Osmanli Kronoloji

1299-1389  (Osman Gazi - Orhan Gazi - 1.Murat Dönemleri )
1389-1451  (Yıldırım Bayezid - Mehmed Çelebi - 2.Murad )
1451-1512  (Fatih - 2.Beyazıt Dönemleri)
1512-1574  (Yavuz - Kanuni - 2.Selim Dönemleri)
1574-1595  (3.Murat Dönemi)
1595-1603  (3.Mehmet Dönemi)
1603-1617  (1.Ahmet Dönemi)
1617-1623  (1.Mustafa - Genç Osman)
1623-1640  (4.Murat Dönemi
)
1640-1687  (İbrahim - 4.Mehmet)
1687-1703  (2.Süleyman - 2. Ahmed - 2.Mustafa)
1703-1754  (3.Ahmed - 1.Mahmut)
1754-1789  (3.Osman - 3.Mustafa - 1.Abdülhamid)
1789-1807  (3.Selim Dönemi)

1807-1861  (4.Mustafa - 2.Mahmud - Abdülmecid) 
1861-1876  (Abdülaziz - 5. Murad)
1876-1918  (2.Abdülhamid - 5.Mehmed)
1918-1922  (6.Mehmed Dönemi
)


OSMANLI'DA İLK'LER

1-Kuruluş Dönemi

İlk Osmanlı padişahı Osman bey’dir
Osmanlıların ilk başkenti söğüttür
Osmanlılarla Bizans’ın yaptığı ilk savaş Koyunhisar savaşıdır
Aşiretten beyliğe geçiş ilk defa Osman Bey döneminde olmuştur
Osmanlılardan beylikten devlete geçiş ilk defa Orhan Bey zamanında gerçekleşti

İlk Osmanlı müderrisi Kayserili Davuttur
İlk Osmanlı veziri Alaaddin Paşa dır
İlk Osmanlı kadısı Karamanlı Dursun Fakih’tir
Osmanlılarda ilk vakıf Orhan Bey zamanında kurulmuştur
İlk divan teşkilatı Orhan Bey zamanında kurulmuştur
İlk düzenli orduyu Orhan Bey kurmuştur (yaya ve müsellem)
İlk defa Orhan Bey zamanında donanmaya sahip olundu
İlk Osmanlı medresesi Orhan Bey zamanında İznik’te kurulmuştur
Osmanlılar Rumeli’ye ilk defa Orhan Bey'in kardeşi Süleyman paşa ile geçmiştir
İlk Osmanlı tersanesi Karamürsel de Orhan Bey tarafından kurulmuştur
Rumeli’ye ilk geçiş Çimpe kalesinin alınmasıyla gerçekleşmiştir
Osmanlıların Rumeli deki ilk üssü Çimpe kalesidir
İlk Osmanlı parası Osman Bey tarafından bastırılmıştır
Osmanlılara katılan ilk beylik Karesioğullarıdır
Anadolu Türk birliğini sağlama faaliyetleri ilk defa Orhan Bey döneminde başlamıştır
İlk denizcilik faaliyetleri Orhan Bey döneminde başlamıştır
İlk Osmanlı donanması Karesioğullarından alınan donanmadır
Bizans ile yapılan ilk büyük savaş Maltepe savaşıdır
İlk gümüş para Orhan Bey döneminde basılmıştır
Şehirlerde kurumsallaşma ilk defa Orhan Bey döneminde kadı subaşlarının atamasıyla olmuştur
Topçu ocağı ilk defa 1. Murat tarafından kurulmuştur
Top ilk defa 1. Kosova da kullanılıştır
İlk eyalet 1. Murat döneminde oluşturuldu
Karamanoğulları ilk defa 1. murat zamanında savaşılmıştır
Osmanlılar Haçlılarla ilk defa Sırpsındığı’nda karşılaşmışlardır
Osmanlılarda sultan unvanını kullanan ilk padişah 1. Murat'tır
Yeniçeri ocağı ilk defa 1. Murat zamanında kurulmuştur
Acemioğlanlar ocağı ilk defa 1. Murat zamanında kurulmuştur
Veziriazam, kazasker, defterdar, nişancı ilk defa 1. Murat zamanında divan üyesi olmuştur
İlk veziriazam Çandarlı Halit Paşa dır. (1. Murat)
Merkezi otoriteyi güçlendirmek amacıyla egemenlik anlayışında değişiklik ilk defa 1. Murat zamanında gerçekleşmiştir (ülke padişah ve oğullarınındır)
Rumeli beylerbeyliği ilk defa 1. Murat devrinde kurulmuştur(ilk eyalet)
Pencik sistemi ilk defa 1. Murat zamanında uygulanmıştır
Sancak valiliğinden gelen ilk hükümdar 1. Murattır
Orta Avrupa ticaret yolunu ilk defa ele geçirilmesi Çirmen savaşı ile olmuştur.
Çeyiz yoluyla Osmanlı topraklarına katılan ilk beylik Germiyanoğlulları beyliğidir.
Tımar sistemi ilk defa 1. Murat devrinde oluşturulmuştur.
İlk mali teşkilat 1. Murat devrinde oluşturulmuştur.
Osmanlı Devleti’nin ilk yenilgisi Ploşnik Savaşı’dır. (1388)
Haçlılarla yapılan ilk büyük meydan savaşı 1. Kosova dır.
İstanbul’u kuşatan ilk Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazid dir.
Osmanlı tarihinde Anadolu Türk Birliğini ilk defa Yıldırım Beyazid sağlamıştır.
Orta Avrupa’nın kapıları Osmanlılara Niğbolu zaferi ile açılmıştır. (1396)
İngiltere ve Fransa’nın katıldığı ilk haçlı savaşı Niğbolu Savaşıdır.
Yıldırım Beyazid Niğbolu Savaşından sonra “Sultan-ı İklimi Rum” unvanını almıştır.
Anadolu Türk birliğinin ilk defa bozulması Ankara Savaşı sonucunda olmuştur.
Osmanlı’yı Balkanlarda yenmenin mümkün olmadığı Niğbolu Savaşıyla anlaşılmıştır.
Ankara savaşından sonra Osmanlı Devleti’nin ilk hakimiyet alanında aldığı beylik Saruhanoğullarıdır.
İlk büyük Tersane Yıldırım Beyazid döneminde yapılan Gelibolu tersanesidir.
Osmanlı Devleti’ni tehdit eden ilk doğulu devlet Timurlardır.
İstanbul’da yapılan ilk hisar 1. Beyazid’in yaptırdığı Anadolu hisarıdır. (Güzelcehisar)
Dini ve sosyal içerikli ilk isyan Şeyh Bedrettin isyanıdır.
Osmanlılarda taht kavgası ilk kez Fetret döneminde (1402-1413)
Enderun mektebi ilk defa 2. Murat zamanında kurulmuştur.
Devşirme sistemi ilk kez 2. Murat zamanında kurulmuştur.
Yeniçeriler ilk defa 1444 yılında 2. Murat’ın tahtı terk etmesi üzerine isyan etmişlerdir. (Buçuk tepe isyanı)
İki kez tahta çıkan ilk padişah 2. Murattır.
Oğlu tarafından tahta geçirilen ilk padişah 2. Murattır.
İlk defa doğu klasikleri Türkçe’ye 2. Murat zamanında çevrilmiştir.
Osmanlılarla Haçlılar arasında ilk antlaşma Edirne-Segedin antlaşmasıdır.
Osmanlı Devleti’nin batıda imzaladığı ilk antlaşma Edirne-Segedin antlaşmasıdır.
Osmanlı Devleti’nde ilk defa sınır kavramından Edirne-Segedin anlaşmasında söz edilmiştir. (Tuna Nehri)
İlk deniz savaşı Venediklerle Çelebi Mehmet zamanında yapılmıştır.
Avrupalılar Türkleri balkanlardan atamayacaklarını ilk kez 2. Kosova’da anladılar.

2- Osmanlı Yükselme Dönemi

Osmanlı devleti ilk defa tam merkeziyetçi devlet özelliğini Fatih döneminde kazanmıştır.
Osmanlı Devleti’nin doğuda imzaladığı ilk antlaşma Amasya Anlaşması’dır. (1555-İran)
Havan topu ilk kez İstanbul’un fethinde kullanılmıştır.
Vezirler ilk defa Fatih zamanında kul sistemi ile seçilmeye başlandılar.
Kubbealtı vezirleri ilk defa Fatih döneminde atanmıştır.
Osmanlı Devleti’nin ilk yazılı kanunları Kanunname-i Ali Osman dır.
Balkanların fethini tamamlayan ilk padişah Fatih Sultan Mehmet’tir.
Fatih kanunnamesi Osmanlıların ilk yazılı kanunlarıdır.
Osmanlı’nın ilk altın parasını Fatih bastırmıştır.
İlk kapitülasyonlar Fatih tararından Venediklilere verilmiştir.
Sadrazamlar ilk defa Fatih zamanında divana başkanlık etmeye başladılar.
İpek yolu Fatih’in Kırım’ı fethetmesiyle ilk defa Osmanlı denetimine geçmiştir.
İlk defa klasik Türk- Osmanlı mimari tarzı uygulanmıştır.
Fatih döneminde Karadeniz ilk defa Türk Gölü haline gelmiştir.
Dünyada yivli-setli topraklar ilk defa 2. Beyazid zamanında yapılmıştır.
Yeniçerilerin ilk isyanı 2. Murat döneminde Fatih’in ilk hükümdarlığı sırasında meydana gelmiştir. (Buçuktepe isyanı)
Cülus bahşişi ilk defa Fatih Sultan Mehmet zamanında verilmiştir.
İlk uluslar arası üniversite Fatih Sultan Mehmet devrinde yapılan Sahn-ı Seman medresesidir.
Fatih döneminde ilk defa üniversite yabancı bilim adamlarından yararlanmıştır.
Surları yıkabilecek çapta ilk büyük toplar (şahi) Fatih devrinde dökülmüştür.
İlk defa Fatih devrinde gemiler karadan denize indirilmiştir.
Osmanlı Devleti, imparatorluk özelliğini Fatih devrinde Bizans’ın yıkılmasıyla kazanmıştır.
İlk defa Anadolu ve Rumeli toprak bütünlüğü İstanbul’un fethiyle sağlanmıştır.
Boğazlar ilk defa Fatih devrinde Osmanlı egemenliğine girmiştir.
Ortodoks Patrikhanesi ilk defa Fatih devrinde himaye altına alınmıştır.
Avrupa’ya ilk defa denizden sefer yapan padişah Fatih’tir. (Otranto)
İlk defa Memlüklerle ilişkilerin bozulması Fatih devrinde olmuştur.
Topların kullanıldığı ilk meydan savaşı Otluk beli savaşıdır
Osmanlı- Safevi ilişkileri ilk defa 2. Beyazıt döneminde başlamıştır (sokulu isyanı)
Kırım ile kara bağlantısı Boğdan seferiyle 2. Beyazıt döneminde başlamıştır
Anadolu Şii kışkırtması sonucu çıkan ilk isyan 2. Beyazıt döneminde çıkan Şahkulu isyanıdır
Bir iç meselenin ilk defa uluslar arası mesele haline gelmesi 2. Beyazıt döneminde yaşanan şehzade cem olayıdır
Avrupalıların Osmanlı iç işlerine karışması ilk defa şehzade Cem olayıdır
Oğlu tarafından tahtan indirilen ilk Osmanlı padişahı 2. Beyazıt’tır
Celali isyanları ilk defa Yavuz Sultan Selim zamanında ortaya çıkmıştır
Osmanlıların İran’la yaptıkları ilk büyük savaş çaldıran savaşıdır
Osmanlıların kuzey Afrika hakimiyeti ilk kez Mısırın fethi ile başlamıştır
Batıya sefer düzenlemeyen ilk padişah Yavuz sultan Selimdir
Yavuz’un mısır’ı fethiyle baharat yolu ilk kez Osmanlıların eline geçmiştir
Kutsal toprakları ele geçiren ilk padişah Yavuz sultan Selimdir
Osmanlı-Cezayir ilişkileri ilk olarak Yavuz döneminde başlamıştır.
Güney Doğu Anadolu ilk defa Yavuz döneminde Osmanlı hakimiyetine girmiştir. (Turnadağ Savaşı)
Orta Avrupa’nın kapılarının açıldığı ilk sefer Belgrat’ın fethidir.
İlk defa Orta Avrupa hakimiyeti Kanuni döneminde Mohaç Savaşı ile başlamıştır.
Akdeniz’de fethedilen ilk ada Rodos’tur.
Kanuni’nin Rumeli ye yaptığı ilk sefer Belgrat Seferidir. (1521)
Viyana ilk defa Kanuni tarafından kuşatılmıştır.
Türkler Akdeniz’de üstünlüğünü ilk defa Preveze deniz savaşıyla sağlamıştır.
Kanuni döneminde Akdeniz ilk defa Türk gölü haline gelmiştir.
Kanuni döneminde Ege ilk defa Türk gölü haline gelmiştir.
Şeyhülislam ilk defa Kanuni zamanında divan üyesi olmuştur.
Kaptan-ı Derya ve Reisülküttab ilk defa Kanuni zamanında divan üyesi olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin sınırları ilk defa Kanuni döneminde Basra körfezine ulaşmıştır.
Hindistan’a sefer düzenleyen ilk Osmanlı padişahı Kanuni’dir.
İlk Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa’dır.
Portekizlilerle ilk defa Kanuni döneminde deniz savaşı yapılmıştır.
Orta Asya Türk devletleri ilk deniz yolu bağlantısını kurma projesini ilk başlatan devlet adamı Sokullu’dur.
Süveyş kanalını açmak isteyen ilk devlet adamı Sokullu’dur.
Ordunun başında sefere çıkmayan ilk padişah 2. Selim’dir.
İstanbul’da doğan ve ölen ilk padişah 2. Selim’dir.
Osmanlı tarihinde Kanun-i Kadim (Yeniçeri ocağına asker alma kanunu) ilk defa 2. Murat zamanında bozulmuştur.
İlk Osmanlı donanması İnebahtı’da (1571) 2. donanma Çeşme’de (1770)
3. donanma Navarin (1827) 4. donanma Sinop’ta (1853) yapılmıştır.
Denizlerde ilk büyük yenilgi İnebahtı yenilgisidir.

3- Osmanlı Duraklama Dönemi

Osmanlı Devleti’nin doğuda en geniş sınırlara ulaştığı antlaşma Ferhat Paşa antlaşmasıdır. (1590-İran)
Şehzadelerin sancağa gönderilmesi uygulaması ilk defa 1. Ahmet zamanında
Kafes usulü ilk defa 1. Ahmet zamanında uygulanmaya başlanmıştır.
Divan örgütü ilk defa 2. Mahmut tarafından kaldırılıp yerlerine bakanlıklar kurulmuştur.
Osmanlı Devleti’nin batıda en geniş sınırlara ulaştığı anlaşma Bucaş anlaşmasıdır. (1672-Lehistan)
Osmanlı Avrupa karşısındaki üstünlüğünü Zitvatoruk savaşı (1606) ile kaybetmiştir.
Yeniçeri ocağının bozulmaya başladığının fark edildiği ilk savaş Hotin savaşıdır.
Yeniçeri ocağını kaldırmaya çalışan ilk padişah Genç Osman’dır.
Şeyhülislam’ın yetkilerini ilk kısıtlayan Osmanlı padişahı 2. Osman’dır.
Başkenti İstanbul’dan Anadolu’ya taşımayı düşünen padişah 2. Osman dır
Sosyal alanda ıslahat yapan ilk Osmanlı padişahı 2. Osman’dır(saray dışından evlenerek)
Devletin kötüye gidiş nedenlerini araştırarak ilk defa rapor hazırlayan Koçi Beydir
İsyan sonucu öldürülen ilk padişah 2. Osman (genç Osman) dır
İlk Osmanlı bütçesi tarhuncu Ahmet paşa tarafından hazırlanmıştır
Asayişi sağlamak amacıyla ilk defa sokağa çıkma yasağı çıkaran padişah 4. murattır
Osmanlı devletinin ilk defa uzun bir kuşatma ardından fethettiği yer Girit’tir
Osmanlı denizciliği Girit’in fethinden sonra Avrupa karşısında üstünlüğünü kaybetmeye başlamıştır
Osmanlı devletinin Avrupa karşısında taarruz gücünü kaybettiği ilk savaş 2. viyana kuşatmasıdır.
Günümüzdeki Türk-İran sınırı ilk kez Kasr-ı Şirin anlaşması (1639) ile çizilmiştir.
Çeşitli şartlar öne sürerek Sadrazam olan ilk kişi Köprülü Mehmet Paşa’dır.
İlk Osmanlı-Rus ittifakı İstanbul anlaşmasıdır. (1724)
Osmanlı devletinin Ruslarla imzaladığı ilk anlaşma Bahçesaray anlaşmasıdır. (1638)
Osmanlı devleti ilk defa Karlofça (1699) ve İstanbul anlaşması (1700) ile toprak kaybetmiştir.
Ordunun başında sefere çıkan son padişah 2. Mustafa’dır.
Osmanlıların kaybettiği ilk beylik Erdel Beyliğidir.
Osmanlı topraklarının paylaşıldığı ilk uluslararası anlaşma Karlofça anlaşmasıdır.

4- Osmanlı Gerileme Dönemi

Osmanlı devleti ilk defa Pasarofça anlaşması (1718) ile Avrupa’dan geri kaldığını kabul etmiştir.
Avrupa örnek alınarak yapılan ıslahatlar ilk defa Lale Devrinde yapılmışlardır.
• Mimaride ilk kez Avrupa tarzında eserler Lale devrinde inşa edilmiştir.
İlk kültürel ıslahatlar 3. Ahmet döneminde yapılmıştır.
Avrupa’ya ilk defa Lale devrinde elçiler gönderilmiştir.
İlk Osmanlı matbaası İbrahim Müteferrika tarafından kurulmuştur. (1727) (ilk teknik yenilik)
Matbaada basılan ilk eser Vankulu adlı lügattir.
İlk defa 18. yy da Avrupa’dan askeri uzmanlar getirilmiştir.
İlk resmi devlet matbaası 3. Selim döneminde kurulmuştur.
İlk kağıt ve kumaş fabrikası Lale Devri’nde inşa edilmiştir.
İtfaiye örgütü (tulumbacılar) ilk defa Lale Devri’nde kurulmuştur.
İlk çiçek aşısı lale devrinde yapılmıştır
İlk geçici elçilikler lale devrinde kurulmuştur
Avrupai tarzda ilk askeri ıslahatlar 1. Mahmut döneminde yapılmıştır
İlk mühendis okulu 1. Mahmut döneminde kara mühendis hanesi adında kuruldu(1731)Avrupa tarzında açılan ilk okuldur
• İkinci mühendis okulu 3. Mustafa tarafından deniz mühendis hanesi adıyla kurulmuştur(1773)
• Kapitülasyonlar ilk defa 1. Mahmut tarafından sürekli hale getirilmiştir. (1740)
• 3. Mustafa döneminde ilk iç borçlanma başlamıştır.
• İlk defa halkı Türk ve Müslüman olan toprak Küçük kaynarca anlaşması ile kaybedilmiştir. (Kırım)
• Halifelik kurumunun siyasi bir antlaşmada ilk defa kullanılması Küçük kaynarca Antlaşmasında oluşmuştur. (Son olarak Uşi Antlaşmasında olmuştur.)
• Rusya’nın Akdeniz’e (sıcak denizlere) açılma imkanı elde ettiği ilk antlaşma Küçük kaynarcadır.
• Sürat topçuları ocağı ilk defa II. Murat döneminde kurulmuştur.
• Ortodoksların kuruculuğu ilk kez Küçük Kaynarca ile Ruslara geçmiştir.
• I.Mahmut döneminde ilk kez Avrupalı birisinin (humbaracı Ahmet paşa )tecrübesinden faydalanarak ıslahat yapılmıştır.
• Ruslar Küçük Kaynarca ile ilk kez iç işlerimize karışmaya başladılar.
• Osmanlı Küçük Kaynarca ile ilk defa tazminat ödedi.
• Rusya ilk kapitülasyonlar küçük Kaynarca antlaşması ile ödemiştir.(1774)
• Ulu efe alım satım ilk defa I.Abdülhamit tarafından yasaklanmıştır.
• Avrupa orduları örnek alınarak hazırlanan ilk ordu Nizam-ı Cedit Ordusudur.
• Avrupa’da ilk daimi elçilikler III.Selim zamanında açılmıştır.
• Fransızca ilk defa III.Selim döneminde devletin resmi dili olarak ilan edilmiştir.
• ilk Fransız tercüme bürosu III. Selim tarafından kurulmuştur.
• Nizam-ı cedit orduları ilk zaferlerini Akkada Napolyon’a karşı kazanmışlardır.

5. Osmanlı Dağılma Dönemi

• Osmanlıda Fransız İhtilalinden etkilenerek çıkan ilk milliyetçilik isyanıdır.(1804)
• padişahın yetkileri ilk defa ayanlarla imzalanan Sened-i İttifakla sınırlandırılmıştır. (1808II.Mahmut)
• Osmanlı devleti ilk denge siyasetini Fransa’nın Mısırı işgali sırasında uyguladı .(1798)
• Ruyada ilk defa donanmasını Fransa’nın Mısırı işgali sırasında boğazlardan geçirmiştir.
• Azınlıklara ilk imtiyazlar Bükreş Antlaşması (1812)ile Sırplara verilmiştir.
• Osmanlılarda bağımsızlığını kazanan ilk azınlık Yunanlılardır.(Edirne Antlaşması 1829)
• boğazlar ilk defa Hünkar iskelesi (1843)antlaşması ile sorun olmuştur.
• boğazlar ilk kez Londra Antlaşması (1841) uluslar arası bir statüye sahip olmuştur.
• Padişahın yanında ilk defa otorite olarak ayanlar kabul edilmiştir .
• İngilizlere ilk kapitülasyonlar III. Murat devrinde(1578) verildi. Balta Limanı Antlaşması (1838) ile yaygınlaşmıştır.
• Kapitülasyonların kaldırılması ilk defa Paris Antlaşmasında görülmüştür.
• İlk resmi gazete takvim-i Vekayi adıyla II.Mahmut tarafından çıkarıldı.(1831)
• nüfuz sayımı ilk defa 2.Mahmud zamanında (1813-Askeri amaçlı)
• Tımar sistemi ilk defa II.Mahmut zamanında kaldırılmıştır. Müsadere (mallara el koyma) usulü ilk kez II.Mahmut tarafından kaldırılmıştır.
• Polis örgütünün temelleri ilk defa II.Mahmut zamanında atılmıştır.
• Orta öğretim kurumları ilk defa II. Mahmut zamanında kurulmuştur.
• İlk öğretim ilk defa II. Mahmut zamanında zorunlu hale getirilmiştir
• İlk posta örgütü II. Mahmut zamanında kurulmuştur
• İltizam sistemi ilk defa ıslaha fermanı ile kaldırılmıştır
• ilk defa tercüme odası ve yabancı dil okulu II. Mahmut zamanında açılmıştır
• Devlet memuru yetiştiren okullar ilk defa II. Mahmut zamanında kurulmuştur
• Yurt dışında ilk defa II. Mahmut zamanında öğrenci gönderilmiştir
• kılık kıyafette ilk değişiklik II. Mahmut tarafından yapılmıştır
• Padişah kendi üzerinde bir gücün varlığını ilk defa Tanzimat fermanı ile tanımıştır (1839)
• Osmanlılarda ilk kağıt para kaime adıyla Abdülmecit tarafından bastırılmıştır (1844)
• ilk demir yolu hattı Tanzimat döneminde yapılmıştır (1866)
• telgraf ilk defa Tanzimat döneminde kullanılmaya başlamıştır (1854)
• ilk telgraf okulu Tanzimat döneminde açılmıştır
• laik kanunlar ilk defa Tanzimat ile orta çıkmıştır
• ilk demir yolu hattı Tanzimat döneminde kurulmuştur (İzmir- aydın hattı)
• askerlik ilk defa ıslahat fermanı ile bir bedele bağlanmıştır (1856)
• Osmanlı toprak bütünlüğü ilk defa kırım savaşında (1854) sonra imzalanan Paris antlaşması (1856) ile Avrupalı devletlerin garantisi altına alınmıştır
• kız öğrenciler ilk kez Tanzimat döneminde okullara alınmıştır
• Osmanlı devleti ilk dış borcu kırım savaşı (1856) sırasında İngilizlerden almıştır (Abdülmecit dönemi)
• öğretmen okulları ve mülkiyet mektebi ilk defa Tanzimat döneminde açılmıştır.
• Osmanlı devleti ilk defa Paris antlaşması (1856)ile Avrupa devleti kabul etmiştir.
• İlk Osmanlı Anayasası Mithat Paşa bakanlığında bir komisyon tarafından hazırlanmış ve II.Abdülhamit tarafından ilan edilmiştir.(kanun-i esasi-1876)
• İlk defa cize belirlenmesi işi Tanzimat döneminde patrikhaneye verilmiştir.
• Osmanlılılarda halk ilk defa I.Meşrutiyetle yönetime katılmıştır.
• Rejimi değiştirmeye yönelik ilk isyan hareketi 31 mart olayıdır.
• Osmanlılarda Mecelle hukuku ilk defa I. Meşrutiyet ile uygulanmaya başlanmıştır.
• Balkan Savaşları ilk defa Karadağ’ın Osmanlıya saldırmasıyla başlamıştır.
• Ermeni sorunu ilk defa Berlin Antlaşması ile siyasi olarak ortaya çıkmıştır.
• Türk tarihinde parti diktasıyla yönetim ilk defa İttihat Terakki ile olmuştur
• Milliyetçiliği ilk defa İttihat ve Terakki bir ideoloji olarak kabul etmiştir
• Divan örgütü kaldırılarak yerine bugünkü anlamda bakanlıklar ilk defa II. Mahmut zamanında kurulmuştur.
• İlk defa II. Mahmut zamanında Tımarlarına maaş bağlamıştır.
• Osmanlı ülkesinde anayasacılık faaliyetleri ilk defa Tanzimat Fermanı ile başlamıştır
• Hukuk ve idare alanında ilk ıslahatlar II.Mahmut dönemindedir.
• Kişisel haklar ilk defa Tanzimat Fermanı ile güvence altına alınmıştır.
• Kişisel hak ve özgürlükler ilk defa I.Meşrutiyette anayasasında (kanun-u Esasi) yer almış ve açıklanmıştır.
• Osmanlı halkı ilk defa I. Meşrutiyet seçme ve seçilme hakkını kullanmıştır.
• Türk tarihinde ilk defa siyasi partiler I. Meşrutiyet döneminde kuruldu.
• ilk kurulan siyasi parti ittihat ve terakki partisidir. Daha sonra Ahrar Fırkası ve Hürriyet ve itilaf partisi kurulmuştur.
• Avrupa tarzı ilk müzik okulu Mızıka-i Hümayun II. Mahmut devrinde kuruldu.
• Edirne Antlaşmasıyla Osmanlı ülkesinde milliyetçilik hareketleri ilk kez başarıya ulaşmış ve Yunanistan’dan bağımsız olmuştur .
• Fransa’nın Cezayir ele geçirmesiyle Osmanlılar K. Afrika'da ilk kez toprak kaybettiler.
• Osmanlı Devleti Boğazlar üzerindeki egemenlik hakları son kez Hünkar İskelesi Antlaşmasıyla kullanılmıştır.
• Her alanda en geniş anlamda ıslahatlar XIX.yüzyılda yapılmıştır.

Osmanlı tarihi öz anlatım

1243 - Kösedağ Savaşı'ndan sonra  Anadolu, giderek artan ölçülerle Moğol egemenliğine girmeye başladı.
13. yüzyıl sonlarında Anadolu Selçuklu Devleti tümüyle tarih sahnesinden silindi.
Anadolu'nun doğu ve orta kesimleri doğrudan İlhanlı İmparatorluğu'na bağlanırken, Anadolu Selçuklu Devleti'nin, uç beyi olarak Bizans sınırına yerleştirdikleri Türkmenler de yer yer, biçim bakımından İlhanlılar'a bağlı, ama gerçekte bağımsız beylikler kurmaya başladılar.

Osmanlı Beyliği 

13.yy. sonlarında, 14.yy. başlarında Anadolu'nun batı kısımlarında pek çok Türkmen beyliği ortaya çıktı.
Bu beyliklerin en küçüğü, Eskişehir - Sakarya - Söğüt dolaylarındaki Osmanlı Beyliği idi.
Bu küçük beylik, kısa sürede Anadolu ve Balkanlar'da yayılacak, büyük bir dünya devleti olarak Türkiye ve Dünya tarihinde önemli bir yer işgal edecektir.

Bizans bitmek üzere..

Osmanlı Beyliği, artık iyice zayıflamış olan Bizans İmparatorluğu ile karadan sınıra sahip tek Türkmen beyliği idi.
Bu dönemde Bizans, iktisadi bağımsızlığını tümüyle kaybetmiş, ülkede hemen tüm iktisadi faaliyetler, İtalyan tüccarların Venedik ve Cenova'nın eline geçmişti.

Bizans ve Osmanlı Beyliği ilişkileri

Osmanlı Beyliği'nin doğduğu topraklar, Bizans İmparatorluğu'nun Marmara bölgesi topraklarıyla komşuydu.
Bu topraklarda Bizans'ın büyük kent ve kasabaları bulunuyordu.
Bu durum, Bizans kent iktisadıyla Türkmenler'in göçebe hayvancılık iktisadı birbirini tamamlayan bir bütün oluşturmasına neden oluyordu. Bölgede, Bizans kent iktisadının ürünleriyle göçebe Türkmenlerin hayvancılık ürünlerinin pazarlandığı, değiş tokuş edildiği büyük pazarlar kuruluyor, bu pazarlar bölgeye, dolayısıyla Osmanlı Beyliği'ne büyük bir iktisadi güç kazandırıyordu.
Osmanlı Beyliği'nin ilk koyduğu vergilerden birinin Osman Bey zamanında "pazar rüsumu" olması, bu pazarların iktisadi gücünü ve Osmanlı iktisadına katkılarını gösteren bir kanıttır.
Ayrıca, Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu topraklar, Bizans'ı Tebriz'e bağlayan ticaret yolu üzerinde bulunuyordu.
Bu işlek ticaret yolunun Osmanlı Beyliği'nin topraklarından geçmesi, vegi, haraç ya da yağma biçiminde, beyliğe büyük zenginlikler kazandırıyordu.

Osmanlı Beyliği topraklarının avantajları

Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu Eskişehir - Sakarya - Söğüt dolayları Anadolu'da biçim bakımından İlhanlılar'a bağlı olsa da, Moğol İlhanlı etkisinin uzanamayacağı kadar batıda yer alan bir bölgeydi
Bu yüzden Osmanlı Beyliği'nin toprakları, Moğol baskısından kaçan Oğuz aşiretleri, Anadolu Selçuklu asker, memur ve bilim adamı için bir sığınak yeri işlevini yerine getiriyordu.
Bu ise, başlangıçta toprakları küçük, nüfusu az, asker, yönetici ve bilim adamı olarak deneyimli kimselere gereksinim duyan Osmanlı Beyliği'nin insan yetisini güçlendiriyordu.
Osmanlı Beyliği'nin topraklarının karadan Bizans ile sınırdaş olması, beyliğe öteki Türkmen beyliklerinin sahip olmadığı bazı moral değerler de kazandırıyordu.

Osmanlı Beyliği cihad ruhunuda ateşliyordu

Osmanlı Beyliği'nin karadan Bizans'la yaptığı savaşlar ona, Anadolu Türk - İslam kamuoyunda, İslam'ın dinsel görevlerinden biri olan gaza farizasını yerine getiren bir beylik olarak saygınlık kazandırırken, bu farizayı yerine getirmek isteyen gazileri ve yapılan savaşlardan ganimet elde etmek isteyen savaşçıları onun topraklarına çekiyordu.

Osmanlı Beyliği ve tarikatlar

Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu sıralarda, Bektaşilik Hacı Bektaş Veli’nin (1209-1271) düşünceleri çevresinde oluşan tarikat ve Babailik gibi tarikatlar, bölgede etkili bulunuyordu.
Bunun gibi dinsel kimliği olan Âhiler de, Osmanlı Beyliği kurulduğu sıralarda bölgede ve bölge insanları üzerinde etkili olan bir esnaf kuruluşuydu.

Şeyh Edebali ve Ahiler

Osmanlı Beyliği'nin kurucusu kabul edilen Osman Bey'in bölgenin nüfuzlu şeyhlerinden olan Şeyh Edebali'nin kızı Bala Hatun ile evlenebilmek için ısrar etmesi, onun hem siyasi ileri görüşlülüğünü, hem de Şey Edebali'nin bölge insanları üzerindeki büyük nüfuzunu gösterir.
Nitekim Osman Bey ile Bala Hatun'un evlilikleri gerçekleştikten sonra Âhilerin önde gelenlerinden Şeyh Mahmut Gazi, Âhi Şemsettin ve oğlu Âhi Hasan ve Cendereli (Çandarlı) Kara Halil, Osmanlı Beyliği'nin hizmetine girmişler ve bu beyliğin kuruluşunda, büyümesinde ve örgütlenmesinde, en azından Osmanlı hanedanı mensupları kadar önemli roller oynamışlardır.


Kuruluş Dönemi

Osmanli Beyliğinin Kuruluşu;

Osman Bey, Oğuz aşiretlerinin ittifakıyla başa geçtikten sonra, siyasî ve dinî bakımdan Anadolu'nun en itibarlı ve nüfuzlu tarikatlerinden Ahilerin mühim bir şahsiyeti olan Seyh Edebali'nin kızı ile evlenerek, gücünü artırmış idi.

Osman Gazi (I.Padişah)

1299 - Osman Gazi, Bizans'a karşı genişleme politikasını uygulayarak, İnegöl, Karacahisar ve Yarhisar'i ele geçirdi ve bölgenin mühim merkezlerinden olan Bilecik'i alarak, burayı beyliğin merkezi yaptı
Bu tarih devletin kuruluş tarihi olarak kabul edilir. (1299)

Oğuz beyleri, Osmanlı Bey'in hakimiyetine giriyor

Selçuklu Sultanı III. Alaaddin Keykubad'ın İlhanlı Hükümdarı Gazan Han'ın kuvvetleri tarafından tutulup, İran'a götürülmesi üzerine Selçuklu ümerasından bazıları ve bölgedeki Türkmen beyleri Osman Bey'e teveccüh göstermiş; Oğuz an'anesine göre onun hâkimiyetini tanımayı kabul etmişlerdir. Nitekim Oğuz beyleri Oğuz Han töresine göre tertip edilen bir törende Osman Bey'in önünde diz çökerek, onun verdigi kımızı içmek suretiyle tâbiyetlerini sunmuşlardır.
Ancak henüz küçük bir beylik durumundaki Osmanoğullarının, şeklen de olsa bu dönemde, İlhanlı hâkimiyetini tanıdıkları bilinmektedir.
Osman Gazi, beyliğini ilân ettikten sonra idaresi altındaki bölgeleri beş kısma ayırarak buraları güvendiği ve savaşlarda yararlık gösteren kimselere tevcih etti.
Oğlu Orhan'a Sultanönü, büyük kardeşi Gündüz Bey'e Eskişehir'i, Aykut Alp'e İnönü'yü, Hasan Alp'e Yarhisar'i ve Turgut Alp'e de Inegöl'ü verdi.
Diğer oğlu Alaaddin'e ise şeyh Edebali'nin emin ve nazırlığında, ailenin geçimi için, Bilecik ve havalisinin gelirleri tahsis edildi.

1302 - Bursa tekfurunun liderliğinde birleşen Rum tekfurlarının Koyunhisar (Bafeon) savaşında ağır bir mağlûbiyet tatmaları, Osman Bey'in Bursa ve Kocaeli taraflarına akınlar yapmasını oldukça kolaylaştırmıştı.
Bir taraftan Bursa öte taraftan İznik Türk kuşatması altında tutuluyordu.
Ancak yaşlılık sebebiyle Osman Bey, fetihler için oğlu Orhan'ı görevlendirmişti.

1324 - Osman Bey vefat etti ve oğlu Orhan Bey Osmanlı tahtına çıktı.

Orhan Bey (II. Padişah)

Başkent Bursa 

1326 - Orhan Bey, Bursa'yı, uzun süren kuşatmanın ardından, ele geçirince babasının vasiyetini yerine getirerek, Osman Gazi'nin naaşını Bursa'ya nakletti ve burayı devletin yeni merkezi yaptı.

Önemli komutanlar Akçakoca-Karamürsel ve Maltepe Savaşı (1329)

Orhan Bey'in komutanlarından Akçakoca ve Karamürsel ise İstanbul kıyılarına kadar akınlarda bulunuyorlardı.
Bu fetih ve akınlardan telâşlanan Bizans Imparatoru Andranikos büyük bir ordunun başında Osmanlılara karşı harekete geçtiyse de Maltepe (Palekanon) Savaşı'nda ağır bir yenilgi aldı (1329).
Bu zafer, İznik ve İzmit'in ele geçirilmesini kolaylaştırmıştır.

Rumeliye Geçiş

Karasi Beyliği, Osmanlıya katılıyor

Karasi Beyliğinde başlayan taht mücadelelerinden istifade eden Orhan Bey, Balıkesir ve civarını topraklarına katarak, ileride gerçekleşecek olan Rumeli fetihleri için mühim bir mevkiye sahip olmuştur.

Hacı İlbey ve Evrenos Beyler

Karasi Beyliğinin deniz gücü ve Haci İlbey, Evrenos Bey gibi değerli komutanlar artık Osmanlıların emrine girmişlerdir.

Osmanlı'nın Bizans'a yardımı ve Çimpe kalesi

1345 - Bizans içindeki taht kavgaları ve Bulgar-Sırp saldırıları karşısında, gittikçe güçlenen Osmaoğullarından yardım isteyen Kantakuzen'in talebi üzerine Orhan Bey'in oğlu Süleyman, bir orduyla Rumeli'ye geçti (1345). Edirne'yi kuşatan Bulgar-Sırp kuvvetlerini bozan Süleyman Paşa bu zaferin karşığında Gelibolu'daki Çimpe Kalesi'ni Bizans'tan aldı.
Böylece Osmanlılar ilk kez Rumeli yakasında bir üs elde etmiş oluyordu (1356).

Süleyman Paşa'nın başarısı

Süleyman paşa Gelibolu'nun ardından Tekirdağ'a kadar olan bölgeleri de ele geçirerek buralara Anadolu'dan getirilen Türkmenleri yerleştirdi. Böylece Rumeli'de de Türkleşme hareketi başlamıştır.

1359 - Süleyman Paşa'nın vefatından sonra Rumeli'deki fetihler için kardeşi Murat Bey görevlendirildi

1362 - Babası Orhan Bey'in de ölümü üzerine Murat Bey, Bursa'ya döndü ve Osmanlıların 3. hükümdarı olarak tahta çıktı

Rumeli ve Balkanlarda Fetihler

I.Murat (Hüdavendigar) (III. Padişah)

Önce tahtta hak iddia eden kardeşlerini bertaraf etmekle işe başladı ve bu arada elden çıkan Ankara'yı yeniden aldı.
Anadolu'da birliğin sağlanmasın ardından Murat Hüdavendigar, inkitaya uğrayan Rumeli ve Balkanların fethine yöneldi.
Bu sırada Balkanlar karışıklık içindeydi. Bir taraftan Sırp Hükümdarı Düsan'ın ölümü ile Sırplar arasında iç mücadeleler şiddetlenmiş, öte yandan Macar Kralı Layos, Balkanlarda Ortadokslara olan baskıları artırmıştı 
Evrenos ve Hacı İlbey komutasındaki kuvvetler bu durumdan da yararlanarak Keşan'dan Dimetoka'ya kadar olan yerleri fazla bir mukavemet görmeden ele geçirmişlerdi.

1363/4 - Sazlıdere Zaferi ile Edirne ve Filibe, Lala Şahin Paşa tarafından fethedildi
Bu savaşlarda Bulgarların yanında yer alan Bizans barış yapmak zorunda kaldı

Haçlı ordusu - Sırp Sındığı savaşı (1364)

Türk ilerleyişini durdurmak isteyen Macar, Bulgar,Sırp ve Ulahlardan müteşekkil bir Haçlı ordusu Macar Kralı Layos'un liderliğinde Edirne üzerine yürüdü.
Ancak Meriç sahilindeki Sırp Sındığı denilen mevkiide, kalabalık Haçlı ordusunu hazırlıksız yakalayan 10 bin kişilik kuvvetiyle Hacı İlbey, büyük bir bozguna uğrattı (1364).

Edirne Başkent oluyor 

Sırp Sındığı zaferiyle Osmanlılar, Balkanlardaki fetihlerine hız verdiler ve bunu kolaylaştıracağı için Osmanlı baskenti Bursa'dan Edirne'ye nakledildi.

1369 - Fetihler karşısında çaresiz kalan Bulgarlar Türk himayesini kabul etmek zorunda kaldilar

1372 - Çirmen Zaferi ile Batı Trakya ve Makedonya'nın bir kısmı Osmanlı hâkimiyetine girdi ve Selanik ile Köstendil'in de ele geçirilmesinin ardından Sırp Kralı Lazar, vergi verip, gerektiğinde asker göndermek şartıyla Osmanlılarla barış anlaşması imzaladı (1374).

Rumeli de Türk hakimiyeti

Yaklaşık on yıl süren mücadelede, Rumeli ve Balkanlarda fethedilen bölgelere Anadolu'dan mütemadiyen Türk nüfus kaydırılarak bölgede demografik dengeler Osmanlılar lehine değiştirilmeye başlanmıştı.
Bu tarihten sonra bir müddet Balkanlardaki fetihlere ara verilmiştir

Anadolu'da Türk birliğini sağlamlaştırmaya yönelik düzenlemelere geçilmiştir.

Bu maksatla I. Murat, oğlu Bâyezid'i Germiyan beyinin kızı ile evlendirmiş; Tavşanlı, Emet ve Simav gelinin çeyizi olarak Osmanlılara verilmiştir.
Aynı şekilde Akşehir, Yalvaç, Beyşehri gibi bazı şehir ve kasabalar Hamidogulları'ndan para karşılığı satın alınmış, Candaroğullar da Osmanlı hâkimiyetine girmişti.

1387 - Artık Osmanlıların karşısında tek bir güç kalmıştı; Karamanoğulları. Alaaddin Ali Bey, Osmanlıların yeniden Balkanlara yönelmesini de fırsat bilerek, harekete geçmiş ancak I. Murat Konya önlerinde Karamanoğullarını yendiğinde Karaman beyi af dilemek zorunda kalmıştır

1385/88 - Murat Hüdavendigar'ın yeniden Rumeli'ye yönelmesiyle birlikte Nis ve Sofya da dahil olmak üzere bütün Bulgaristan fethedildi.

1389 - I.Kosova Savaşı ve Şehit Padişah I.Murat

Timurtaş Paşa'nın Sırp kuvvetleri tarafından baskına uğratılıp, yenilmesi üzerine cesaretlenen Bulgar, Leh, Çek ve Macar kralları da Sırpların yanında yer aldılar.
Fakat Çandarlı Ali Paşa, Bulgar Kralı Sisman'ı esir alarak Bulgarları bu ittifakın dışına attı.
Buna rağmen Haçlı ordusu ilerleyişini sürdürünce, I. Murat ordusunun başına geçerek düşmanı Kosova'da karşıladı.
I.Murat'ın oğulları Bâyezid ve Yakup'un da yer aldığı Osmanlı birlikleri büyük bir zafer kazandı.
Sırp Kralı Lazar ve oğlu esir edilmiş, düşman kuvvetlerinin büyük bir kısmı imha olmuştu. (20 haziran 1389).
Fakat I.Murat savaş meydanını gezerken bir Sırp tarafından hançerlenerek şehit düştü.
Bunun üzerine Sırp kralı da Osmanlı askerleri tarafından öldürüldü. Osmanlılar için Balkanlarda tutunabilmek yolunda ölüm kalım savaşı olarak görülen I.Kosova Zaferi Sırplar tarafından asla unutulmamıştır. Günümüzde dahi masum Müslüman halka yönelik vahşetin arkasında bu mağlûbiyetin ezikliği ve intikam hissi yatmaktadır.

Anadolu'da Türk Birliği'nin Sağlanması

Padişah Yıldırım Bayezid

I. Murat'ın şehit edilmesinin ardından oğlu Bâyezıd, devlet adamlarının ittifakıyla hükümdar ilân edildi.
Babasının ölümünü fırsat bilen Anadolu'daki beyliklerin Osmanlılar'a bıraktığı toprakları yeniden ele geçirmek maksadıyla harekete geçtiklerini haber alan Bâyezid, süratle Anadolu'ya döndü.

Anadolu Beylerbeyliği

1390 -  Germiyan, Aydın, Menteşe ve Saruhan beylikleri ortadan kaldırıldı.
Ertesi yıl Hamidoğulları Beyliği toprakları ele geçirildi ve bu beyliklerin yer aldığı topraklarda Anadolu beylerbeyliği adıyla idarî bir ünite oluşturuldu.

1391 - Osmanlıların en önemli rakip olarak gördüğü Karaman Beyliğine yönelen Yıldırım Bâyezıd, Konya'yı kuşattı.
Alaaddin Ali Bey'in barış talebi, Beyşehir ve çevresinin Osmanlılara bırakılmasıyla kabul edildi.
Fakat Yıldırım Bâyezıd'ın Mora ile ilgilenmesini fırsat bilerek Ankara Sancak Beyi Sarı Timurtaş Paşa'yı esir alması üzerine,Yıldırım Bâyezıd, Alaaddin Bey'e kesin bir darbe vurmaya karar verdi.

Alaaddin Bey ortadan kaldırıldı

1397 - Anadolu'ya geçen Yıldırım, üç gün süren savaşın ardından ele geçirilen Alaaddin Bey'i ortadan kaldırdı ve toprakları Osmanlılara, dahil edildi

Kadı Burhaneddin devleti

Karamanoğlu tehlikesinin bertaraf edilmesiyle, Anadolu'da Osmanlılara direnebilecek en güçlü devlet olarak Kadı Burhaneddin devleti kalmış idi
Daha 1392 yılında, Kadı Burhaneddin'in müttefiki durumundaki Candaroğlu Süleyman anî bir baskınla öldürülüp beyliğin Kastamonu şubesi ortadan kaldırılmıştı (1392).
Ardından, ertesi yıl Amasya ve Merzifon civarı Osmanlı hâkimiyetine alınmıştı.

1398 - Kadı Burhaneddin'in, Kara Yülük tarafından öldürülmesi üzerine, ona bağlı Sivas, Tokat, Kayseri, Malatya gibi şehirler birer birer ele geçirildi.
Böylece Fırat'ın batısında kalan Anadolu toprakları Osmanlı sancağı altında birleştirilmiş oluyordu.


Yıldırım Bâyezıd'ın İstanbul Kuşatması ve Balkanlardaki Fetihleri.

Yıldırım Bâyezid'in Karaman seferine anlaşma gereği katılan Bizans Imparatoru V.Yuannis'in oğlu Manuel'in, babasının ölümü üzerine anlaşmayı çiğneyerek Istanbul'a kaçması sebebiyle Yıldırım, İstanbul'u kuşatmaya karar verdi.
1391'de başlayan ilk muhasara 1396 yılına kadar sürdürüldü.

Anadolu Hisarı inşa edildi

İstanbul Boğazı'nda Anadolu Hisarı inşa edildi.
Şehre dış yardımların gelmesini önlemeyi ve iaşe zorluğu altında savunmayı kırmayı hedefleyen bu muhasara Timur'un Anadolu'ya ulaşmasına kadar fasılalarla devam ettirilmiştir.
Bu kuşatma sürerken bir yandan da Yıldırım, Bulgaristan, Arnavutluk ve Bosna taraflarında fetih hareketlerine devam etmekteydi.

Haçlı ordusu yine sahnede
(Niğbolu savaşı 1396)

Kuşatma altındaki Bizans'ın da talebi ile Türklere karşı yeni bir Haçlı ittifakı olusturan Macar Kralı Sigismund, İngiltere dahil bütün Avrupa devletlerinden topladığı 120 bin kişilik bir orduyla harekete geçti.
Yıldırım Bâyezid düşmanı şaşırtan bir hızla Nibolu Ovası'nda düşmanı karşıladı
50-60 bin kişilik Osmanlı ordusu, sayıca çok üstün olan Haçlı ordusunu büyük bir bozguna uğrattı.
Savaş meydanından kurtulabilenler, kaçarken Tuna'da boğuldular.
Haçlılardan geriye sadece muazzam bir ganimet kalmıştı.
Bu ganimetle, Edirne ve Bursa'da pek çok cami, medrese ve imaret inşa edilmiştir.
Zaferin ardından, Eflâk, Bosna, Macaristan ve Mora üzerine seferler düzenlendi.
İtibarı bu zaferle bir kat daha artan Yıldırım, Niğbolu dönüşünde Anadolu birliğini kurmaya yönelik nihaî adımları atmaya başlayacaktır

Ankara Savaşı ve Fetret Devri:

Timur ile savaş

Yıldırım Bâyezid, Fırat boylarına kadar topraklarını genişlettiği sırada,Timur da Iran, Azerbaycan ve Irak'ı ele geçirmişti.
Bazı Anadolu beyleri Timur'a sığınırken, ülkeleri istilâ edilen Celayirli Ahmet ve Karakoyunlu Kara Yusuf da Yıldırım Bâyezid'in yanına kaçmıştı.
Böylece her iki devlet biribirine sınır komşusu olmuş, ancak bu durum iki hükümdarın da Türk dünyasının liderliğine oynamaları sebebiyle olumsuz neticeler doğurmuştur.

1400 - Timur, Osmanlılara sığınan Celayirli Ahmet ve Kara Yusuf'un iade edilmemesini bahane edip Sivas'ı kuşatmış ve kendisine teslim edilmesine rağmen şehiri tahrip etmişti
Bu olaydan sonra da her iki hükümdar arasında mektuplaşmalar devam etti. Fakat Timur'un, Anadolu beyliklerine topraklarının geri verilmesi ve bazı şehirlerin kendine bırakılması gibi talepleri Yıldırım tarafından reddedildi.
Dolayısıyla iki fatih için savaş artık kaçınılmaz hâle gelmişti.
160 binlik Timur'un ordusunu, 70 bin kişiyle Çubuk Ovası'nda karşılayan Yıldırım Bâyezid, savaşın başlarında üstünlügü ele geçirdi.

Kara Tatarlar ve eski beyler saf değiştirdi

Timur'un safında eski beylerini gören bazı askerlerin saf değiştirmesi ve Kara Tatarların Osmanlı ordusunun arkasını çevirmesi savaşın talihini değiştirdi.

Esir Padişah

1402 - Bir avuç askerle direnmeye çalışan Yıldırım Bâyezid sonunda esir edildi (26 Temmuz 1402)

Timur ve Beylikler

Ankara Savaşı'nı kazanan Timur, Anadolu beyliklerini tekrar ihya etti ve böylece Anadolu Türk birliği parçalandı. Balkanlardaki Türk ilerleyişi durdugu gibi bir kısım topraklar da elden çıktı.

Taht mücadelesi ve Fetret devri (12 yıl)

Yıldırım'ın oğulları arasındaki taht mücadeleleri Osmanlı devletinin "Fetret Devri" boyunca 12 yıl müddetle devam etti.
Şayet bu savaş gerçekleşmemiş olsaydı, hiçbir direnme gücü kalmayan İstanbul büyük bir ihtimalle Yıldırım Bâyezid zamanında Türklerin eline geçecekti.
Dolayısıyla Ankara Savaşı Osmanlıları en az 50 yıl geriye götürmüştür.

Padişah vefat ediyor

Esir düşen Yıldırım Bâyezıd, yedi ay boyunca Timur'un yanında şehir şehir dolaştırıldıktan sonra üzüntüsünden ecele yenik düştü.
Osmanlı şehzadeleri tahtın sahibi olabilmek için kıyasıya birbirleriyle mücadele etmeye başladılar.
Bu mücadele Çelebi Mehmet'in tek başına devlet idaresine hâkim oluşuna kadar devam etti (1413).

Yeni padişah Çelebi Mehmet

1413 - Çelebi Mehmet kardeşleri Süleyman, İsa ve Musa Çelebi'yi bertaraf ettikten sonra Anadolu Türk birliğini yeniden tesis etmek için çaba sarf etti.
Güçlenen Karamaoğullarının nüfuzunu kırdı, Karamanoğlu Mehmet Bey'in eline geçen Osmanli topraklarını geri aldı.
Candarogulları beyliğinden Çankırı'yı ve ardından Canik (Samsun) bölgesini yeniden Osmanlı ülkesine kattı.

Şeyh Bedrettin ve Şehzade Mustafa isyanı

1419 - Sehzade Mustafa ve Simavna Kadısı oğlu Şeyh Bedreddin'in isyanları ülkeyi karıştırmaktaydı.
Şehzade Murat, Rumeli ve Manisa'da ortaya çıkan bu isyanı bastırdı, Şeyh Bedreddin ve adamları yakalanarak idam edildi.

Timur'un beraberinde götürdüğü Mustafa Çelebi de Anadolu'ya döndüğünde tahtta hak iddia etmişti. Şehzade Mustafa'nın Selânik'te başlattığı isyan bastırıldı.
Asi şehzade Bizans'a sığınmak zorunda kaldı.
Çelebi Mehmet öldügü zaman Osmanlı ülkesinde sükûnet büyük oranda tesis edilmeye başlanmıştı

Mustafa Çelebi ve Şehzade Mustafa isyanları

1421 - Babasının en büyük yardımcısı olan şehzade II.Murat tahta çıktığı zaman Bizans tarafından karşısına çıkarılan amcası Mustafa Çelebi'nin isyanını bir kez daha bastırdı ve Bizans'ı cezalandırmak için İstanbul'u kuşattı (1422).
Bu defa küçük kardeşi Şehzade Mustafa'nın isyan haberini alan II.Murat, kuşatmayı kaldırarak kardeşini cezalandırmak zorunda kaldı.
İsyancıların yanında yer alan Anadolu beyliklerine karşı harekete geçen II.Murat, Candaroğlu İsfendiyar Bey'i itaat altına aldı.
İzmir Beyi Cüneyd'i ortadan kaldırıp, İzmir, Aydın ve Menteşe civarını ele geçirdi.
Germiyanoğlu Yakub Bey'in çocuğu olmadığından, topraklarını Osmanlılara bırakmayı vasiyet etmişti.
Onun ölümüyle Germiyan ili de Osmanlılara katılmış oldu (1428).

Balkanlar ?

Balkanlarda da durum Osmanlılar lehine düzelmeye başladı.
Nitekim Fetret devri sırasında elden çıkan topraklar geri alındığı gibi,1440'a kadar Belgrat hariç bütün Sırp toprakları Osmanlı hâkimiyetine girmişti.
Fakat Erdel ve Eflâk'ta üst üste gelen bazı küçük bozgunlar Avrupa'da büyük bir sevinçle karşılanarak, Osmanlılara karşı yeni bir Haçlı seferinin tertip edilmesine cesaret vermişti.

Segedin Antlaşması

1444 - II. Murat, Balkanlardaki Osmanlı varlığını tehlikeye atmamak için Macarlarla Segedin Antlaşmasını imzaladı ve bu anlaşmadan sonra tahttan feragat etti.

Varna Savaşı

1444 - Küçük yaştaki oğlu II. Mehmet'in (Fatih) hükümdar olmasını fırsat bilen Macarlar anlaşmayı bozdu ve yeni bir Haçlı ittifakı oluşturuldu.
II. Murat yeniden ordunun başına geçerek düşmanı Varna Savaşı'nda karşıladı.
Macar kralı öldürüldü.
Haçlıların lideri durumundaki Jan Hünyad güçlükle kaçabildi

II. Kosova Savaşı

1448 - Çandarlı Halil Paşa'nın ısrarıyla ikinci kez tahta çıkan II. Murat, Mora ve Arnavutluk'a sefer düzenledi.
Varna'nın intikamını almak isteyen Jan Hünyad yeniden harekete geçti.
Fakat II. Kosova Muharebesi'nde bir kez daha Sırplar büyük bir yenilgiye uğratıldı
Varna ve Kosova savaşlarıyla Osmanlılar Balkanlardaki durumunu iyice güçlendirmiş, Bizans'ın batıdan yardım alma umutları ise tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Fatih Sultan Mehmed devri başlıyor

1451 - II. Murat 48 yaşında ölünce II. Mehmet yeniden Osmanlı tahtının sahibi olmuş  ve Osmanlı Devleti artık bu dönemde tam bir cihan devleti hâline gelmiştir.

Yükseliş Dönemi

İstanbul'un Fethi - 1453

II. Mehmet, babasının ölümü üzerine ikinci kez Osmanlı tahtına oturduğunda, devletin ortasında bir ser adacığı hâlinde kalmış köhne Bizans'ı ortadan kaldırmayı öncelikle hedef olarak belirlemişti.
Böylelikle Osmanlı devleti tam bir cihan devleti haline gelebilecekti.
Hedefini gerçekleştirmek için ilkin Sırbistan ve Eflâk ile anlaşma imzalayan Fatih, Karamanoğlu tehlikesini de geçici de olsa bertaraf etti.

Rumeli Hisarı yapıldı

Bizans'a ulaşabilecek muhtemel yardımı önlemek için Boğaz'ın Avrupa yakasına Rumeli Hisar'ını yaptırarak kuşatma hazırlıklarını tamamladı.

Kuşatma ve saldırı

Nihayet kuşatılan İstanbul'a karşı 6 Nisan 1453'te kara ve denizden saldırı başlatıldı.

Toplar surları sarsıyor

II. Mehmet, Edirne'de döktürdügü çağının en güçlü toplarıyla İstanbul surlarını karadan sarstı

İstanbul adaları ele geçirildi

18 Nisan'da donanma bütün İstanbul adalarını ele geçiriyordu.
Fakat, Haliç'in zincirle kapatılması sebebiyle kara ve deniz birlikleri müşterek bir harekâta geçemiyor ve bu durum da kuşatmanın başarısına gölge düşürüyordu.

Gemiler karadan Haliç'e iniyor
(Bizans şokta)

Nihayet 22 Nisan'da Osmanlı donanmasının karadan Haliç'e indirilmesi gibi müthiş bir plânın gerçekleştirilmesi, kuşatmanın seyrini değistirmeye başlamıştı
Seksen parçalık donanmayı bir anda karşılarında gören Bizans'ın direnme gücü artık kırılmıştı

Peygamberimiz'in (sav) müjdesine mazhar oldu

29 Mayıs 1453'teki nihaî harekâtla İstanbul fethedildiğinde, II. Mehmet, Peygamberimizin müjdesine mazhar oluyor ve "feth-i mübin" ile "Fatih"lik şerefini elde ediyordu.

Çağ kapandı çağ açıldı

Bizans'ın ortadan kaldırılması hem Türk tarihi hem de dünya tarihi açısından büyük bir öneme sahiptir.
Bu fetihle Osmanlı Devleti, artık tam bir cihan devleti hâline gelmiş, İslâm dünyası ve Avrupa içinde büyük bir prestij ve güç kazanmıştır.
Avrupa için bu fetih çağ açıp, çağ kapayan bir fetihtir.

Ortadokslar, Osmanlı himayesinde

Katolik Avrupa'nın, Ortadoks dünyasıyla bütünleşme çabaları, İstanbul'un fethiyle önlenmiş, aksine Balkanları da tamamen ele geçirmek suretiyle Fatih, kısa zamanda Ortadoksları himayesi altına almıştır.
Nitekim Papa V. Nikola'nIn Türklere karşı harekete geçilmesi fikri pek taraftar bulamamış, aksine, Ege adalarındaki halk, Balkanlardaki bazı despotluklar ve prensler Fatih'i İstanbul'un fethinden dolayı kutlayan mektuplar yazmışlardır.
Papa'nın istegine sadece Almanya, Napoli ve Venedik olumlu cevap vermiş fakat onlar da kendilerinden ziyade Sırp, Macar ve Arnavutları kışkırtarak sonuç almaya çalışmışlardır.

Fatih'in Batı Politikaları

Sırbistan Seferleri

İstanbul'un fethinden sonra Osmanlılara bağlılığını bildiren ve ele geçirdiği bazı kaleleri geri veren Sırplar, Macarlar ile iş birliği yaparak yeniden düşmanlıklarını göstermeye baslamışlardı.
Bunun üzerine 1454-1457 arasında üç kez peşpeşe Sırbistan'a sefer düzenlendi.
Belgrat dışındaki bütün Sırp toprakları ele geçirildi.

Sırp Kralı Bronkoviç'in ölümüyle başlayan taht mücadelelerinden faydalanan Osmanlılar, Sırplari vergiye bağladılar.
Taht kavgalarının yeniden alevlenmesi üzerine, Mora seferinde bulunan Fatih, Sırp meselesine son verilmesini emretti.
Mahmut Paşa, 1459'da başkentleri Semendire'yi ele geçirerek Semendire Sancakbeyliğini oluşturdu.
Böylece Sırbistan'da 350 yıl sürecek Osmanlı hâkimiyeti başlamış oluyordu.

Arnavutluk Seferleri;

I. Sefer (1465)

Papalık ve Napoli krallığının desteği ve kışkırtmasıyla harekete geçen Arnavutluk hâkimi iskender Bey, vurkaç taktiği ile Osmanlı kuvvetlerine baskınlar düzenlemekteydi.
Bunun üzerine Fatih, bizzat sefere çıkmaya karar verdi.
1465 yılında gerçekleşen I.seferde, ilbasan Kalesi'ni yaptırıp, içine asker yerleştiren Fatih, Balaban Paşa'yi bölge için görevlendirerek, geri döndü.
Ancak, Papa ve diğer devletlerden aldığı kuvvetlerle Türklere saldıran İskender Bey, Balaban Paşa'yi şehit etti ve İlbasan kalesi'ni kuşattı.

II. Sefer (1467)

I.seferin hesabını sormak üzere Fatih II. Arnavutluk Seferi'ne çıktı 
Ele geçirilen topraklarda yeni garnizonlar oluşturuldu.
Bu sırada iskender Bey ölmüş ve yerine oğlu Jean geçmişti.

III. Sefer

Arnavutlukta başlayan kargaşa sebebiyle Fatih 3. kez Arnavutluk seferini başlattı.
Arnavutların elinde kalmış olan Kroya ve işkodra kuşatıldı.

1479 - Nihayet, Arnavutluk da bir Osmanlı vilayeti haline gelmiş oldu.

Mora Seferleri

İstanbul'un fethinden sonra Bizans imparatoru XII. Konstantin'in oğulları, rakipleri Kantakuzen ailesine karşı Mora'da, Osmanlıların yardımını istemişlerdi.
Turahanoglu Ömer Bey, akıncıları ile duruma müdahale etti ve muhalifler bertaraf edildi.

Dimitros ve Tomas birbirine giriyor kazanan Dimitros

İki kardeş arasında mücadele başlamıştı
Bölge ülkelerinin Mora'yı istilâ niyetlerini bilen Fatih 1458'de harekete geçti.

Korent'i ele geçiren Fatih, Mora'nın bir kısmını merkeze bağlayarak, burada bir sancak oluşturdu.
Atina ve diğer bölgeler ise Osmanlı yönetimini kabul etti.
Kardeşi Dimitrios'a karşı Arnavutların desteğini alan Tomas'ın Osmanlılarla yapılan anlaşmayı bozması üzerine 2.kez Mora'ya sefer düzenlendi.

Tomas, Papa'nın yanına kaçmak zorunda kaldı.
Bölgeye çok sayıda Türk yerleştirildi.
Venedikliler bölge halkını Osmanlılara karşı ayaklandırmaya çalışıyorlardı.
Ancak bunda başarı kazanamayan Venedik, Osmanlı kuvvetleri tarafından bozguna uğratıldı (1465).

Eflâk ve Bogdan Seferleri

Kazıklı Voyvoda

Yıldırım zamanında vergiye bağlanan Eflâk Prensliği'nin başına Fatih tarafından Vlad (Kazıklı Voyvoda) getirilmişti (1456).
Osmanlılara bağlı görünen Vlad aslında gizliden gizliye düşmanlık ediyordu
Vlad'ın, Fatih'in elçilerini kazığa oturtarak öldürmesi üzerine (1462) yılında Fatih, Eflâk'a bir sefer düzenledi.
Boğdan'dan da yardım alan Osmanlı kuvvetleri voyvodayı uzun süre takip etti.
Neticede, sığındığı Macarların, Osmanlılarla yaptığı anlaşma üzerine Vlad'i esir etmeleri ile mesele çözüldü.

Eflak, Osmanlı eyaleti oldu

Fatih voyvodalığa Radul'u getirdi ve Eflâk bir Osmanlı eyaleti hâline geldi.

Boğdan, Osmanlı eyaleti

1455'ten itibaren Osmanlı Hâkimiyetini tanıyan Boğdan Prensliği'nin Kefe'nin fethinden sonra izlediği düsmanca siyaset üzerine Osmanlı kuvvetleri 1476'da Boğdan'a girdi.
Fatih'in bizzat başında oldugu Osmanlı kuvvetleri Boğdan ordusunu büyük bir bozguna uğrattı.
Böylece Boğdan da yeniden Osmanlı hâkimiyetini tanımış oluyordu.

Bosna-Hersek Seferleri

1463 - Osmanlılara vergi yoluyla bağlı olan Bosna Kralının, anlaşmalara riayet etmemesi üzerine Üsküp'ten harekete geçen Fatih, Sadrazam Mahmut Paşa ve Turahanoğlu Ömer Bey'e Bosna'nın tamamen fethedilmesi emrini vermişti.
1463 yılındaki seferle Bosna Kralı Osmanlı hâkimiyetini yeniden tanıdı
Ancak şeyhülislamın da fetvasıyla sonra öldürüldü ve bu topraklarda Bosna Sancakbeyliği oluşturuldu.
Fakat ordunun İstanbul'a dönmesi üzerine aynı yıl, Macar kralı Bosna'ya girdi.
ikinci kez düzenlenen seferle Osmanlılar, Yayçe dışındaki bütün kale ve şehirleri yeniden ele geçirdiler.
Bosna seferleri esnasında Hersek Kralı Stefan da ülkesinin bir kısım toprağının Osmanlılara doğrudan bağlanması şartıyla tahtında bırakılmıştı
Ancak 1483 yılında Hersek tamamen Osmanlı toprağı hâline gelecektir.
Fatih, Bosna'yı Osmanlı topraklarına kattığı zaman "Bogomil" mezhebindeki Bosnalılara çok iyi davranmıştı.
Hem Katolik hem de Ortadoksların kendi kiliselerine almak için baskı yaptıkları Bogomiller bu sebeple Osmanlı yönetimine sıcak bakmışlar ve kendilerine sağlanan din ve vicdan hürriyetinden etkilenerek zamanla Müslüman olmuşlardı
İşte bu Müslüman Bosnalılara "Boşnak" denilmektedir.
Fatih devrinde Osmanlıların karada en güçlü komşusu ve rakibi Macarlar, denizde ise Venedik idi.
Macarlar bu dönemde tek başlarına Osmanlılarla baş edemeyeceklerini bildiğinden, doğrudan bir savaşı göze alamamış, Fatih de tabiî sınır olan Tuna'yı geçmeyi düşünmemiştir.
Ancak akıncılar vasıtasıyla, Macaristan'a güvenliğin sağlanmasına yönelik yüzlerce başarılı akın düzenlenmiştir.
Keza Venedik Cumhuriyeti de Osmanlılarla doğrudan karşılaşmaktansa Balkanlardaki diğer devletleri kışkırtmayı yeğ tutmuştur.
Güçlü donanmasıyla Mora ve Ege'deki adalara sahip olmak isteyen Venedik, Osmanlılar karşısında istediği sonucu alamamış, aksine pek çok ada ve kıyı kaleleri Osmanlıların eline geçmiştir.

Ege Adalarının Fethi

İstanbul'u ele geçiren Fatih, Bizans'a ait bütün toprakları hâkimiyeti altında birleştirmek istiyordu.
Böylece Bizans'ın yeniden dirilmesini önleyeceği gibi, iktisadî ve siyasî açıdan da nüfuz alanını genişletebilecekti.
Öncelikle Anadolu kıyısına yakın adaları hedef alan Fatih, Bizans, Venedik ve Cenevizlilerin elindeki bu adalardan Anadolu'ya yapılan korsan akınlarının önünü kesmiş olacaktı.
İkinci olarak Orta ve Doğu Akdenizdeki adalar hedef alınmıştı ki, bu adalar Fatih'in İtalya'ya yani eski Roma'ya geçisini kolaylaştıracaktı.
Nitekim Gedik Ahmet Paşa komutasındaki bir Osmanlı donanması Napoli Krallığının elindeki Otranto'yu fethetmiş ve buradan Güney İtalya'ya akınlar düzenlenmiştir. (1480)
Fakat Fatih'in ölümünden sonra başa geçen II. Bâyezid, Gedik Ahmet Paşa'yı geri çağrınca, şehir savunmasız kalmış ve İtalyanlar kaleyi tekrar ele geçirmislerdir
1456 yılında öncelikle Çanakkale Boğazı'na hâkim olan adalardan Gökçeada (Imroz), Tasoz Enez ve Semendirek adaları ele geçirildi.

Aynı tarihlerde Limni ve Midilli halkı Türk yönetimine girmek için Osmanlılara başvurmuştu.
Önce Limni, ardından, uzun süren kuşatmayı müteakip Midilli (1467) ele geçirildi.
Venedikliler 264 yıldır ellerinde tuttukları Ağriboz Adası'ndan Mora ve Ege adalarındaki Türk birliklerine karşı saldırılarını yoğunlaştırmaktaydılar.

Bunu önlemek maksadıyla Ağriboz'un fethine karar veren Osmanlılar neticede 17 gün süren kuşatmadan sonra amaçlarına ulaştılar.
Epir despotunun elindeki Zanta, Kefalonya ve Ayamavra gibi adalar da Fatih'in saltanatının son zamanlarında Osmanlı topraklarına dahil edilmiştir.
Ancak St. Jean şövalyelerinin elindeki Rodos'a karşı girişilen birkaç muhasara neticesiz kalmıştır.

Fatih'in Dogu Politikasi


Karadeniz Politikasi

Osmanlılar, Anadolu'nun büyük bir kısmını hâkimiyetleri altına almalarına rağmen kuzeyde, Karadeniz kıyısındaki bazı yerler Trabzon Rumları, Cenevizliler ve Candaroğullarının elinde bulunuyordu.
Anadolu Türk birliğinin sağlanması ve ticaret güvenliği açısından bu bölgelerin ele geçirilmesi şarttı.
İste bu sebeplerle, Fatih karadan ve denizden kuvvetlerini harekete geçirdi.
1461 yılında Cenevizlilerin elindeki önemli bir üs olan Amasra teslim olmak zorunda kaldı.
Seferin kendisine karşı yapıldığını sanan Candaroğlu İsmail Bey, Kastamonu'yu terk ederek Sinop'a çekildi.
Bursa'ya dönerek birliklerini takviye eden Fatih, Trabzon seferine çıkarken, Sinop da dahil Candaroğullarının topraklarını savaşmaksızın ele geçirdi.
Fatih'ın asıl amacı 1204 yılında Lâtinlerin istanbul'u işgal etmesi üzerine Bizans hanedanına mensup Komnenlerin ayrı bir devlet oluşturdukları Trabzon idi.
Osmanlılara vergi vermeyi kabul eden Trabzon Rumları bir taraftan Fatih'in rakibi olan Uzun Hasan ile ittifak içine girmişti.
Nihayet Fatih, karadan birliklerini Trabzon'a gönderirken, bir donanma da Sinop'tan kalkarak bölgeye yöneldi.
Bu sırada Uzun Hasan'ın Osmanlı ordusunu arkadan çevirebileceği ihtimaline karşı Fatih, ordusunu Sivas'in güneyinden Yassiçemen'e çevirdi.
Uzun Hasan'ın annesi Sara Hatun'un ricasi üzerine Akkoyunlularla bir anlaşma yapıldı.
Anlaşmaya göre Akkoyunlular, Trabzon Rumlarına yardım etmemeyi vaat etmişlerdir.
Anlaşmanin akabinde kara ve denizden Trabzon yeniden kuşatıldı.
Çaresiz kalan Trabzon Hâkimi David Komnen şehri teslim etmeyi kabul etti (26 Ekim 1461).
Böylece 258 yıl devam eden Trabzon Rum imparatorlugu da tarihe karışmış oldu.
Karadeniz'in Anadolu kıyılarını tamamen hâkimiyetine alan Fatih'in bundan sonraki hedefi, önemli ticaret limanları olan Ceneviz kolonilerini ortadan kaldırarak, Karadeniz'i tam bir Türk gölü yapmak idi.
Gedik Ahmet Paşa komutasındaki donanma 1475 yılında Kefe, Azak ve Menkup iskele ve kalelerini ele geçirdi.
Böylece Osmanlılar, Altınorda Hanlığı'nın zayıflamasıyla ortaya çıkan Kırım Hanlığı ile komşu oldu.
Azak Kalesi'nin düşürülmesi sonucunda bazı Cenevizliler ile birlikte Kırım hanlarından Mengli Giray Han da esir edilmişti.
Mengli Giray Han'ın İstanbul'a getirilmesiyle Kırım Hanlığı Osmanlı hâkimiyetine girmiş oldu. (1478).
Kırım hanları 350 yıl boyunca Osmanlıların batıya karşı en güçlü müttefikleri olarak hizmet vermişlerdir.

Anadolu'da Türk Birliginin Gerçeklesmesi;

Osmanlıların kuruluş devrinden beri en ciddî rakipleri durumundaki Karamanoğulları, Fatih'in politikalarına karşı, Akkoyunlu ve Memlûklu devletlerinin desteğini sağladığı gibi, Venediklilerle de bir ittifak kurmakta sakınca görmemişlerdi.
Bu düşmanca tavır üzerine Fatih 1466 yıkında Karamanoğulları üzerine yürümeye karar verdi.
Beylik topraklarının büyük kısmı Osmanlıların eline geçmesine rağmen Fatih, Larende ve Silifke yörelerine çekilen Karamanoğullarına karşı mücadeleyi, Otlukbeli Savaşı'nın sonrasında da sürdürmüştür.
Fakat Karaman Beyi Kasim'in ölümünden sonra (1483) beylik tamamen oradan kalkmis olacaktir.
Akkoyunlu Beyi Uzun Hasan, 1467 yılında Karakoyunlu topraklarına sahip olunca Osmanlılar aleyhine hâkimiyetini genişletmeye başlamıştı
Anadolu birliği yönündeki bu tehlike üzerine Fatih, 1473'te harekete geçti.
Otlukbeli mevkiinde yapılan savasta Osmanlılar büyük bir zafer kazandılar.
Artık Akkoyunlular Osmanlılar için bir tehlike olmaktan çıkmıştı
Fatih bundan sonra Hicaz su yolllarının onarımı hususunu bahane ederek Memlûklar'a karşı harekete geçti.
Fakat bu dönemde Memlûklarla büyük bir savaşa girilmemiştir.
Fatih'in 1481'de hazırlık yaptığı ve ölümüyle yarım kalan seferin ya Rodos'a ya da Mısır'a yönelik olduğu söylenir.

Fatih Sultan Mehmet'in vefatı sonrası

Fatih'in ölümü üzerine Osmanli tahtina büyük oglu Bâyezid geçmisti.
Ancak diğer oğlu şehzade Cem, Rodos şövalyelerinin eline düşmesiyle sonuçlanan, taht mücadelesine girmişti.
Bâyezid'in mütereddit ve ihtiyatli politikalari sebebiyle, Akkoyunluların yerini alan Safaviler güçlenerek Anadolu'da Şahkulu isyani gibi ayaklanmaları kışkıtmış, Memlûklara karşı başarısız seferler düzenlenmiştir.

Buna rağmen Bâyezid döneminde Kili ve Akkerman ele geçirilerek Boğdan tamamıyla Osmanlı hâkimiyetine girmiş (1484), Venedik ve Haçlılara karşı denizlerde üstünlük kurulmuş, Modon, Koron, inebahtı ve Navarin gibi Mora kıyılarındaki kale ve limanlar zapt edilmiştir (1502)
Barbaros kardeşlerin denizlerdeki zaferlerine rağmen özellikle doğudaki olumsuz gelişmeler ve şahkulu isyani (1511), devlet işlerinden elini çeken Bâyezid'in sağlığında şehzadeler arasındaki taht mücadelesinin kızışmasına vesile olmuştur.
Nitekim şehzade Selim'in mücadeleyi kazanması üzerine 1512 yılında II. Bâyezid tahttan feragat etmiştir

Yavuz Sultan Selim Devri;

Henüz Trabzon'da vali iken Doğu'da Safavilerin nasıl güçlendiğini gören ve onlarla başarılı bir mücadeleye giren Selim, tahta çıktıktan sonra, Anadolu'daki mezhep mücadelesine bir son vermek için Safavilerle doğrudan savaşa girmeyi kaçınılmaz görmekteydi.
Nihayet ordusunun başında Doğu seferine çıkan Yavuz Selim, Çaldıran Ovası'nda Şah İsmail'in ordusuyla büyük bir meydan muharebesi yaptı
İki Türk hükümdarinin mücadelesinden Selim üstün çıktı 
(23 Agustos 1514).
Dogu Anadolu toprakları Osmanlıların eline geçti.
Yavuz, Tebriz'e kadar şah ismail'i takip etti.
Dulkadiroğulları beyliği Osmanli yönetimine alındı ve sonra ilhak edildi (1515)
Babası döneminde Memlûklara karşı yapılan seferlerin çoğu kez başarısızlıkla neticelenmesi, Osmanlıların doğu'da ve İslâm dünyasında üstünlük kurmaları önündeki en büyük engel idi
Bu sebeple, Safavi tehlikesini bertaraf ettikten sonra Yavuz, Memlûklara karşı büyük bir ordu hazırladı
Mısır Memlûk Sultanı Kansu Gavri, Osmanlı ordusunu Halep'in kuzeyinde karşıladı
Ancak Mercidabık savaşı Osmanlıların zaferiyle son buldu (24 Agustos 1516).
Kansu Gavri savaş sırasında öldü.
Malatya'dan Sina yarımadasına kadar olan topraklar Osmanlıların eline geçti.
Kışı Şam'da geçiren Yavuz, tekrar Mısır'a yöneldi.
Yeni Memlûk Sultanı Tomanbay ile Kahire'nin kuzeyindeki Ridaniye mevkiinde yapılan savaşı da Osmanlılar kazandı (22 Ocak 1517)
Bu savaş Memlûk Devleti'nin sonu oldu.
Suriye, Filistin, Mısır ve Hicaz Osmanlı hâkimiyetine girdi.
Hülagû'nun Bağdat'ı işgal etmesiyle Memlûk himayesine giren halifelik müessesesi de böylece Osmanlılara geçmiş oluyordu.
Nitekim Mekke şerifi şehrin anahtarını Yavuz Sultan Selim'e sunarak itaatini bildirmişti.
Yavuz dönemi Osmanlıların doğu'da ve İslâm dünyası'nda en büyük güç haline geldiği bir dönemdir.

Yavuz Sultan Selim'in sekiz yıl süren hâkimiyet devrinden sonra Osmanlı tahtına oğlu I.Süleyman geçti (1520).

I.Süleyman'ın 46 yıllık saltanatinda Osmanlı Devleti siyasî, askerî ve iktisadî açılardan zirveye ulaşmıştır.
Bu sebeple dost düşman ona Kanuni, Muhteşem, Büyük Türk gibi lâkaplarla hitap etmiş ve tarihe de böyle geçmiştir.

Avrupa'daki Gelismeler;

Kanuni döneminde özellikle Avrupa'da önemli dinî ve siyasî değişiklikler söz konusudur.
Güçlü Macar krallığının Osmanlı hâkimiyetine girmesinden sonra, Kutsal Roma-Cermen Imparatoru Şarlken en ciddî rakip hâline gelmiş, onun oluşturduğu imparatorluğun uzantısı durumundaki Avusturya Arşidükalığı Osmanlılara sınırdaş olmuştur.
Bu devlet ile Avrupa'nın en güçlü hanedanı olacak olan Habsburglar Avrupa'yı âdeta parselleyeceklerdir.
Bu dönemde güçlenmeye baslayan Protestanlık, Avrupa'da mezhep çatışmalarının şiddetlenmesine sebep olmuştu.

Doğu Avrupa'da da Lehistan ve Ortadoks Rusya güçlenmeye başlamıştı.
Kanuni, Avrupa'daki siyasî ve dinî çekişmelerden faydalanarak, onların birleşmemesine özen göstermiş ve bunu bir devlet politikası hâline getirmiştir.
Yine bu dönemde Akdeniz'de ve Okyanuslarda güçlü bir ticarî ve iktisadî filo oluşturan ispanyol ve Portekiz donanmaları Venedik'in yerini almış görünüyordu.

Belgrat'ın Fethi ve Macaristan Seferi;

Fatih'in Sırbistan seferinde ele geçirilemeyen Belgrat, Avrupa içlerine yapılacak akınlar için bir sıçrama noktasi idi.
Bu sebeple Kanuni, Macaristan seferine çıktığında ilkin Belgrat'ı kuşattı ve ele geçirdi (1521).
Burayı bir üs olarak kullanan Osmanlılar artık rahatlıkla Avrupa içlerine sefer yapabilecekti.
Nitekim Sarlken'e tutsak olan Fransa Kralı Fransuva'yı, kendisinden yardım talep etmesi üzerine, kurtarmayı amaçlayan Kanuni, 1526 yılında karşısındaki ittifakı parçalamak amacıyla yeniden Macaristan üzerine bir sefer düzenledi.
29 Ağustos 1526'da Mohaç Meydan Muharebesi ile Macar ordularını imha eden Kanuni, Budin'i (Budapeste) ele geçirdi.
Macaristan'ın bir bölümü ilhak edildi ve kalan kısmı Erdel Krallığı oluşturularak Osmanlı hâkimiyetine alındı

Avusturya Seferleri;

Macaristan'in ele geçirilmesi üzerine, ölen Macar kralı ile akrabalığını öne süren Avusturya Arşidükü Ferdinand, Macar topraklarında hak iddia etmiş ve Budin'i işgal etmisti.
Bunun üzerine Kanuni, yeniden Macaristan'a sefer düzenledi
Budin kurtarıldı.
Ancak Kanuni'nin asıl maksadı Viyana idi.

Osmanlı ordusu şehri kuşattı ise de ele geçirmeye muvaffak olamadı (1529)
I.Viyana Kuşatması'nın sonuçsuz kalmasından cesaretlenen Ferdinand, Budin'i tekrar işgal etti.
Kanuni ünlü "Alman Seferi" ile mukabele ederek işgal edilen yerleri geri aldı.
Ferdinand ile İstanbul'da bir anlaşma yapıldı.
Bu anlasmaya göre Ferdinand, Macaristan üzerinde hak talep etmeyecek ve Osmanlı hâkimiyetini tanıyacak ve elinde bulundurdugu Macaristan'a ait topraklar için de Osmanlılara vergi verecekti .(1533).
Ferdinand'ın, Macar kralının ölümünü fırsat bilerek anlaşmayı bozması üzerine Kanuni yeniden sefere çıktı
1562'deki bu sefer sonucunda Macaristan'da Erdel Beylerbeyliği oluşturuldu.
Avusturyalılar fırsat buldukça Macar topraklarına tecavüz etmişler ve her seferinde de Osmanlılardan gerekli cevabı almışlardır.
Nitekim Kanuni'nin son seferi de Avusturya'ya karşı olmuş ve Zigetvar Kalesi kuşatılmıştır (1566)

Fransa ile Münasebetler ve ilk Kapitülâsyon;

Avrupa birliğini sağlamak isteyen Roma-Cermen imparatoru Şarlken, bu maksatla Fransız Kralı Fransuva'yı esir etmişti.
Kendisinden yardım isteyen kral ile iyi ilişkiler kuran Kanuni böylece Şarlken'e karşı bir müttefik kazanmış oluyordu.

1535 yılında iki ülke arasında ticaret ve dostluk anlaşması imzalandı.
Anlaşma ile her iki ülke serbest ticaret hakkı elde edecek ve bu haklar iki hükümdarın yaşadığı sürece geçerli olacaktı.
Lâkin kapitülasyon adıyla tarihe geçecek olan bu ticarî imtiyazlar sürekli hâle getirilmiş, sonraki devlet adamlarının basiretsizliği sebebiyle tek taraflı işlemeye başlamış ve başka devletlere de imtiyazların tanınmasıyla Osmanlı ekonomisi giderek dışa bağımlı hâle gelmiştir

İranla Münasebetler;

Şah İsmail'in yerine geçen oğlu I.Sah Tahmasp, babası gibi, Osmanlıların düşmanı olan Venedik ve Avusturya ile ittifak kurmakta bir beis görmüyordu.
Osmanlı ordusu, Avrupa'ya sefere çıktığında Safaviler, Doğu Anadolu topraklarına karşı saldırıya geçiyordu.
Bu sebeple, Kanuni, Irakeyn (iki Irak; Irak-ı Acem ve Irak-ı Arap) seferi diye bilinen bir sefere çıktı (1534-35)
Tebriz ve Bağdat Osmanlı topraklarına katıldı.
Osmanlının Avrupa ile ilgilenmesinden yararlanan Safaviler fırsat buldukça yeniden harekete geçtiklerinde, bölgeye 1555 yılına kadar Nahcivan ve Tebriz üzerine birkaç kez sefer düzenlenmiştir. Osmanlılar karşısında fazla bir varlik gösteremeyen Şah Tahmasp nihayet barış anlasmaşı imzalamayı kabul etmek zorunda kalmış ve Amasya Antlasmaşı (1555) ile Osmanlı üstünlüğünü kabul ederek Bağdat, Tebriz ve Doğ Anadolu'nun Osmanlı hâkimiyetinde olduğunu tasdik etmiştir.

Deniz Seferleri ve Fetihler;

Kanuni devri karada oldugu gibi denizlerde de büyük bir üstünlüğün sağlandığı bir devirdir.
Fatih'in alamadığı, St.Jean şövalyelerinin elindeki Rodos ve çevresindeki adacıklar, başarılı bir kuşatma sonunda ele geçirilmis (1522), II. Bâyezid zamanından beri Akdeniz'de serbestçe faaliyet gösteren Barbaros kardeşlerin devlet hizmetine alınmasıyla deniz ve kıyılarda pek çok yer Osmanlı hâkimiyetine dahil olmuştur.
Cezayir'i ellerinde bulunduran ve Osmanlılar adına, 1492 yılında ispanya'da soy kırıma ugrayan Musevîleri istanbul'a gemilerle nakleden Barbaros kardeşler haklı bir üne sahip olmuşlardı
1533 yılında Cezayir'i Osmanlılara bırakarak kaptan-ı deryalık görevini kabul eden Barbaros Hayrettin Paşa (Hizir Reis), 1538 yılında Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanmasını Preveze'de büyük bir bozguna uğratarak, Osmanlıların Akdeniz'in tek hâkimi olduğunu bütün dünyaya kabul ettirdi.
Barbaros'un ölümünden sonra yerine geçen Turgut Reis de fetihlere devam etti.
Nitekim St. Jean şövalyelerinin elinde bulunan Trablusgarp onun tarafından fethedilmiş (1551), Preveze'den sonraki en büyük deniz zaferi sayılan Cerbe Savaşı sonunda Haçlı donanması bir kez daha hezimeti tatmıştır
Sadece Akdeniz'de değil Kızıl Deniz ve Hint Okyanusunda da Osmanlı donanması faaliyette bulunmuştur.
Uzak denizlerde istenilen sonuçlar elde edilememişse de bu dönemde Yemen ve Arabistan'ın güney kıyıları ile Habeşistan ele geçirilmiştir.

Kanuni'nin Ölümü ve Sonrası;

Zigetvar Muhasarası esnasında hastalanan Kanuni kalenin fethini göremeden 66 yaşında vefat etti (1566).
Siyasî, askerî ve iktisadî bakımlardan Osmanlıyı zirveye çıkaran bu büyük hükümdarın yerine geçen ne II. Selim (1566-1574) ne de III. Murat (1574-1595) aynı evsafta kişiler değillerdi.

Ancak Kanuni devrinde başlayan fetih rüzgârları o derece şiddetliydi ki, bu hükümdarlar devrinde de hızını devam ettirebildi.
Şüphesiz bu başarılarda sadrazam Sokullu Mehmet Paşa'nın dirayetli siyasetinin de rolü büyüktür.
Anadolu'nun Akdeniz'e bakan kıyılarında bir çıban başı gibi duran Venedik'in elindeki Kıbrıs bu fetih rüzgârıyla kuşatıldı
Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı donanması adayı ele geçirir geçirmez (1571), buraya Anadolu'nun çeşitli sancaklarından Türkler yerleştirildi.
Artık Kıbrıs da Türk olmuştu.
Bu durumu hazmedemeyen Venedik, ispanyol, Malta donanmaları papa ve diğer bazı Avrupa devletlerinin de desteği ile harekete geçerek büyük bir savaş filosu oluşturdular.
Korent Körfezi yakınlarında, İnebahti önlerinde yapılan deniz savaşını Osmanlilar kaybetti (1571).

Ancak kendileri de oldukça fazla zaiyat verdiğinden, Haçlı donanması Osmanlı kadırgalarını takip edecek durumda değildi.
Sokullu kısa zamanda donanmayı yenileyerek yeniden Akdeniz'e indirdi.
Venedik bu durum karşısında yeni bir savaşı göze alamadı ve Osmanlılara vergi vermeyi kabul etti.
Kılıç Ali Paşa komutasındaki donanma Tunus'u yeniden Osmanlı topraklarına kattı (1574).
Bu esnada II.Selim ölmüş ve yerine III. Murat geçmişti.
Bu padişah devrinde, Şah Tahmasp'ın ölümüyle çalkanan İran'a savaş açıldıi (1576)
Gürcistan ve Azerbaycan'ın büyük bir kısmının ele geçirilmesiyle neticelenen ilk seferden sonra savaş 15 yıl sürdü.
Bu uzun savaş ile daha fazla yıpranmak istemeyen Osmanlı Devleti ile İran arasında 1590'da bir barış anlasmaşı yapıldı.

Yine bu dönemde başlayan Türk-Macar Savaşı I.Ahmet devrine kadar devam etti.

Don ve Volga nehirlerini birleştirmeyi amaçlayan kanal projesi ile Süveyş kanalı teşebbüsünün mimarı olan Sokullu'nun 1579'daki ölümü ile Osmanlı Devleti büyük bir yara almıştır

Özellikle III.Murat'in oglu III.Mehmet'in (1595-1604), hükümet islerini annesine bırakıp, bir köşeye çekilmesi Osmanlı'yı XVII. yüzyılda daha kötü yılların bekleyeceğinin âdeta habercisi idi.


 

 

1299-1326 yılları

Osman Gazi 



1299 - Söğüt'de Osmanlı'nın Osman Gazi tarafından kurulması
1300 - Yondhisar ve Yenişehir kalelerin fethi. 1300 - Yenişehir'in başşehir yapılması.
1302 - Koyunhisar Muharebesi Osman'ın bölgede lider olması. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşu
1302 - Köprühisar'ın Fethi 1303- İznik Kuşatması Örnek bir medrese
1303 - Marmaracık Kalesi'nin Fethi
1306 - Dinboz Savaşı sonucunda Kestel, Kete ve Ulubad kalelerinin fethi. 1306 - İlk askeri antlaşma 1307 - İznik'in sıkıştırılması ve Yalova akını.
1308 - Ulubat gölü üzerindeki Alyos adası, Aygut Alp’in oğlu Kara Ali tarafından barış yoluyla teslim alındı.
1308 - İmralı Adası'nın Fethi ve Osmanlıların Marmara Adası'na dayanmaları.
1308 - Koçhisar'ın Fethi
1313 - Harmankaya Tekfuru Köse Mihail'in Müslüman olması, kalesi ve taraftarları ile birlikte Osmanlılara katılması. Karesi Beyliği
1320 - Osman Gazi’nin rahatsızlığı nedeniyle oğlu Orhan Bey yönetimi ele aldı.
1321 - Mudanya'nın fethi 1324 - Umur-Han Beyliği elindeki Akyazı'nın fethi.

1326-1362

Orhan Gazi


1326 - Orhan Gazi'nin tahta geçişi
1326 - Bursa'nın Osmanlılar tarafından alınışı
1331 - İznik'in Osmanlılar tarafından alınışı
1331 - İlk Osmanlı medresesinin İznik'te Orhan Gazi tarafından kurulması
1334 - Karesi Beyliği'nin ilhakı
1337 - Kocaeli'nin Fethi
1345 - karesi beyliğinin Osmanlı`lara katılması
1346 - Orhan Gazi'nin Kantakuzenos'un kızı ile evliliği ve Bizans ile ittifakı
1349 -1352 - Bizans'a yardım için Süleyman Paşa'nın Rumeli'ye geçişi ve Çimpe Kalesi'nin Osmanlılar tarafından üs olarak alınışı 

1352 - Osmanlılar'ın Cenevizliler'e Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapma imtiyazı vermeleri
1353 - Çimpe Kalesi'nin Osmanlılar tarafından alınışı
1354 - Gelibolu'nun Osmanlılar tarafından alınışı
1361 - Edirne'nin fethi
1361 - Edirne'nin başkent oluşu
1362 - Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı


1362-1389

I.Murat

1362 - Orhan Gazi'nin vefatı ve I. Murat'ın tahta çıkışı
1362 - İlk müzikli spor gösterisi: Edirne Kırkpınar yağlı güreşleri
1362 - Kadıaskerliğin teşkili
1363 - Pençik Kanununun çıkışı
1364 - Sırpsındığı Savaşı
1366 - Gelibolu'nun Osmanlıların elinden çıkışı
1371 - Çirmen Savaşı 1376 - Bulgar Krallığı'nın Osmanlı hakimiyetini kabulü
1377 - Gelibolu'nun Osmanlılar'a iadesi
1385-1386 - Niş ve Sofya'nın Osmanlılar tarafından alınışı
1388 - Ploşnik Muharebesi ve Balkan ittifakının teşekkülü
1389 - I. Kosova Savaşı
1389 - I. Murat'ın ölümü, Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi...


1389-1403

Yıldırım Beyazıt



1389 - I. Murat'ın ölümü, Yıldırım Bayezid'in tahta geçişi
1390 - Aydın-Saruhan-Germiyan-Menteşe beyliklerinin ilhakı
1390 - Karaman Seferi, Konya'nın kuşatılması
1390 - Gelibolu Tersanesi'nin inşası
1391 - İstanbul'un kuşatılması
1391 - Eflak Prensliği ilk kez haraç vermeyi kabul etmiştir.
1392 - Üsküp'ün fethi
1392 - Candaroğulları Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması.
1392 - Hamitoğulları Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması.
1392 - Kırkdilim Muharebesi
1392 - İşkodra'nın fethi
1393 - Amasya'nın fethi
1393 - Tırnova'nın fethi Böylece siyasi anlamda devam eden Bulgar krallığı tümüyle kaldırılarak Bulgaristan’ın tamamı ele geçirildi
1395 - Anadolu Hisarı'nın inşa edilmesi.
1396 - Niğbolu Savaşı
1397-1398 - Karaman Beylerbeyliği'nin Osmanlı hakimiyetini kabulü
1398 - Kadı Burhaneddin'in ölümü
1398 - Karadeniz beyliklerinin ilhakı
1400 - Bursa'da I. Bayezid tarafından Ulu Cami'nin yaptırılması; İlk Osmanlı Darü'ş-şifa'sının Yıldırım Bayezid tarafından inşa edilmesi
1402 - Ankara Savaşı ve Yıldırım Bayezid'in esir düşmesi

Fetret Devri..

1402 - 1413 - Fetret Devri, iç karışıklıklar Timur'un Anadolu'ya seferi ve Ankara Muharebesi'nden sonra Anadolu'da önemli ilerlemeleri
1409 - Süleyman Çelebi tarafından Türk Edebiyatı'nda ilk mevlid örneği olan Vesiletü'n-Necat adlı eserin yazılışı


1411 - I. Mehmed'in tahta çıkışı

1413-1421

Mehmet Çelebi



1413 - I. Mehmed'in duruma hakim olup devleti yeniden kuruşu
1416 - Şeyh Bedreddin isyanı
1416 - Macaristan Seferi  1417 - Avlonya'nın fethi 1418-1420 - Samsun bölgesinin Osmanlılar tarafından alınışı
1419-1424 - Bursa'da Hacı İvaz'a I. Mehmed tarafından Yeşil Cami'nin yaptırılması
1421 - Çelebi Mehmed'in ölümü ve II. Murad'ın tahta geçişi

1421-1451

II.Murat



1422 - Mustafa Çelebi'nin (Düzme) bertarafı
1422 - Osmanlılar tarafından yapılan ilk kapsamlı İstanbul Kuşatması
1425 - Molla Fenari'nın ilk Şeyhülislam olarak tayini
1425 -1426 - Tekeoğulları Beyliği'nin topraklarının Osmanlılara geçmesi 1427-1428 - Germiyanoğulları Beyliği'nin topraklarının Osmanlılara geçmesi
1430 - Selanik'in Fethi
1432 - Fatih Sultan Mehmed'in doğumu
1434 - Edirne'de II. Murad tarafından Muradiye Camii'nin yaptırılması
1439 - Semendire'nin Osmanlılar tarafından alınışı
1444 - II. Murat'ın tahttan çekilişi, II. Mehmed'in tahta geçişi ve Varna Savaşı
1445 - II. Mehmed'in tahttan çekilişi ve II. Murad'ın ikinci defa geçişi
1447 - Edirne'de II. Murad tarafından Üç Şerefeli Camii'nin yaptırılması
1448 - II. Kosova Savaşı
1451 - II. Murad'ın ölümü ve II. Mehmed'in ikinci defa tahta geçişi

 1451-1481

Fatih Sultan Mehmet



1451 - II. Mehmed'in ikinci defa tahta geçişi
1453 - İstanbul'un fethi, Ayasofya'nın camiye çevrilmesi
1453 - Enez'in Fethi
1454 - II. Mehmed'in Birinci Sırbistan Seferi
1455 - II. Mehmed'in İkinci Sırbistan Seferi
1455 - Boğdan Voyvodalığı'nın Osmanlı'ya bağlılığını bildirmesi
1456 - II. Mehmed'in Üçüncü Sırbistan Seferi, Belgrad kuşatmasının başarısız olması
1458 - II. Mehmed'in Birinci Mora Seferi, Atina'nın Fethi
1459 - II. Mehmed'in Dördüncü Sırbistan Seferi, Başkent Semendire'nin Fethi ve Sırbistan'ın tamamen ilhakı
1460 - II. Mehmed'in İkinci Mora Seferi, Mora'nın Fethi
1461 - Trabzon Rum İmparatorluğu'nun Osmanlılar tarafından yıkılışı
1461 - Candaroğulları Beyliği'nin ilhakı
1461 - Cenevizlilerden Amasra'nın alınışı
1462 - II. Mehmed'in Eflak Seferi, Eflak'ın tekrar Osmanlı idaresine girmesi
1463 - Osmanlı-Venedik Savaşı'nın başlaması
1463 -1470 - İstanbul'da Fatih Külliyesi'nin inşaası
1463 - II. Mehmed'in Birinci Bosna Seferi, Bosna'nın Fethi
1464 - II. Mehmed'in İkinci Bosna Seferi, Bosna'nın fethinin tamamlanması
1466 - II. Mehmed'in Karaman seferi
1466 - II. Mehmed'in Birinci Arnavut Seferi
1467 - II. Mehmed'in İkinci Arnavut Seferi
1468 - Karamanoğulları Beyliği'nin Osmanlılar tarafından yıkılışı
1468 - II. Mehmed tarafından İstanbul'da Topkapı Sarayı'nın tesisi
1470 - Eğriboz'un Fethi, Ağrıboz adasının fethi
1470 - Kıreli Muharebesi, Akkoyunlular'a karşı zafer
1473 - Otlukbeli Savaşı'nda Akkoyunlu ordusuna karşı zafer
1475 - Kefe ve Azak'ın Cenevizlilerden alınışı
1475 - Kırım hanı Mengli Giray Han'ın Cenevizlilerin elinden kurtarılması ve Kırım'ın Osmanlı'ya bağlanması
1475 - Başarısız Boğdan seferi
1476 - Boğdan seferi, Boğdan kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı
1478 - II. Mehmed tarafından ilk altın paranın darbettirilmesi
1478 - II. Mehmed'in Üçüncü Arnavut Seferi seferi, Arnavutluğun tamamen fethi
1479 - Korfu hariç tüm İyonya adalarının fethi
1479 - Osmanlı-Venedik Antlaşması ile Fatih'in Venedikliler'e Trabzon ve Kefe'de ticaret yapma hakkı tanıyan ahidname vermesi
1480 - Otranto Seferi
1480 - Başarısız Rodos Kuşatması
1480 - Kadıaskerliğin Rumeli ve Anadolu olarak ikiye ayrılmasımmm

1481-1512

II.Beyazıt



1481 - Mısır seferine çıkan II.Mehmed'in ölümü ve II. Bayezid'in tahta çıkışı 1482 - Cem Sultan'ın mağlubiyeti, Rodos'a ilticası
1483 - Morova Seferi ve Hersek'in ilhakı
1484 - Boğdan Seferi ve Kili ile Akkirman'ın fethi
1485 - Osmanlı-Memlük mücadelesinin başlaması
1486 - Musiki ile tedavi yapan ilk devlet hastanesi (Edirne, II. Bayezid Külliyesi Şifahanesi)
1488 - II. Bayezid tarafından Edirne'de Bayezid Darü'ş-şifası'nın yapımı
1489 - Memlüklere karşı toprak kaybı
1491 - Osmanlı-Memlük Barışı
1492 - Macar Seferi
1492 - İspanya'dan çıkarılan Yahudiler'in de Osmanlı Devleti'nin himayesine girmesi
1494 - Şehzade Süleyman'ın doğumu
1495 - Macarlarla mütareke, Cem Sultan'ın ölümü
1497 - İlk Rus elçisinin İstanbul'a gelişi
1498 - Lehistan Seferleri
1499 - Venedik Harbi
1500 - Modon, Navarin ve Koron'un alınışı
1502 - Venedikle sulh
1508 - Çaul seferi
1509 - Diu seferi
1511 - Şahkulu Baba Tekeli isyanı, Şehzade Selim Hareketi
1512 - II. Bayezid'in tahttan çekilişi, I. Selim'in tahta geçişi


 
 
Bugün 4 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol