye-Levend Çiftliği olayları.


1809 Kör Yusuf Paşa’nın sadareti.


1809 Osmanlı-İngiliz barışı.12 Maddelik Kale-i Sultaniye anlaşması.


1809 Rus seferinin yeniden başlaması.

Tatariçe zaferi.

IV. Mustafa zamanında Osmanlı ile mütâreke imzalayan Rusya, Fransa ile olan savaşına rağmen, iç karışıklıkları fırsat bilerek, Romanya’yı elde etmek ümidiyle Osmanlı Devleti’ne karşı savaş ilan etti. Sadrazam Yusuf Ziyâeddin Paşa komutasındaki Osmanlı ordusuna yenilen Rus ordusu, önce geri çekildi; ancak sonradan tecâvüzlerini sürdürerek Poti’ye kadar geldi.


1810 Ruslara karşı cihad ilânı.


1811 Yusuf Paşa’nın azli, Ahmed Paşa’nın sadareti.


1811 Osmanlı Devleti ile Rusya arasında Yergöğü görüşmeleri.


1812 Bükreş andlaşması. Napolyon Bonapart’ın ısrarla Rusların işini bitirelim teklifine, güvenilmeyen kişiliğinden dolayı menfi cevap veren Osmanlı Devleti, Ruslarla Bükreş Muâhedesini imzaladı. Romanya’yı iade eden Ruslar, Bükreş çevresinde bir Sırp Prensliği kurdurulmasını kabul ettirmekle asıl tavizini almıştı. Bu olay, Yunan İhtilâlinin de çıkmasına sebep oldu.


1812 Laz Ahmed Paşa’nın azli, Hurşid Ahmed Paşa’nın sadareti.


1812 Medine’nin ele geçirilmesi.


1813 Mekke’nin ele geçirilmesi.
Hicaz’ın Vahabilerden temizlenmesi.

Osmanlı Devleti iç isyânlar ve Rusya ile savaşırken, Arabistan’daki vehhâbîler Osmanlı Devleti’ne siyâsî faaliyetlerden katliâmlara kadar varan tecâvüzlerde bulunuyorlardı. Ayrıca Hicaz’ı istilâya teşebbüs eden vehhâbîler hac mevsiminde hacıların yollarını kesip, işkence yaptıkları gibi, dîne hakaretleri dayanılamayacak bir duruma getirdiler. Sultan İkinci Mahmûd Han, Mısır vâlisi Mehmed Ali Paşa’ya emir gönderip, vehhâbîleri yola getirmesini emretti. Mehmed Ali Paşa, oğlu Tosun Paşa’nın kumandasında bir kolorduyu 1811 senesinde Hicaz’a gönderdi.Ancak Tosun Paşa’nın muvaffakiyetsizliği üzerine bizzat harekete geçen Mehmed Ali Paşa, Mekke şerîfi Gâlib Efendi ile de istişareler yaparak bir dizi harpden sonra mübarek beldeleri vehhâbîlerden temizledi

Vehhâbîler karşısında kazanılan zaferler, İslâm memleketlerinde büyük sevince sebeb oldu.


1813 Sakarya Nehri, Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi kanalının açılması için yapılan görüşmeler.


1813 Sırp isyanının bastırılması.

Sırplar rahat durmuyorlardı. Sırbistan’daki kalelerde Osmanlı askeri bulunmasını bahane ederek, Osmanlı Devleti’ne ödeyecekleri senelik vergiyi kestiler.

Tam istiklâl propagandaları yaparak kalelerdeki Osmanlı askerlerine saldırmaya başladılar.

Sırpları yola getirmek için Hurşit Paşa seraskerliğinde sefere çıkıldı.Hurşid Paşa, Belgrad’a giderek, âsîleri yola getirdi. Âsî Sırp lideri Kara Yorgi, esir düşmemek için, Avusturya’ya kaçtı ve burada yakalanarak habse atıldı. Belgrad ve Semendire kaleleri Osmanlılara tâbi oldu.

Serasker Hurşid Paşa’nın umûmî af îlân etmesiyle, Sırpların başına Miloş Obrenoviç geçti. Miloş Obrenoviç ve Kara Yorgi’nin Sırbistan’daki liderlik mücâdeleleri kanlı hâdiselere sebeb oldu.Osmanlı Devleti’ne sadâkatle hizmete devam eden Miloş, Avusturya’dan dönen Kara Yorgi’yi öldürdü.

Sırbistan’ın, dış işlerinde Osmanlılara bağlılığı devam etti.  


1815 Hurşid Ahmed Paşa’nın azli,Emin Rauf Paşa’nın ilk sadareti.


1818 Emin Rauf Paşa’nın azli, Derviş Mehmed Paşa’nın sadareti.


1818 Der’iyye’nin fethi
(Vahabilerin merkezi).

1791'de Merkezî Arabistan'da başlayan Vahhabi hareketinin 1803 yılından itibaren başta Mekke, Medine ve Taif kentleri olmak üzere Hicaz topraklarını tehdit etmeye başlaması II. Mahmud yönetimini (1808-1839) harekete geçirdi. Bölgedeki isyanın ve tehdidin sona erdirilmesi emri verilen Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa oğlu İbrahim Paşa komutasındaki bir orduyu Hicaz ve Necd'e gönderdi.

1818 yılında Vehhabilerin merkezi Deriyye ve Riyad'ın fethedilmesiyle bölgedeki Türk egemenliği yeniden kuruldu.


1820 Derviş Mehmet Paşa’nın azli, Seyyid Ali Paşa’nın sadareti.


1820 İsyan eden Tepedelen’li Ali Paşa’nın Yanya’da kuşatılması ve öldürülmesi.


1821 Patras olayı ve Yunan isyanı.
Patras Başpiskoposu Germanos’un liderliğinde Rum İsyanını yani Yunan İhtilâli başladı Tohumları daha önceleri atılan bu ihtilâl neticesinde Yunanlılar, Mora’yı ele geçirdiler. İşin arkasında 1814’de gizli olarak Odesa’da kurulan Ethniki Hetaria ve Fener Patriği Gregorios ile Fener Beyleri vardı. Osmanlı Devleti, asırlarca Müslümanlar gibi hak ve hürriyetlerine riâyet ettiği Rumların böyle bir isyan çıkarmalarına şaşırdı ve yüzlerce Müslümanın kanının akmasına yol açan bu hareketi tahrik eden Cihân Patriğini, Fener Patrikhânesinin Orta Kapısı önünde Nisan 1821 tarihinde idam etti.


1821 Ali Paşa’nın azli,Benderli Ali Paşa’nın sadareti.


1821 Benderli Ali Paşa’nın azli,Hacı Salih Paşa’nın sadareti.


1821 Osmanlı-Kaçar Savaşı
1821-1823 Osmanlı-İran (Kaçar) Savaşı, Osmanlı Devleti ile İran'daki Kaçar Hanedanı arasında
1821-1823 yılları arasında Irak ve Doğu Anadolu'da yapılmış olan bir dizi savaştır.1813 yılındaki Gülistan Antlaşması ile Kuzey Azerbaycan ve Kafkaslar'da Ruslara büyük ölçüde toprak kaptıran İran'daki Kaçar Hanedanı, bu toprak kayıplarını Osmanlılar'dan toprak alarak telafi etmek istediği için, Avrupalıların da kışkırtmalarıyla Bağdat ve Şehrizor bölgelerine saldırılar düzenledi.Sınır olaylarının ve saldırıların yoğunlaşması üzerine II. Mahmut, İran'a savaş ilan etti İran orduları, Osmanlı idaresinden memnun olmayan,Doğu Anadolu'daki bazı İran (Kaçar) yanlısı aşiretlerin de yardımıyla Doğu Beyazıt ve Bitlis'i aldıktan sonra Erzurum ve Diyarbakır'a doğru iki koldan ilerlediler.Savaş Osmanlılar'ın aleyhine devam ederken İran Ordusunda büyük bir kolera salgını başladı. İran Ordusu'nun ağır kayıplar vermesi üzerine Kaçar hükümdarı Feth Ali Şah barış istedi ve Erzurum Antlaşması yapıldı. Bu antlaşmayla İran ele geçirdiği yerleri geri vererek eski sınırlarına çekilmeyi kabul etti.


1822 Yunan bağımsızlığının ilânı. Rusya’nın desteğini arkasına alan Rumlar, başlarına Prens Mavrokordato’yu geçirerek, Ocak 1822’de Yunanistan’ı kurduklarını ilan ettiler.


1822 Sakız isyanı.


1822 Salih Paşa’nın azli, Hamdullah
Paşa’nın sadareti.


1823 Hamdullah Paşa’nın azli, Ali Paşa’nın sadareti.


1823 Abdülmecid’in doğumu.


1823 Iran ile barış imzalanması.


1824 Ali Paşa’nın azli, Said Galip Paşa’nın sadareti.


1824 İbrahim Paşa’nın Mora Valiliği.


1824 Galip Paşa’nın azli, Selim Sırrı Paşa’nın sadareti.


1824 Vidin Valisinin Rumeli Seraskerliği’ne getirilmesi.


1825 İbrahim Paşa Kuvvetleri’nin Mora’ya çıkışı.“Rüştiye”(Ortaokul)lerin açılması.


1826 Missolonghi (Yunanistan)nın fethi.


1826 Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması. (Vak’a-i Hayriyye)


1826 “Asâkir-i Mansure-i Muhammediye” yeni ordunun kurulması



İkinci Saltanat Safhası:
1826 Bektaşi tarikâtının kaldırılması.


1826 Hocapaşa yangını.


1827 Atina’nın fethi.

Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa kuvvetleriyle Yunan İhtilâli bastırıldı.


1827 Rusya ile barış, Akkerman anlaşması.

Osmanlı Devleti, Ekim 1827 tarihli Akkerman Muâhedesini imzalayarak Sırbistan ve Romanya’nın muhtâriyetlerini biraz daha arttırıp tehlikeyi önlemeye çalıştı.


1827 Navarin’de bulunan Osmanlı-Mısır Donanması’nın, ani bir baskın ile, Fransız-İngiliz ve Rus Donanmaları tarafından yakılması.

Bu arada düvel-i mu’azzama adı verilen İngiltere, Fransa ve Rusya, aralarında Temmuz 1827 tarihli Londra Protokolünü imzalayarak Yunan meselesini kaşımaya karar verdiler ve Osmanlı Devleti’ne otonom bir Yunan Prensliği için tazyik etmek üzere donanmalarıyla İyonya Denizine kadar geldiler. Sulh halinde oldukları bir devlete aniden yaptıkları Navarin Baskını ile Osmanlı Donanmasını batırdılar (Ekim 1827). Üç devlet de özür diledi; ancak ordusuz olmasına rağmen Osmanlı Devleti Rusya’ya harb ilan etti (Nisan 1828).


1827 İlk buharlı geminin işletmeye katılması. “Sürat” adlı bu ilk gemiyle Padişah’ın Rodos’a gidip, dönmesi.


1828 Rus seferi.


1828 Selim Paşa’nın azli, İzzet Mehmet Paşa’nın sadareti.


1829 Kıyafet İnkılâbı (İlmiye sınıfının sarık, cübbe; memurların fes, pantolon giymeleri)


1829 Yunan Devleti’nin kuruluşu.


1829 Edirne anlaşması.


1830 Abdülaziz’in doğumu.


1830 Yunan bağımsızlığı ve devletinin tanınması.


1830 Fransızların Cezayir’i işgali. Maalesef bu arada Fransa 1797’de Cezayir’den aldığı borcu ödemediği için 1827 yılında bölgeyi idare eden ve dayı denilen Osmanlı Beylerbeyi İzmirli Hüseyin Paşa’nın Fransız Konsolosunu tokatlaması üzerine, Fransa Cezâyir’e Haziran 1830’da asker çıkardı ve Temmuz 1830’da şehri teslim aldı.

Rus mağlubiyetinden yeni çıkan Osmanlı Devleti, Fransa’nın tehdidi üzerine donanmasını bile gönderemedi.

Artık Cezâyir Fransa’nın sömürgesi oluyordu.


1830 Sırbistan muhtariyeti.


1831 “Takvim-i Vekâyi” (ilk resmi gazete) nin yayınlanması.


1832 Sisam muhtariyeti.


1832 Mehmed Ali isyanı.

Mısır Ordusu’nun Konya zaferi. Sadrıazam’ın esir alınması. Rus harbine asker göndermeyen Mısır Beylerbeyisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa da, şımarmıştı. Osmanlı sadrazamı olarak devlete hâkim olmak istiyordu. Mısır’ı gerçekten imar etmiş ve orada itibar kazanmıştı. Filistin’e kaçan fellâhları geri göndermeyen Sayda Valisi Abdullah Paşa’nın tavrını sebep göstererek oğlu İbrahim Paşa’yı Filistin’e gönderdi ve burayı işgal etti. İbrahim Paşa, sırasıyla Akka, Şam, Haleb ve Hatay’ı alarak Konya’ya kadar geldi (Kasım 1332).

II. Mahmûd’un inkılâblarına kırgın olan halk, İbrahim Paşa’yı sevinçle karşıladı.

Sadrazam Reşîd Mehmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu üzerine geldiyse de, sadrazam esir alınınca geri döndü ve Mısır meselesi milletlerarası bir problem olmaya başladı.

Tamamen Osmanlı Devleti’nin bir veziri gibi davranan ve halka zarar vermeyen İbrahim Paşa, Şubat 1833’de Kütahya’ya girdi ve İzmir’e vali tayin etmeye kalkıştı. Padişah, Çar’dan yardım istedi; o da 10 harb gemisini boğaza gönderdi; diğer devletler de bu fırsatı nasıl değerlendirebileceklerini düşünmeye başladılar. Fransa ve İngiltere’nin araya girmesiyle, Mehmed Ali Paşa Anadolu’dan çekildi ve kendisine yedi Osmanlı eyâleti birden verildi (Mısır, Cidde, Sayda, Trablus, Şam, Haleb ve Adana).


1833’de imzalanan Hünkâr İskelesi Muâhedesi ile Rusya da bazı tavizler kopardı.


1833 Mehmet Paşa’nın azli, Mehmed Emin Fuat Paşa’nın sadareti.


1833 Büyük İstanbul yangını.


1838 Sadaret-in Başvekâlet’e çevrilmesi. Sadaret Makamı’nın Başbakanlık olarak değiştirilmesi.


1839 Nizip bozgunu
(Mısır kuvvetleri zaferi).

Mehmed Ali Paşa Nizip’e geldi ve Osmanlı ordusunu yendi (Haziran 1839). Bu bozgun sırasında II. Mahmûd ölüm döşeğindeydi ve 7 gün sonra Temmuz 1839’da vefât eyledi. Mısır krizi devam ediyordu.


1839 II. Mahmud’un ölümü.


1839 Sultan Abdülmecit’in Padişah olması.

1839 Kaptanıderyâ Girid’li hain Ahmed Paşa’nın Osmanlı Donanması’nı Mısır’a kaçırması.


1839 Gülhane Hatt-ı Hümayûn’u ile Tanzimat-ı Hayriye’nin Mustafa Reşit Paşa tarafından ilânı

Tanzimat Fermanı
(Gülhane-i Hatt-ı Humayun)

Tanzimat Fermanı Osmanlı Devleti’nde yapılan ıslahatların en önemli aşamalarındandır ve demokratikleşme yolunda atılmış olan ilk adımdır. Padişah Abdülmecid döneminin Hariciye Nazırı (günümüzün Dış İşleri Bakanı) Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanmıştır ve Gülhane parkında okunduğu için Gülhane-i Hatt-ı Humayun adıyla da anılır

Yabancı devletlerin, Osmanlı topraklarında yaşayan azınlıklara imtiyaz vermesi konusundaki baskılarına son vermek, boğazlar ve mısır sorununda Avrupa devletlerinin desteğini alabilmek adına 3 Kasım 1839 tarihinde ilan edilmiştir.

İçeriği/Maddeleri

Halkın can, mal ve namus güvenliği sağlanacak.

Askerlik, vatan hizmeti haline getirildi, askere alma ve terhis işlemleri belirli kurallara göre yapılacaktır.

Vergiler, herkesin gelirine göre alınacaktır.

Kanunlar herkese eşit uygulanacak ve mahkemeler açık olacak

Herkese mal, mülk, edinme ve istediği gibi tasarruf hakkı sağlanacak.

Rüşvet ve iltimas önlenecek.

Tanzimat Fermanı’nın 1839’da ilanıyla başlayan ve 1876 yılında I. Meşrutiyet’in ilanına kadar geçen süreye ise Tanzimat Dönemi denir.

Bu dönem aynı zamanda Islahat Fermanını da içine alır.

Tanzimat dönemi içinde yapılan yenilikler şöyledir

Islahat Fermanı ilan edilmiştir (1856)

İl genel meclisleri kurulmuştur.

İltizam yolu ile aşar vergisi toplama usulü kaldırılmış, maliye bakanlığı tarafından toplanması kararlaştırılmıştır.

İlk kağıt para basılmıştır. (Kaime – 1844)

İlk dış borç İngiltere’den alınmıştır. (Kırım Harbi esnasında – 1854)

 İlk demiryolu hattı kurulmuştur. (İzmir – Aydın hattı)  

ilk telgraf okulu açılmıştır.

Eğitim bakanlığı kurulmuş, okullar ilk, orta, lise ve yüksekokul diye kısımlara ayrılmıştır. Öğretmen okulları ve mülkiye mektebi açılmıştır. Kız öğrenciler ilk kez okullara alındı.

Şer’i kanunların yanında Avrupai tarz kanunlar yapılmış bu da hukukta ikilik ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Tanzimat Fermanı’nın Özellikleri  

Yenilik talebi diğer ıslahatlarda olduğu gibi tabandan yani halktan değil yöneticilerden gelmiştir.  

Osmanlı topraklarında yaşayan gayrimüslim ve müslüman tüm halkların eşitliğini öngörür. bu nedenle müslüman halktan tepki çekmiştir.

Tanzimat Fermanıyla ilk kez padişahın üzerinde kanun gücünün olduğu gösterildi.

Bu yönüyle İngiltere’deki Magna Charta’ya benzetilir.  

Anayasallaşma sürecinin başlangıcıdır. batılılılaşma hareketleri hız kazanmıştır.






1838 Osmanlı Devleti ile Rusya arasında Balta Limanı anlaşmasının imzalanması.

Balta Limanı Ticaret Antlaşması (1838) Mısır sorununda İngiltere’yi yanına çekmek isteyen Osmanlı bu devlete “1838 Balta Limanı Antlaşması” ile yeni ticari imtiyazlar vermiş ve bozuk olan ekonomisi daha da kötüleşmiştir. Antlaşmanın önemli maddeleri şunlardır:

★ İngiltere herhangi bir malını iç ve dış pazarlarımızda doğrudan satabilecektir. ★ İngilizlerden mal alım ve nakillerde belge istenmeyecektir.

★ İngiliz tüccarlar, iç ticarette yerli tüccarlardan fazla vergi ödemeyecektir. ★ Yabancı mallar boğazlardan serbestçe geçebilecektir.

★ Antlaşma sürekli olacak ve bundan tüm Avrupa devletleri yararlanacaktır. Osmanlı Devleti bu anlaşma ile ithalatta gümrük indirimi yaparken ihracattan alınan vergiyi artırdı. Ayrıca “Rusumatıdahiliye” denilen iç gümrük de kalkınca yerli tüccar yabancılarla rekabet edemez duruma geldi.

Bu durum Osmanlı’da kapitülasyonların en ezici bir şekilde kullanılması demekti. Yerli tüccar iç gümrük öderken yabancılar bundan muaf tutulmuştur. 


1840 Mısır Sorunu hakkında İngiltere-Avusturya-Prusya-Rusya Devletleri ile Londra sözleşmesi.

Londra Antlaşması (1840)

Yer Londra, Birleşik Krallık

Osmanlı İmparatorluğu Mısır Hidivliği Birleşik Krallık,Avusturya İmparatorluğu Prusya Krallığı, Rusya İmparatorluğu oluşan Büyük Avrupa Güçleri arasında imzalanmış bir barış ve düzenleme antlaşmasıdır.

Mısır-Osmanlı Savaşını sona erdirmiştir. Bu antlaşmada Osmanlı İmparatorluğu'nun çökmesinin Avrupa üzerideki denge bozucu etkisinden endişe eden Büyük Avrupa Güçlerinin etkisiyle Osmanlı İmparatorluğu ile Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Mısır'ı arasında daha önce imzalanan antlaşmaları ve hala devam eden savaş gelişmeleri özetlemektedir.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa ve varisleri olan hükümet idarecilerine Mısır ve Akka Eyaleti (şimdiki Filistin ve İsrail arazileri) üzerinde daimi hükümranlık hakkı tanımaktadırlar ama bu bölgeler Osmanlı İmparatorluğu'nun ayrılmayan bir parçası olmakta devam etmesi şartı da kabul edilmektedir.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa 10 gün içinde Suriye'nin geri kalan kısmından da askerlerini çekmesi gerekmektedir.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa İskenderiye gelip Mısır'a terk edilmiş olan Osmanlı Donanması'nı tümüyle Abdülmecid emrine geri vermesi gerekmektedir.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa Arabistan, Hicaz'da Kutsal Şehiler, Girit, Adana Mutassarıflığı'ndan ve Osmanlı İmparatorluğu'na ait diğer her bölgeden askeri gücclerini geri çekmesi gerekmektedir.

Bu antlaşmanın uygulamaya girmesini temin etmek için bu Büyük Avrupa Güçleri ellerinde bulunan ve imkan dahilinde olan her türlü inandırıcı etkenleri kullanma üzerinde anlatlaştıklarını da belirtmişlerdir.

Fakat bu antlaşmaya katılmayan ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya arkalık sağlayan Fransa ve ona dayanan Kavalalı Mehmet Ali Paşa ilk önce bu antlaşmaya katılıp imzalamayı kabul etmemiştir.

Bunu üzerine bu antlaşmayı Mısır'a kabul ettirmek için zorlamalar kullanılması gerekmiştir.

Osmanlı devleti ve (Fransa hariç) Büyük Avrupa devletleri Mısır üzerine gittikçe artan bir şekilde diplomatik, siyasi ve askerî tehdit ve baskı yapmaya başlamışlardır.

Britanya ve Avusturya donanma ve kara güçleri Kavalalı Mehmet Paşa elinde bulunan Beyrut ve Akka'ya hücuma geçmişler; Mısır askeri güçlerine karşı galip gelmişlerdir ve 3 Kasim 1840'de Akka'yı ellerine geçirmişlerdir.

Britanya donanmasi Nil deltasi onundeki Mısır limanlarina blokaj uygulamaya başlamışdır.

Mısır'ın askeri işgali altında bulunan diğer Osmanlı topraklarında da büyük halk ayaklanmaları ortaya çıkmasına destek sağlamışlar ve buralardaki Mısır güçleri sulh ve asayişi koruyamaz olmuşlardır.

Böylece Mısır kuvvetlerini savaş içinde kazandıkları askerî galibiyetlere rağmen bu baskılar ve zorlamalar yüzünden Mısır askerî gücünün morali ve disiplini gittikçe bozulduğu açıkça ortaya çıkmaya başlamıştır.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa Akka'yı kaybettikten sonra, bu Londra Antlaşması'nın şartlarına uymayı kabul etmiştir.

Ancak bu antlaşma şartları yanında Sultan Abdülmecit onun Mısır ve Sudan üzerindeki hükümranlık haklarını açıkça teyit eden fermanlar da ilan etmiştir.

Londra Antlaşması (1840) ile Sultan'ın ilan ettiği fermanlar Mısır'ın özel imtiyazlı bir Osmanlı Eyaleti'nin hukuki temelini sağlamıştır.

Bundan sonra Kavalalı Mehmet Ali Paşa Suriye'den, Girit'ten, Hicaz ve Arabistan'dan askerlerini geri çekmiş ve Osmanlı Donanmasını İstanbul'a geri göndermiştir.

Bu antlaşma ve akabindeki olaylar Osmanlı İmparatorluğu'nun kendi içindeki bir isyanı bile büyük devetlerin yardımı olmadan bastıramayacağını göstermesi bakımından önemli bir belgedir.

1840 Akkâ’nın ele geçirilmesi.


1841 Mısır valiliğinin Mehmed Ali Paşa’ya verilmesi.


1842 II. Abdülhamid’in doğumu.


1843 Yeni askere alma usulünün uygulamaya konulması.


1845 İdadi’lerin (lise) kurulması ve ilkokullardan başlayarak Eğitim ve Öğretim İnkılâbı.


1847 Maarif-i Umumiye Nezareti (Eğitim Bakanlığı)nın kurulması.


1849 Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın ölümü.


1849 Mülteciler sorunu (Macar ve Lehlilerin Türk topraklarına iltica etmesi.)


1851 “Encümeni Daniş”in (İlimler Akademisi) açılışı


1853 İngiltere ve Rus sefirleri arasında görüşme ve Osmanlı İmparatorluğu için yaptıkları tanımlama “Hasta Adam”

Osmanlı Devleti’nin Tanzîmât ile kuvvet kazandığını ve iç problemlerini halletmeye başladığını gören Rus Çarı Nikolay, Reşid Paşa’nın diplomatik ataklarından çok rahatsızdı.

Karşısında tek engelin İngiltere olduğunu bilen Çar, Petersburg’daki İngiliz büyükelçisine hasta adam diye vasıflandırdığı Osmanlı Devleti’ni aralarında paylaşma teklifini yaptı. Ancak İngiltere bu teklifi gizlice Osmanlıya bildirdi. Ancak Rusya emeline ulaşmak için Osmanlı Devleti’ne, Kudüs’teki Hıristiyan mukaddes makamlarında Katoliklerin bertaraf edilerek Ortodoksların hâkim olmasını teklif etti Osmanlı Devleti, bu teklifi reddetti ve Mayıs 1853’de Rusya ile olan diplomatik münasebetler kesildi


1853 Rusya’ya karşı İngiliz-Fransız ve Osmanlı Devleti arasında ittifak imzalanması.


1853 Rus Ordusu’nun Prut Nehri’ni geçerek “Memleketeyn” işgale kalkışması.

Rusya’ya harp ilânı kararı.


1853 Kırım Savaşı’nın başlaması. Kalafat Bölgesi’nin işgali.

Batum çevresinin işgali.

Kırım Savaşı

12 Mart 1854-10 Eylül 1855 tarihleri arasında gerçekleşen, Sultan Abdülmecid devrinde Osmanlı, Fransız ve İngiliz devletlerin Rusya'ya karşı yaptıkları savaş.

Sultan Abdülmecid'in Osmanlı İmparatorluğunu diriltmek amacıyla giriştiği reformlar, kendini "hasta adam"ın varisi sayan Rus çarı Nikolay I'i memnun etmemişti.

Bu yüzden, Türkiye'deki bütün ortadoksların himayesine verilmesini istedi ve padişahın ret cevabı üzerine Enflak-Boğdan eyaletlerini işgal etti ve bir Rus donanması Sinop şehrini bombalayarak Osman Paşa kumandasındaki Türk donanmasını batırdı. (30 Kasım 1853).

Bunun üzerine Fransa ve İngiltere, İstanbul'un ve Boğazlar'ın Rus tehdidi altına girdiğini anladılar.

Türk Rus anlaşmazlığı bu olaydan sonra bir defa daha meselesi durumuna geldi.

İngiltere ve Fransa'da basın, savaş lehine yazılar yazmağa başladı; Fransa ve ingiltere hükümetleri Ekim ayında çar anlaşmaya yanaşmazsa, Türklere yardım edeceklerini bildirmişlerdi.

Nitekim bir süre sonra da İngiliz ve Fransızlara ait donanmalar Çanakkale boğazını geçerek İstanbul önlerine geldi.

Durumu haber alan Rus Çarı, İngiliz ve Fransız donanmalarının Çanakkale boğazını geçmesini protesto etti.

Avusturya ve Prusya, Boğazlar Antlaşmasını (3 Temmuz 1841) imzaladığı halde olaylarla ilgilenmediler.

Sinop bombardımanından sonra İngiltere kraliçesi Victoria ve Napoleon III, Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasındaki anlaşmazlığı çözmek için arabuluculuk teklif ettiler.

Çar Nikolay'ın bunu kabul etmemesi üzerine, Londra ve Paris kabineleri Rusya'ya birer ültimatom verdi.

Bu ültimatomda, Eflak ve Boğdan'ın hemen boşaltılmasını, Osmanlı imparatorluğunun mülki bütünlüğünün tanınmasını, ortadoks tebaa üstünde himaye fikrinde vazgeçilmesini istediler.

Böylece Eflak ve Boğdan'ın boşaltılması, savaş için yeterli bir sebep olacaktı.

Çar bu ültimatomu reddetti, sonra da Rus ordularına Tuna'yı geçme emrini verdi (9 Şubat 1854).

İngiltere ve Fransa, bunun üzerine Rusya'ya savaş açılmasını kararlaştırdılar. (12 Mart 1854).

Osmanlılar, Fransızlar ve İngilizler arasında üç antlaşma yapıldı, ilki İstanbul Antlaşmasıydı.

Bu antlaşma ile İngiltere ve Fransa Osmanlı devletinin toprak bütünlüğünü garanti ediyor ve yenileşme hareketlerini destekliyorlardı (12 Mart 1854).

İkincisi Londra Antlaşmasıydı.

Bunda, iki devlet Osmanlı İmparatorluğundan özel çıkarlar sağlamak düşüncesinde olmadıklarını açıkladılar.

28 Ocak 1854'te Ruslar genel bir saldırıya geçtiler. Tuna'yı, Kalas'ı, İbrail'i ve İsmail'i de alarak Dobruca'ya girdiler.

Bu arada bir Osmanlı ordusunu yenerek Silistre'yi kuşattılar.

Kaledeki Osmanlı kuvvetleri, Ruslara karşı kaleyi şiddetle savundu; Mayıs'ta yapılan altı saldırıyı püskürttüler.

Bu arada İngiliz ve Fransız kuvvetleri, Osmanlılara yardım etmek üzere Gelibolu'dan Varna'ya geldiler. Avusturya da Rusya'yı zorlamağa başladı.

Osmanlılar Avusturya ile bir antlaşma yaparak Tuna bölgesindeki cepheyi ortadan kaldırdılar.

Bu antlaşmadan sonra müttefikler Rusya'yı barışa zorlamak için Kırım üzerine yürümeyi uygun buldular.

Kırım Savaşının daha fazla uzamayacağını ve kesin bir zafer kazanacaklarını umuyorlardı. Fakat Fransız ve İngiliz orduları Avrupa'daki üslerinden çok uzakta dövüşmek zorunda kaldı; ayrıca böyle bir sefer için her bakımdan hazır değillerdi. Üç devletin deniz ve kara kuvvetleri arasında işbirliği, kumanda birliği de yoktu. Türk kuvvetlerinin başında Ömer Paşa, Fransız kuvvetlerinin başında Saint Arnaud, İngilizlerin başında Lord Ralgan bulunuyordu. 89 savaş gemisinin yanında 267 taşıt gemisi, Kırım'da Veupatoria'ya 30.000 Fransız, 21.000 İngiliz ve 6.000 Türk askeri çıkardı (29 Eylül 1854).

Bu kuvvetlerin karşısında 51.000 Rus askeri vardı. Müttefiklerin başlıca amacı Sivastopol'u almaktı.

Sivastopol yolunu kapayan Mençikov kuvvetlerini Alma'da yendiler.

Fakat Ruslar savaş gemilerinin bir kısmını batırarak limanın deniz tarafından güvenliğini sağladılar.

Albay Totloben'in yaptığı tabyalar da karadan gelen taaruzu önledi. Bunun üzerine şehrin sürekli kuşatılmasına karar verildi. Bu arada Rusların müttefik çemberini yarmak için yaptığı çıkış hareketleri de sonuç vermedi (25 Ekim-5 Aralık 1854).

Kış gelince, savaşlar durdu. Bu sırada Küçük Piyemonte hükümeti Rusya'ya karşı savaşa girerek 15.000 kişilik bir kuvvet gönderdi.

1855 Baharında müttefikler 14.000 kişilik bir kuvvetle tekrar savaşa başladılar. Malakov tabyasının Yeşiltepe mevkii ve Beyaz tabya, 7 Haziran'da alındı. Yardıma gelen kuvvetler Traktik köprüsünde ezildi (16 Ağustos 1854), Sivastopol sürekli topa tutuldu, Ruslar günde 1.000 kayıp verdiler.

Müttefikler 4-7 Eylül'de genel bir saldırı ile Sivastopol'u savunan Malakov tabyalarını teslim aldılar, 10 Eylül'de bir harebe durumuna gelen şehre girdiler. Limanı, dokları, tersaneyi tahrip ettiler. Harekat, Kangil çarpışması ve Kinbun ile Orçakov'un işgaliyle sona erdi Bu arada Ömer Paşa da Rusları Yevpatoria'da kesin bir yenilgiye uğrattı. Bu savaşlarda iki tarafın kayıpları 240.000'e yükseldi.

Müttefiklerin başarılı, Nikolay'ın ölümü ve yerine Aleksandr II'nin geçmesi, Ruslar'da, savaşı kazanma ümidini yok etti. Yeni çar şerefli bir barış yapmağa hazır olduğunu bildirdi. Barış şartlarının görüşülmesi için Paris'te bir kongrenin toplanması kararlaştırıldı. Savaşın Sebepleri Kırım savaşı, Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğünün korunması isteğinden çok, Avrupa’ya özgü düşüncelerle yürütüldü ve önemli olan Avrupa’nın siyasal statüsüydü. İngiltere için önem taşıyan Avrupa’daki güç dengesinin korunmasıydı ve bunun için savaştı. Daha önce görüldüğü gibi, İngiltere, “Yakındoğu sorunu”nun önemini geç anlamış olmakla birlikte, bu tarihe gelindiğinde, Osmanlı imparatorluğu üzerinde Rus koruyuculuğunun, Mısır üzerinde Fransız koruyuculuğu kadar tehlikeli olabileceğini kavramıştı. Dolayısıyla, ister birlikte, ister tek tek olsun Rusya ve Fransa’nın Osmanlı Devleti hakkındaki özel niyetlerine karşı çıkmak, 19. yüzyılın geriye kalan bölümünde İngiliz dış politikasının temel ilkesi durumuna geldi. İngiltere’ye göre, Avrupa’nın siyasal statüsünde değişiklik, bir büyük devletin tek yanlı iradesiyle değil, ancak “Avrupa uyumu içinde diplomasi yoluyla yapılabilirdi. Ayrıca, 1849 yılında Macar ayaklanmasının Rusya tarafından kanlı bir biçimde bastırılması ve Polonyalılara kötü davranılması, İngiliz kamuoyunda Rusya aleyhine duyguların çıkmasına neden olmuştu. Avrupa özgürlükleri, Doğu’nun bu tiranının baskısından kurtarılmalıydı. Dolayısıyla, Avrupa sistemi korunmalı ve Rusya’nın şimdi zorla değiştirmeye çalıştığı güç dengesi sağlanmalıydı. Üstelik, Macar ulusal kahramanı Louis Kossuth ve öteki Macar mültecilerine Osmanlı Devletinin kapılarını açması ve bunlara iltica hakkı tanıması, Londra’da Osmanlı sultanının prestijini arttırmıştı. Fransa, değişik düşüncelerle ama İngiltere’nin yanında savaşa katıldı. III. Napolyon, İngiltere’nin tam aksine güç dengesini kendi lehine yıkarak Fransa’ya Avrupa’da üstünlük sağlamak istiyordu. Kendisine göre, amcası Büyük Napolyon’un en büyük hatası İngiltere ile gereksiz çatışmaya girişmesiydi. Fransa’nın başarısının anahtarı ise İngiltere ile anlaşmaktan geçiyordu ve Kırım savaşı da bunun için çok iyi bir fırsattı. İngiltere ile Fransa’nın ortak düşünceleri ise, Rusya’nın Avrupa kıtasının dışında tutulmasıydı. Avrupa’nın büyük devletlerinin koalisyonu, yanlız güç dengesini korumakla kalmaz, aynı zamanda Rusya’yı da Avrupa dışında tutabilirdi. Böylece Rusya, “büyük devlet” statüsünden aşağı indirilebilir, Polonya yeniden kurulabilir, Osmanlı Devleti zamansız bir parçalanmadan kurtulabilir ve Fransa da isteğine uygun olarak Avrupa’da yeniden üstün duruma geçebilirdi. Orta Avrupa devletleri ise bu düşünceleri tam paylaşmadılar. Prusya, ileride kurmayı tasarladığı Alman ulusal birliği için Rusya’nın yardımına ihtiyaç duyabilirdi. Avusturya için ise, savaş alanı ve Rusya çok yakında, “Tanrı ise çok uzaktaydı”. Savaşın sonunda Rus gücü zayıflayabilirdi, ama bunun somut bir biçim alması yapılacak barış antlaşması ile gerçekleşebilirdi. Başka benzer durumlarda olduğu gibi, Batılı devletler “neye” karşı savaşacaklarının bilincinde olmakla birlikte, “ne” için savaştıklarını tam bilmiyorlar ya da ortak bir görüşe sahip bulunmuyorlardı. Dolayısıyla, imzalanan barış antlaşması hemen hemen hiçbir sorunu çözmedi. Osmanlı Devleti ile Rusya arasında başlayan ve Avrupa devletlerinin iştiraki ile kollektif bir görünüm kazanan Kırım Savaşı'nın Osmanlı Devleti açısından iki ana sebebi vardır. Bunlardan birincisi: Rusya'nın Osmanlı Devleti'ne karşı değişen politikası; ikincisi: kutsal yerler sorunudur. Rusya, 1853 yılından itibaren Mehmet Ali Paşa bunalımı sırasında takip ettiği zayıf bir Osmanlı Devleti üzerinde etki alam kurma politikasını bırakarak, bu devleti yıkma politikası takip etmeye başladı. Bunu gerçekleştirebilmek için de kutsal yerler sorununu kullandı. Osmanlı Devleti, Hristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve çevresinde Katolik ve Ortodokslar'a çeşitli ayrıcalıklar tanımıştı. 1853 yılına gelindiğinde ayrıcalıklar konusunda Rusya ile Katolikliğin dünya çapında savunuculuğunu yapan Fransa çatışmaya başladılar. Bu durumu bahane eden ve asıl amacı "Hasta adam" gözüyle baktığı Osmanlı Devleti'ne ve onun bekasına son vermek isteyen Rusya, İngiltere'ye mirasın paylaşılması teklifinde bulundu. Ancak, Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünün muhafazasından yana olan İingiltere bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine Rusya, tek başına harekete geçerek, Osmanlı Devleti'ne bir ittifak teklifinde bulundu ve bu devletin sınırları içinde yaşayan Or-todokslar'ın koruyuculuğunun Rusya'ya bırakılmasını önerdi. Osmanlı Devleti İngilizlerin de desteğine güvenerek Rus isteklerini reddetti. Savaşın Anlamı ve Önemi 1. Kırım Savaşı, Osmanlı Devletine yardım etmekten çok, Avrupa'nın siyasal statüsü ile ilgili idi. 2. İngiltere için önemli olan husus, Avrupa'daki güç dengesiydi ve bunun İngiltere aleyhine bozulmasına izin verilemezdi. 3. Bu nedenle, Avrupa'nın statükosu tek taraflı iradelerle değil, "Avrupa uyumu" içinde diplomasi yoluyla yapılmalıydı. 4. Özellikle 1848 yılında çıkan Macar ayaklanmasının Rusya tarafından kanlı bir şekilde bastırılmasıyla yara alan Avrupa özgürlükleri korunmalı ve dengelerin Rusya'nın tek başına bozmasına göz yumulmamalıydı. 5. Fransa'ya göre başarının anahtarı İngiltere ile anlaşmaktan geçiyordu ve Kırım Savaşı bunun için bir fırsattı. 6. İngiltere ile Fransa'nın ortak düşüncesi ise Rusya'nın Avrupa dışında tutulmasıydı. 7. Böylece Avrupa Büyük Devletleri Koalisyonu su sonuçlan sağlayabilirdi : (a) Rusya, Avrupa dışında tutulabilir ve büyük devlet statüsünden indirilebilirdi. (b) Polonya (Lehistan) yeniden kurulabilirdi. (c) Osmanlı Devleti zamansız bir dağılmadan kurtulabilirdi. (d) Fransa Avrupa'da yeniden üstün duruma gelebilirdi. 8. Tüm bunlara karşı Prusya başta olmak üzere merkezi Avrupa devletleri bu düşüncelere karşıydı. 9. Özellikle Avusturya, savaş sonunda yapılacak antlaşmadan ve ortaya çıkacak yeni statükodan endişeli idi. 10. Kısacası; batılı devletler "neye" karşı savaşacaklarının bilincinde olmakla birlikte "ne" için savaşacaklarını tam bilmiyorlardı. Dolayısıyla, gerçek barış antlaşması hemen hemen hiçbir sorunu çözemedi. Savaşın Başlaması ve Gelişmesi Rusya'nın İstanbul'da görevli elçisi Mençikof, Rus isteklerinin reddedilmesi üzerine 19 Mayıs 1853'te İstanbul'dan ayrıldı. 19. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, Osmanlı sorunlarının Avrupa sorunlarının ayrılmaz bir parçası haline geldiğinde hala kuşkular var idiyse de, bunlar Kırım savaşı ile ortadan kalktı. Rusya’nın Eflak-Boğdan beyliklerini işgal etmesinden sonra Osmanlı Devleti, 4 Ekim 1853 tarihinde, Rusya’ya savaş ilan etti. Bundan bir ay sonra Rusya’nın savaş ilanını ve 30 Kasım’da da Sinop’a bir baskın yaparak Osmanlı donanmasını yaktığını görüyoruz. Osmanlı hükümetine moral destek olarak, İngiliz ve Fransız donanmaları Marmara denizine girdiler ve 1854 Ocak ayında Karadeniz’e açıldılar. 12 Mart 1854 tarihinde de Fransa ile İngiltere Osmanlı hükümetiyle askeri yardım antlaşması imza ettiler. Bu antlaşmada, “Sultan’ın tahtının bağımsızlığına ve Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak bütünlüğüne karşı girişilen Rus saldırısına karşı koymak için, İngiltere ile Fransa Sultan’ın yardım isteğini kabul etmişlerdir. Batılı imzacı devletler, “Osmanlı İmparatorluğu’nun şimdiki sınırları içinde varlığını sürdürmesini Avrupa devletleri arasındaki güç dengesini korunması için gerekli olduğunda görüş birliği içindedirler” denmekteydi. Savaşın başlangıcında Osmanlı ordusu Balkanlar'da başarılı oldu. Fakat, Batum'a yardım götüren Osmanlı donanması 30 Kasım 1853'te Rus donanması tarafından Sinop açıklarında bastırıldı. Ruslar'ın bu ani hareketi ve Karadeniz'de durum üstünlüğü sağlamaları Boğazları ve İstanbul'u tehlikeye düşürdü. Bu durum Avrupa devletlerini endişelendirdi. İngiltere ve Fransa devreye girerek tarafları uzlaştırmak istedi, ancak yapılan teklifi Rusya reddetti. Bunun üzerine Fransa ve İngiltere Rusya'ya bir ültimatom verdiler ve taraflardan şu isteklerde bulundular : Rusya'dan (1) Eflak ve Buğdan'dan çekilmesi; (2) Osmanlı Devletinin ülke bütünlüğüne riayet etmesi; (3) Ortodoksların himayeciliği iddiasından vazgeçmesi istendi. Osmanlı Devleti'nden de (1) Vatandaşlarına eşit haklar tanıması ve tatbik etmesi; (2) Hıristiyanlara olumsuz muamelede bulunulmaması; (3) Karma mahkemeler kurulması; (4) Hıristiyan tebaadan vergi alınmaması talep edildi. Çar, ültimatomu ve istekleri kabul etmedi ve Rus ordusuna Tuna nehrini geçerek ilerleme emrini verdi. İngiltere ve Fransa, 12 Mart 1854'te Rusya'ya savaş ilan ettiler. İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti lehine savaşa girerken Avrupa kamuoyunu tatmin edecek ve özel menfaatler sağlayacak tedbirleri almayı da ihmal etmediler. Bu maksatla 12 Mart 1854'te İstanbul'da; 10 Mayıs 1854'te Londra'da ve 14 Haziran 1854'te de; Avusturya ile antlaşmalar imzaladılar. Avusturya ile yapılan antlaşma Tuna eyaletlerinin Rus ordusundan boşaltılmasını öngörüyordu ve Avusturya, gerekirse asker göndermeyi taahhüt etmekteydi. Bu nedenle 15 Mart 1855'te Sardenya'da ittifaka katıldığını açıkladı. Savaş devam ederken Osmanlı ülkesinin Epir, Etolya ve Teselya eyaletlerinde Rum halkının isyan hareketleri başladı. Yapılan ikazlar dikkate alınmadı ve bunun üzerine Fransızlar Pire limanına asker çıkararak Yunanistan'ı abluka altına aldılar. Bu hareket Yunanistan'ı tarafsızlığa mecbur etti ve Rusya da bir müttefığini kaybetti. Savaş Tuna, Kafkas ve Karadeniz'de yoğunluk kazandı. Tuna cephesinde durum önce Osmanlılar lehine gelişti. Fakat, bir süre sonra Rus ordusu Silistre'ye kadar ilerledi. Bunun üzerine İngiliz ve Fransızlar Gelibolu yarımadasına asker çıkardılar ve çıkan birlikleri Varna bölgesine sevkedildi. Bu sırada Avusturya'da Rusya'yı baskı altına aldı. Rus ordusu Silistre önlerinden çekilmeye mecbur kaldı. Müteakiben de Eflak ve Buğdan'ı tahliye ederek savunmaya geçti. Müttefikler, Rusya'yı barışa zorlamak için Kırım yarımadasında da bir cephe açmaya karar verdiler. 20 Eylül 1854'te 30 bin Fransız, 21 bin İngiliz ve 60 bin Türk askerinden oluşan müttefik kuvveti 89 harp ve 267 nakliye gemisiyle Kırım'a çıkarıldı. Ancak Kırım Savaşı düşünüldüğü gibi kısa sürede tamamlanamadı. 1855 ilkbaharında 140 bin kişilik bir müttefik kuvveti daha bölgeye çıkarıldı. Ruslar mağlup oldu ve çekilmek zorunda kaldılar. Kafkas cephesinde ise Ruslar başarı kazandılar ve Kars'ı ele geçirmeye muvaffak oldular. Bu sırada Çar Nikola öldü, yerine geçen II. Aleksandr barış istemek zorunda kaldı. Barış şartları Avusturya tarafından kendisine verilen bir ültimatomla bildirildi. II. Aleksandr istenen şartları esas tutarak barış teklifini kabul etti. Önce 15 Mayıs'dan 14 Haziran 1855'e kadar Viyana'da barış için hazırlık görüşmeleri yapıldı ve Paris Konferansı esasları tespit edildi. Böylece, Sinop baskınından sonra, 1856 yılında Rusya’nın barış istemesi üzerine bitti. 19. yüzyılda Osmanlı Devletinin Rusya’ya karşı kazandığı tek savaş olan Kırım Savaşı sonunda Paris Barış Antlaşması imzalandı. 1853 Fransız ve İngiliz Donanmaları’nın İstanbul Boğazı’na gelmesi. Mustafa Nâili Paşa sadrazam ve Reşid Paşa da Hâriciye Nâzırı iken, Prens Gorçakof komutasındaki Rus kuvvetleri Romanya’ya girerek harbi fiilen başlattılar Bâb-ı Âli de, Fransa ve İngiltere’nin desteğini alarak Ekim 1853’de karşı harb ilan eyledi. Kafkasya ve Tuna boylarında olmak üzere iki cephede başlayan Osmanlı-Rus harbi karşılıklı galibiyet ve mağlubiyetlerle uzun süre devam etti. 1854 Katolik dünyayı temsil eden Fransız Kralı III. Napolyon sulh için Rusya’ya nota verdi. Notayı çok sert bir şekilde reddeden Çar, Fransa’nın İngiltere ile birlikte Osmanlı Devleti’nin yanında yer almalarına sebep oldu İngiltere, Fransa ve Osmanlı’nın Mart 1854’de imzaladığı İstanbul Muâhedesi, üçünün Rusya’ya karşı ittifak ettiklerinin deliliydi. Rusya’nın yanında yer alan Yunanistan, Fransızların Pire’ye asker çıkarmasıyla cezalandırıldı ve Atina işgal edildi. 1854 Yeni komutan Mareşal Paskieviç komutasındaki Rus kuvvetleri, Mayıs 1854’de Silistre’yi muhâsaraya başladılar. Ancak Musa Paşa komutasındaki Osmanlı askeri kahramanlar gibi çarpışarak, Rusları perişan ettiler ve Namık Kemal’in Vatan yahud Silistre romanıyla tarihe geçen zaferlerini kazandılar 1854 Alkışlarla Bükreş’e giren Osmanlı ordusu, müttefik kuvvetlerle birlikte Eylül 1854’de Kırım’a girdiler. Mart 1854’de ordularının mağlubiyetine dayanamayan hasta I. Nikolay öldü. 15 Mart’ta Sardunya ile de bir ittifak muâhedenâmesi imzalandı. 1855 Osmanlı maliyesi harp giderleri yüzünden perişan hale gelmişti ve ilk defa İngiltere’den dış borç alındı (Haziran 1855). 1855 Savaş devam ediyordu ve Eylül 1855’de Sivastopol şehri Ruslardan alındı. Ancak Kafkas cephesinde durum iyi değildi. Kasım 1855’de Kars’ı teslim alan Ruslar, fiilen harbi bitirdiler. Sulh konferansının Paris’te toplanmasına karar verildi.


1855 Kars Bölgesi’nde Rus Ordusu bozgunu. Ateşkes, barış için Viyana protokolu.


1856 İslahat Fermanı Osmanlı Devleti, Paris’te toplanacak konferans öncesi, Avrupalılara şirin görünmek için, 1272 Hattı veya Islâhât Hatt-ı Hümâyûnu yahut da Islâhât Fermanı diye bilinen yeni bir fermanı 18 Şubat 1856 (1272) tarihinde yayınladı.

Bu ferman, hem Müslüman ve hem de gayr-i müslimler tarafından beğenilmemişti.

Neticede 30.3.1856 (1272)’de Paris’de toplanan İngiltere, Fransa, Osmanlı, Avusturya, Prusya, Rusya ve Sardunya devletleri temsilcileri, XIX. asrın siyasi çehresini değiştiren Paris Muâhedesini imzaladılar. Buna göre, Kars Osmanlıya ve Kırım ise Ruslara iade ediliyordu. Karadeniz tarafsızlandırılacak ve askerden arındırılacaktı.

ISLAHAT FERMANI

Islahat Fermanı Osmanlı Devleti'nin bir iç düzenleme olmakla beraber Rusya ve Avrupa'nın iç işlerine karışmasını önlemek amacıyla ilan edilmiştir. Bu ferman Paris Konferansı'nın başlamasından hemen sonra İstanbul'da yabancı devlet temsilcilerinin huzurunda okunarak açıklandı. Fermanın getirdiği önemli hususlar şunlardı: - Din ve mezhep özgürlüğü sağlanacak, okul kilise ve hastane gibi binaların tamiri yapılacak - Müslümanlarla Gayrimüslimler kanun önünde eşit sayılacak - Patrikhanede yeni meclisler kurularak bu meclislerin aldığı kararlar Osmanlı Devleti tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek - Devlet hizmetlerine, okullara askerlik görevine bütün uyruklar eşit olarak kabul edilecekti. - Vergiler eşit alınacak iltizam usulü kaldırılacak - Yabancılar da Osmanlı Devleti sınırları içinde mülk sahibi olabileceklerdi. Bu fermanla gayrimüslimlere daha fazla hak verilmiş, Avrupalı devletler Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışmayacaklarını Paris Antlaşmasıyla kabul etmelerine rağmen sözlerinde durmamışlar ve bu fermanı bahane ederek Osmanlı Devleti'nin içi işlerine karışmışlardır. Otuz sekiz yaşında ölen Abdülmecid, Osmanlı padişahları arasında, ilk Avrupa kültürü alan padişahtır. Osmanlı İmparatorluğu'nun her bakımdan Avrupalılaşması için yapılan hareketlere daima yardımcı olmuş, bu hareketler sonucu, padişahın yetki ve otoritesinin azalmasına rağmen bu duruma itiraz etmemiş, ülkede gazete çıkarılmasına, özgürlük fikirlerinin yayılmasına, yeniliğin yerleşmesine, memlekette meşrutiyet havasının esmesine engel olmamıştır.


1856 Paris Barış antlaşması. Uluslararası ilk büyük toplantı.


1856 Osmanlı toprak bütünlüğü hakkında İngiltere-Fransa-Avusturya antlaşması.

Osmanlı Devleti’nin Avrupa’lı devlet sayılması. (Rusya’ya karşı.)


1856 Müttefik Kuvvetlerin Türkiye’deki kuvvetlerini geri çekmeleri.


1859 Cidde Olayı. “Memleketeyn” denilen (Eflak-Boğdan-Moldovya) hakkında yeni düzenlemeler. Ağustos 1859 tarihli yeni bir Paris Muâhedenâmesi ile de, Eflak ile Boğdan’ın (Memleketeyn) birleşerek Romanya’yı meydana getirmeleri kararı alındı.


1859 Süveyş Kanalı’nın yapım kararı ve kazılmasının başlaması.


1859 “Kuleli Olayı” gizli bir ihtilâl cemiyetinin ortaya çıkarılışı.


1860 Lübnan olayları. Fransızlar ise yine boş durmadı.

1860’larda tahrik ederek isyan ettirdikleri Lübnan’daki Maruni Hıristiyanlara, Deyr’ül-Kamer merkezli bir otonom sancak kurdurdular


1861 Mehmed Vahdettin’in doğumu.


1861 Sultan Abdülmecid’in ölümü. Veremden vefat etti. Sultan Abdülaziz’in Padişah olması.

 

KIRIM SAVAŞI (1853-1856)

Osmanlı-Rus savaşı

Bölge; Baltık Denizi, Karadeniz, Tuna kıyıları, Kırım Yarımadası, Kafkaslar


Taraflar; (müttefik güçler)
Osmanlı İmparatorluğu,
Fransız İmparatorluğu
Birleşik Krallık,
Sardinya Krallığı,
İsviçreli Gönüllüler

Karşı taraf;
Rusya İmparatorluğu

Birleşik Krallık, Fransa ve Piyemonte-Sardinya'nın Osmanlı tarafında savaşa dâhil olmasıyla savaş, Avrupalı devletlerin Rusya'yı Avrupa ve Akdeniz dışında tutmak amacıyla verdiği bir savaş halini almıştır.


Komutanlar;
*Fransa III. Napolyon, Aimable Pélissier v.s
Osmanlı İmparatorluğu
I. Abdülmecid,Ömer Lütfi Paşa, İskender Paşa
Birleşik Krallık
Sir James Graham,
Sardinya Krallığı Conte di Cavour

*Rusya
Prens Menşikov, I. Nikolay v.s


Güçler
*Osmanlı İmparatorluğu 300.000
Fransa 400.000
Birleşik Krallık 250.000
Sardinya Krallığı 15.000
4.250 Alman gönüllü
2.200 İsviçreli gönüllü


*Rusya 700.000,
3.000 Bulgar gönüllü
2.000 Sırp-Karadağlı gönüllü
1.000 Yunan gönüllü
Toplam: 1.000.000


Kayıplar
Osmanlı İmparatorluğu Tahmini 175.300
Fransa Toplam ölü: 95.000:10.240'i çatışmada, 20.000'i yaralandıktan sonra, yaklaşık 60.000'i hastalıktan öldü
Birleşik Krallık Toplam ölü: 21.097: 2.755'i çatışmada, 2.019'u yaralandıktan sonra, 16.323'ü hastalıktan öldü
Sardinya Krallığı 2.050 ölü
Toplam: 300.000–375.000 ölü

*Rus kısmı;
80.000 çatışmada, 40.000 yaralandıktan sonra, 100.000'i hastalıktan öldü Toplam: 220.000


Savaş, müttefik güçlerinin zaferiyle sonuçlanmıştır.


Dünyanın ilk modern savaşı: Kırım Harbi “Yüz binlerce askerin on binlerce kilometre uzaklıktan, her türlü mühimmatıyla beraber Kırım’a taşınmaları, askeri amaçlı demiryollarının inşası, telgraf hatlarının çekilmesi ve modern anlamda, özellikle zırhlı buharlı gemilerden oluşan donanma faaliyetleri, savaşın boyutlarındaki” büyüklüğü gözler önüne serdi.


Savaşın sebepleri

Rusya, 1853 yılından itibaren Kavalalı Mehmet Ali Paşa bunalımı sırasında takip ettiği zayıf bir Osmanlı Devleti üzerinde etki alanı kurma politikasını bırakarak, bu devleti yıkma politikası takip etmeye başladı.
Bunu gerçekleştirebilmek için de kutsal yerler sorununu kullandı.

Osmanlı Devleti, Hristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve çevresinde Katolik ve Ortodoks cemaatlerine çeşitli ayrıcalıklar tanımıştı.

1853 yılına gelindiğinde ayrıcalıklar konusunda Rusya ile Katolikliğin dünya çapında savunuculuğunu yapan Fransa çatışmaya başladılar.

Bu durumu bahane eden ve asıl amacı "Hasta adam" gözüyle baktığı Osmanlı Devleti'ne ve onun bekasına son vermek isteyen Rusya, Birleşik Krallık'a mirasın paylaşılması teklifinde bulundu.

Ancak, çıkarları gereği Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünün muhafazasından yana olan Birleşik Krallık bu teklifi kabul etmedi.

Bunun üzerine Rusya, tek başına harekete geçerek, Osmanlı Devleti'ne bir ittifak teklifinde bulundu ve bu devletin sınırları içinde yaşayan Ortodoksların koruyuculuğunun Rusya'ya bırakılmasını önerdi.

Osmanlı Devleti, Britanya'nın da desteğine güvenerek Rus isteklerini reddetti.

Bu bağlamda gelişen Osmanlı-Rusya gerginliği, Birleşik Krallık başta olmak üzere Avrupa devletlerinin de ilgisini çekmekte gecikmedi.

Birleşik Krallık hükümeti, 1853'te yaşanan gerilim sırasında Rusya'ya karşı Osmanlı Devleti'ni destekleme politikasını benimsedi.
Bu tercih, Osmanlı Devleti'ne destek olma isteğinin ötesinde, Avrupa'daki güç dengelerini yeniden tanımlama amacı taşıyordu.


Avusturya İmparatorluğu'na karşı 1848 yılında başlayan Macar ayaklanmasının Rusya'nın yardımıyla kanlı bir şekilde bastırılması, bu dönemde Rusya'nın Avrupa'da artan bir şekilde güç kazanmasının göstergesi olarak yorumlanmıştı.

Birleşik Krallık, bu ve benzer nedenlerle Avrupa'daki güç dengesinin kendi aleyhine bozulmasını engellemek istiyor, bu amaç doğrultusunda Rusya'nın güçlenmesinin önüne geçmeye çabalıyordu.

Bunun yanında, Osmanlı Devleti'nin dağılması Rusya'nın topraklarını güneye doğru genişletmesi anlamına gelecekti; bu durum Birleşik Krallık'ın Asya'daki kolonilerine (özellikle Hindistan'a) ulaşmasını zorlaştıracaktı.

Fransa Rusya'nın Avrupa güçler dengesinin dışında tutulması konusunda Büyük Britanya hükümetiyle benzer bir politika izliyordu.

Rusya'ya bağlı olan Polonya topraklarında yeniden bir bağımsız Polonya kurulması ve bu bağımsız devletin Fransa'nın müttefiki olması olasığı da Fransa'yı Rusya'ya karşı cephe almaya teşvik ediyordu.

Bu ve benzer nedenlerle, Rusya'ya karşı girişilebilecek bir müdahale, Fransa'yı Avrupa'da yeniden üstün duruma getirebilirdi.
Bu nedenlerle Fransa, Osmanlı Devleti-Rusya geriliminde, tıpkı Birleşik Krallık gibi, Osmanlı Devleti'nden yana bir tutum takındı.

Prusya başta olmak üzere merkezi Avrupa devletleri bu düşüncelere karşıydı.

Özellikle Avusturya, savaş sonunda yapılacak antlaşmadan ve ortaya çıkacak yeni statükodan endişeli idi.


(1853 yılına gelindiğinde Rusya, hedeflerini Osmanlı tarihçilerinin “Deli” olarak niteledikleri Çar I. Petro’nun belirlediği, “sıcak denizlere inme” ve “Boğazlar’ı kontrol altına alma” planını uygulayabilmek için yeniden harekete geçti ve tarihte “Mülteciler Meselesi” olarak anılan konuyu devreye soktu.

Bunun dışında yine Kudüs’teki “Kutsal Yerler”, “Makamat-ı Mübareke”nin gözetimi konusunda “Ortodoksluk” adına Osmanlı Devleti’nden taleplerde bulunarak Eflak ve Boğdan’ı işgal etti.

Osmanlı Devleti üzerinde baskı ve tehditlerini arttıran Rusya, hedeflerinin gerçekleşmesi için İstanbul’a gönderilen elçisi Prens Mençikof’un taleplerinin ret edilmesi üzerine savaş ilan etti.)


Savaşın başlaması ve gelişmesi

Rusya'nın İstanbul'da görevli elçisi Aleksandr Mençikof isteklerinin reddedilmesi üzerine 19 Mayıs 1853'te İstanbul'dan ayrıldı.

Rus orduları savaş dahi ilan etmeden 22 Haziran 1853'de Eflak ve Boğdan'ı işgale başladılar.

Çar I. Nikolay, bu hareketinin bir savaş başlangıcı kabul edilmemesi gerektiğini açıkladı ve bu teşebbüsün bir güvenlik tedbiri olduğunu belirtti.

Ancak, bu durum Avrupa'nın statüsünü değiştirmeye yönelikti. Bunun üzerine Avusturya'nın teklifi ile Viyana'da bir konferans toplandı. Fakat toplantıdan sonuç alınamadı.

Bu sırada İstanbul'da, Rusya'ya karşı savaş ilanı için halk padişaha baskı yapmaya başladı.

4 Ekim 1853'te Rusya'ya bir nota verildi ve Eflak ile Boğdan'ın 15 gün içinde boşaltılması istendi. Rusya bu notaya kayıtsız kaldı ve tanınan sürenin sonunda savaş fiilen başladı.

Savaşın başlangıcında Osmanlı Ordusu Balkanlar'da başarılı oldu.

Fakat Batum'a yardım götüren Osmanlı donanması 30 Kasım 1853'te Rus Donanması tarafından Sinop açıklarında batırıldı.

Rusların bu ani hareketi ve Karadeniz'de durum üstünlüğü sağlamaları Boğazlar'ı ve İstanbul'u tehlikeye düşürdü.

Bu durum Avrupa devletlerini endişelendirdi.

Birleşik Krallık ve Fransa devreye girerek tarafları uzlaştırmak istedi, ancak yapılan teklifi Rusya reddetti.

Bunun üzerine Fransa ve Birleşik Krallık, Rusya'ya bir ültimatom verdiler ve taraflardan şu isteklerde bulundular: Eflak ve Boğdan'dan çekilmesi; Osmanlı Devletinin ülke bütünlüğüne riayet etmesi;
Ortodoksların himayeciliği iddiasından vazgeçmesi.
Osmanlı Devleti'nden; Vatandaşlarına eşit haklar tanıması ve tatbik etmesi;
Hristiyanlara olumsuz muamelede bulunulmaması;
Karma mahkemeler kurulması;
Hristiyan tebaadan vergi alınmaması talep edildi.

Çar, ültimatomu ve istekleri kabul etmedi ve Rus ordusuna Tuna nehrini geçerek ilerleme emrini verdi.

Birleşik Krallık ve Fransa, 12 Mart 1854'te Rusya'ya savaş ilan ettiler.

Birleşik Krallık ve Fransa, Osmanlı Devleti lehine savaşa girerken Avrupa kamuoyunu tatmin edecek ve özel menfaatler sağlayacak tedbirleri almayı da ihmal etmediler.

Bu maksatla
12 Mart 1854'te İstanbul'da;
10 Mayıs 1854'te Londra'da ve
4 Haziran 1854'te Avusturya ile antlaşmalar imzaladılar.


Avusturya ile yapılan antlaşma Tuna eyaletlerinin Rus ordusundan boşaltılmasını öngörüyordu ve Avusturya, gerekirse asker göndermeyi taahhüt etmekteydi.

Bu nedenle 15 Mart 1855'te Sardinya Krallığı da ittifaka katıldığını açıkladı.

Savaş devam ederken Osmanlı ülkesinin Epir, Etolya ve Teselya eyaletlerinde Rum halkının isyan hareketleri başladı.

Yapılan ikazlar dikkate alınmadı ve bunun üzerine Fransızlar Pire limanına asker çıkararak Yunanistan'ı abluka altına aldılar.


Bu hareket Yunanistan'ı tarafsızlığa mecbur etti ve Rusya da bir müttefikini kaybetti.

Savaş; Tuna, Kafkas ve Karadeniz'de yoğunluk kazandı.

Tuna cephesinde durum önce Osmanlılar lehine gelişti.

Fakat bir süre sonra Rus ordusu Silistre'ye kadar ilerledi (Silistre Kuşatması).

Bunun üzerine Britanyalılar ve Fransızlar Gelibolu yarımadasına asker çıkardılar.

Çıkan birlikler Varna'ya sevk edildi.

Bu sırada Avusturya da Rusya'yı baskı altına aldı.

Rus ordusu Silistre önlerinden çekilmeye mecbur kaldı.

Müteakiben de Eflak ve Boğdan'ı tahliye ederek savunmaya geçti.

Rus Ordusu'nu takibe başlayan Serdar-ı Ekrem Müşir Ömer Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu Ağustos ayında Bükreş ve İbriş'e girdi.

Seferberlik ilan eden ve Rus Ordusu'na saldıran Avusturya Ordusu da Yaş kentine girdi.

Müttefikler, Rusya'yı barışa zorlamak için Kırım yarımadasında da bir cephe açmaya karar verdiler.

20 Eylül 1854'te
30 bin Fransız,
21 bin Britanyalı ve
60 bin Osmanlı askerinden oluşan müttefik kuvveti 89 harp ve 267 nakliye gemisiyle Kırım'a çıkarıldı.


Ancak Kırım Savaşı düşünüldüğü gibi kısa sürede tamamlanamadı.

Ruslar, İngiliz ve Fransız kuvvetlerinden destek alan Osmanlı kuvvetleri karşısında yenilgiye uğradılar ve Sivastopol ele geçirildi (1855).

1855 ilkbaharında 140 bin kişilik bir müttefik kuvveti daha bölgeye çıkarıldı.

Ruslar mağlup oldu ve çekilmek zorunda kaldılar.

Kafkas cephesinde ise Ruslar başarı kazandılar ve Kars'ı ele geçirmeye muvaffak oldular.

Bu sırada Çar I. Nikolay öldü, yerine geçen II. Aleksandr barış istemek zorunda kaldı.

Barış şartları Avusturya tarafından kendisine verilen bir ültimatomla bildirildi.

II. Aleksandr istenen şartları esas tutarak barış teklifini kabul etti.

Önce 15 Mayıs'tan 14 Haziran 1855'e kadar Viyana'da barış için hazırlık görüşmeleri yapıldı ve Paris Konferansı esasları tespit edildi.

Rusya ile Osmanlı Devleti, Birleşik Krallık ve Fransa arasında Paris Antlaşması'nın imzalanmasıyla savaş sona erdi.

1856 yılında yapılan Paris Antlaşmasına göre; Osmanlı Devleti bir Avrupa devleti sayılacak, toprakları Avrupa devletlerinin kefaleti altında olacaktı.

Karadeniz'de her iki tarafın da savaş gemileri bulundurulmayacaktı.

Taraflar aldıkları yerleri birbirlerine geri vereceklerdi.

Savaşın sonuçları Kâğıt üzerinde, savaşın galiplerinden olan Osmanlı Devleti, aslında savaştan çok büyük zarar alarak çıkmıştır.

Çok pahalı olan bu savaşı yürütebilmek için Osmanlı devleti, ödeme yeteneğinin çok üstünde borç almıştır.

Endüstrileşmeyi kaçırdığı için ekonomisi çağdışı kalmış olan devlet, bu borçların altından kalkamayacak ve 1881 yılında II. Abdülhamit döneminde Düyunu Umumiye idaresinin kurulmasıyla, Avrupalı devletlerin mali denetimi altına girip, ekonomik bağımsızlığını kaybedecektir.

Kırım Savaşı'nın sonunda ilan edilen Islahat Fermanı, Osmanlı reform hareketlerinde çok önemli bir yer tutar.

Islahat Fermanı'nın amacı, imparatorluk içindeki herkese Osmanlı yurttaşlığı vererek, yasalar önünde dine bakılmaksızın eşitlik sağlamaktı.

Islahat Fermanı ile Batı'da dolaşan liberal düşünceler Osmanlı Devleti'ne girmeye başlayacaktır.

Kırım Savaşı, İtalya birliğine giden yolu hızlandırmıştır.

Savaşa asker göndererek Birleşik Krallık'ın sempatisi ve Fransa'nın etkin desteğini kazanan Sardinya-Piemonte Krallığı, savaşı izleyen yıllarda İtalya birliğini kuracaktır.



Kırım Savaşı'ndaki önemli muharebeler

Oltenitsa Muharebesi: 1853
Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa komutasında Osmanlı güçleri zafer kazandılar.
Oltenitsa zaferi ve ardından yine Tuna boyunda Maçin, Kalafat ve Rusçuk'ta Rus ordusunun püskürtülüp Osmanlı güçlerinin Tuna'nın kuzeyine atlaması, askeri, diplomatik ve moral açıdan Osmanlı İmparatorluğu'na önemli avantajlar sağladı.


Sinop Baskını: 1853
Komutanlar
Rusya ;Pavel Nahimov
Osmanlı İmparatorluğu ;Patrona Osman Paşa
Sinop Baskını,Kırım Savaşının önemli çarpışmalarından biri olan baskın.
Bu baskında Rus Karadeniz donanması, Sinop'ta Osmanlı donanmasına ağır bir darbe indirdi. Dünya deniz savaşları tarihinde yelkenli ahşap gemilerin rol aldığı son çarpışma ve gülle yerine patlayıcı mermilerin (humbara) kullanıldığı ilk çarpışma olarak Sinop Baskını'nın özel bir yeri vardır. Gözlemciler Sinop baskını'nda denk olmayan kuvvetlerin karşı karşıya gelmesini büyük haksızlık olarak gördüler.
Muharebe Avrupa kamuoyuna bir Rus hunharlığı şeklinde yansıdı ve İngiltere ile Fransa'nın Osmanlı İmparatorluğu yanında Kırım Savaşı'na girmek için kullandıkları sebeplerden biri oldu. Baskının hemen ardından İngiliz ve Fransız donanmaları Karadeniz'e girdiler.


Silistre Kuşatması: 1854
Komutanlar
Müşir Ömer Lütfi Paşa
Musa Hulusi Paşa (Kale Komutanı)


Mareşal İvan Paskeviç Prens Mihail
Gorçakov

Güçler
10.000 Osmanlı askeri
80.000 Rus

Kırım Savaşı'nda Rus Ordusu'nun Tuna'yı geçerek Silistre'yi kuşatmasıyla başlayan, ön çatışmalar dışında 41 gün boyunca devam eden kuşatma sonucunda Rus Ordusu'nun geri çekilmesiyle sonuçlanan kuşatmadır.
Huruç hareketi ile Rus Ordusu'nun geri çekilmesini sağlayan Serdar-ı Ekrem Müşir Ömer Lütfi Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, taarruza geçerek Bükreş ve İbriş şehirlerine girdi.
Silistre kuşatması Osmanlı Devleti için stratejik ve moral bir zaferle sonuçlandı.
"Silistre Müdafaası" üzerine destanlar ve marşlar ve bir de önemli tiyatro eseri (Vatan, Yahut Silistre) yazıldı.


Alma Muharebesi:1854
Kırım Savaşı'nın önemli ilk muharebesidir, Alma Nehri'nin güneyinde gerçekleşmiştir.
General St. Arnaud ve Lord Raglan komutasındaki İngiliz-Fransız müttefik güçleri, General Menshikov'un Rus kuvvetlerini bozguna uğratmasıyla sonuçlanmıştır.


Balaklava Muharebesi: 1854 Sonuçsuz


Inkerman Muharebeleri: 1854


Gözleve Muharebesi: 1855
Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa komutasında Osmanlı Ordusu Kırım'ın Gözleve'deki istihkam noktasına saldıran Rusya İmparatorluğu güçlerini ağır kayıplarla geri püskürttü


Sivastopol Kuşatması:1854 - 1855
Kırım Savaşı sırasında, Rusya’ya karşı savaşan Osmanlı, İngiliz ve Fransız kuvvetlerinden oluşan ordunun Sivastopol’u kuşatması (17 Ekim 1854-11 Eylül 1855).

Sivastopol, Rusya’nın Karadeniz filosunun ana deniz üssüydü.

Yaklaşık 50 bin kişilik müttefik ordunun bu önemli üssü ele geçirmek için giriştikleri harekât 11 ay sürdü.

Bu sırada, Rusların kuşatmayı kırma girişimlerinin tümü boşa çıkarıldı.
Ruslar sonunda limandaki gemilerini batırıp istihkâmlarını havaya uçurdular.
Kentin müttefiklerin eline geçmesinden beş ay sonra Rusya’nın barışı kabul etmesiyle Kırım Savaşı sona erdi.

Prens Menşikov komutasındaki 40 bin kişilik Rus ordusu, Kırım’ın en berkitilmiş kenti olan Sivastopol üzerine yürüyen birleşik kuvvetleri Elmalı (Alma) ırmağının güney yakasında karşıladı.

Çok şiddetli bir savaş sonunda Ruslar’ı çekilmeye zorlayan birleşik kuvvetler, ırmağın güney kıyısına geçerek ileri hareketlerini sürdürdüler (20 Eylül).

Bu arada, kendi Karadeniz donanma gemilerinin bir bölümünü liman ağzında batıran Ruslar, böylece Sivastopol girişini tıkadılar (23 Eylül)

Öte yandan, Kaça (Katcha) ve Belbek çaylarını geçerek kentin kuzey tahkimatını kuşatan birleşik ordu, Balaklava iskelesine inerek Sivastopol’a güneyden de saldırma olanağını elde etmeye çalıştı (25 Eylül) ve ertesi gün küçük Balaklava limanı İngiliz birliklerince işgal edildi.

Bu harekat sonucunda visamiral Kornilov komutasında 20 bin deniz askeriyle başkomutan prens Menşikov buyruğundaki 30 bin kişilik orduyla savunulan Sivastopol, birleşik kuvvetler tarafından tam anlamıyla kuşatıldı (10 Ekim).

Ruslar’ın geri almak için Balaklava (25 Ekim) ve müttefikleri denize dökmek için İnkerman (5 Kasım) üzerine düzenledikleri şiddetli iki saldırı birleşik kuvvetlerce püskürtüldü.

Bu başarısızlıkların acısına dayanamayan prens Menşikov üzüntüsünden ölünce (23 Kasım), yerine general Gorçakov getirildi.

Rus başkomutanı Gorçakov’un, müttefikleri denize dökmek amacıyla 60 bin kişilik bir kuvvetle bu kez Traktir üzerine düzenlediği karşı saldırı birleşik ordu tarafından püskürtüldü (16 Ağustos).

Birleşik kuvvetler başkomutanlarının aldıkları karar gereğince genel saldırıya geçen Türk, Fransız ve İngiliz birlikleri, düşmanın şiddetli direnişi karşısında büyük kayıp vemelerine karşın (15 bin ölü ve yaralı), Malakoff istihkamını ele geçirerek Rus direnişini kırdılar (8 Eylül).

Kente ve limana egemen olan Malakoff istihkamının elden çıkması üzerine Ruslar’ın boşaltmak zorunda kaldığı Sivastopol, birleşik kuvvetlerce işgal edildi (9 Eylül).


Kars Kuşatması:1855

Kırım Savaşı Özeti

Kırım Savaşı (1853 -1856)

Sebepleri

*Rusya'nın sıcak denizlere inmek istemesi

*Rusya'nın Boğazlar üzerinde söz sahibi olabilmek için Hünkar İskelesi Antlaşması'na benzeyen bir antlaşma yapmak istemesi.

*Balkan toplumlarının kışkırtması

*Kutsal yerler sorunu

*İstanbul'a elçi olarak gönderilen Prens Mençikof'un kabul edilemez istekleri

*Rusya, Osmanlı'ya savaş açarak doğudan ve batıdan taarruza geçti.

İngiliz ve Fransız donanmasının Boğazlardan geçerek, İstanbul önlerine gelmesine kızan Ruslar, Sinop limanında bulunan Osmanlı donanmasını yaktı (1853, Sinop Baskını).

Avrupa devletlerinin Kırım Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin yanında savaşa girmelerinin nedenleri İngiltere ve Fransa: Rusya'nı güçlenmesi, Boğazlarda söz sahibi olması ve Akdeniz'e inmesi Avrupa devletlerinin çıkarlarına ters düşmekteydi.

Avustuya: Rusya'nın Balkanlardaki ilerleyişinden rahatsız oldu.

Piyemonte: İtalyan siyasi birliğini sağlamak için büyük devletlerin desteğine ihtiyacı vardı.
İleride İngiltere ve Fransa'nın desteğini alabilmek için 15.000 kişilik kuvvet ile savaşa katıldı.

Müttfikler Kırım'a asker çıkardı.

Rusya, müttefik orduları karşısında tutunamayarak mağlup oldu.

Paris'teki barış görüşmelerine İngiltere,Fransa, Piyemento, Avusturya, Prusya, Rusya ve Osmanlı Devleti katıldı.

1856 Paris Antlaşması'nın Önemli Maddeleri

Osmanlı Devleti bir Avrupa Devleti sayılacak ve toprak bütünlüğü Avrupa devletlerinin garantisi altında olacak.

Osmanlı Devleti nin Avrupa devleti sayılması, Avrupa hukukundan yararlanması ve sınırlarının Avrupa devletlerinin güvence altına alınmasının önemi Osmanlı Devleti ilk defa Avrupa devleti sayılmıştır.

Böylece Avrupa devletler hukukundan yararlanabilecektir.

Osmanlı Devletinin kendi topraklarını koruyamayacak kadar güçsüz olduğu ortaya çıkmıştır.

Buna karşılık Rusya'ya karşı topraklarını garanti altına almıştır.

Karadeniz tarafsız bir bölge olacak, tüm ticaret gemilerine açık, savaş gemilerine kapalı olacaktı.

Osmanlı Devleti ve Rusya, Karadeniz'de donanma ve tersane bulunduramayacaktı. (Osmanlı Devleti galip geldiği savaşta mağlup muamelesi görmüştür.)

Osmanlı Deveti’ne Kırım Savaşı sonunda mağlup devlet muamelesi yapılmasının nedenleri neler olabilir?

Müttefikler Savaşı Osmanlı için değil, kendi çıkarları için kazandıklarından kendi çıkarlarına uygun maddeler koymuşlar.

Osmanlı galipken mağlup duruma düşmüştür.

Boğazlar, 1841 Londra Sözleşmesi'ne göre yönetilecek. Osmanlı Devleti ve Rusya işgal ettigi yerlerden geri çekilecek Eflak ve Boğdan'a özerklik verilecek Tuna Nehri'nin yönetimi bir komisyona bırakılacak ve ticaret gemilerine açık olacak Avrupa devletleri, Osmanlı'nın yapacağı ıslahatlara karışmayacak.

Notlar
Paris Konferansı, esnasında Osmanlı Devleti, iç işlerine karışılmasını önlemek amacıyla Islahat Fermanı'nı hazırlayarak konferansa sunmuştur.

Rusya, Küçük Kaynarca ve Edirne Antlaşması ile elde ettigi hakları kaybetmiştir.

Osmanlı Devleti ilk kez Kırım Savaşı esnasında Abdülmecit zamanında 1854'de İngiltere'den borç almıştır

Sonraki dönemlerde altnan diğer borçlar zamanla ödenemez hale geldi.

1881 Muharrem Kararnamesi ile dış borçların ödenmesinde yeni düzenlemeler yapldı.

Avrupalı devletler, alacaklarını tahsil etmek için Duyun-u Umumiye'yi kurdular.

Osmanlı Devleti'nin tüm gelir kaynaklarına el koydular.



Kırım Savaşının Önemi

1)Avrupalılar ilk defa Kırım savasında Osmanlı Devletine tam destek verdiler.

2)Osmanlı Devleti ilk defa dış borç aldı.

3)Osmanlı Donanması 4. kez Sinopta yakıldı. (inebahtı,Çesme,Navarin ve Sinop)

4)Osmanlı Devleti Islahat Fermanını yayınladı.










 

 

1299-1326 yılları

Osman Gazi 



1299 - Söğüt'de Osmanlı'nın Osman Gazi tarafından kurulması
1300 - Yondhisar ve Yenişehir kalelerin fethi. 1300 - Yenişehir'in başşehir yapılması.
1302 - Koyunhisar Muharebesi Osman'ın bölgede lider olması. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşu
1302 - Köprühisar'ın Fethi 1303- İznik Kuşatması Örnek bir medrese
1303 - Marmaracık Kalesi'nin Fethi
1306 - Dinboz Savaşı sonucunda Kestel, Kete ve Ulubad kalelerinin fethi. 1306 - İlk askeri antlaşma 1307 - İznik'in sıkıştırılması ve Yalova akını.
1308 - Ulubat gölü üzerindeki Alyos adası, Aygut Alp’in oğlu Kara Ali tarafından barış yoluyla teslim alındı.
1308 - İmralı Adası'nın Fethi ve Osmanlıların Marmara Adası'na dayanmaları.
1308 - Koçhisar'ın Fethi
1313 - Harmankaya Tekfuru Köse Mihail'in Müslüman olması, kalesi ve taraftarları ile birlikte Osmanlılara katılması. Karesi Beyliği
1320 - Osman Gazi’nin rahatsızlığı nedeniyle oğlu Orhan Bey yönetimi ele aldı.
1321 - Mudanya'nın fethi 1324 - Umur-Han Beyliği elindeki Akyazı'nın fethi.

1326-1362

Orhan Gazi


1326 - Orhan Gazi'nin tahta geçişi
1326 - Bursa'nın Osmanlılar tarafından alınışı
1331 - İznik'in Osmanlılar tarafından alınışı
1331 - İlk Osmanlı medresesinin İznik'te Orhan Gazi tarafından kurulması
1334 - Karesi Beyliği'nin ilhakı
1337 - Kocaeli'nin Fethi
1345 - karesi beyliğinin Osmanlı`lara katılması
1346 - Orhan Gazi'nin Kantakuzenos'un kızı ile evliliği ve Bizans ile ittifakı
1349 -1352 - Bizans'a yardım için Süleyman Paşa'nın Rumeli'ye geçişi ve Çimpe Kalesi'nin Osmanlılar tarafından üs olarak alınışı 

1352 - Osmanlılar'ın Cenevizliler'e Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapma imtiyazı vermeleri
1353 - Çimpe Kalesi'nin Osmanlılar tarafından alınışı
1354 - Gelibolu'nun Osmanlılar tarafından alınışı
1361 - Edirne'nin fethi
1361 - Edirne'nin başkent oluşu
1362 - Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı


1362-1389

I.Murat

1362 - Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı
1362 - İlk müzikli spor gösterisi: Edirne Kırkpınar yağlı güreşleri
1362 - Kadıaskerliğin teşkili
1363 - Pençik Kanununun çıkışı
1364 - Sırpsındığı Savaşı
1366 - Gelibolu'nun Osmanlıların elinden çıkışı
1371 - Çirmen Savaşı 1376 - Bulgar Krallığı'nın Osmanlı hakimiyetini kabulü
1377 - Gelibolu'nun Osmanlılar'a iadesi
1385-1386 - Niş ve Sofya'nın Osmanlılar tarafından alınışı
1388 - Ploşnik Muharebesi ve Balkan ittifakının teşekkülü
1389 - I. Kosova Savaşı
1389 - I. Murat'ın ölümü, Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi...


1389-1403

Yıldırım Beyazıt



1389 - I. Murat'ın ölümü, Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi
1390 - Aydın-Saruhan-Germiyan-Menteşe beyliklerinin ilhakı
1390 - Karaman Seferi, Konya'nın kuşatılması
1390 - Gelibolu Tersanesi'nin inşası
1391 - İstanbul'un kuşatılması
1391 - Eflak Prensliği ilk kez haraç vermeyi kabul etmiştir.
1392 - Üsküp'ün fethi
1392 - Candaroğulları Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması.
1392 - Hamitoğulları Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması.
1392 - Kırkdilim Muharebesi
1392 - İşkodra'nın fethi
1393 - Amasya'nın fethi
1393 - Tırnova'nın fethi Böylece siyasi anlamda devam eden Bulgar krallığı tümüyle kaldırılarak Bulgaristan’ın tamamı ele geçirildi
1395 - Anadolu Hisarı'nın inşa edilmesi.
1396 - Niğbolu Savaşı
1397-1398 - Karaman Beylerbeyliği'nin Osmanlı hakimiyetini kabulü
1398 - Kadı Burhaneddin'in ölümü
1398 - Karadeniz beyliklerinin ilhakı
1400 - Bursa'da I. Bayezid tarafından Ulu Cami'nin yaptırılması; İlk Osmanlı Darü'ş-şifa'sının Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilmesi
1402 - Ankara Savaşı ve Yıldırım Bayezid'in esir düşmesi

Fetret Devri..

1402 - 1413 - Fetret Devri, iç karışıklıklar Timur'un Anadolu'ya seferi ve Ankara Muharebesi'nden sonra Anadolu'da önemli ilerlemeleri
1409 - Süleyman Çelebi tarafından Türk Edebiyatı'nda ilk mevlid örneği olan Vesiletü'n-Necat adlı eserin yazılışı


1411 - I. Mehmed'in tahta çıkışı

1413-1421

Mehmet Çelebi



1413 - I. Mehmed'in duruma hakim olup devleti yeniden kuruşu
1416 - Şeyh Bedreddin isyanı
1416 - Macaristan Seferi  1417 - Avlonya'nın fethi 1418-1420 - Samsun bölgesinin Osmanlılar tarafından alınışı
1419-1424 - Bursa'da Hacı İvaz'a I. Mehmed tarafından Yeşil Cami'nin yaptırılması
1421 - Çelebi Mehmed'in ölümü ve II. Murad'ın tahta geçişi

1421-1451

II.Murat



1422 - Mustafa Çelebi'nin (Düzme) bertarafı
1422 - Osmanlılar tarafından yapılan ilk kapsamlı İstanbul Kuşatması
1425 - Molla Fenari'nın ilk Şeyhülislam olarak tayini
1425 -1426 - Tekeoğulları Beyliği'nin topraklarının Osmanlılara geçmesi 1427-1428 - Germiyanoğulları Beyliği'nin topraklarının Osmanlılara geçmesi
1430 - Selanik'in Fethi
1432 - Fatih Sultan Mehmed'in doğumu
1434 - Edirne'de II. Murad tarafından Muradiye Camii'nin yaptırılması
1439 - Semendire'nin Osmanlılar tarafından alınışı
1444 - II. Murat'ın tahttan çekilişi, II. Mehmed'in tahta geçişi ve Varna Savaşı
1445 - II. Mehmed'in tahttan çekilişi ve II. Murad'ın ikinci defa geçişi
1447 - Edirne'de II. Murad tarafından Üç Şerefeli Camii'nin yaptırılması
1448 - II. Kosova Savaşı
1451 - II. Murad'ın ölümü ve II. Mehmed'in ikinci defa tahta geçişi

 1451-1481

Fatih Sultan Mehmet



1451 - II. Mehmed'in ikinci defa tahta geçişi
1453 - İstanbul'un fethi, Ayasofya'nın camiye çevrilmesi
1453 - Enez'in Fethi
1454 - II. Mehmed'in Birinci Sırbistan Seferi
1455 - II. Mehmed'in İkinci Sırbistan Seferi
1455 - Boğdan Voyvodalığı'nın Osmanlı'ya bağlılığını bildirmesi
1456 - II. Mehmed'in Üçüncü Sırbistan Seferi, Belgrad kuşatmasının başarısız olması
1458 - II. Mehmed'in Birinci Mora Seferi, Atina'nın Fethi
1459 - II. Mehmed'in Dördüncü Sırbistan Seferi, Başkent Semendire'nin Fethi ve Sırbistan'ın tamamen ilhakı
1460 - II. Mehmed'in İkinci Mora Seferi, Mora'nın Fethi
1461 - Trabzon Rum İmparatorluğu'nun Osmanlılar tarafından yıkılışı
1461 - Candaroğulları Beyliği'nin ilhakı
1461 - Cenevizlilerden Amasra'nın alınışı
1462 - II. Mehmed'in Eflak Seferi, Eflak'ın tekrar Osmanlı idaresine girmesi
1463 - Osmanlı-Venedik Savaşı'nın başlaması
1463 -1470 - İstanbul'da Fatih Külliyesi'nin inşaası
1463 - II. Mehmed'in Birinci Bosna Seferi, Bosna'nın Fethi
1464 - II. Mehmed'in İkinci Bosna Seferi, Bosna'nın fethinin tamamlanması
1466 - II. Mehmed'in Karaman seferi
1466 - II. Mehmed'in Birinci Arnavut Seferi
1467 - II. Mehmed'in İkinci Arnavut Seferi
1468 - Karamanoğulları Beyliği'nin Osmanlılar tarafından yıkılışı
1468 - II. Mehmed tarafından İstanbul'da Topkapı Sarayı'nın tesisi
1470 - Eğriboz'un Fethi, Ağrıboz adasının fethi
1470 - Kıreli Muharebesi, Akkoyunlular'a karşı zafer
1473 - Otlukbeli Savaşı'nda Akkoyunlu ordusuna karşı zafer
1475 - Kefe ve Azak'ın Cenevizlilerden alınışı
1475 - Kırım hanı Mengli Giray Han'ın Cenevizlilerin elinden kurtarılması ve Kırım'ın Osmanlı'ya bağlanması
1475 - Başarısız Boğdan seferi
1476 - Boğdan seferi, Boğdan kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı
1478 - II. Mehmed tarafından ilk altın paranın darbettirilmesi
1478 - II. Mehmed'in Üçüncü Arnavut Seferi seferi, Arnavutluğun tamamen fethi
1479 - Korfu hariç tüm İyonya adalarının fethi
1479 - Osmanlı-Venedik Antlaşması ile Fatih'in Venedikliler'e Trabzon ve Kefe'de ticaret yapma hakkı tanıyan ahidname vermesi
1480 - Otranto Seferi
1480 - Başarısız Rodos Kuşatması
1480 - Kadıaskerliğin Rumeli ve Anadolu olarak ikiye ayrılmasımmm

1481-1512

II.Beyazıt



1481 - Mısır seferine çıkan II.Mehmed'in ölümü ve II. Bayezid'in tahta çıkışı 1482 - Cem Sultan'ın mağlubiyeti, Rodos'a ilticası
1483 - Morova Seferi ve Hersek'in ilhakı
1484 - Boğdan Seferi ve Kili ile Akkirman'ın fethi
1485 - Osmanlı-Memlük mücadelesinin başlaması
1486 - Musiki ile tedavi yapan ilk devlet hastanesi (Edirne, II. Bayezid Külliyesi Şifahanesi)
1488 - II. Bayezid tarafından Edirne'de Bayezid Darü'ş-şifası'nın yapımı
1489 - Memlüklere karşı toprak kaybı
1491 - Osmanlı-Memlük Barışı
1492 - Macar Seferi
1492 - İspanya'dan çıkarılan Yahudiler'in de Osmanlı Devleti'nin himayesine girmesi
1494 - Şehzade Süleyman'ın doğumu
1495 - Macarlarla mütareke, Cem Sultan'ın ölümü
1497 - İlk Rus elçisinin İstanbul'a gelişi
1498 - Lehistan Seferleri
1499 - Venedik Harbi
1500 - Modon, Navarin ve Koron'un alınışı
1502 - Venedikle sulh
1508 - Çaul seferi
1509 - Diu seferi
1511 - Şahkulu Baba Tekeli isyanı, Şehzade Selim Hareketi
1512 - II. Bayezid'in tahttan çekilişi, I. Selim'in tahta geçişi


 
 
Bugün 10 ziyaretçi (15 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol